- 469 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Üç kadın ve kırmızı pabuclu adamın hiç bitmeyen aşklarıları...
ayağında Kırmızı kundura …
Günlerdi avını kovalamış; bir atmaca gibi, bitkin çok gülüp eğlemeye hevesimin olmadığını söyleye bilirim.
içime paslı bir hançer gibi saplanan kaygının o suni yorgunluğun pençesinde adeta debelleşiyordum.
odamı ışığa azaltan yüksek binalara ilgisiz pencerenin perdelerini sımsıkı kapatmış .
o çift kişilik yatağımın içine bedenim adeta hapis edip; beynimi süreklik uymaya kodluyordum.
Sanki ruhumu birileri konltorulsuz ele geçirmiş ;Bir benle ilgili anılarım olsun kısaca herkesin bir parça sesi olmam konusunda . asil bir görev üstlenmiştim
hedefim de olan kişi Daha çok zihinlerinde doyumsuzluk ve sürekli cinsellik ve başkalarının yaşanmışlıklarını takip eden bir kısım insanlardır.
eğer sizde bu konuda ben gibi rahatsızlık duyanlardansanız. şu an kaleme aldığım hayat hikayesini okuyup ve çevrenizden bulun bu gibi insanların ne kadar çoğunlukta olduğun gözlemleyeceksiniz.
Benimde şu an da böyle capcanlı bir konu bulup kalem, kâğıt ile buluşturmam bir rastlantı idi;
bütün yazarların yaptığı gibi kendi iç dünyasına kapanıp hadi bu konuyu inceleyim ve kitaplardan. şuradan buradan destek alayım gibi durumla karşılaşmadım .
dediğim gibi toplumun en derin yarası sadece bilgi kirliliğidir. bu bilgi kirliliği sosyal medyada yetirince bulunmakta dır.önemli olan o kirli bilgiyi kimler tarafından yapıldığına bakarım..
halk arasında "elim kaşınıyor bana para gelecek" söylemini çok iyi bilirsiniz ..bende onun bir benzeri belaya kaşınmaya yakınım .
Biraz kendimi dinledikten sonra; bir boş vermişlikle sosyal medyaya ki sayfaları geziniyordum ki!.milyon insanın içinde ipini koparan adam taak! diye karşıma çıktı … nasıl mı?
birkaç hafta önce Sivas, İmranlı ve Zara köy grubunda. paylaştığım yöresel takılarımın videosun beğenilerini yazanların arasında. o adam sanki ben buradayım diyordu.
bana yazdığı yorumu çok dikkatimi çekti.
Uyanık bizim köylü , tabi elinden geleni ardına koymamış bu arada jet hızı ile bana arkadaşlık bile atmıştı.
futbol amigosu sanki mübarek ."can! Teşekkürler seninle memleket olarak çok gurur duyuyoruz".falan fistan o öyle haykırınca bende ne yapayım bir koşu onun yaptığı paylaşımlarına göz attım.
bu sefer hakikatten çok şanslıyım.daha önce gerek okuyarak gerek birebir kişilerden dinlediğim çok deneme yazdım. konu bulmaya ilk defa zorlanıyordum.yazdıklarımın yetersizliği beni çıldırtıyor . ama bir var ki hayatımda bir şeyleri yaşarak görmem lazımdı .
sayfalarını yavaş yavaş bir alt sayfalara doğru kaydırırken. adamın bir iki fotosu dışında hiçbir şey yok özel bir şeylerin olduğunu his ediyorum.ama ortaya nasıl çıkarabilmek önemli
bütün kişisel bilgileri dondurulmuş gibi ;sadece sayfasında ki kişileri gözlemlemesi aklıma geldi. buda çok tehlikeli sularda. yüzdüğünün bir kanıtıdır.
Yaptığı şeyleri kamufulesi muhteşemdi. "Ser verip sır vermemiş "görüntü de çiçek böcek olan kadınlar daha bayramlık ağızları açılmamış gibi..
aynen o genel sayfasın da çiçek böcekli kadınları görünce ve gözlerim ışıl ışıl , kalp atışlarım bu günün en hızlı atış rekoru olarak yerin aldı.
vallahi ne yalan söyleyeyim bu Adam tam aradığım adamdı..
Normal olarak sosyal medya geçmişi olan amcaların vukuatlarını dinler ve onlara çok gülerdim.
daha çok şu özellikler ile ön plan çıkarlar. eşlerinin kıymetin ölünce anlayan. gençlik ve yaşlanma arası bir noktada bocalayan
sevilince fena sevme mecburiyetleri vardır. kısaca onların hayatını yaz yaz bitiremezsiniz.
Birde Sosyal medyaya kullanıcıların profillerinden." İlişkisi yok "ve hayat okulunu okuduğunu yazısını düşürmelerinden çok nefret ettiğimi söyleyeyim oda hayat okulunu okuduğunu yazmıştı.bu da demek oluyor ki adam hayat okulunun varlığına inanmış ve Nasrettin hocanın kazan doğurdu; hikâyesi ile aynı mesafededir.
İlişki yok demesine gelince.. Bu ilişkisi yok ibaresi robinson amcayı sınıfta bırakır; cinsten benim anladığım kadarıyla "ilişkisi yok " ibresi ne anlama geldiğini bilmiyorlar.
zan ederler ki Bir gün ,karşılarına çıkan biri bütün arzu istekleri yerine getiren ve o bir yarımla tamam olur.
tamamla konusuna açıklık getirecek olursak başkasının tamamı olup yarıma bıraktığı ekmek gibi tekrar onu tamamla eşitlemenin bir olanağı var mı? yok..
Keza bu adam karışık duyguları ve tahmin ettiğimden. daha da fazla bana iş çıkarır.
Kim bilir belki de benim hislerime biraz öğrenek teşkil eder . bende usul boylumun kıymetini daha çok anlarım; sevgisini daha da gönlümden sabitlerim belki de. .
dediğim gibi yazacaklarımın şekil alması için bu güzel kısmet ayağıma kadar gelmişti. tık tuş işi ve Arkadaşlığını kabul edip bir güzel pusuya yattım.
Onun diğer hemcinslerinden bir farkı olabilir mi? kesinlikle tipik sevgi boşluğuna düşmüş; atmış yaş üzeri ve boş düşünme indirimi peşinde .tam bedava hayal dünyası da gezinenlerdi.
Benim onun arkadaşlığına onay vermem.oda beyninde benle yaşayacaklarını sırlamış olabilirde.eyvah eyvahlar olsun bana .. gitti namus:
Bu arada ben az değilim ha! Kalemime heyecan yaratmaya" geliyor geliyor gelmekte olan" siyasi parti reklamı gibi dilime dolanması ile beraber; beni de alıp sürükledi.o yazacaklarımın peşine
Kısa kahve molam tam bitmiştik ki kadir gecesi doğduğuna kanat getirdiği o adam ikinci merhabası mesaj kutusuna sırt üstü zank diye düştü.
Bir erkeğin sayfasının hayatının nasıl olduğunu anlamak için onun paylaşım arkadaşlarının gelen yorumlarına dikkat edenlerdenim.
Mesela eskortların olması; Yabancı uyruklu kadınların olması kadar,tek cümle yabancı dil bilmeyen böyle adamların. O arkadaşlık aralığına verip alacakları mesafeye hem şaşırmış hemde zekice bulmuşumdur.
cinsellik konuları olsun ;gerek normal hal hatır sormalarında .dil çeviri işi ile uğraşırken .şöyle sırtımı geriye yaslayıp ellerimi başımın arkasına verip keyifle izlemek gerek .Kesinlikle çok keyiflidir.
İkinci arkadaş seçeneklerine gelince yaşça büyük ablaların olması en tehlikelisi de onlarıdır. Genç hemcinsleri gibi işi oluruna bırakmazlar ne bileyim,olur; olmasa canım sağ olsun demezler.
Gözleri kara ve ilişkilerinin ters gitmesine hiç tahammül göstermezler. sonra başka kadının yok oluşuna birde mıntıka temizliğine gelirler. vay vay ne çok şey bilir onlar .yaşı kuruya göre tanımlamaz kısaca malın iyisinden çok iyi anlarlar
resmi kayıtlarda yalnızlık görüntüsü verirken. Kedi köpek birde dili kısa erkekleri sahiplenirler.
aman amanda aman Maddi sıkıntı yok …rahmetli eşleri öte dünyaya göçerken onlar rahat etsin koşuları iyileştirmiş ve hep yazlık ve denizin kenarını mesken tutarlar.
Kendileri ile barışık deniz kıyısında ayaklarını ıslatan resimleri, yâda torunları ,besledikleri sevimli canlılar paylaşırlar ;bir nevi hovardalıklarını perdelenmesini iyi beceririler dediğim gibi yaşın verdiği kurnazlık vardır.
bu arada bizim adam ise bana yazma başarısını ispatlamıştı . Sanki bir saniyede eli bin cümle ile ha babam bana yürüyordu. Tanışmanın başında değil ortalarında usul usul gönlüme akıyordu.
Samimiyet derecesini ayarlamakla alakası yok ve İsimle bana hitap ediyor, bense alışkın olduğum bey kelimesinde ısrar ediyorum
Adam büyük Esnaf ya! Bir sigar bir; sakız satıyor. birde geçmişi ile ilgili bana dip notlar veriyordu.
Yorulunca konuşmaya sesli mesaja dönüştürüyordu. İşte o çok kötü idi; teneke gıcırtısı bir o kadar bozuk Türkçesi ile odamın içine sesi atom bomba gibi düşüyordu.
Lakin, ben aklı ile oynanacak bir kadın değildim. onun yazdığı bir iki cümle duygularımda kaçak gaz kokusu etkisi ile olur belki ; ruhumun kapı pencerelerini açar havalandır havanlandır duygularımı kısaca ona hiç gerek yoktu. ilginin en mükemmelini çevremde zaten alıyordum ki.
yazacaklarımın hatırına onun penceresinde bakmak zorunda idi; adamın bana her anlattığı abartı da olabilir .doğruda olma ihtimali yüksekti. mecburen anlatılan ile beslenecektim.
Yani konuştuklarımızın özetini yaparsak. ben suyu fincana dolduruyorum. o ip bir köprüden karşı tarafa taşıyordu.
Başka kadınların fantezilerini dilinde gezdiren bir adam beni hiç af etmezdi ki. beni de gider o başka kadınlara anlatır.
mümkün olduğu kadar geçmiş ve ileriye ait konuşmalarım da ona açık vermemekteyim de.
Bu kadar cesaretli olmam kendime hâkimiyetim yanı sıra bilmişlik değil; kendimle bilgi birikmişliğimdir.
Öğretmensiz, kitapsız, kalemsiz ve arkadaşsız hayat okulunu okudum. Diyenler gibi olmasam da canlılarla ilişimde olduğundan fazla iyiyimdir.
adam tam bir saat içini neyi varsa ortaya dökerken. Adeta beynimi bir çöp bidonuna döndürmeyi başardı.
Adam kırmızı cüzdanı elime verecek bir görüntü verir gibi ,vermez mesafesin de.
çünkü çocuklarının annesi beş sene önce rahmetlik olmuş. duygularında yeri geniş bizim Sivas da düğünlerde oynadığımız dik halayı var. adam mendilini kapmış başı çeker konuma gelmiş bile.
ve keza onu yağlı bir kazığın üzerinde alan İstanbul’un en lüks semtlerinde üç işletmesi vardı.
Evi en sevdiğim semtte doğrusunu söylemek gecikirse benim onun hayat şartlarına getirdiği maddi olanaklar biraz iyiye doğru itekledi.
yazacaklarımın hatırına ne edip onun Özel hayatını bir parçası olmam gerek. laf aramızda ben yazmaya açım neylerim. onun engebeli ticari hayatın değil mi?
Adamın konuşmaları ve yaşadıklarının arasındaki o ince çizginin bir tık gerisinde durmayı nasıl başarırım; bu yazı boyunca da .onunla nasıl bir iletişimde olacağım şimdilik bende merak konusu olmuştur.. köprüden dayı geçirme misali biz bu yola çıktık .bir kere yaşanacakların bıraktığı hasırlara kabul deyip. adamın hayatını ondan yazı olarak çalacaktım.
hani yaşanmışlık herkesinin hayatında başka başka şekillenir ya!. birbirimize ait düşüncelerin geliş yönüne doğru adım atarken ..
oda yeni yürüyen bek bebek ;bana gelince sokakta üç tekerlik bisikleti sürüyor durumdayım. .
aynı zamanda da.tanışmaya tanımaya vakit ayırmanın hiç birimize zarar getirmez fikrin de ikimizde hem fikiriz.
burada birimiz den birisi çok iyi oyuncu ve kullandığımız her söz ,ya bizi ağlatıyor; yada çok güldürüyordu.
dediğim gibi ikimizde gayet duygularımıza hizmet etmeye başladık. ne bileyim işte sabahları kalkar ,kalmaz hadi bir günaydın yazayım;yada iyi akşamlar. onu bunu konuşarak ve yazarak tanışma ağını genişletiyoruz.
bu sosyal medya Maalesef öyle göründüğü gibi değil; insanların başına neler neler getirmiştir. genel olarak biz yaşamızdır yakınımızda toplumda örnekleri sayıca fazladır.
cümle tuzağı kurt kapını gibi kaptığını mutlaka yaralar . kalbin tam ortasına dişlerini geçirip en büyük parçayı kaparken.
geriye bıraktığı hasarı başkasının işine yarmasın diye tekrar gelip üstünde tepiniyor da .
Kadınların erkeklere göre duyguları her yara sonrası yeşillik ister; buda tatlı söz demektir. Tatlı sözün anlamı bu adam da ya var;ya da tamamen anlamını yetirdiğini düşünüyorum.
haydi bakalım …kırmızı pabuçlu adamla İlk buluşmaya nasıl geldiğimize gelelim . kendisinin ticaret yaptığı bir yer olduğunu sıcak parayı kimseye emanet edemediğini söyleyince
Bende tamam canımın içi sen sıkıntı yapma, bu gün ki gittiğim etkinlik sonrası yanına bir uğrarım ve birer kahve içeriz dedim .ay demez olaydım.
Geç bir saatti sanatsal etkinlik çalışmam bitirmiş.tranvaya metro geçişi ile onun bulunduğu semte idim;
doğrusun söylemek gerekirse geç bir vakitti ve bir bayanım aynı zamanda; bir ticarethane ne gibi bir durumla karşılaşır. korkusunu da içinde taşıyordum.
ama söz verdiğim gibi ben ona gitmeliydim. ve karanlığın ışıkla bezendiği sokağına gelince tekrar kendisine telefon açtım. geliyorum arkadaşım siz müsait misiniz? diye bir iki dakika beklememi söyledi..
Heyecanlanmış olmalı beni birebir görecek şu elektrik olayı abartısız bizleri deste tutacak
Sanrım biraz üstü başına çeki düzen verecek yada ne bileyim. yok daha neler kırmızı halı? oda çok abartı olurdu.
en nihayetinde dükkanın kapısının önüne gelmiştim. tam karşımda kırmızı halı bir karşılama ekip beklerken .sokak kedileri sağa sola uçuşan gazaller poşetler ilik gözüme ilişti.
beklenen adam tam karşımda duruyor .bense telefon kulağında. ve telefonun diğer ucunda ki kişi ile konuşuyorum karşı taraf da hem de elimde kocaman bir elmanın damaklarımla buluşması ile uğraşıyordum .
bir ara dükkanın kapısında sızan ışık ile ve sesler de kulağıma geldi . biliyorsunuz böyle dükkanların müşterisi ile mal sahibini bir birinden ayıran bir masa olur..
bunun tam tersi yüksek bir masa ve o masanın hemen ön kısmana dizilmiş ,ucuz şeker çikolata ne bileyim çocukların dikkatini çeken yiyecekler diziliydi.
masanın gerisinde duran bedeni bana biraz çekçi geldi.şakası bir yana usul boylum kısa bir adamdır. yani onunla çok bu boy konusunu konuşmayız da .
uzun boylu olması şu an bende bir istek bir merak uyandırdı . beni görünce yanında bulanan adamla sohbetti bıraktı.
masasın arkasında bir iki adım öne gelince "içimden ay senin boyuna tüküreyim dedim..ulan masasının arkasında çıkar çıkmaz adam yüksek dereceye atılmış kazak gibi çekildi. sadece bir lokmacık kaldı..al hap niyetine yut
ve atmış beş yaş üzeri kısanın bir tık uzunu ya var yâda yoktu. Burnun üstü belki çocukluktan düştüğü yerin bıraktığı sayıca çok kırık izleri hâkimdi.
Saçları gökyüzünde bir tutam beyaz bulut çalmıştı.laf aramızda kalsın ben erkete beyaz saçı çok severim; boyalı saça göre.
ve pörtlek gözlü, mermer dudaklı,yiğidi öldür; hakkını yeme derler ya!adam paraya kıymış ve dişlerine iyi yatırım yapmıştı. Bembeyaz ve aynı hizada idi;
Kişinin kıyafetleri itibardır. derim ben hep, fakat onun emanet giyim ve kuşamı dikkatimden hiç kaçmadı.
aynı zamanda .birine karşı empatide süperimdir.
Vah vah garibim dedim. Demek ki hep burada çalıştığından dolayı. ne yapsın sıcak parayı birine bırakıp ve kendisine bir şeyler beğenip alamamıştır.
Çünkü giyindikleri yaşının kıyafetleri hiç değildi. renkleri soluk Tam yıpranmaya yakın idi; birde . bir sosyete gencinin giyip hava attığı marka kıyafetler tasarımlardı.
Türk aile yapısında elbise bir iki beden büyük alınır .çocuk biraz büyüyene kadar giyer; sonra onu diğer kardeşe verir. bir sürede o giyerdi. bunun böyle olma ihtimali yoktu da.
bizim adam sanırım oğlunun şık giyinme merakının istemeye istemeye bir kurbanı olmuştur.ben olsam ki kızımın elbiselerini giyer miyim? neden olmasın ki biz yarım hayatlı insanların kaderi bu hep birinin devamı olarak hayatımızı sürdürürüz .
ben derin bir arayış içinde iken bulduğumun ne anlama geldiğini çözmeye odaklanmışım.
beğeni sadece bir panter için değil ki !arkadaş da olsak biraz al benisi olmalı değil mi? adamı boydan ayaklarına doğru süzekken. birde gözlerim o can kırmızısı ayakkabıların da kala kalmıştı .
ayakkabı imalatı yapan firmalar benim gözlemlerim sonrası yok yok vallahi bu işi bıraksınlar .biz yine eski tarihlerde olduğu gibi çarık giyelim daha iyidir. dedim
ve yakası ışıltılı tişörtü işte o tam bir baş belası idi ;bizim köyde muhtar Mehmet amca vardı.rahmetli oldu. nur içinde uyusun.bütün ilçeye aynı zamanda odun kömür satardı.
ve giydiği tişört sigar izmaritinin üzerine düşmesi yüzünden yanık,delik ve yediği içtiğine dikkatsizliğinde n olsa gerek bolca yağ lekeleri olurdu.
. ne yalan söyleyeyim. dişlerinin arasına giren bir domates kabuğu rekor derecede orada kalmasına bir takılan ben değilim inşallah
adamın dişlerini söyle bir diş fırçası bulup sıkı sıkıya fırçalaysım geldi... ağız kulak burun temizliği benim en vaz geçilmezimdir. dişe ait olmayan bir nesnenin orada olma hakkı yoktur..
sonrasına şahit kılındığım şeyler oldu tabi ki .ağız gerek saç bakımının kendi dükkanda aynanın olmamsıydı.
hele gri mi? beyaz arası o keten pantolonu koca göbeğinden şak diye aşağı düşecek mal mülk tam meydanda kalırdı.
bu adamı görünce bütün ilginç konu komşu gözlerimin önünde bir bir canlandı.bir an kime benziyor benzemiyorun peşine düştüm.
evet evet buldum kime benzediğini .
Bizim mahallede uşaklık bir bakkal şükrü ağabeyimiz vardı. kulakları çınlasın yıllar önce yani marketler büyük binaların istilası öncesiydi; bütün mahallenin çocukları, kadınlar kirli bakkala gittiklerini söylerdi.
aslında insanın beden ve ruh temizliği çok kolaydır.allahım sen suyu sabunu öğretisini iyi öğretinde. biz bazıları hiç anlamıştır.
adam beni fark edince yanında sohbet ettiği alkol müptelası kişiyi ipini koparmış misali gülümseyerek "oooo sayın hocam sizi burada görmek ne güzel "dedi.
Elimi uzatınca beni kendine doğru çekip; kırk yıllık arkadaşıymışım gibi iki yanağıma sulu sulu öpücükler kondurdu.
yarabbi şükür o öyle sulu sulu öpünce prensesin kurbağayı öpme masalı geldi aklıma bütün art düşünceler uyandım.
anlık bir hareketti lütfen orada dur! demeliydim . çünkü ben öpüşmeyi usul boyluma ayırmış bir kadındım.
yani laf aramızda adam beni bir fena öptü..sonrası onun için daha kolaylaştı bozuk Türkçe Kürtçe karışım şifası ile kibarlığın ipini biraz kaçırıyordu.
adam ev ortamı ile iş ortamını ayrıt edemeyecek zekadaydı .olacak gibi değildi.
dedim ya naziklikten mastır yapmış ve beni hemen dükkanın içine davet etti. dükkanın içine girmeye ben razı gelmeyince
oda sarkık öne göbeğini ite ite Dükkânın yan tarafına iki plastik sandalyeyi atıp ikimizde karşılıklı oturduk.
beni ilk görünce Onun bileme ne his ettiğini. ama benim kalbim başkasına ait ve kafamda ise heyecan adına sadece yazacağım hikaye yatıyordu.
O yazıların hatırı için çok iyi yaklaşmam ve gerektiği yerde onu kışkırtacak şeylerde yapmam lazımdı.
onu harfleler buluşturmam çok kolay bir o kadar da zor olacaktı. bilgi kirliğini derin bir süzgeçten geçirip ham hale getirmem gerekiyordu.
aynı zamanda Hırslıyım yazacaklarımın yolunda.
adam kimin sevgilisi; kimin hayatın içinde olursa olsun. Ben alacağım alayım gerisini o gün ayrılmayı gerektirecek sözü anı düşünürüz.
beynimin içinde salı pazarı kurulmuş her anısında bir ses geliyordu. kimi pahalıya patlamış; kimide ucuza gitmişti. yaşamın içindeki acılar ve mutlu anlara her şeyi ya başında başlamıyor .
yâda sonunu getirmeden. araya konuyla alakasız lafları sıkıştırmıştı..
sözleri aynen fokur fokur kaynamak da olan çorba idi;. anlattığı Her şeyi karışık anlam bütünlüğü yoktu .
Gönlüne işlediği kadınları kendi sevgisinin eksikliğini ve başkasında aradığı kriterleri ticari kafasına vurduğu anları yaşadığı aşklara bağlıyordu.
yani arada bir dram sahnesini gözlerimin önüne kuruyor. yanaklarında ise bir iki damla gözyaşı sallandırıyordu.
Herkes bu hayatta her şeyi güzel olumlu yaşayacak diye bir şey yoktur. Onunki de o kadardır.
Onunla her görüşmede, her konuşmamızda olsun .hikayem adına kısa kısa notlarımı tutmaya ve evde temize çekerken.
bilginin kaynağı tabi ki sadece o adam değildi.aile ve sanat konumum dan dolayı çok insanla konuşup zaman geçiriyordum. onları can kulağı yaşadıklarını dinlemem yazacaklarımı besliyordum.
fakat onun anlattıkları yaşayışı ile uyumsuzluk vardı.bir yerde dökezleyecek diye bekliyorum.
o halen anlattığına sakar oraya buraya takılıp sendeliyordu. ve konu genişledikçe anlattıklarına yemlenmiş gibi yapıp ve çok Şaşırdığımı beli etmiyordu..
Olan üstü bir beyine sahip olsa keşke ve nasıl oluyordu da;bu adam dört resmi onlarca yedek kadını idare edebiliyordu.
aslında duygularımı onun anlatımlarının çok dışa doğru iteklerken. aynı zamanda gidip gelip bir soruda takılıyordum.
Acaba onun kadınlara vaat ettiği neydi? kadınların onunla kronikleşen sevginin sebeplerini bulmam lazımdı.
örmeğin :kimin kimle arzuları doruğa ulaşıyordu. hayatında ki kadınları anlatırken ilk önce bir sırlama yapmam lazım
ilk bana kısa bir beraberlik yaşadığı hülyayı anlattığı için. canım hülya ilk sıraya kendiliğin de gelip yerleşmişti
hülya kendine kurduğu tuzağın başkasının düşmemesi için sürekli savaşan bir kadındı sanki
Kırmızı başlıklı kızın hikâyesinde ki babaanneyi yiyip; onun yatağına yatan kurt benzeri; burun, kulaklarının aynen büyüklüğünü mü? Sorasınız ağzın içinde bir dolu koca dişlerini mi? sorasınız tıpa tıp aynıydı.
Hülya’nın bedenin geri kalan kısmı eeh işte bir erkeği memnun eder şekilde idi;kalça çıkık, bel ince ,göğüsleri çifte koşulmuş öküz kafası büyüklüğü kadardı.
...İstanbul’un Eyüp sırtlarında çocukluğu geçirmiş ve ergenliği tanır; tanıma da.
Karadenizli bir tefeci ile İstanbullun en giz köşelerinde sevişip hamile kalınca evlenir. İki kız çocuk annesi olmuş;
Büyüklerimiz derler ya yuva yıkanın yuvası olmazmış; aynen dedikleri gibi çıkmış
eşi bir gece mekânında çıkan kavga da zokayı yiyince .yarım hayatlı ve dul kadınlar listesine girer.
Eşinin ölümü sonrası her geride kalan dul eş gibi,aile desteği bir süre devam etmiş . sonra kim kime bakar sözleri kulağına gelince bir tekstil firmasına temizlik çaycı olarak girer .
Ve Birde babadan kalan evi de olunca. Yan gel, git yavrum; hatun, o olmasında ben mi? olayım.
yaşantısının tek sahibi olduğuna inandığı o ana gelelim.herkes gibi iletişim aracı onun elinde erkeklere karşı kullandığı son teknolojik silah olmuştur. ve sosyal meydanın kullanımın rahatlığı ona farklı bir güç kazandırmış olmalı ki
sadece sosyal medya deyince iş yerleri, evler ,okullar için bir rahatlık alanıdır kimileri için .
sizde biliyorsunuz ki Teknolojinin faydaları telefonu ile sırdaş kadınlar ve erkekleri yaratı.
Bu da iğrenç ilişkilerinin dışa yanmasına ne kadar engel olabilirler orası tartışılır.
Sanal bir toplumun bireylerini tek cümle ile anlatabilirim. Herkesin eli dili uzun ve her şeyi çok rahatlıkla sahip olabilecekleri kanısındalar. Bir selamının onlara emanet ettiği o bedeni,
istedikleri zaman dokunur. istemedikleri zaman uzaklaşırlar da.
. Yüzsüz insanların Ar edep ve ya toplumsal değerlere aldırış bile etmeden. her gördüğü kadın ve ya erkeğini aynı görmesi kadardır.
Direk karşısında daha yeni konuştuğu halde. senden hoşlanıyorum. Evin müsait ise beraber olmak isteğini sıralarlar.
inan ki bu gibi kadınlar ver erkelerin yüzünden son zamanlarda "seni istiyorum" biçimsiz ve laşkalaşmıtır
Böyle bir ilişki reddi; sonrası. birde geri kalmış ,cahillikle suçlanırsınız. hak etmediğiniz hakaretler mağrur kalırsınız.
hülya sosyal medya merakı onun çok kişi ile bağ kurmasına sebep olurken..hata ona ilk beraberlik teklifi şair bir arkadaşımın olduğunu adamda duymuştum.
medeni cesaretine hayran kalmamak elden değil . hayatında ona anlam katan eşinin varlığını nasıl bu kadar hiçe sayar . derken
kendisinden asla kötü bir enerji almayacağımı bildiğim bir kişidir. .ona nasıl teklifte bulunmuş olabilir… düşüncesi hiç inandırıcı yanı yok gibidir.
doğrusu kadınların kendilerine yapılan olumlu olumsuz teklifleri başkaların anlatmayı bırakın ilk anda müsaade etmemeliler gerek bence
ortamın basitliğinin farkındayım ve bende mesafemi iyi koruyorum. işve arzu konusunda tam taş yığınıyım
hülya …. o adamla ev arkadaşı tanımı daha çok metresliğini biraz perdelemekti.
bu günün şartlarında dediğim gibi çok çabuk insanlar birine kanı ısınıyor.
sözle tanışıklık diye basit bir ve beyni oylayıcı bir iletişim başlıyor . günlük geçmiş anlarını işte her şeylerini bir biri paylaşıyorlar.
bunların arasında ki o sıcaklık basitin ötesi sanal bir hararet etkisi yaratmaktan öteye gitmez ki..
bilmiyorum sizlerinde köy yaşantınız oldu mu? ;olmadım mı? mesela annem ekmek yapmak için ocakta kocaman bir ateş yakardı.
bazen plastik hamur leğenin ocağa yakın unuttuğu olurdu. ve leğenin ısıdan şekli yamulur bozulurdu. bunların sıcaklığı da o leğen gibi şekli fazla ten ısı kurban olur.
doğrusun söyleyecek olursa ben erkek ve kadının arayışlarını eşit seviyede görüyorum.
gelelim konumuza evet adamın Eşinin o malum hastalıkla mücadelesi bitince yaşantısının hem iyi hemde kötü yönleri ile karışlaşması gerekir miydi ?
eşinin ölümü öncesi kırıkları tek tek gün yüzüne çıkmış. sevişme adına ondan bir şeyler talep ettiklerini.bunun ilerisi berisini toplayacak olursa kocaman bir sadakatsizlik oluşuyor.
sanal aşklar ruhu aç olan adamı kadını birer canavar dönüştürür.
bizim adam. maddi konulara gelecek olursak onun çözümünü devlet onun yerine bulunmuş ki! rahmetli eşi eğitimci olduğundan buda dul erkek konumda olduğu için kadının maaşı alabilme süreci başlatır.
ve Türkiye de kanunlar ters düz ve aylığa bağlanır. Servetini hesabını yapan adam mağduriyeti devlette karşı oynuyor.işte" devletin mal deniz yemeyen domuz" lafının tam yerinde. kimse buna dur demiyor
adam bir süre yas turlarını atıp insanlara iyi görünmeye çalışsa da. iç dünyası o vurdulu ,kırıldı filmleri aratmıyor.
önce oğlu evlik adına kararını açıklar. sonrada kızı ve üç ay ara ile dünya evine giren
çocukları evlenip gidince adam bir başına kalır; ve evinin günlük işlerine bir süre kızı Canan yapmayı deniyor.
Yine öyle bir gün kızı evin kapısında içeri girer; girmez o dağınıklı görür. ama toplamak yerine bütün dağınık ev halini resmini çekip erkek kardeşine gönderiyor.
Diyor ki ben babamın dağınıklığına baş edemem acilen bir temizlikçi kadın tutalım
. bu temizlikçi kadın tutma problemini nasıl çözeceklerini araştırırken.bizim adam kızına karşı bir alınganlık oluşturur.
eşinin haslık sürecinin uzun olması ve evle yaşamla alakalı her şeyi askıya almasının sonrası göründüğü gibi basit değil .
bir düzenin oluşması için destek lazımken .
.dağınıklıkla bağdaştırmak bence adamı derinden yaralamıştır.sol yanı acıyor hisleri kırık dökük fakat kimseye sesini çıkaramıyor.
yani sonuç itibari ile düşüncesi pusuda. neyin ne olacağını kendiside kestirememiştir.
ama cinselliğe gelince konu ,Hızlı erkek ve acısını başkalarının gözünün içine sokar başka bir adam oluyordu.
Kadınlara gelince allah her fırsatta da Üç hanımefendinin arasında adeta mekik dokuyordu.
Türk dizlerinde; gerek romanlarda sizde görüp okumuşsunuzdur. bu tipik mahalle bakkalı muhabbetlerini uçkuruna boğazına düşkün kadınlar erkekler çoğaltır. her gördüğü kadının bir yerinden etkilenip elini şeyisine atan biri onlar.
bizim adam bir kahramandır ki sormayın. elinde ne varsa yedirecek hatunlara ki biraz ona karşı şehvetli olsunlar. doyur; beni-doyurayım seni "öyle bir hata sözü var mıydı?..her neyse
hemen bir çırpıda tezgâhı süsleyen beyaz peyniri rafta rakıyı, şarabı alır. kadınların kapısı da bulur kendini. Öyle bir geceye masa lazım sohbet lazım ehlikeyif bizim adama.
kendine özle duruma geçer ve telefonun sessize alırdı .ve bütün gece orada yer içer; duşunu alır. Sorasınız nerede olduğunu uyumuş numarası yapar ki! kimse bilmesin yedi altları.
Bu temizlikçi olayı patlarken konuştuğu diğer kadın yani üç numarası aklına gelir. bizim zaza hülya ona derki!..ya biz senle bir haftaya yakındır tanışıyoruz ve konuşuyoruz
benimde yaşadıklarım yordu ve canım sıkın gel bütün tatil masraflar benden. beraber sıcak sular gidelim.
bu adam sıcak para ;sıcak suda yüzmeyi seviyor açıkçası .
tatile gitsin canım kime ne diyeceksiniz. ama bir kere adamın coğrafi bilgisi sıfır gidilecek yerde ;ne yenilir, içilir ve aktiviteleri nelerdir; diye sorsanız hiç birinden anlamazdı
onun değişkenlikle pek arası yok sadece o değişkenlik hayatı deki bu hayatı yarım bırakmış kadınlar için geçerliydi.
bir Yalova sıcak sularını o sıcaklığını his ede ede anlatırken ..ha bu arada sıcak sulara gidilim teklifini bana da yaptı. hakkını yemeyelim şimdi.
ayyyyyy merak ediyorum şu Yalova sıcak sularını nasıl bir yere acaba neyse bir ara giderim.
hülya ile kaldıkları otel odasında. alkol ve cinsellik derken. beraber yaşama kararı peşin sıra gelir.
hülya yarım bir hayat sürmüş ve hiç yüz gülmemiş
şu an içinde bulunduğu durumu çok analiz eden bir kadın olmaması onu daha da itekledi adama doğru …
adamın niyeti başka kızının kendisine isyanı o kadar beyine yer edinmiş ki hemen düşünmeden hülyaya kendisi ile ev arkadaşlığını teklifini eder.
şimdi sizde ev arkadaşlığının üzerin de anlam bakımında bir güzel tepinmemi istersiniz.
evet doğru duydunuz. genel toplumun bildiği o metres hayatı bir tık değişime uğramış yani adı ev arkadaşlığı olmuş şimdilerden..
hülya anı yaşayan bir kadın olduğu için adamı parkta çocuk gibi salıncakta sallar; kaydırağa bindirir. çektiği bütün resimlerin de bir güzel sosyal medyasında paylaşınca "dananın kuyruğu kopar" adamın çocukları bu ilişkinin sonunu tahmin etmiş olmalılar ki kesinlikle olmaz evlenme bu kadınla derler.
çünkü kadın adama göre çok genç istekleri ona pahalıya patlayacaktı.duygu ve düşüncenin bir olduğu vakitler her şey yolunda ama olmadığı vakitler ne yapacaktı ..
ve hayatın inceliklerini dışında bir adam ticarette özel hayat sıfırı kabul etmediğinden. ben bu kadınla bir yola çıkacağım kararından geri adım atmaz..
hülya nın cephesinde işler farklı ilerliyor.çünkü kendine ait bir yaşam kuruma telaşı dışında .
kızlarının geleceği ile ilgili kararları amcaları hülyaya bırakmamış sadece yanlarında bir anne gibi dur gerisine karışma demişler. kızlarının bu beraberliğe olan tepkilerine gelince annelerinin sorululuğundan uzaklaşacaklarını düşünmüş olmalılar ki !beraberliklerine hiç sorunsuz tamam demişler …. )
hülya pimi çekilmiş bir bomba evet ev arkadaşlığının o kararı sonrası olacakları birlik göğüsleyeceklerini biliyorlardı.
İşte" zurnanın zırt dediği "yerdeyiz evet adam Halen filiz ve yabancı uyruklu kadın ve birde kız oğlan kız Gülhan arar ve arayıştaymış.
Her ne kadar hülya ev arkadaşı görünse de. Gülhan ve filiz çok sıklıkla arayıp onları ziyaret etmekteymiş .
İşte kadının en büyük düşmanı yine kadındır. hülya içinde ki yalnızlığa eş bulmuş umudu ile; ona sımsıkı sarılırken. Her şeyine okey derken. diğer kadınlar hülyanın beraberliğine aldırış etmeden.
adamla gizli gizli buluşup cinsel organının ilişki sonrası silsin diye peçete tutuyorlarmış .
hülya ile adamın arasında ki tek Anlaşması istediğin zaman çocuklarına gidebilirsinmiş
ve istediğin zamanda yanımda olursun imiş .
adamın kendini sevdirme hissi başka kadınlara gün doğmuş.dediğim gibi Hani adamın o dağınık ev haline hülyanın hayırlı elleri dokunur. Yatak odası mobilya hepsi sıfır ve evin zenimin üste dekorlar yaptırır.
Yalnız bizim hülyacık . Temizlik olayını çok fazla abartırınca
Ve Bey efendinin rahmetli eşinin bütün anılarını ve resimlerini topladığı gibi çöp torbalarına dıkar. yerine de kendi güzel gördüğü resimlerini yerleştirir .buda şunu gösteriyor ki birinin hayatına dokunmamın iki şekli vardır.yarım kalan tamamlanmaz .ve sil baştan ben varım demektir .hü
Bu eşyaların atılması en çokça kızı canan hanımı zıvanadan çıkarır. Bu sefer üvey anne ve kız arasında bir kırgınlıklar başlar.
Bu kırgınlık kimin umurunda o kadar kadının cellâdı kendi kızına acır mı? Hiç sanmıyorum. Adam çok mutlu olacağının peşinde kulaklarını tıkamıştır.
Esnaflık onunda dediği gibi sıcak para anlık dalgınlığa gelmezdi. Hep fedakârlık ister. Sabahın bir köründe dükkânı açar; Gecenin yarınlarına kadar orada bir şeyleri satmak için beklenirdi.
Ha birde gidip gelmelerimde gözüme çarpan alkolik adamların bira kasalarına oturup uzun uzun muhabbet etmeleri ve hepsinin yüz ifadesi sidiğe kaçan oğlan çocuklarına benziyordu.
Adı üstünde alkol satılan yer. Ve ister sırdan bir kadın; ister ailesinden bir kadın olsun oraya davet ediyordu.
Cahile ancak kendisi cahiline ayna tutamazdı. Biz bu konu hakkında ne desek boş o bildiğinden şaşamaz bir adamdı.
hülya ise 14 yaş küçük kendisinden ve önce ki evliğinde gezip tozmayı eksik yaşmış bir kadındı.
Bundan da dolayı daha fazla yer görmeyi güzel yaşamayı ondan sıkça adamda talep ediyordu. ne yazık ki İsteği kapalı boş bir zarf olarak tekrar ona iade edilirdi..
eee nasıl olacak sıcak parayı kime temsilim edecek derken. Başlarmış yeni kavgalar sebepsiz tartışmaları.
Bir erkek hayatına dâhil ettiği kadının ruh halini iyi bilmeli ve yapmayacağı sözleri vermemelide.
Hadi iş saatlerinin geç olmasına takılmayan hülya yine tartışma konusu nikâh olur.bir erkeğin nikahta kaçma sebebine gelince saydıkça çoğalır .ya bunun sebebi gayet nettir..
eğer ki başka biri ile aralarında resmi bir evlilik olursa eşinden kalan o maaş hemen kesilir. Ne bo. K yiyecek sonrademi.
Böyle sıcak para ve emek verilmemekle beraber . Evliliğe gelip yanaşır mı hiç! sıcak para onun en haz aldığı şeydir. Bin kadında olsa o sıcak parayı bırakamazdı.
İstanbullun en iyi semtinde üç dükkân işleteceksin ve sıcak parayı cebinine koyacaksın.
Rahmetli eşinin maaşını alırken banka matikden. Elin hiç yanmayacak vicdanın sızlamayacak öylemi… Ekonomik özgürlüğüne önem veren ben bu konular da devletin böyle uyanıkların defterinin de bir an önce dürmesinden yanayım.
Türk halk müziğimizin değerli sanatçısı musa eroğlunun söylediği o meşhur türkün sözlerini hatırlarsınız hülya için " yolunu sonu" görünüyordu," kısaca istekleri onun tarafından cevap bulamayınca kuyruğunu diker ve çocuklarının yaşamakta olduğu Sarıyer de ki evine geri döner.
bu ilişki hülyayı kendin den kuralarında uzaklaştırmış. Başka kadınların varlığı nikâha yanaşmaması çocuklarının ona karşı cep almaları kadının toplumda ki yerinin zedelenmesi sebep olmuştur.
. Onun haricinde hülya gitmesinin nedenin bilmeyen cevre ise şunu konuşur . adamı dolandırmak için gelmiş aldığını alınca onu terk etmiş oluyordu. oysa ki arkasından söylenin tam tersi !.. kendinde çok fedakârlık etmiş. ama adamın geçmişinden kopup ona dönememesi bütün bu olanlara sebepmiş
hülya başından geçenleri bir yakınına ve hiç kimseye anlatmıyordu. "iki ucu boklu değnekti" kısaca değer yargıları sıfır. Hani halk karışında hızlı yaşayan kadınlara kaşar denir. Bunun da beyni bedeni kaşarlaşmış adam vardı.
Her kavga anında kendi aklıyor. Sonra benim mi? sana gel dedim. Ben mi? şunu yaptım. lafları havada uçardı.
Bu davranışın kesinlikle tıp da biri adı olması imkansızdır ama ben bilmiyorum o ayrı bir olaydır.
Ama hülyanın bu ilişkinin çürük temeller üzerinde kurulmasından bir suçu yoktu. sadece bir kadın olarak haklarını erkek tarafından hiçe sayılmasına karşı çıkmıştır. ki bence gitmekle en doğrusunu yapmıştır.
asıl baş edemediği hayatından hiç çıkmayan diğer kadınlardı.o kadınlarda bedenilerine sıcaklık veren adamı kayıp etmem konusunda çok uyanıktılar. benim için değersiz olan o yaşanmışlıklarının arkasında durup onu görüp kolluyorlardı.
yahu bu adam bu kadınla bir yola çıkmış ne işiniz var. onun yanında değil mi? . "bok sineği boka konar" lafını bu kadınları tanıdıkça ne kadar yerinde söylendiğini anladım.
bizim hülya ne ki eşi sağken hayatında yer alan diğer kadın filiz bir başka alemin kadınıydı.
bir bedenin diğer bedenle buluşmasına zemin hazırlayan düşünceleri alıp bir yere koyamıyorum ikisi de ne kadar cesaretli .aynı binada ve komşuluk olayı ile başlamış ilişkileri
adamın o ilişkiyi savunmasına bakar mısınız? eşim hastaydı. ve ben erkeğim kadınsız ne yapıyım dedi. onunla ilişki yaşayan kadınlar ne kadar erkek bedenine köleler ya! ağabey kes onu kökünde at şu et parçasını bir diyen çıkmamasına üzülüyorum.
bu kadınlar hemcinslerim de olsalar doğruya doğru eğiri derim ve yeri geldiğinde lafı vururum anlının ortasına
demem o ki işte siz kadınların kendinize ettiğiniz saygısızlık bu başka anlatımı yok..
hasta yatağında bir kadının eşini memnun ediyorsunuz. sonra o kadının cenaze erkanın da baş köşeyi alıyorsunuz.helvasının kavrulmasına kadar el atıyorsunuz
yıllarca bu gizli ilişki yumağının ucunu; yanı onun şeysinin ucunu filiz kimseye bırakmadı; ve bırakmıyor da
ağabey bırakmaz çünkü adam kadınla arasında ki bağı sıkı düğümlenmiş kim düşerse düşsün ilişki ağına filiz sabit kalıcı onun hayatında.
filiz kimdi ?İstanbul’un elit semtlerinde kadı köyde evi yanı sıra da bir arkadaşı ile emlak işi yapıyordu. Bir kadının fiziksel özelikleri bazen yaptığı mesleğe yakışmadığını düşünürüz Filizde onlardan bir tanesi…
Giyim konusunu açacak olursa o sadece bir tişört bir kot pantolon bağımlısı. Ve sıkça kilo alıp vermede oldukça porsumuş yüzü ve bedenini saran yağ tabaksı terk etmiş yerini kemik torbası tabirine bırakan bir kadına bırakmış.
Ne gariptir ki adamın hayatına teşrif eden diğer kadınlar gibi filiz inde eşi erken öteki tarafa göçenlerdendi.
Bir var ki özel bir delikanlının da annesiydi. lal lafı açarken adam filizle ilişkisini şöyle özetlerdi.
Fiziksel yanın bir kenara bıraktım. Ama cinsellik konusunda her şeyi ondan iste ..hayır demeyeceği gibi senden fazlasını bekleyen özeliği varmış .
Ama engeli oğlunun varlığına alışmadığını rahatsızlık duyduğunu merhamet etme, konusunda kendini aşan şeyler olduğunu söylerdi.
onun evlilik ve beraberlik düşünürse eşinin ölümün öncesi ilişkisini ortaya çıkacağını ve bu aile içi bir sıkıntı oluşturur fikrindeydi. bir erkeğinin cinsellik açlığını gidermiş .fakat o erkek halen hayatına yakışan bir kadın peşinde olmasını açıklayan sözler bunlar. adı üstünde yaşadıklarının korkusunu çekiyordu.
Yine öyle hafta sonu dükkânın yoğunluğu bitirmiş filizi aramış ve yiyecek eksik ne var alayım diye …filizin zaten sevdiği bir alkol idi; onun da dükkânın raflarında birini kaptığı gibi götürürken
dükkanla bir iki adım mesafede olan filizin kapsını zilini çalıp içeriye alınması sonrası işte duş olayına girmesi
Filiz özelikle onun sabunlu bedenini izlemeye bayılırmış ve bir iki oynamasa sonrası filiz kendinin suyun altında bulurmuş.
O arada. Bu sevişmenin iniltisi ve yan odada olan engelli delikanlının dikkatini çekmiş
Delikanlı direk banyoya girer ki! Ne görsün annesi ve adam bedensel hazdalar ne filiz ne de adam uzun süre delikanlının banyoya gelip onları izlediğini fark etmiyorlar.
Tabi işleri bitince tekrar yıkanmaya geçiyorlar ki
Bu arada delikanlı, avazı çıktığı kadar bağırarak tekrar yapın ben izlemek istiyorum der.
Bu olayın çirkinliği o özel delikanlının gözleri önünde sürekli tekrar edilmesidir. Ve adam her evlerine anasının koyuna girişinde. elini cinsel organına doğru uzatarak "hadi yapın yapın "demesi sözün bittiği yerdir.
hülya sanal yazışma olarak gidiş gelişleri olsa da o bizim manyak yakıştırmasıyla çoktan tozlu raf larda yerini alırken
keza onun bana daha önce hakaretli o suçlama yazılarına karşı ben onu yine savunmuşumdur.
Hep haklı idi; eski ilişkilerine noktayı koymayan bir Zavvalı ile bir yola çıkmıştı.
Doyumsuz olan bir erkeğin karşısında ne yapabilirdi. ya onun gibi arsız yada böyle başını alıp hayatından çıkacaksınız.keza öylede yaptı zahide …
ticaretin akıl işi olduğunu çok inan biri değilim alkol,çiklet, küflü peynir satarak kendini ticaretle uğraşan konuma getiren bu adam aynı zaman da çok kötülüğe gebeydi.
gebe demişken geçen sosyal medya da bir paylaşım gördüm. sanırım kendini din adamı olarak kabul eden birisi aynen şöyle diyor" kendini kendisi tatmin edenler ve hangi parmakla tatmin etmişlerse, o parmak öteki dünyada hamile kalıyormuş.
sizde parmaklarınız bu yazıyı okurken bir göz atmışsınızdır benim gibi . .
cinlik değil mi? acaba parmakları ile zevke ulaşanların sayısı fazla onların hamilelik sayısı ne kadardır
ve bu hamilik oluşmuş ise hamile kalan doğurması gerek. acaba doğurma anında normal doğumu olur yaksa sezeryanla mı?parmak işi öteki tarafa bırakayım biz konumuza dönelim
her erkek cinsellik arzuları başkasına helal Ama aileden birine gelince yok benim kız kardeşim namusludur.
Efendim çocuklarına anasıdır.kimse kimsenin özelini bilemez
lakin öyle sanasın öyle bir kardeşin geninden olacak ceviz kırmayacak yani
ona göre bizler anne değiliz
hey babam hey dünya yıkılıyor o başında iki tel kalmış saçını tararsın.
bu adamın yaptığı bir şey yoktu aslında.kadınların birinin vurgunu diğerinin gitmesi demek oluyordu.
hülya herkesi kendine rakip görürken işin en garip tarafı diğerlerinin yaptıkları.
geçen hafta adam arabasını yıllık muayenesi götürdüğüne dair bir adres bildirimi atmış .ve yabancı uyruklu kadın diyor ki" güvende ol " filiz hiç bu söze cevap vermese olur mu? yorumun altına hemen şu cümleyi döşüyor "o güvende "
bu güven tazelemeler gözümde kaçar mı ? ve hemen bunu altını eşeledim. tanışıyorlarmış ikisi .filiz, yabancı kadın ,ve adam daha önce üçlü ortak sevişme platformumu kurmuşlar.o yüzden adamın güvende olma olayını aralarında pay ediliyorlar.
güvenin nasıl sağlandığını merakım değildi,sadece yazacaklarıma dair bilgilere ihtiyacım vardı.
kısaca filize bu güveni nasıl olduğunun anlamadım. dedim.
işte şimdi ortalık kızıştı kadının benle dost olma gayreti yerini hakarete bıraktı.
her seferinde etiği cümlenin karşılığının bende olmadığını filizi bir sakin olması konusunda uyarınca. benden özür dileyerek seksen derece döndü.
asıl Filizin bana karşı ilgisinin çok fazla olduğunu zaman zaman bedenimin üzerinde düşler kurduğunu anlatınca dağıldım. .kendimi ise yazdığım bu hikâyenin hatırı için frenliyordum.
Dediğim gibi aykırı bir fikrin parçası olmuşum benim budan zerre kadar haberim olmamış
Gözümün önünde çarpışan renkler belirledi. ve aynı zamanda Midem kramplar girdi.
gerek evliğimde Bir erkekle cinselliğin hakkını verdiğimi düşünüyorum. Bu nasıl bir şey
Biraz dağılıp toparlandıktan sonra filize merak ettiğimi ve konuyu biraz daha açar mısınız deyince.
Filiz daha bir heyecanla olayın nasıl geliştiğini anlatmaya başladı. Hem o adam hemde filiz bir gece aralarına beni hayali almışlar. Biri göğüs uçlarımı diğeri özel bölgemden hararetli bir şekilde çalışmışlar.
Filize pekiyi tatlım: sen en çok neremi seviyorsun dediğimde.
Daha önce sosyal medya da paylaştığım bir fotoğrafımı alıp bana gönderdi.
İlk bakış da foto gayet normaldi. Eğer etik olmayan şey olsaydı usul boylumda kesin uyarır paylaşmam konusunda. "gönül bu ak da konar boo. kda konar "hesabı filizin bana duysal açıklamaları yenilir ve yutulur değildi.
O adamın beni birebir görüşü ile tanıması bir yana göğüslerimin büyük oluşunu yanı sıra tenimin beyazlığını tamamlayan birçok özeliğimi sıraladı
bu söylemde hem korkuyorum hemde konun akıbeti için sesimi çıkaramıyordum.
Filiz yayları gevşemiş karyola gibi haşır haşır sesler çıkamaya başladı.
İnilti arasında hadi karşılık ver; bana deyince sosyal medyamı kapatmam çıkmam bir oldu.eyvah bu kadın sözle ırzıma geçecek dedim:
bunun şakası yok Kadın bana göz koymuş bütün bütün bedenimi yutmaya hazırdı.
Adama söyleyeceğim korkusu olmalık ki yazdıkların ın içinde sana ilgimi o bilmesin eğer gerekirse onu hayatımdan çıkarırım dedi.
oy topraklar başıma yıllardır cinsellik konusunda kendini kısıtla karşına bir lezbiyen hatun çıksın..
gerçi daha önce güzellik salonum varken. bana bir bayan asılmıştı. o günde ellerim ayaklarım buz kesmişti.kadın duz duvara tırmanma hastası idi; birde ehliyet kursunda iken ayla diye bir kadının göz tacizine uğramıştım yani bu üç oldu..
artık sosyal medyayı hor kullananlar için yeni kanunlar çıksın ve şu sosyal medyayı telefon tuşlarını kendine tatmin aracı seçenlere yasaklar gelsin
yani aşkın özleminin beklemenin göz göze gelmenin bir anlamı kalmadı. onların yüzünden çok pardon şeyisin de akışkan madde transferi başlayınca; tamam ben aşık oldum. naaah aşık olursunuz gözünüz böyle hep dışarıda onun bunu kırkılarını alırsınız koynunuza
günün her anı değişken olayları sıra halin de sanki birbirini takip ederdi.hareketli adamdı ağzı dursa; götü yer beğenmiyordu .oldu ya oğlu ,kızı ile takıştı. ilk yanında çalışan elamana gürler Erkan ! dükkana bak!Erkan neredesin? Erkan Erkan…çalı çırpıya yola erkanı boş eli boş gelirdi . ete kemiğe yoksun bir çocuktu erkan demem o ki onun yanında onun mantığında insanlar ancak çalışırdı .
ay biraz güldüreyim sizi kaşık suratlı adam birde iki dükkanı kamera sistemi ile takip ediyordu. teknolojiden zerre anlamazken bence kesin birileri kamera tak diye onun akılını yemlemiştir.
hiç kimseye güvenmiyor kızı ve oğlu hakkında şikayetleri bir gider biri gelirdi.çok yazık ben onun yalancısıyım bana derdi. kızım edepli ve akıldır. oğluma gelince her şey var hayatında .
aslında onun telefonun da iki dükkanı takip ettiği kamere sistemi benim elimde olacaktı.ne olacak orada bütün yaşadıkları göz önünde aç kamerayı otur olanı yaz değil mi?
benim onda çok birikmiş anım yoktu . sadece telefonda o konuşur. bazen de dükkanına yakın kapalı pazara giderken. ayak üstü uğrardım yanına….şöyle bir …………………………şiirde yazmıştım………………………………………………
balım benim boyuna endamına kurban sevilmesinin sanalla yetindiğini kim söylemiş ;biraz hava siyaha teslim olunca ona gün doğuyordu. erkan ! topla buraları yapar ve moral almak için dükkânda ne bulur bir güzel poşetler. her hangi iki kadından birisinin kapısını tak tak diye çalar.
daha çok cinsel isteğini görür ve işin en korkunç boyutu nedir biliyor musunuz?
Bu kadınlar birbirlerinin varlığından haberli olması şu gerçek var kim ne kadar cinselliğe doyacak derdi vardı.
ay benim canım ar, namus ve kadın hakları kim kayıp etmiş bunlar bulsun yarım hayatlı kadınlar acımazsız olur .sadece cinsellikle intikam alır o geçmişinden.
Kafası sadece orasına adapta olan adama kavgaların hakaretin en büyüğün edin ona hiç kimseyi engellemez. Buna itiraz eden olursa alacağı cevap hazırdır.
neymiş efendim kendisi beyni engeli değilmiş. Kimseyi sayfamda engellemem deyip bütün kadınlar bir birini öyle gözlemliyorlar.
işin en tatlı tarafına gelelim
hayatının bir parçası olmuş bu üç kadın. Yeni bir kadının varlığını his ederlerse ne olur)işte orada bütün dengeler alt üst oluyor.
ilk göz ağrısı hülya yazar. O benim eşim diyerek karşıda ki kadına "açar ağzını yumar gözünü"
yeni gelen habersiz olaydan bir tık haberli ve aynen ona durumu anlatınca boş ver onlar seni kıskanıyor.cümle katili diye bir yazım vardı her cümle adamın dilinde yarım kalıyordu. bunda onlardan biri evet aynen söyle der tatlım, canımın ta içi ve cevap verme.yeni geleni de böylelikle suya sabuna dokunmadan savar başından
. o kaşıntı süreci… devam eder eder ederde. Biri pusuya yatıyor. diğeri onun için savaşma haline geçerdi.
eeeeeeeeee bilseler ki ben onları böyle net açık yanlış ve doğruları ile yazıyorum
kim bilir hangisi gelip saçımdan bir güzel tutup yollardı .saçlarım zaten çok dökülüyor. bu aralar yolunmaya hiç hazır değilim…bu olayın finali güzel olacak kitaplaşınca insanlar okuyunca tabi ki
ben gibi bir kadında aşk olma olayı o kadar kolay mı?. benim usul boylum yeşil gözlüm varken. başkasına yar der miyim? asla demem,
Olayı hâkimiyeti bende; bu aralar adam beni çok beğeniyor ve konuşmamı sanatsal çalışmalarıma hayran ve hayatında tek kitap okumamış o bana hayat dersi vermesi de ben çok güldürüyordu..
bilemem sizde duymuşsunuzdur. Serhan askerin bir programın içersinde sıkça kullandığı bu sözü… Derki "boş çuval dik durmaz kitap okuyun " boş çuval onun tam benzeri ve okuyarak başkalarının hayatlarına dokunsa bu kadar gereksiz ilişkilerinde gerilmez. ar edep deyip kadınlara karşı saygısızlık sınırlarını aşamazdı.
doğrusunu söylemek gerek yazılarımın üzerinde çalışırken çoğu zaman
Bir kadının uğurun da dünyayı feda edecek bir adamın olup olmadığını çok düşünürüm..
ben usul boylumu çok sevdiğime inanmışım ve canımı uğrunda yeri geldiğinde verme konusunda mantıklı yanı seçerim . ben yaşayım ki onu daha çok seveyim değil mi ama!
kadınların arasında beş parça bölünmeyi beceren bu adam rahmetli eşinin yasını tutu mu? hayır …
Ağzı çok iyi laf yapsa da. boyu endamı ,ticaret kafası noksan . bu adam vallahi her açıdan noksan.ve Duygu konusunda hep zarar etmiştir.
bazen kendi memleketinin insanına göre değerlendireyim diyorum .
oda yok; bir yol erkân insana karşı güven veren o yanını onda hiç bulamıyorum.
Aynı zamanda yabancı uyruklu kadının durumu halen çözemediklerimin arasında.
bu kadar dili Türkçeye yeteriz iken;bu adam kadınla neler paylaşmış olabilir.
o cam erkânının da.
aşkı bedenlerin orgazmı olayı ne derecedir. ne kadar üsteledimse onu çok öğrenmedim.
yabancı kadını sorduğumda bana kaçak köçek cevaplar verirdi. örneğin anadan üryan geçip karsısına dans edip şarkı söylermiş
vücudunda ki kıllar tiksindirici yaptığı raksı ve çıkardığı sesleri korkunç buluyormuş.
bazen de yahu arkadaşım ne var bunda. bu kadar aklını karışacak . şu aşağıdakinin dili yok. ama herkesle iyi anlaşıyor derdi. bana.
Ve birde kızı oğlan kız Gülhan oda yarımlaşan hayatların bir diğer tarafı İncirli metrosuna bakan gri binaları içinde çok farklı hayatlar kesinlikle vardır. ama bunların içinde yarım hayat dediklerimizden olan Gülhan diye hiç evlenmiş kız oğlan kız . Bu başlık da bir varmış; bir yokmuş hikâyesi gibi oldu. neyse Çok özür dilerim.
Gülhan annesi ile beraber yaşıyor. Oda sosyal medyada var olumluğu sevenlerdendi.
Çünkü hayatı boyunca kendisine bir adım dahi gelmeyen ve her konumda erkekleri onun ayaklarının önüne getiriyordu.
adamla tanışmalarını ilk adım birileri tarafından paylaşılan türkü olmuş güya . Yani türküleri sevenler genelde toplumun bakış açısı dan. Sivas Erzincan Malatya vs, vs, sıralanır ya. Her neyse bir iki gün üçüncü gün yatağında biter halk arasında hasta birine dua edilirken." Efendim allah yardımcısı olsun birci gün yatak; ikinci gün toprak nasip olsun," derler. Benim aklım bu gün benzeşmeler gitti
Burada adamın dükkânın ayak yolu gibi kadınların ziyaretine hep açık olması, işlerini daha da kolaylaştırıyordu.
Orası bir ticaret hane değil mi? evet süreklilik sağlayan müşterisi var. Bir kadının gelip tezgâh arkasına geçip oturması ne kadar doğrudur.
Diyorum ya! İş yerinin hanımların hizmetine verilmesi sizce müşteriye dönüşü nasıl olur.
adama göre dükkâna ailesinden birileri ziyarete gelmiştir. Bu da iyi aile olduğunu dair müşterisi ile arasında güven tazeliyormuş.
Vay vay dünyada çok inandırılacak salak dolu ki ..değişik kadınların gelip gitmesi hata bir gün oğlunun ailevi sorununu tartışırken.
Babasına senin bu dükkânın içine attığın kadınların hadi hesabı yok. Biz onu ne yapacağız baba demiş. Görünenin şahidi nice şıracıyı bulur.
Çok ikramı izzette bulunca ortam değil zaten dükkânı kirli kulp yanmış demlikte demlenen çayın muhabbetti renklendirmesi beklenemez diye düşünüyorum
ve yıllarca annesine bakmış. sonra kimseye alayım dememiş belki kısmetleri olmuştur.
fakat resmiyette lazım bize. Türk toplumunda hiç evlenmemiş kız deyince bende gülü hanımı kafamda başka canlandırdım.. Ayşe Guruda ’nın oynadığı bir filimin de ki gibi yani birilerine göstermiş ama elletmemiş
burada. sıkı durun size ne anlatacağım.dedikoducu teyzelerin tarzı ile söyleyeyim size olanları. aman düşmanlar başına ! kız oğlan gülhan gide gide isimi bizim adamın yakını olan kuzenine bir günlük apart da o nazik bedeni ile bir teslimiyet vermiş . anladınız siz onu.
ihanet konuştu vay anam vay dediğine göre Gülhan ’nı kesin çıkarmış hayatında.
ama yine sosyal medya da onu takipte dir. olur da bir kadından boşluk olur k gülhan ile belki anı tazeleriz fikrini devam ediyordu.
kendini iyi tanımlayan bir kadın olarak içimde oooooooh bu sana iyi olmuş gerçi çok inandırıcı gelmedi o ihaneti
bu insanlar etrafında kadınların kime gittiğini önemsemezler ve hata çevresinde ki eş arkadaşlarına önerebilirlerde. olmadı oldukların çok duydum çevremde .
Kadınların cinsellik ve duygusallık objesi olduğu sürece bu gibi yarım akılı adamın istekleri bitmez.
yıllar önce arkadaş ortamın da tanıştığım bir Halil ağabeyimiz vardı. her fırsatta kadınlarla aşklarını hovardalıklarını anlatır dururdu.
İnanırımsınız ergenliğinden o yaşa gelene kadar kadınlar ve kızlara ettiği cinsel taziz ne bileyim beraberlikleri ile yüzlerce hikâye yazılabilirdi.
konu konuyu açarken. kadının cinsel organın kokusu burnumun önünde gitmediği için, sürekli arayış içindeyim.ve ister güzel; ister çirkin olsun dalarım derdi.
onu bu davranışının tamamen bir tür insan bedenine saplantı hali olduğunu düşünüyorum.bu ismi lazım değil adamın ondan pek farkı yok gibi
her neye onunla İstanbul da bir hastanede karşılaştık o beni sesimden tanıdı eee bakımlı bir kadınım onun tanıdığı zamanlar daha kapılı giyinirdim.tanımasına şaşırmadım.
ilk sorduğu soru ağabeye siz nerelerdesiniz dediğimde o göz pınarlardın da ki yaşlar topak topak kopup yanaklarına serildi.
Dudaklarında dökülen o acı cümle beni yürekten sarstı "ailem artık yok, dedi. "can
ailesi uğruna canını veren bu adamın ailesine ne olmuştu kaygısı ile tekrar ona ailesini sordum.oturduğu hastane bankına sırtını iyice yaslayıp bir bir başlarından geçenleri bana anlatmaya başladı.
allahım kimse sevdiklerinin yanlışları ile sınav edilmesin .aynen o başından geçenleri anlatıca dedim ki yaşadıkların topluma ibretliktir.
Eşinin malum hastalığın pençesine düşmesi ile ilk sarsıntıyı yaşamış ve onun sonrası kızın eşi olacak adı lazım olmayan kişi onların aile içine yasaklı madde getirmesiyle tamamen keyfi değişimlere girmişler.
yürüdükleri sebepler çoğalmış etrafların karanlık zindana cevirmiş
kulun sebep oldukları kadınların ahı gelir bulur onun şaşamaz bu ah onun kızını bulamasa kızının kızını bulur. der büyüklerimiz
nasıl bir sınav ise evlatları hepsi bu derin yarının bir parçası olmuş ; tahsilin eksikliği ve en küçüğünün de biraz psikolojik sorunlarla doğması varın siz düşün bu aileyi
. Evlerine gelip gidenlerin çoğalması bir yana; hâstalıklar bir yana
aynı zamanda yaşadıkları mahallede. kendilerini nefret edilen konuma getirmişler.
ve beş torunu var. kimdir babaları ;hiç bilinmiyor.oy oy bu nasıl bir kullanılmışlık o kadınları bedensel tercihlerinin arasına alan erkeklere edecek çok laf var kim anlar desende .
bu kadar ağır kişilik bozukluluğunun içerinde debelenmiş ve O kötü hastalılık bütün bedenini sarmış; yaşamaya hiç umudu yoktu…
Ve döndü bana dedi ki! oğlun olursa kadınların vebalini almasın onu iyi yetiştir kadınların bedduası öyle bir tutar ki. ben halimden olur..
oğlum yok, evet kızımın eşi olacak insanın böyle çıkmaması için dualarımı ettim tabi ki.,
Evet, kadınların bedeni üzerinde hayal kuran, her erkek bence sapıktır. ve bu ülkenin toplumun yüz karalarıdır.
Halil ağabeyi bir kenara bıraktım. yahu benim verdiğim örnek yanı başımda yaşıyordu.nefesim kadar yakındı bana.
gelin buradan yakalım. Yabacı uyruklu kadının cinselliğe bakış açısı Sivas nın o kırsal kesiminde yetmiş bir adamı ne hale çevirir.
ben söyleyeyim ! cinsel organın bir benzeri bu dünyaya gelmemiş oysa ki o orgazmı iki parmak da hal eder.bizde ayıpları biraz kendi haline bırakalım aranızda denemeyeniniz var mı? konu başka yöne gidiyor .çok pardon
seksenli yıllarda olsa gerek bir arkadaşımın abisi İstanbul gelmiş; sonra tekrar köye dönünce, orada bulunan akranları sor " İstanbullun kızları nasıldır güzel mi?"
Genç adam söyle bir cevap verir "güzeller ama orada ahır samanlık yoktur".böyle ortamlarda sevişmeyi öğrenen biri ; sonrada büyük şehirler gelip nasıl uyum sağlamasını beklersiniz ki!. Bildiğini uygular ahır samanlık havasını hayal eder. Mis gibi bir yatak yorgan tınlamaz onlara Az laf çok icraat demektir.
alim değilim çok okuyan çok insan anısı biriktiren bir kadınım. bakın karını aç olan insana doygunluğu anlatabilirsiniz; ruhu aç olan insana kesinlik hiçbir şeye anlatmazsınız
Ve iki bacak arasında bulunan et yumrusu diğer et yumrusuna ilgi duyunca orada duracaksınız
bu olayın yazarı ben iken arada biri küçük cinsel laf sokumları oluyordu.lafı küreği dilimde aldığım gibi başka yöne çekiyordum.kadın istemezse erkek cinselliğini onunla var edemez
adam resmen seni arzuluyorum rüyamda seninle sevişirken uyanıyorum.gecen gittiğim kadında senin hayalinle uyandım diyordu.
ve sen nasıl kadınsın cinsellik konusunda bana bir adım atmıyorsun. hiç canın çekmiyor beni vs , vs bir ses ver şu kalbime ne olursun anlat bana hayatını isteklerini ve isteklerini yerinen getirmeye hazırım.
sanki anlatsam gidip usul boylum madalaya takacak bu kadını senin yerine severim. bırak onu diyecekti…
artık hikayenin sonuna geldik ve adamla bağımı hepten kesmem için fırsat kolluyorum .
o üç kadının bir tanesine emanet teslimiyetti yapma lazımdı.onların içinde hülya hanım olsun istemiyordum . çünkü o bir zara kızıyıdı. ortak dostlarımız vardı..
demem o ki kurada filiz hanım çıktı. bu aralar onunla hafta sonu eşleşmeler yapıyordu.
filiz hanım dediğim gibi özel bir delikanlının annesi idi; üç kişilik bir aile sadetti nasıl olur. diyem size
orada onlar sevişip oynaşırken. dünyayı yerinde oynat o özel durumu olan oğlu ne olduğunu bilmesi imkansız. delikanlı özel durumu olmasaydı da sen evine girip anasını becereydin aaah dünya sen kaç bucaksın parçalardı onu..
gerçi ben filiz hanımı sosyal medayada resmini daih görmedim hiç konuşmamıştım. bizi ismi lazım değil ’in anlatımlarından filiz hanımı size özel durumunu aktarıyorum.
görev teslimi filiz hanımla yaparken. onun beni her yerde takip etme teklifi birden aklıma geldi. ve gönderdiği arkadaşlık teklifini kabul etim.
ona buyurun derdiniz nedir benle dedim...aaaa oda ne hatun eteğindeki taşları bir çırpıda önüme döktü.
çok önceye dayanan ilişkilerinin olduğunu ve benim bu ilişkide zararlı çıkacağım uyarıları yaptı. isimi lazım değil adam acaba kadına beni nasıl anlatmış ki ettiği her kelime uluslar arası ticarete varıyordu ucu vey ben beni,ben suçsuzum allah şahit .
ve filiz hanım her hafta sonu ona bıcı bıcısını elletiyor. bana ve diğer kadınlara göre bir şans verilmeli değil mi?
sadece filiz konuşmalarında sen sivasa giderken benim yanımda seninle konuştu ve bende hemen bir hırsla sen nasıl bir kadınsın erkeğinin başka kadınla konuşmasını dinlersin.
döndü bana tekrar şunları yazdı . "ne yapabilirim cinselliğimi görsün yeter"ulan iki parmak dedim ve geri çekildim..
evet bu ilişkide kadının evine rahat girip çıkması elde hazır malzeme işini görüyordu. fakında olamadıkları şeyde diğer kadınların arada kaynaması.
yani isim lazım olmayanı adamı arayıp bir güzel haşladım . ders alsın ilişkilerinin rakamlarını düşürsün diye .benimde ilkelerimin arasında yer alan kalpte tek sevgi taşıma olayı var mantıklı insanların harcıdır bir sevgi iki kalp yaşamak
her seferinde ona tekrarladım.arkadaş seninle sorunum yok
ama yaşanmışlıkları beni yorar. ve biz asla bir arada olmayız dedim .
çünkü benim amacım konu kapmaktır
.sen yarım hayatı olan kadınları hayatına alıyorsun cinselliği yokuştan çıkan dayılar soluğundasın..
oy gel de ona anlat bir haklı bir haklı var ya allah allah dün konuştuğum adam kimdi.ya! düşüncesindeyim adeta
bizim oralarda bir ata sözü var sopayı eline alıp bo..ku karıştırırsan pis kokusu da hemen çıkar ortaya
Bu adamın hayatına indikçe daralıyorum kirleniyorum.inşallah o yarım hayatlı kadınların biri ile yolu kesişir…daha çok kadının duyguları bunu elinde oyuncak olmazda.
Burada anlamış olduğum olay daha çok Avrupa da ki insanların kabullendi ilişki şeklidir.
Türk toplumun da ise bunun adı hovardalık ve orsp... luk olarak kabul görür. aile hayatının rahatsız edici makamlardı vs,vs,vs,
Lakin onların anlattığı iki bekâr insanın bir birlerinde cinsellilerini paylaşmaları ve yaşamalarıdır.
Evet, gerek dünya da gerek ülkemizde iki bekâr insanın beraberliği kadar doğal ne olabilir; bende çok art niyet taşımıyorum.
Bir var ki beli bir folert aşamasından sonra evlikle aile yaşamının bir parçası olarak kendilerini o topluma örnekleştirmelerini isterim.
Burada sürekli dönen kırık çarka gelince, erkek ve kadın ilişkiyi basitleştirse evet çok çirkin bir sesle dönüyor. Önüne takılını da alıp gidiyordu.
Tavukların içinde bir horoz şart derler ya! Ama yok arkadaş olay ne tavukların yalnızlığı nede horozun tekliğidir. Kadın ve erkek de sadakat ar edep ararım.
düşünsenize aile ortamı ve cevre sizi eşi ölmüş birileri biliyor. ve zaman zaman öteki dünyaya intikal edenlerinizin size bıraktığı maaşla birbirinize hediye alıp yemek ısmarlıyorsunuz.
ruhları şad olsun rahmetlilerinizin bu kadar erken "ölmeseydiler" dediklerini duyar gibiyim…
yani hafta sonu karı ikoca olmalarından öteye gidemeyenlere sesleniyorum.
lütfen şeyinizi okşamak yerine akrabalarınızla zaman geçirip torunlarınızı parka götürün sokak hayvanlarını kap mama bırakın.
bu ilişkilerin rahat bir şekilde çoğalmasının nedenlerinden biride büyük şehirlerin mimari şeklinin değişmesi komşuluk yok.koca koca binalar. kimse kimseyi tanımıyor.
biriler tahmin yürütür kadının evine sıkla gelen kişi üzerinden ya eşidir yada akrabası
çünkü sorarlarsa alınacak cevap hazır "efendim eşim" deyip kapıyı kapatmaları… aah o kapıların ardında kaç beden kirliği yaşanır; ömürleri boyunca da…ve kırmızı cüzdanın tarihe karıştığı çağlardayız..
Günü çok iyi değerlendirme konusunda üstüme kadın tanımam. Kısaca becerikli bir kadınım. Cinsellik biraz toplumun değer yargılarına karşı dik durmak için arka planda tutuyorum hem de yıllardır. Usul boylumla ilişki adına bir şey yaşamak için çabalamadım. Oda bu konuda çok üstelemedi.
Benim dostluğum onu güzel sevemem ona yetiyordu; bana da yetiyordu. Ama bu adamın bende beklentisi karışıktı kişiliğime duruşuma hayran fakat bir şeyler konuşurken dudaklarının arasında donup kalıyordu. Zahide bu nikâhı beceremedi Gülhan hizmetin karşılığında onun kuzenin koyunda bulur. Kendini ve filiz ise o adamın yakında ki kadınlar üzerinde kurduğu cinselle fanteziler le yetinmiş. Bana gelince önce ki ilişkileri devleşiyor onları savunuyor ve kendince kavgaya giriyor.bu kadar kadının içinde onun cazip kılan neydi sorusuna gelince inan ki bende bulamadım.
not:bir ilişkide unutmalısın ki aşk değil erkeğinin isteklerini ustaca önüne seren ve yerine getiren kadın kazanır.bir de siz siz olun kırmızı kundurası olan amcalardan kaçın…
Günlerdir onunla konuşmuyor ve içimi acıtan bir yalnızlık vardı. Sanki sevmeye sevgiye yasaklanmış düşüncelerim. Bulunduğum iki torbamlar olsun evime kapanıp kendi iç sesimi dinlediğim anlar olsun ruhumu daraltıyordu. Bu kısa deneme olarak burada kalsın gibi düşünürken telefonumun ısrarlı çalmasına koştum arayan sayın editörüm Sungur l beydi. Kulaklarımda editörümün o geverek gülüşü yankılandı.
Dedi ki " hey güzellik sana konuya devam etmen keyifli olacak "ama ben denemeye final dediğimi hatırlattım. O ise ısrarla devam etmem konusunda beni ikna etmeye çalışıyordu. Konuya devam etmem demek adamla hayatında ki o kadınlarla tekrar yüz göz olmam demekti neyse editörümün konu bütünlüğü hatırana onu iletişeme geçeğimin sözünü verdim adam kolay bir yemdi. Ki güzel ve yöresel türkü videosu gönder olduğu yerden eşinmeye başlar. Ki dediğim gibi oldu önce bir iki emoji gönderdi. Şöyle bir durumda söz konusu kadınlardan birinin alıp başını gitmesi diğerine gün doğuyordu. Onunla konuşur zaman geçirirdi. Ve hiçbir kadını aramaz nasılsın iyimi sin bu gün ne yaptın günlük işlerin bitirdindi öyle nazik bir ilgilenme huyu yoktu sen arasan çabalayana kadar senine muhabbet eder ve konuştuğu konular yine zahide ve yâda Filiz olur ve sorulduğunda biz buraya nasıl geldik cevap sen konuyu açtın ve bende haklı olarak cevap veriyorum deyip yani konuşmanı senle alakalı kısmı hep azdır başkalarını konuşmak onların hayatına girişleri olduğunu ve çıkışlarının da bir o kadar imkânsızlığını anlatırdı Yani ruhuma gönlüme kim hizmet ediyorsa onunla olurum beni engelleyen karşı ben engelleyici değilim kısaca kadınlardan biri gider hırsını yener geri döner bu adamda ki yarım hayatları tamamlama gerekçesi yine ben tarafından cevap bulunmamıştır. keza editörüm haklıydı. benimde deneme bitiminde daha sormam gereken bazı şeyler vardı onları nasıl soracağıma takılmış idi;
gfgddfffhjıı
Günlerdi avını kovalamış; bir atmaca gibi, bitkin çok gülüp eğlemeye hevesim yoktu.
Süreklik beynimi uymaya kodluyorum. Sanki ruhum ışıksız bir odanın içinde. Bir benle ilgili anıları ve yaşanması gereken konuları tekrar edip geri dönüyordum.
Çünkü bazı insanların yaşamı, işlenmemiş halen olduğu gibi duruyor.Bazen de bütün garip likleri barındıran bir elmas gibi siz gidip toprağın altından alıp onu gün yüzüne çıkarmak zorundasınız.
aynen İşlenmemiş elması toprağı kazılıp alnınca başka bir süreç başlatır. işte insan öyle değil .Düşünce gücünü yarı yolda bırakır. yani daha farklı yolla ulaşırsınız.
İletişim kurarak ve de arkadaş olur yâda birinin anlatımı sonrası hiç umulmadık bir anda. karşı karşıya gelirsiniz.
Benimde şu an da böyle capcanlı bir konu bulup kalem, kâğıtla buluşturmam lazım.
Biraz kendimi dinledikten sonra bir boş vermişlikle sosyal medyaya ki sayfaları geziniyordum ki!. birkaç hafta önce Sivas, İmranlı ve Zara köy grubunda. paylaştığım yöresel takılarımın videosun beğenilerini yazan adı lazım olmayan beyefendinin bana yazdığı yorumu dikkati mi çekti.
Uyanık bizim köylü , tabi elinden geleni ardına koymamış bu arada bana arkadaşlık atmış. çok hızlı canıııım
futbol amigosu sanki mübarek ."can! Teşekkürler seninle gurur duyuyoruz".falan fistan o öyle haykırıca ben ne yapayım bir koşu paylaşımlarına göz attım
ahhhh! gözlerim ışıl ışıl parladı ve kalp atışlarım hızlandı. vallahi bu Adam aradığım. sanal geçmişi olan Emiceleri severim dedim.ve de hayatını yaz yaz bitmez
Birde Sosyal medyaya kullanıcıların profillerinden." İlişkisi yok "ve hayat okulunu okuduğunu yazısını düşürmelerinden çok nefret ettiğimi söyleyeyim oda yazmış hahah!
arkadaş hayat okulunun olduğuna sen inan ve Nasrettin hocanın kazan doğurdu; hikâyesi ile aynı mesafededir. İlişki yok demesine gelince
Bu ilişkisi yok ibaresi robinson amcayı sınıfta bırakır; cinsten ama herkes de senin sayfanda yerini almış vay vay senin insani ilişkilerini yerler o zaman. Bir gün ,bir yarımla tamam olur bu kesin benim yarım olur..asla bütünleşme olarak değil akıl olarak yarım dedim..
Kim olursa olsun benle aynı fikirdedir. Mumyalatmış kendini müzeye atmış hissi yaratır bu sözcük.
Keza bu adam karışık duygulu ve tahmin ettiğimden fazla bana iş çıkarır.
Kim bilir belki de aradığım kısmet ayağıma gelmişti. Arkadaşlığını kabul edip pusuya yattım.
Onun diğer hemcinslerinden bir farkı olabilir mi? kesinlikle tipik sevgi boşluğuna düşmüş atmış yaş üzeri boş düşünme indirimi vardır.tam bedava olaydı iyiydi.
Benim onun arkadaşlığına onay vermem kesin kalbini boş bir çuvala attırıp omuzlarına atmıştır.
Bu arada ben az değilim ha! Kalemime heyecan yaratmaya" geliyor geliyor gelmekte olan" siyasi parti reklamı gibi dilime dolanması ile beraber; beni de alıp sürükledi yazacaklarımın peşine
Kısa kahve molam tam bitmiştik ki kadir gecesi doğduğuna kanat getirdiği o adam ikinci merhabası mesaj kutusuna düştü.
Bir erkeğin sayfasının hayatının nasıl olduğunu anlamak için onun paylaşım arkadaşlarının gelen yorumlarına dikkat ederim
Mesela eskortların olması; Yabancı uyruklu kadınların olması kadar,tek cümle yabancı dil bilmeyen böyle adamların. O arkadaşlık aralığına hem şaşırmış hemde zekice buluyorum.
Bir cümleyi o yabancı kişinin diline çevirme gayretini karşısın da. Şöyle keyifli ellerimi başımın arkasında toplayıp izlemek isterdim. Kesinlikle çok keyiflidir.
İkinci arkadaş seçeneklerine gelince yaşça büyük ablaların olması en tehlikelisi de onlar elini kana bular sonra mıntıka temizliğine gelirler. vay vay ne çok şey bilir onlar .yaşı kuruya göre tanımlamaz kısaca malın iyisinden çok iyi anlarlar
Kedi köpek sahiplenirler birde dili kısa erkekleri sahiplenirler.
aman amanda aman Maddi sıkıntı yok rahmetli eşleri öte dünyaya göçerken onlar rahat etsin koşuları iyileştirmiş ve hep yazlık ve denizin kenarını mesken tutarlar.
Kendileri ile barışık deniz kıyısında ayaklarını ıslatan resimleri, yâda torunları besledikleri sevimli canlılar paylaşırlar ;bir nevi hovardalıklarını perdelemek düşünün. ve sokak canlılarına verdikleri bir kap mamayı günahlarından arınma seansına dönderirler
bu arada bizim ismi lazım değil ise bana yazma başarısını ispatlamış . sanki bir saniyede eli bin cümle ile ha babam yürüyor.düşündüğü hedefe
Esnaf ya Bir sigar bir; sakız satıyor. Bir bana hayatının en derin yaralarının aldığı yerden anılarını anlatıyordu.
Yorulunca konuşmaya sesli mesaja dönüştürüyordu. o bozuk Türkçesi ile kalın sesi odamın içine bomba gibi düşüyordu. iyi ki kalabalık bir aile hayatım yok ya olsa ne yapardım. bende bilmiyorum.
Lakin aklı ile oynanacak i kadın değilim. Bekârım ilginin en mükenmelini çevremde zaten alıyordum. Ticaret kayıplarını çocukluğundan önce anlatan in-san hayata hep eksik başlamışsını anlarım
Yani konuştuklarımızın özetini yaparsak. ben suyu fincana dolduruyorum. o karşı tarafa taşıyor.
Başka kadınla ilgili sıkıntılarını anlatan beni hiç af etmez anlatır. Kısaca İyi gözlemlerim insanları.
Bu kadar cesaretli olmam kendime hâkimiyetim yanı sıra bilmişlik değil; kendimle bilgi birikmişliğimdir.
Öğretmensiz, kitapsız, kalemsiz ve arkadaşsız hayat okulunu okudum. Diyenler gibi olmasa insan ilişimde çok çok iyiyimdir.
ismi lazım değil. tam bir saat içini neyi varsa ortaya dökerken. Adeta beynimi bir çöp bidonuna döndürmeyi başardı.
Adam çöpsüz üzüm eşi rahmetlik olmuş. istanbul’un en lüks semtlerinde iki işletmesi var.
Evi en sevdiğim semtte doğrusunu söylemek gecikirse benim onun hayat şartlarına getirdiği maddi olanaklar değil de.
Özel hayatını öğrenmem gerek. Arkadaş ben yazmaya açım neylerim onun engebeli ticari hayatın değil mi?
Adamın konuşmaları ve yaşadıklarının arasındaki o ince çizginin bir tık gerisinde durmayı nasıl başarırım; bu yazı boyuncada.
yaşanacakların bıraktığı hasır kabullum deyip şimdilik sabır her şeyin güzel bitmesi için sabır gerek. Aynı zamanda burada bana iş çıkar fikrindeyim.
Çok yeniyiz tanışmaya tanımaya açız galiba da. Bir iki resim ile günaydın iyi akşamlar ile tanışma ağını genişletiyoruz.
Hani ben iyi bir avcıyım avımı tanırım, derdim.
Maalesef öyle göründüğü gibi değil insanların başına neler getirir
.sen biliyorsun yazdıklarını o sevgi tarafında seni ağlarına düşürmeye gayret ediyorlar.
Kadınların erkeklere göre duyguları yeşillik ister; buda tatlı söz demektir. Tatlı sözün anlamını bu adamda anlamını tamamen yetirdiğini düşünüyorum.
İlk buluşmaya nasıl geldiğimize gelelim . kendisinin ticaret yaptığı bir yer olduğunu sıcak parayı kimseye emanet edemediğini söyleyince
Bende tamam sakıntı yok, ben yanına gelirim. Beraber bir kahve içeriz dedim ay demez olaydım.
Geç bir saatti sanatsal etkinlik çalışmam bitirmiş.orası bir ticarethane ne gibi bir durumla karşılaşırım bende bilmiyorum Metro hızını göze alıp onunla karar verdiğimiz saate onu ve müsait misin? diye arayıp elbet gele birisiniz onayını aldım.
keza onun ticaret içinde olduğu çevreyi çok iyi tanıdığımdan dolayı, elimle koymuş gibi dükkanı buldum.
Karşımda atmış beş yaş üzeri kısanın bir tık uzunu ya var yâda yoktu. Burnun üstü belki çocukluktan düştüğü yerin izleri hâkimdi.
Saçları gökyüzünde bir tutam beyaz bulut çalmıştı. ve pörtlek gözlü, mermer dudaklı dişlerine iyi yatırım yapmıştı. Bembeyaz ve aynı hizada idi;
Kişinin kıyafetleri itibardır. derim ben hep, fakat onun emanet giyim kuşamı dikkatimden kaçmadı.
Vah vah garibim dedim. Demek ki hep burada çalışıyor. ne yapsın sıcak bırak kime bıraksın fırsat bulup kendisine bir şeyler beğenip alamamıştır
Çünkü giyindikleri yaşının kıyafetleri değildi. Tam yıpranmaya yakın oğlu ve ya damadı tarafından kendisine verilmiş, olabileceğini ilk aklıma gelendi.
Günah almayım dedim. Ama o can kırmızısı ayakkabısı ve yakası ışıltılı gömlekleri bazen de bizim Tahir amca gibi göz göz yağ leke dolu tiysortu bir hoş ederdi içimi ne yalan söyleyeyim.
elit bir yerde işletmesi ve o lekelerini nasıl farkında değildi. hele gri mi? beyaz arası o keten pantolonu koca göbeğinden şak diye aşağı düşecek gibiydi. Bizim mahallede uşaklık bir bakkal Rafet ağabeyimiz vardı yıllar önce yani marketler büyük binaların istilası öncesiydi; bütün mahallenin çocukları, kadınlar kirli bakkala gidiyoruz derlerdi.
Her neyse yukarda geldiğim fark edince yanında sohbet ettiği üç beş kişiden ipini koparmış misali gülümseyerek bana doğru geliyordu.elimi uzatınca beni kedine doğru çekip kırk yıllık arkadaşıymışım gibi iki yanağıma öpücük kondurdu.lütfen orada dur ben öpüşmeyi usul boyluma ayırmışım fırsatı bulamadım öptü gitti. sonrası daha kolaylaştı gayet kibar ama bozuk Türkçe Kürtçe karışım şifası ile kibarlığın ipini biraz kaçırıyordu
dükkanın içine davet etti ben razı gelmeyince oda koştura koştura Dükkânın yan tarafına attığı iki plastik sandalyeyi ikimizde karşılıklı oturduk.
beni ilk görünce Onun bileme ne his ettiğini ama benim kalbim başkasına ait ve kafamda heyecan adına yazacağım hikaye yatıyordu.
O yazıların hatırı için çok iyi yaklaşmam ve gerektiği yerde onu kışkırtacak şeylerde yapmam lazımdı.
onu harfleler buluşturmam çok kolay olacak çünkü Hırslıyım yazacaklarımın yolunda.
Dedim bana ne kimin sevgilisi; kimin hayatın içinde olursa olsun. Ben alacağım alayım gerisini o gün ayrılmayı gerektirecek sözü anı düşünürüz.
Ben kadar net değildi. yaşamın içindeki acılar ve mutlu anlara her şeyi ya başında başlamıyor yâda sonun u getirmeden araya konuyla alakasız lafıları sıkışmıyordu.
Her şeyi karışık anlatıyordu. Gönlüne işlediği kadınları kendi sevgisinin eksikliğini ve başkasında aradığı kriterleri ticari kafasına vurduğu anları yaşadığı aşklara bağlıyordu.
yani arada bir dram sahnesini kuruyor. yanaklarında bir iki damla gözyaşı sallandırıyordu.
Herkes bu hayatta her şeyi güzel olumlu yaşayacak diye bir şey yoktur. Onunki de o kadardır.
Onunla her görüşmede, her konuşmamızda olsun kısa kısa notlarımı tutmaya ve evde temize çekiyordum.
konumum dan dolayı çok insan tanırım dinlerim yaşadıklarını. fakat onun anlattıkları yaşayışı ile uyumsuzluk vardı.konu genişledikçe anlatıklarına yemlenmiş gibi yapıp ve çok Şaşırdığımı beli etmiyordu.. Olan üstü bir beyine sahip değil ve dört resmi onlarca yedek kadını çok güzel idare ediyordu.
Bunların içinde altı seneye devri yaptığı özel bir çocuğu olan filiz var. O sadece cinsellik işini hal ettiği kadındı. filiz eşinden önce olan olduğu için artık bir nevi kalıplaşmış ilişkileri aralarında özel şeyler al ver sonrası yok gibi
ama ben Ve size iki yıllı beraberlik yaşadığı ilk Hayriye Hanım anlatayım .
isimi lazım değil adam Eşinin ölümünden sonra çocuklar evlenince bir başına kalır ve evinin günlük işlerine bir süre kızı canan yapmayı deniyor.
Yine öyle bir gün evin kapısında içeri girer girmez o dağınıklı görür ama toplamak yerine bütün dağınık ev halini resmini çekip erkek kardeşine gönderiyor.
Diyor ki ben babamın dağınıklığına baş edemem acilen bir temizlikçi kadın tutalım.
Temizlikçi daha tutulma nedeni çözemeden Akılsızlık devreye girdiği için konuşulan her şey aralarında sıradanlaşmış.
Hızlı erkek ve acısını başkalarının gözünün içine sokarken başka bir adam oluyor. Kadınlara gelince allah her fırsatta da Üç hanımefendinin arasında adeta mekik dokuyor.
Türk dizlerinde gerek romanlarda sizde görüp okumuşsunuzdur bu tipik bakkalcı muhabbetlerini. Yedirecek hatunlara ki biraz şehvetli olsunlar ona karşı dükkanda ne var ona taşır hemen bir çırpıda tezgâhı süsleyen beyaz peyniri rafta rakıyı, şarabı alır. kadınların kapısı da bulur kendini. Öyle bir geceye masa lazım sohbet lazım ehlikeyif bizim adama.
Telefonun sessize alır .ve bütün gece orada yer içer; duşunu alır. Sorasınız nerede olduğunu uyumuş numarası yapar ki! kimse bilmesin yedi altları.
Bu temizlikçi olayı patlarken konuştuğu diğer kadın yani üç numarası aklına gelir. Hayriye hanıma derki!..canım sıkın ve gel senle sıcak sular gidelim adam sıcak para sıcak suda yüzmeyi seviyor açıkçası . ikna gücü var adamın kaçışı yok bu işten.
Biri gezmenin şartlarını ona sırlara dese vallahi ben kefilim konuşmalarından.bir kere adamın coğrafi bilgisi sıfırgidilecek yerde ;ne yenilir, içilir ve aktiviteleri nelerdir; diye sorsanız hiç birinden anlamaz
onun değişkenlikle pek arası yok sadece o değişkenlik hayatı deki kadınlar içindir.
bir Yalova sıcak sularını n sıcaklığını his ede ede anlatırdı..bana da teklif etti canım hakkını yemeyelim şimdi.
ayyyyyy merak ediyorum şu Yalova sıcak sularını nasıl bir yere acaba neyse bir ara giderim.
kaldıkları otel odasında. alkol ve cinsellik derken. Hayriye Hanım kafasına koyduğunu uygular.
parkta çocuk gibi onu sallar; kaydırağa bindirir. o resimlerin de sosyal medyasında çatır çatır paylaşırmış.
çünkü babanın oğlu seni sıcak sulara götürmüyor. bunun maliyeti var bir vereceğin olsun dermişim …. )
isim lazım değil bizim adamın kızının kendisine isyanı o kadar beyine yer edinmiş ki hemen düşünmeden Hayriye hanıma ev arkadaşlığını teklifini eder.
şimdi sizde ev arkadşlığını üzerin de tepinmemi istersini. evet doğru duydunuz genel toplumun bildiği o metres hayatı bir tık değişime uğramış yani adı ev arkadaşlığı olmuş şimdilerden..
Hayriye hanımla tam hız devam edelim kararı sonrası memleketi İmranlıya oraya buraya gelip giderken. Halen filiz hanım ve yabancı uyruklu kadın ve birde kız oğlan kız gül hanım arar ve arayıştaymış .
Her ne kadar Hayriye ev arkadaşı etmişse gül hanımı ve filiz hanımı çok sıklıkla arayıp ziyaret etmek de.
İşte kadının en büyük düşmanı yine kadındır. Hayriye Hanım da içinde ki yalnızlığa eş bulmuş umudu ile bu adama sımsıkı sarılırken. Her şeyine okey derken. onlar kadının beraberliğine aldırış etmeden.o adı lazım değil adam gizli gizli buluşup peçete tutuyorlarmış .
Hayriye hanımla aralarında ki tek Anlaşmaları istediğin zaman çocuklarına gidebilirsinmiş ve istediğin zamanda yanımda olursun. başka kadınların gönlünü hoş ederim sözü bile geçmemiş geçse Hayriye hanım değil kendini bilen hiçbir kabul etmez .
Hani o dağınık ev haline Hayriye hanımın hayırlı elleri dokunur. Yatak odası mobilya hepsi sıfır ve evin zenimin üste dekorlar yaptırır.
Yalnız Hayriye Hanım temizlik olayını fazla abartır. Ve Bey efendinin rahmetli eşinin bütün anılarını ve resimlerini toplar. Bir güzel çöpe atar. ne kadar çöp yığılmış olmalık ki evine .Ve günlerce çöp konteynırları onlara çalışır.
Bu eşyaların atılması en çokça kızı canan hanımı zırvandan çıkarır. Bu sefer başlar kırgınlıklar. Bu kırgınlık kimin umurunda o kadar kadının cellâdı kendi kızına acır mı? Hiç sanmıyorum
Adam musmutlu olacağının peşinde kulaklarını tıkar. Her söylenene
Esnaflık onunda dediği gibi sıcak para anlık dalgınlığa gelmezdi. Hep fedakârlık ister. sabahın bir köründe dükkânı açar; Gecenin yarınlarına kadar orada bir şeyleri satmak için beklenirdi.
ha birde gidip gelmelerimde gözüme çarpan alkolik adamların biraz kasalarına oturup uzun uzun muhabbet etmeleri ve hepsinin yüz ifadesi sidiğe kaçan oğlan çocuklarına benziyordu .adı üstünde alkol satılan yer.ve ister sırdan bir kadın; ister ailesinden bir kadın olsun oraya davet ediyordu
cahile ancak kendisi cahiline ayna tutabilir biz bu konu hakkında ne desek boş o bildiğinden şaşamaz bir adamdı.
Hayri Hanım ise 14 yaş küçük kendisinden ve , önce ki evliğinde gezip tozmayı eksik yaşmış bir kadındı. bundan da dolayı daha fazla yer görmeyi güzel yaşamayı ondan sıkça talep ediyordu. İsteği boş zarf olarak tekrar ona iade edilirdi.
eee nasıl olacak sıcak parayı kime temsilim edecek derken. Başlar yeni kavgalar sebepsiz tartışmalar.
Bir erkek hayatına dâhil ettiği kadının ruh halini iyi bilmeli ve yapmayacağı sözleri vermemelide.
aaaah Hayri Hanım ile resmi evliliği düşünmeyişine geleyim. isimi lazım değil hiç lazım olmasında. rahmetli eşi öğretmenmiş
aaaaaaaaay devletin gereksiz karalarına hep kızmışımdır.bu da onlardan biri ve alın size bir tane gereksiz karar daha.dul erkekti rahmetli eşi ölünce onun emekleri olan maaşı ona bağlanmışlar .
evet evet doğru bildiniz o bir dul erkek ve eşi rahmetli diye devletten maaşını alıyordu.
Ve eğer ki başka biri ile bir evlilik olursa o maaş hemen kesilir. Ne bo. K yiyecek sonrademi.
böyle sıcak emek verilmeden edinen sıcak para olursa .Evliliğe gelip yanaşır mı hiç! sıcak para onun en haz aldığı şeydir. Bin kadında olsa o sıcak parayı bırakmaz.
İstanbullun en iyi semtinde iki dükkân işleteceksin ve sıcak parayı cebinine koyacaksın.
rahmetli eşinin maaşını alırken banka matikden. Elin hiç yanmayacak vicdanın sızlamayacak öylemi… Ekonomik özgürlüğüne önem veren ben bu konular da devletin böyle uyanıkların defterinin de bir an önce dürmesinden yanayım.
. Hayriye Hanım istekleri onun tarafından cevap bulamayınca kuyruğunu diker ve çocuklarının yaşamakta olduğu Başakşehirde ki evine geri döner.
öyle bir yıpranış ki bin parçaya bölünmüş . başka kadınların varlığı nikaha yanaşmaması çocuklarının ona karşı cep almaları kadının toplumda ki yerinin zedelenmesi sebep olmuştu..
onları bir yakınına kimseye anlatmıyordu. "iki ucu boklu değnekti" kısaca değer yargıları sıfır.hani halk karışında hızlı yaşayan kadınlara kaşar denir. bununda beyni bedeni kaşarlaşmış
her kavga anında kendi aklıyor. sonra benim mi? sana gel dedim. ben mi ?şunu yaptımlafları havada uçar. bu davranışın kesinlikle tıp da biri adı vardır .olmalıda yoksa insanın ikilem arasında kalması neye bağlanır. bende bilmiyorum .aklıma çok şey gelir demeyim bari.
Ama Hayri Hanım asıl baş edemediği hayatından hiç çıkmayan diğer kadınlardı.o kadınlarda çok uyanıktı. yaşanmışlıklarının arkasında durup onu görüp kolluyorlardı.
yahu bu adam bu kadınla bir yola çıkmış ne işiniz var. onun yanında değil mi? . "bok sineği boka konar" lafını bu kadınları tanıdıkça ne kadar yerinde söylendiğini anladım.
Hayriye hanım ne ki eşi sağken hayatında yer alan diğer kadın filizdi.aynı binada ve komşuluk olayı ile başlamış ilişkileri
adamın o ilişkiyi savunmasına bakar mısınız? eşim hastaydı. ve ben erkeğim kadınsız ne yapıyım dedi. onunla ilişki yaşayan kadınlar ne kadar erkek bedenine köleler ya! ağabey kes onu kökünde at şu et parçasını bir diyen çıkmamasına üzülüyorum. ben hiç geri atmam.ve yeri geldiğinde lafı vururum anlının ortasına.
bu gün bunları yazarken içim sızladı rahmetli ola eşe ,işte siz kadınların kendinize ettiğiniz saygısızlık bu
hasta yatağında bir kadının eşini memnun ediyorsunuz. sonra o kadının cenaze erkanın da baş köşeyi alıyorsunuz.
yıllarca bu gizli ilişki yumağının ucunu; yanı onun şeysinin ucunu filiz kimseye bırakmadı. bırakmazda filiz sabit kalıcı hayatında. çünkü engeli olan bir çocuğu vardı. onun varlığını hangi erkeğe kabul ettirecek ki laf aramızda kalsın o çocuğun varlığını sadece günlük sikicilere kabul ettirir.
Hayriye hanımın sanal yazışma olarak gidiş gelişleri olsa da o bizim manyak yakıştırmasıyla çoktan tozlu raf larda yerini almıştır.
Hayatımda ik defa bir kadınin ettiği hakaret eyvallah diyordum. çünkü onun düşündüğü bir aşk olayı ile uzakta yakından alakam yoktu. eğer dürstce ben onların yaşadıklarını yazdığımı söyleseydim gider ismi lazım olmayan adama söyler ve bütün düşünceleri çöp olurdu.
keza onun bana hakaretli o suçlama yazılarına karşı ben onu yine savunmuşumdur. Hep haklı idi; eski ilişkilerine noktayı koymayan bir Zavvalı ile bir yola çıkmıştı. Doyumsuz olan bir erkeğin karşısında ne yapabilirdi. Bir kadınla beraber olmak basit bir işlem onun için çiklet küflü peynir satarak kendini ticaretle uğraşan konuma getiren bu adam çok kötülüğe gebe
gebe demişken geçen sosyal medya da bir paylaşım gördüm. sanırım kendini din adamı olarak kabul eden birisi aynen şöyle diyor" kendini kendisi tatmin edenler hangi parmakla etmişlerse, o parmak öteki dünyada hamile kalıyormuş.sizde parmaklarınız bu yazıyı okurken bir göz atmışsınızdır benim gibi . .
cinlik değil mi? acaba parmakları ile zevke ulaşanların sayısı fazla onların hamilelik sayısı ne kadardır ve bu hamilik oluşmuş sa doğurması gerek.normal doğumu olur yaksa sezeryanla mı?parmak işi öteki tarafa bırakayım konumuza döneyim ben
her erkek cinsellik arzuları başkasına helal Ama bacısına gelince yok benim kız kardeşim namusludur.
Efendim çocuklarına anasıdır.kimse kimsenin özelini bilemez lakin öyle sanasın öyle bir kardeşin geninden olacak ceviz kırmayacak yani
ona göre bizler anne değiliz hey babam hey dünya yıkılıyor o başında iki tel kalmış saçını tarıyordu
kadınların birinin vurgunu diğerinin gitmesi demek oluyordu. Hayriye hanım herkese rakipken işin en acı tarafı diğerleri kadınların ortalık da at koşturmalar dı.
isimi lazım değil adamın hiçbir kadının gururu cevresi umurunda değil ya adam kimseye in gütmüyor kafası yoğun kadınlarla.
geçen arabasını yıllık muayenesi götürdüğüne dair bir adres bildirimi atmış .ve yabancı uyruklu kadın diyor ki" güvende ol " filiz hanım altına şöyle cümle döşüyor "o güvende " gözümde kaçar mı ? bu güven tazelemeler ve hemen bunu altını eşeledim. meğerse daha önce üçlü ortak sevişme platformumu kurmuşlar ve ondan güven olayını aralarında pay ediliyorlar.sadece yazacaklarıma dair bilgilere ihtiyacım vardı.yazdım filize bu güveni anlamadım. kadının benle dost olma gayreti yerini hakarete bıraktı.anlatacağı şeyleri dinlemek istemedim. Kendi ilişkisini ne münasebet anlasın ben duygu pevzevenği değilim olanı da eşek sudan gelene kadar dövesim var..cinselliğinin neyini anlatacaksın kendini deşifre ediyorsun . kadın olsun erkek olsun gözümde beş kuruş değeri yoktur.
artık yeni kanunlar çıksın ve şu sosyal medyayı telefon tuşlarını kendine tatmin aracı seçenlere yasaklar gelsin aşkın özleminin beklemenin göz göze gelmenin bir anlamı kalmadı. onların yüzünden çok pardon şeyisin de akışkan madde transferi başlayınca; tamam ben aşık oldum. naaah aşık olursunuz gözünüz böyle hep dışarıda onun bunu kırkılarını alırsınız koynunuza
günün her anı değişken olayları sıra halin de sanki birbirini takip ederdi.hareketli adamdı ağzı dursa; götü yer beğenmiyordu .oldu ya oğlu ,kızı ile takıştı. ilk yanında çalışan elamana gürler Erkan ! dükkana bak!Erkan neredesin? Erkan Erkan…çalı çırpıya yola erkanı boş eli boş gelir . onun yanında onun mantığında insanlar ancak çalışırdı .
kaşık suratlı adam birde iki dükkanı kamera sistemi ile takip ediyordu. teknolojiden zerre anlamaz bence kesin biri kamera tak diye onun akılını yemlemiştir.
oğlunu çok tanımıyorum. cenazede ve bir iki kez gördüm. eli yüzü temiz çocuktu.adı lazım değil adamın şikayetleri bir gider biri gelirdi.çok yazık ben onun yalancısıyım bana derdi. her şey var hayatında .
aslında onun telefonun da iki dükkanı takip ettiği kamere sistemi benim elimde olacaktı.ne olacak orada bütün yaşadıkları göz önünde aç kamerayı otur olanı yaz değil mi?
benim onda çok birikmiş anım yoktu . telefonda o konuşur ben dinlerdim bazen de dükkanına yakın kapalı pazara giderken. ayak üstü uğrardım yanına….şöyle bir şiirde yazmıştım………………………………………………
balım benim boyuna endamına kurban sevilmesinin sanalla yetindiğini kim söylemiş ;biraz hava siyaha teslim olunca ona gün doğuyordu. erkan ! topla buraları yapar ve moral almak için dükkânda ne bulur bir güzel poşetler. her hangi iki kadından birisinin kapısını tak tak diye çalar.
daha çok cinsel isteğini görür ve işin en korkunç boyutu nedir biliyor musunuz?
Bu kadınlar birbirlerinin varlığından haberli olması şu gerçek var kim ne kadar cinselliğe doyacak derdi vardı.
ay benim canım ar, namus ve kadın hakları kim kayıp etmiş bunlar bulsun yarım hayatlı kadınlar acımazsız olur .sadece cinsellikle intikam alır o geçmişinden.
isimi lazım değil adama kavgaların hakaretin en büyüğün edin ona hiç kimseyi engellemez. buna itiraz eden olursa alacağı cevap hazırdır.
neymiş efendim kendisi beyni engeli değilmiş . Kimseyi sayfamda engellemem deyip bütün kadınlar bir birini öyle gözlemliyorlar.
işin en tatlı tarafına gelelim
hayatının bir parçası olmuş bu üç kadın. Yeni bir kadının varlığını his ederlerse ne olur)işte orada bütün dengeler alt üst oluyor.
ilk Hayriye Hanım yazar. O benim eşim diyerek "açar ağzını yumar gözünü"
yeni gelen habersiz olaydan bir tık haberli ve aynen ona durumu anlatınca boş ver onlar seni kıskanıyor.cümle katili diye bir yazım vardı her cümle adamın dilinde yarım kalıyordu bunda onlardan biri evet aynen söyle der tatlım, canımın ta içi ve cevap verme.yeni geleni de böylelikle suya sabuna dokunmadan savar başından
. o kaşıntı süreci… devam eder eder ederde. Biri pusuya yatıyor. diğeri onun için savaşma haline geçerdi.
eeeeeeeeee bilseler ki ben onları böyle net açık yanlış ve doğruları ile yazıyorum
.hangisi gelip saçımdan bir güzel tutup yollardı .saçlarım zaten çok dökülüyor bu aralar yolunmaya hiç hazır değilim…bu olayın finali güzel olacak kitaplaşınca insanlar okuyunca tabi ki
ben gibi bir kadında aşk olma olayı o kadar kolay mı?. benim usul boylum yeşil gözlüm varken. başkasına yar der miyim? asla demem,
Olayı hâkimiyeti bende; bu aralar ismi lazım değil adam beni çok beğeniyor ve konuşmamı sanatsal çalışmalarıma hayran ve hayatında tek kitap okumamış o bana hayat dersi vermesi de ben çok güldürüyordu..
bilmem sizde duymuşsunuzdur. Serhan askerin bir programın içersinde sıkça kullandığı bu sözü… Derki "boş çuval dik durmaz kitap okuyun " boş çuval onun tam benzeri ve okuyarak başkalarının hayatlarına dokunsa bu kadar gereksiz ilişkilerinde gerilmez. ar edep deyip kadınlara karşı saygısızlık sınırlarını aşamazdı.
doğrusunu söylemek gerek yazılarımın üzerinde çalışırken çoğu zaman
Bir kadının uğurun da dünyayı feda edecek bir adamın olup olmadığını çok düşünürüm..
ben usul boylumu çok sevdiğime inanmışım ve canımı uğrunda yeri geldiğinde verme konusunda mantıklı yanı seçerim . ben yaşayım ki onu daha çok seveyim değil mi ama!
kadınların arasında beş parça bölünmeyi beceren bu adam rahmetli eşinin yasını tutu mu? hayır …
Ağzı çok iyi laf yapsa da. boyu endamı ,ticaret kafası noksan . bu adam vallahi her açıdan noksan.ve Duygu konusunda hep zarar etmiştir.
Kendi memleketinin insanına göre değerlendireyim diyorum .
oda yok; bir yol erkân insana karşı güven veren o yanını onda hiç bulamıyorum.
Aynı zamanda yabancı uyruklu kadının durumu halen çözemediklerimin arasında.
bu kadar dili Türkçeye yeterizken;bu adam kadınla neler paylaşmış olabilir.
o cam erkânının da.
aşkı bedenlerin orgazmı olayı ne derecedir. ne kadar üsteledimse onu çok öğrenmedim.
yabancı kadını sorduğumda bana kaçak köçek cevaplar verirdi. örneğin anadan üryan geçip karsısına dans edip şarkı söylermiş vücudunda ki kıllar tiksindirici yaptığı raksı ve çıkardığı sesleri korkunç buluyormuş.
bazen de yahu arkadaşım ne var bunda bu kadar aklını karışacak . şu aşağıdakinin dili yok. ama herkesle iyi anlaşıyor derdi..
Ve birde kızı oğlan kız gül hanım var. oda yarımlaşan hayatların bir diğer tarafı
ve yıllarca annesine bakmış. sonra kimseye alayım dememiş belki kısmetleri olmuştur.
fakat resmiyette lazım bize. Türk toplumunda hiç evlenmemiş kız deyince bende gülü hanımı kafamda başka canlandırdım.. Ayşe Gurudanın oynadığı bir filimin de ki gibi yani birilerine göstermiş ama elletmemiş
burada. sıkı durun size ne anlatacağım.dedikoducu teyzelerin tarzı ile söyleyim size olanları. aman düşmanlar başına ! kız oğlan gül hanım gide gide isimi lazım değil adamın yakını olan kuzenine bir günlük apart da o nazik bedeni ile bir teslimiyet vermiş . anladınız siz onu.
ihanet konuştu vay anam vay dediğine göre gül hanımın kesin çıkarmış hayatında.
ama yine sosyal medya da onu takipte dir. olur da bir kadından boşluk olur k gül hanımla belki anı tazeleriz fikrini devam ediyordu.
kendini iyi tanımlayan bir kadın olarak içimde oooooooh bu sana iyi olmuş gerçi çok inandırıcı gelmedi o ihaneti
bu insanlar etrafında kadınların kime gittiğini önemsemezler ve hata çevresinde ki eş arkadaşlarına önerebilirlerde. olmadı oldukların çok duydum çevremde .
Kadınların cinsellik ve duygusallık objesi olduğu sürece bu gibi yarım akılı adamın istekleri bitmez.
yıllar önce arkadaş ortamın da tanıştığım bir Halil ağabeyimiz vardı. her fırsatta kadınlarla aşklarını hovardalıklarını anlatır dururdu.
İnanırımsınız ergenliğinden o yaşa gelene kadar kadınlar ve kızlara ettiği cinsel taziz ne bileyim beraberlikleri ile yüzlerce hikâye yazılabilirdi.
konu konuyu açarken. kadının cinsel organın kokusu burnumun önünde gitmediği için, sürekli arayış içindeyim.ve ister güzel; ister çirkin olsun dalarım derdi.
onu bu davranışının tamamen bir tür insan bedenine saplantı hali olduğunu düşünüyorum.bu ismi lazım değil adamın ondan pek farkı yok gibi
her neye onunla İstanbul da bir hastanede karşılaştık o beni sesimden tanıdı eee bakımlı bir kadınım onun tanıdığı zamanlar daha kapılı giyinirdim.tanımasına şaşırmadım.
ilk sorduğu soru ağabeye siz nerelerdesiniz dediğimde o göz pınarlardın da ki yaşlar topak topak kopup yanaklarına serildi.
Dudaklarında dökülen o acı cümle beni yürekten sarstı "ailem artık yok, dedi. "can
ailesi uğruna canını veren bu adamın ailesine ne olmuştu kaygısı ile tekrar ona ailesini sordum.oturduğu hastane bankına sırtını iyice yaslayıp bir bir başlarından geçenleri bana anlatmaya başladı.
allahım kimse sevdiklerinin yanlışları ile sınav edilmesin .aynen o başından geçenleri anlatıca dedim ki yaşadıkların topluma ibretliktir.
Eşinin malum hastalığın pençesine düşmesi ile ilk sarsıntıyı yaşamış ve onun sonrası kızın eşi olacak adı lazım olmayan kişi onların aile içine yasaklı madde getirmesiyle tamamen keyfi değişimlere girmişler.
yürüdükleri sebepler çoğalmış etrafların karanlık zindana cevirmiş
kulun sebep oldukları kadınların ahı gelir bulur onun şaşamaz bu ah onun kızını bulamasa kızının kızını bulur. der büyüklerimiz
nasıl bir sınav ise evlatları hepsi bu derin yarının bir parçası olmuş ; tahsilin eksikliği ve en küçüğünün de biraz psikolojik sorunlarla doğması varın siz düşün bu aileyi
. Evlerine gelip gidenlerin çoğalması bir yana; hâstalıklar bir yana
aynı zamanda yaşadıkları mahallede. kendilerini nefret edilen konuma getirmişler.
ve beş torunu var. kimdir babaları ;hiç bilinmiyor.oy oy bu nasıl bir kullanılmışlık o kadınları bedensel tercihlerinin arasına alan erkeklere edecek çok laf var kim anlar desende .
bu kadar ağır kişilik bozukluluğunun içerinde debelenmiş ve O kötü hastalılık bütün bedenini sarmış; yaşamaya hiç umudu yoktu…
Ve döndü bana dedi ki! oğlun olursa kadınların vebalini almasın onu iyi yetiştir kadınların bedduası öyle bir tutar ki. ben halimden olur..
oğlum yok, evet kızımın eşi olacak insanın böyle çıkmaması için dualarımı ettim tabi ki.,
Evet, kadınların bedeni üzerinde hayal kuran, her erkek bence sapıktır. ve bu ülkenin toplumun yüz karalarıdır.
Halil ağabeyi bir kenara bıraktım. yahu benim verdiğim örnek yanı başımda yaşıyordu.nefesim kadar yakındı bana.
gelin buradan yakalım. Yabacı uyruklu kadının cinselliğe bakış açısı Sivas nın o kırsal kesiminde yetmiş bir adamı ne hale çevirir.
ben söyleyeyim ! cinsel organın bir benzeri bu dünyaya gelmemiş oysa ki o orgazmı iki parmak da hal eder.bizde ayıpları biraz kendi haline bırakalım aranızda denemeyeniniz var mı? konu başka yöne gidiyor .çok pardon
seksenli yıllarda olsa gerek bir arkadaşımın abisi İstanbul gelmiş; sonra tekrar köye dönünce, orada bulunan akranları sor " İstanbullun kızları nasıldır güzel mi?"
Genç adam söyle bir cevap verir "güzeller ama orada ahır samanlık yoktur".böyle ortamlarda sevişmeyi öğrenen biri ; sonrada büyük şehirler gelip nasıl uyum sağlamasını beklersiniz ki!. Bildiğini uygular ahır samanlık havasını hayal eder. Mis gibi bir yatak yorgan tınlamaz onlara Az laf çok icraat demektir.
alim değilim çok okuyan çok insan anısı biriktiren bir kadınım. bakın karını aç olan insana doygunluğu anlatabilirsiniz; ruhu aç olan insana kesinlik hiçbir şeye anlatmazsınız
Ve iki bacak arasında bulunan et yumrusu diğer et yumrusuna ilgi duyunca orada duracaksınız
bu olayın yazarı ben iken arada biri küçük cinsel laf sokumları oluyordu.lafı küreği dilimde aldığım gibi başka yöne çekiyordum.kadın istemezse erkek cinselliğini onunla var edemez
adam resmen seni arzuluyorum rüyamda seninle sevişirken uyanıyorum.gecen gittiğim kadında senin hayalinle uyandım diyordu.
ve sen nasıl kadınsın cinsellik konusunda bana bir adım atmıyorsun. hiç canın çekmiyor beni vs , vs bir ses ver şu kalbime ne olursun anlat bana hayatını isteklerini ve isteklerini yerinen getirmeye hazırım.
sanki anlatsam gidip usul boylum madalaya takacak bu kadını senin yerine severim. bırak onu diyecekti…
artık hikayenin sonuna geldik ve adamla bağımı hepten kesmem için fırsat kolluyorum .
o üç kadının bir tanesine emanet teslimiyetti yapma lazımdı.onların içinde hayriye hanım olsun istemiyordum . çünkü o bir zara kızıyıdı. ortak dostlarımız vardı..
demem o ki kurada filiz hanım çıktı. bu aralar onunla hafta sonu eşleşmeler yapıyor du.
filiz hanım dediğim gibi özel bir delikanlının annesi idi; üç kişilik bir aile sadetti nasıl olur. diyem size
orada onlar sevişip oynaşırken. dünyayı yerinde oynat o özel durumu olan oğlu ne olduğunu bilmesi imkansız. delikanlı özel durumu olmasaydı da sen evine girip anasını becereydin aaah dünya sen kaç bucaksın parçalardı onu..
gerçi ben filiz hanımı sosyal medayada resmini daih görmedim hiç konuşmamıştım. bizi ismi lazım değil ’in anlatımlarından filiz hanımı size özel durumunu aktarıyorum.
görev teslimi filiz hanımla yaparken. onun beni her yerde takip etme teklifi birden aklıma geldi. ve gönderdiği arkadaşlık teklifini kabul etim.
ona buyurun derdiniz nedir benle dedim...aaaa oda ne hatun eteğindeki taşları bir çırpıda önüme döktü.
çok önceye dayanan ilişkilerinin olduğunu ve benim bu ilişkide zararlı çıkacağım uyarıları yaptı. isimi lazım değil adam acaba kadına beni nasıl anlatmış ki ettiği her kelime uluslar arası ticarete varıyordu ucu vey ben beni,ben suçsuzum allah şahit .
ve filiz hanım her hafta sonu ona bıcı bıcısını elletiyor. bana ve diğer kadınlara göre bir şans verilmeli değil mi?
sadece filiz konuşmalarında sen sivasa giderken benim yanımda seninle konuştu ve bende hemen bir hırsla sen nasıl bir kadınsın erkeğinin başka kadınla konuşmasını dinlersin.
döndü bana tekrar şunları yazdı . "ne yapabilirim cinselliğimi görsün yeter"ulan iki parmak dedim ve geri çekildim..
evet bu ilişkide kadının evine rahat girip çıkması elde hazır malzeme işini görüyordu. fakında olamadıkları şeyde diğer kadınların arada kaynaması.
yani isim lazım olmayanı adamı arayıp bir güzel haşladım . ders alsın ilişkilerinin rakamlarını düşürsün diye .benimde ilkelerimin arasında yer alan kalpte tek sevgi taşıma olayı var mantıklı insanların harcıdır bir sevgi iki kalp yaşamak
her seferinde ona tekrarladım.arkadaş seninle sorunum yok
ama yaşanmışlıkları beni yorar. ve biz asla bir arada olmayız dedim .
çünkü benim amacım konu kapmaktır
.sen yarım hayatı olan kadınları hayatına alıyorsun cinselliği yokuştan çıkan dayılar soluğundasın..
oy gel de ona anlat bir haklı bir haklı var ya allah allah dün konuştuğum adam kimdi.ya! düşüncesindeyim adeta
bizim oralarda bir ata sözü var sopayı eline alıp bo..ku karıştırırsan pis kokusu da hemen çıkar ortaya
Bu adamın hayatına indikçe daralıyorum kirleniyorum.inşallah o yarım hayatlı kadınların biri ile yolu kesişir…daha çok kadının duyguları bunu elinde oyuncak olmazda.
Burada anlamış olduğum olay daha çok Avrupa da ki insanların kabullendi ilişki şeklidir.
Türk toplumun da ise bunun adı hovardalık ve orsp... luk olarak kabul görür. aile hayatının rahatsız edici makamlardı vs,vs,vs,
Lakin onların anlattığı iki bekâr insanın bir birlerinde cinsellilerini paylaşmaları ve yaşamalarıdır.
Evet, gerek dünya da gerek ülkemizde iki bekâr insanın beraberliği kadar doğal ne olabilir; bende çok art niyet taşımıyorum.
Bir var ki beli bir folert aşamasından sonra evlikle aile yaşamının bir parçası olarak kendilerini o topluma örnekleştirmelerini isterim.
Burada sürekli dönen kırık çarka gelince, erkek ve kadın ilişkiyi basitleştirse evet çok çirkin bir sesle dönüyor. Önüne takılını da alıp gidiyordu.
Tavukların içinde bir horoz şart derler ya! Ama yok arkadaş olay ne tavukların yalnızlığı nede horozun tekliğidir. Kadın ve erkek de sadakat ar edep ararım.
düşünsenize aile ortamı ve cevre sizi eşi ölmüş birileri biliyor. ve zaman zaman öteki dünyaya intikal edenlerinizin size bıraktığı maaşla birbirinize hediye alıp yemek ısmarlıyorsunuz.
ruhları şad olsun rahmetlilerinizin bu kadar erken "ölmeseydiler" dediklerini duyar gibiyim…
yani hafta sonu karı ikoca olmalarından öteye gidemeyenlere sesleniyorum.
lütfen şeyinizi okşamak yerine akrabalarınızla zaman geçirip torunlarınızı parka götürün sokak hayvanlarını kap mama bırakın.
bu ilişkilerin rahat bir şekilde çoğalmasının nedenlerinden biride büyük şehirlerin mimari şeklinin değişmesi komşuluk yok.koca koca binalar. kimse kimseyi tanımıyor.
biriler tahmin yürütür kadının evine sıkla gelen kişi üzerinden ya eşidir yada akrabası
çünkü sorarlarsa alınacak cevap hazır "efendim eşim" deyip kapıyı kapatmaları… aah o kapıların ardında kaç beden kirliği yaşanır; ömürleri boyunca da…ve kırmızı cüzdanın tarihe karıştığı çağlardayız..
not:bir ilişkide unutmalısın ki aşk değil erkeğinin isteklerini ustaca önüne seren ve yerine getiren kadın kazanır.bir de siz siz olun kırmızı kundurası olan amcalardan kaçın…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.