Gördesli makbule- 4'üncü perde
PERDE IV
Dekor:Sahnede küçük bir dere ve sağda sık ağaçlar bulunmaktadır.kum çuvalı veya un çuvalları üzerinde mevzi oluşturulmuş mevzi üzerinde bir adet silah sabitlenmiştir.Aksesuar olarak peluş oyuncak tavşan )
Parti Pehlivan Ağa- (At üstündeki İbrahim Ethem Bey’e) Kaymakam bey burada hem dinlenir hemde keşif yapacağımız ilk nokta olarak buradan başlayabiliriz.
İbrahim Ethem Bey-Tabiki de siz nasıl uygun görürseniz. Hem atlar dinlenmiş hemde soluklanmış oluruz.Ayrıca dere akıyor mis gibi(dereden elini yüzünü yıkayıp cebindeki mendil ile önce yüzünü sonra ellerini kuruladı)
Parti Pehlivan Ağa-Usturumcalı Halil Efe’m (eli ile bulundukları yerden yaklaşık 30 metre yukarıda bulunan alanı göstererek)sende yakın koruma sağlarsın bize ne olur ne olmaz dikkatli olmalıyız mermini namluya sür ve öyle bekle.
Usturumcalı Halil Efe-Başüstüne efem (dedikten sonra namluya mermisini sürerek 35-40 metre yukarı tepeye doğru çıkıp gölgelik çalı dibinde emniyetçi olarak beklemeye koyuldu.)
Parti Pehlivan Ağa- İbrahim Ethem Bey’e bulunduğumuz mevki demirci dağlarıdır ,şu görmüş olduğunuz dağ simav dağları ilerde ki kayalıklarda şahan kayalıkları ufukta gözüken dağlar boz dağlar onun arkasında ufka silüeti düşen dağ ise aydın dağlarıdır.Önümüzde ki akarsu gediz nehridir.
(İbrahim Ethem Bey elindeki küçük defterine notlar alıyor, üçgen ,daire ,kare şekiller çiziyor arada yazmayı bırakıp bu yol nereye çıkar? burada köprü varmı? burada göçebe de olsa yaşayan var mı? gibi her türlü sorularına Parti Pehlivan Ağa cevapları hazırmış gibi anında cevap veriyordu. İbrahim Ethem Bey rakım olarak yüksekte olmanın ve Parti Pehlivan Ağa’nın dağlara tepelere araziye hakim oluşunun vermiş olduğu rahatlıkla yere bağdaş kurup oturmuş tabakasından bir dal cigara sarmış tam çakmağı çakarken yakınlarından gelen silah sesi ile yere yatıp tam siper aldı.)
Parti Pehlivan Ağa-Ateş eden kim çıksın ortaya korkak gavurlar ateş eden kim diyerek ateşin geldiği yöne doğru havaya üç el ateş etti.
Usturumcalı Halil Efe-(biraz sessizlik sonrası)Efem benim Usturumcalı Halil Efe (diye nara atarak çalıların arasından İbrahim Ethem Bey ve Parti Pehlivan Ağa’nın yanına indi yakın koruma olarka çıktığı yamaçtan)
Parti Pehlivan Ağa-Efem hayrola nedir bu olanlar
Usturumcalı Halil Efe-Ağam çalıların arasında kıpırtı vardı bende kalleş düşman yanımıza yaklaştı diye ateş ettim.Meğerse tavşanmış.(elinde kanlar içinde tavşanı göstererek)
Parti Pehlivan Ağa-(Kahkalarla gülerken dizlerine vurarak) Allah müstehakını versin Usturumcalı Halil Efe yıllarca düşmanın delemediği postun kısmeti benim altı patlara nasip olacaktı (diye kahkahalarla gülerken gülmelere İbrahim Ethem Bey’de katıldı.)
Parti Pehlivan Ağa-Ver bakalım hayvancağızı nasibimizde bu cennet köşede tavşan yemekte varmış
(Usturumcalı Halil Efe ağaç dalına bağladığı tavşanın derisini yüzdü,iç organlarını boşaltıktan sonra bütün halinde olan tavşanı yaktıkları ateş üzerindeki ağaçtan yağılmış şişe geçirerek çevirme yaptılar. Nar gibi kızaran tavşan eti İbrahim Ethem Bey’in o kadar hoşuna gitmiştiki parti pehlivana dönerek)
İbrahim Ethem Bey-Efem ellerinize sağlık.Et çok lezzetli olmuş rakım yüksek olmasına rağmen nasıl yaşıyor hayvancağızlar burada?
Parti Pehlivan Ağa-Beyim buralar kuş,keklik tavşan ve yaban keçisi cenneti. Dağ eteği sulak olduğundan envai çeşit hayvan barındırır bu dağlar.
İbrahim Ethem Bey-Yöre halkı ve yaylada kalanlar şanşlı desenize
Parti Pehlivan Ağa-Buranın halkı çok sevmez dağ havyanlarını mavzer ile vurulunca parçalandığı ve barut koktuğundan et yemek istemezler yeseler bile barut kokusu olmayan parçayı yer gerisini verirler köpeklere.
İbrahim Ethem Bey-O zaman dağda kaldığımız sürece aç kalmayacağız desenize(hep birlikte gülerler)
(Usturumcalı Halil Efe konuşmalara katılmıyor eline aldığı çöp parçası ile toprakta bir sey arıyor gibi eşeliyordu.İbrahim Ethem Bey defterine aldığı notları yaza yaza çoğaltmış şuraya top,şuraya ağır silahlar,şuraya jandarma şuraya kuvai seyyare şuraya efeler diye harita bile çizmişti defterine.
(Usturumcalı Halil Efe elindeki odun parçasını kenara savurdu , İbrahim Ethem Bey dönerek)
Usturumcalı Halil Efe- İbrahim Ethem Bey akşam olmadan yola koyulmamız gerek eger gavurlar dağlarları kolaçan ediyorlarsa gece karanlığında bizi bozguna uğratabilirler sayımızda kalabalık değil.
Parti Pehlivan Ağa-Evet geç saat olmadan inmemiz bizim için iyi olacaktır zaten birkaç gün sonra uzun uzadıya kalacağımız mekanlar olacak bu dağlar dedi
(İbrahim Ethem Bey birkaç seyler karaladıktan sonra defterine yola çıkabileceklerini söylemesi üzerine atlarına binip ovaya doğru inmeye başladılar)
Usturumcalı Halil Efe silahını dalgınlıkla patlattığını ,aslında her hışırtıya ateş etmediğini düşündü aklı sabah pınar başında içtiği su da ve Makbule Hanımde idi su içerken gözlerini ayırmamıştı,ata biniyor silah kuşanıyor nişan alıyormuş bunları düşüne düşüne ovaya kadar indiler güneş yeni batmıştı kaymakamlık binası önünde vedalaşan İbrahim Ethem Bey kaymakamlık binasına doğru Parti Pehlivan Ağa ve Usturumcalı Halil Efe istirahat edecekleri yere doğru yöneldiler.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.