- 1030 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Adımlar
ADIMLAR
Sevgili dostum,
Çocuklukta attığımız ilk adımları kimse hatırlamaz. Yeni kendı adımlarını. Bunları hep anne ve babamızdan duyarız “ sen ilk adımı attığında 8 aylıktın “ ya da “ adımlarını attığında 16 aylıktın. Biz adımlarını geç attığın için çok endişelenmiştik” diye.. Buna benzer çok hikaye duymuşuzdur. Anne ve babamız attığımız adımların zamanına ve büyüklüğüne göre bizi değerlendirmişler, hayatımız konusunda tahminde bulunmuşlardır.
Sevgili dostum,
Çocuklarımızı ve yakın akraba çocuklarını gözlemlediğim zaman, erken yürüyen, erken konuşan ve erken okuma yazma öğrenen insanların hayat boyunca bu erken gelişimlerine büyük oranda şahit oldum. Burada anlattıklarım tamamen benim gözlemlerim.
Sevgili dostum,
Başarılı insanların hayat hikayesini okuduğumuz zaman da, ilk adımlarını erken atan, çocukken gelişim gösterenlerin hayatta başarısnı okuruz genelde. Daha doğrusu “hayat hikaye”lari okumayı seven ben bunlara şahit oldum çok zaman.
Sevgili dostum,
Bunları sana yazmamdaki amaç, içinde yetişilen kültürde insanların gelişimi ile çocuğun gelişimi arasında bir paralellik gösterdiğini gözlemlemem. Gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere okumaya genel insanların daha uzun zamanda uyum sağladıklarını ve gelişim konusunda adım atmakta zorlandıklarını gözlemlemem. Özgüvenli ailede ülkede büyüyenlerin özgüveninin daha yüksek olduğunu gözlemlemem.
Sevgili dostum,
Kendi anne ve babama baktığım zaman, onların okuma aziminin bize de geçtiğini, bizim okuma yazma, öğrenme azmimizin çocuklarımıza da geçtiğini ama gayretinde en az genetik kadar önemli olduğunu hatta gayretin, genetikten daha önemli olduğunu gözlemledim. Adım atmanın doğal olduğu kadar insanın içinde olan azim ve gayretle olduğunu da gördüm.
Sevgili dostum,
Tüm bunlar gözlemlerimize dayalı şeyler. İnsanları gözlemlemek, o insanların çocukluğuna yetişmesine bakarak incelememiz sonucu bu mektubu yazıyorum sana.” Güzel bir gözlem , güzel mektuplara ilk adım, düşünmek ikinci adım, bunları da sana yazmak üçüncü adım” dereim. Gerisi engelli bir koşu sanırım. “Tüm maratonlar ilk adımla başlar” sözü de bunu göstermiyor mu?
Sevgili dostum,
Dostlukların önemini hepimiz biliyoruz. Lakin dostluk kurmak istediğimiz insanlara ilk adımı atmakta, “merhaba” demekte özgüvensizlikten gelen çekingenlikle adımı atamıyoruz. Bu da insanlarla geç dostluk kurmamıza ya da kuramamamıza sebep oluyor. Belki de adım attığımız zaman bir ömür boyu sürecek dostluklar adım atmakta üşendiğimiz özgüvensizlikten cesaret edemediğimizden atamıyoruz. Zaten cesaretsizliğimiz c harfi eksikliğinden esaretliğe dönüşmüyor mu? C harfi bence adım atmayı simgeliyor ve cesurca c harfi gibi ay gibi açılırsak esaretin önüne geçersek cesaret olmuyor mu? Bunun farkına vardığımız zaman başarıda kendiliğinden geliyor. Cesareti olmayanlara bunu anlatıyorum her zaman.
Sevgili dostum, Güzel Kardeşim,
Son zamanalarda çevremizde gençleri başarıya inanmasına rağmen inançlarının gereğini yerine getirecek başarılar ve iletişim konusunda ilk adımı atmakta çok zorlandıklarını gördüğüm için sana bu mektubu yazmaya karar verdim. İnançları cesaretleri var ama adım atamıyorlar. “Sana gelelim, bizlere kitaplar kalemler ver, bizi motive et” diyen çok ama yanımıza gelen yok bu da adım atmakta zorlanldıklarını göstermiyor mu ? Halbuki o ilk adımı atarak gelseler güzel bir eğitim başlayacak ve nehir gibi gelişecek belki de.
Sevgili dostum,
Maraton koşanlar, annelerinden maraton koşarak doğmadılar. Yeteneklerine adımlar atarak başladılar ve bunları geliştirerek sabrederek , azmederek geldiler. Yetenekli olanlar başarıya yan gelip yatarak , değil doğru ve sağlam, hızlı adım atarak, sonra adımlarını sıklaştırarak ve çabalarını artırarak geldiler. O yüzden adım atmasını bildiğimiz gibi doğru adımlar atarak attğımız adımlar şeytani mi rahmani mi, yanı başarıya mı yoksa uçuruma mı götürüyor adımlarımıza bakarak gayretimizi artırmamız laızm.
Sevgili dostum,
Bir köy yolunda; Yabancı köylüye sormuş “ Amca karşı köye ne kadar zamanda giderim” Köylü bir şey söyemeyince adam yürümeye başlamış. Bu sefer köylü arkasından seslenerek “1 saatte “ demiş. Adam şaşırmış ve sormuş. Köylü ” Adımlarını görmem lazımdı. Bu adımla 1 saatte varırsın” demiş. Attığımız adımlar bizi hedefimize ne zamanda varacağımızı gösterir. Sağlam adımlar bizi hedefimize daha sağlam attığımız adımların altında bataklık, sular, çamur varsa gideceğimiz yere varmamızı engeller. Bu çamurlar tembellik, kötü arkadaş, kötü alışkanlıklar, gibi olumsuzluklardır. Cesaretsiliğimiz en kötü engeldir ve zemini çok kaygan yapar buz gibi de soğuktur cesaretsizlik bir bastın mı öyle hızlı kayarsın ki, nereye çarpacağını bilemezsin.
Sevgili dostum,
Adım atmamızı için ayaklarımızın da sağlam olması gerekir ki, bu ayaklar ile neyi kast ettiğimi de var sen tahmin et. Ayaklarımızın sağlam olması için de eksersiz şart değil mi? Ayak ağlığı için kemikler, kaslar da cesareti ve özgüveni simgelemez mi? Özgelişimi simgelemez mi? Ayaklarımızda emri beyinden almaz mı ? “Sağlam kafalar sağlam vücutlarda bulunur” sözü boşuna mı söylenmiş.
Sevgili dostum,
Bir mektup bana adımlar konusunda fraklı bakış açılarının önemini fark etmemi sağladı. Bazen önemli farkındalıklar işte böyle senin gibi güzel dostlara mektup yazarken aklımıza geliyor ve içten samimi mektuplar olarak kağıda akıyor. Bu mektuplarda güzel şeylere adım atmamızı sağlıyor. İşte güzel dostlar doğru adımlar atmamızda bizlere destek olan en güzel insanlardır.
Güzel dostluklar güzel mektuplar ile devam etsin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.