- 465 Okunma
- 8 Yorum
- 4 Beğeni
ANAMIN HANEKLERİ. 9 (CEYLAN GÖZLÜM)
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
CEYLAN GÖZLÜM
Henüz onüç ondört yaşlarında idim. En büyüğümüz Ümit abim onaltı yaşında idi.(yaşasa idi şu an 62 yaşında olacaktı😔)
Babam hem iflas etmiş hem de hastalık iyice sarıp sarmalamış, verem illeti yakasını bırakmıyordu.
Bağışıklık sistemi iyice düşmüştü.
O nedenle annem her türlü ihtimamı babama gösteriyordu.
Köyden tavuk horoz getirtilip babam için özel pişirilir, türlü türlü hoşaflar yapılırdı.
Nenem , toplamış olduğu ısırgan otlarını ezer lapa haline getirir, içine bal ve mısır unu katar minik minik yuvarlar, babama bunları hap gibi içirmeye çalışırdı.
Zaten tedavi altında olan babam nenem üzülmesin diye bu minik drajeleri yutardı.
Bir gün annemle babamı konuşurken duydum.
Babam, “ Gözüm açıkken şu oğlanı evlendirelim .” deyip duruyordu
Annem , “ Daha 16 yaşında bir uşak! Evlilikten ne anlasın, kendini çekip çevirem’or ki” dese de kısa sürede komşumuzun kızı ile nişanladılar.
Annem o sıralar otuzbeş yaşında idi.
Ancak, o arada annemin hamile olduğu ortaya çıktı.
Annem,” ne’dek , n’işliyek?
Başıma geleni gör’on mu kele herif?
Ne’tsem acep? Ben bu bebeği aldırsam olmaz. Bir de Hacc’e gittik.
Günahı mabalı çok olur aldırsam” diye babama söyleniyordu.
Babam “ Elleme eksik elleme!
Bu dünyada nasibi vardır. Günaha sokma bizi! “ dedi.
Böylece biz beş kardeşin üstüne altıncı kardeşin heyecanı ile günlerimizi geçirdik.
Emine ‘ mi ben doğurmadım. Anası annem. Ancak onu ben sahiplendim.Çünkü annem artık babamın hastalığı ile ilgileniyor, onun etrafında dört dönüyordu.
Bezini ben değiştirdim. Bakımını ben yaptım.
İki yaşına gelinceye kadar emzirmek hariç, herşeyi ile ben ilgilendim. Onun o kapkara Ceylan gözleri beni büyülerdi adeta!
Onu kimseye vermezdim.
Benim yanımda uyurdu.
Hatta birgün onu okuluma götürmüştüm .İki kilometre yolda onu kucağımda götürüp , gün boyu okulda birlikte kalmıştık. Lise ikinci sınıfta idim. Tabi ki yılsonu etkinlikleri olduğu için okulda bir şey diyen olmamıştı. O yılın Ekim ayında,Emine henüz birbuçuk iki yaşında iken babamı kaybettik.
Biz ağladıkça o çılgıncasına deli deli ağlıyor, kimseler susturamıyordu. Kollarımı salıncak yapıp onu sallıyordum ya nafile!
Zeynep abla ve kızları gece onu alıp götürdüler.
İlk kez ayrılıyordu bizden.
Sonraki yıllar hepimiz için yorucu ve sancılı geçti.
Ben bir yıl sonra üniversiteyi kazanıp giderken Emine ‘den ayrılmak çok daha zoruma gitti.
Ama gitmek zorundaydım.
Bu gurbete gidişimin başlangıcı oldu ama sonu olmadı. Ayrılık ayrılığı getirdi ve ben neredeyse o günden bu yana tam kırk yıldır gurbetin örümcek ağına saplanıp kaldım.
Herkes kendi mücadelesi için çırpınadursun, günü geldi Emine’ de büyüdü. Üniversite okuyacağı yıl annem ona izin vermedi ve evlendirdi. “ Okuyanın yüzüne hasret kaldım. Bir de senin hasretinle mi yan’ım” diyerek apar topar onu kocaya verdi
Sebep ben oldum.
Yakmıştım bacımın geleceğini!
Engel olamamıştım anneme!
Annem de haklıydı!
Onun da yüreği hasret ateşiyle yanıyordu.
Çünkü o yıllarda ben gerçekten de farklı hayat telaşı ve mücadele ile boğuşuyordum.
Emine’miz lise biter bitmez evlendi.
Annemin istediği olmuştu. Hiçbirşey diyemiyordum. Boğazıma bir yumru gelip oturuyordu anlayamıyordum da.
Zar zor, minnet rica düğüne tek başıma gidebildim. Bir taraftan çeyiz seriyorlar, bir taraftan kına gecesi hazırlıkları yapılıyordu.
Damadımız olacak Ekrem’i kına gecesi günü gördüm. O da kendi halinde gariban bir çocuktu.
Kına ,düğün derken kısa süreli izinim bitti döndüm.
Kimseyle bir şey konuşup da halimi arz edemiyordum.
Suskun ve üzgündüm.
Aslında ben kendime yetemiyordum ki, kardeşime nasıl yetecektim.
Sessiz bir kabulleniş ile içimden dua ede ede, için için ağlayarak gerisin geriye dönüyordum.
Benim Ceylan gözlüm, annemin istediği gibi hep yanında oldu. Ona her zaman yetişti. Hastalıkta sağlıkta hep birbirlerinin yanında oldular. Bu gurur verici bir güzellikti aslında bizler için.
Ancak öncelikle abimin 51 yaşında iken kalp krizi geçirerek aramızdan ayrılması hepimizi sarstı. En çok annem etkilendi ve yaşama sevincini kaybetti.
İki yıla varmadan annem de sevgili oğluna kavuştu.
Bu dönemlerde bizler hep uzaklarda idik. Ama Emine diğer iki erkek kardeşim ve gelinlerimiz ile annemin yanındaydılar.
Annemin ardından Eminem çok bocalamış, biz geç fark ettik.
Annem onun hem arkadaşı hem sırdaşı imiş.
Bizler hep kısa süreli gelip döndük. Ona can olmayı ne derece başarabildik?
Emine, annem gibi cabbar bir kadının kızıydı.
Anadolu Lisesini bitirmişti.
Gerçi peş peşe iki erkek çocuk dünyaya getirse de boş durmadı. Kurslara gitti, sertifikalar aldı.
Halk eğitimde yıllarca usta öğreticilik yaptı.
Bu arada dışardan üniversite okuyup bitirdi .
Oğulları şu an üniversite okuyorlar.
Her şey tam düzene girmiş derken, hiç aklımıza gelmeyen bir hastalığın pençesine düşmüş Ceylan gözlüm.
O kadar ani gelişti ki!
Neye uğradığımızı şaşırdık.
Hemen kanser olan sağ göğsü ameliyat ile aldılar ancak kol altındaki lenflere sıçramıştı .
Çok hızlı bir kemoterapi sürecine girdi. Önce 15 günde bir dört seans kemoterapi aldı. Ardından haftada bir on seanslık kemoterapi alımına başladı.
Ben biliyorum ki o daha kırklı yaşların başında ve bu süreci başarıyla atlatacak!
Bu yıl iki kez memleketim olan Kilis’e bacım için gidip geldim. Ona destek olmaya çalıştım.
O benim kıymetlim!
Onun yanında asla ağlamadım.
“Geçecek” dedim hep” geçecek”
Dualarım senin için Ceylan gözlüm!
Sen benim en kıymetlimdin!
Doğurmadığım evladımsın!
Tutun hayata lütfen!
Beni bir de sen yakma olur mu?
Sana bir sır vereyim mi?
Seni çok seviyorum ve
Bu kadar acıya dayanamam!
Lütfen iyi ol canım!
05.09.2023
Tülay Sarıcabağlı ŞİMŞEK
YORUMLAR
Okumak meselesi çok önemli yani her ne okursak okuyalım bir kısmı düzene okur , bir kısmı ise derinliğine okur . Hep derinliğine okumayı tercih ediyorum zira okuduğum her ne olursa olsun şiir ,çalışma, makale masal, hikaye , roman, kıs ayazılar vs. derinliğine okuduğum her şeyde eğer kendimden bir şeyler buluyorsam ha işte benim için en güzel çalışma , yazı , şiir o . Şimdi okuduğum bu çalışmada kendime dair bir çok şey var , şiir gibi bir çalışma ve ben çalışmanın gerçek bir yaşamdan alındığını düşünüyorum ve yazarı kutluyorum
AYRIKOTU
O/NUR/dan
O laylar karabasan halinde sıralanır
N e felaketler gelir yürekler yaralanır
U zayan kederlerle hayatlar paralanır
R abbim dağına göre kar verirmiş vesselam
Onur BİLGE
AYRIKOTU
Başı dumanlı bağrı fermanlı dağ!
Bilinmez diyarda saklı dermanlı dağ!
AYRIKOTU
Başı dumanlı bağrı fermanlı dağ!
Bilinmez diyarda saklı dermanlı dağ!
hayatta ölümden gerçek bir şey olmadığını düşünüyorum.
tanımadığım biri bile ölse kötü oluyorum.
en yakınlarımı düşünemiyorum bile ... hayatının yarısını kaybeder o gün kesin insan ...
gerçekten günü hak etmiş
şifa diliyorum
ve günün yazısını kutluyorum .
aLoNeDarKk tarafından 6.9.2023 11:14:09 zamanında düzenlenmiştir.
O kadar duygulandım ki keşke gerçek bir anı olmasa,hikaye olsa diye düşündüm.
Ölenlerinize Allah'tan rahmet sizlere sabır diliyorum. Doğurmadığınız kızınıza(kardeşinize) Ulu Rabbim'den şifalar diliyorum. Dualarımla...
Saygılar ve selamlar Tülay hanım.
AYRIKOTU
Boğazıma bir şey oturdu Tülay hanım.
Kardeşimize acil şifalar dilerim.
Hayatta kimin başına neler gelecek bilinmiyor.
Allah ne verirse hayırlısını versin.
Rahmetli olan tüm ana babalarımıza, geçmişimize Allah rahmet eylesin. Mekanları cennet olsun inşallah.
Selam ve saygılarımla.