- 151 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Bıçağın Kesmediği İnsan
Hz. İbrahim bir oğlu olduğunda Allah’a kurban edeceğine dair bir adakta bulunmuştur. Aradan yıllar geçmiş Hz. İsmail doğmuştur ve Hz. İsmail büyümüş on iki yaşına gelmişti. Zaman zaman babasıyla dağa odun kesmeye gidiyordu. O günlerde Hz. İbrahim rüyasında oğlu İsmail’i Allah’a kurban ederken gördü. Ertesi gün yine aynı rüyayı gördü. Rüyanın rahmanî bir rüya olup, olmadığını düşünürken o gece yine aynı rüyayı görünce bunun Allah’tan kendisine gelen kesin bir emir olduğu kanaatine vardı. Bu çok çetin bir imtihandı. İnsanın biricik oğlunu kurban etmesi kolay değildi. Fakat ortada verilen bir söz vardı ve yerine getirilmesi gerekiyordu.
Yine odun kesmeye gittikleri bir günde tepkisini öğrenmek için rüyasını oğluna anlattı. Hz. İsmail hiç tereddüt etmeden, Allah’ın emri karşısında itaat etmeye hazır olduğunu bildirdi. Bu teslimiyet Hz. İbrahim’i çok memnun etmişti.
Fakat İlahi emri yerine getirmekte çok kolay bir şey değildi. Aslında Yüce Yaradan Hz. İbrahim’le kıyaslanamayacak bir merhamete sahipti. Asıl gayesi de Hz. İsmail’i babasına öldürtmek değildi. Bu Hz. İbrahim ve oğluna uygulanan bir sınavdı. Teslimiyetlerinle bu sınavı geçmişlerdi ve bizlere de örnek olmuşlardı.
Emrin yerine getirilmesi için bir gün yola çıkıldı. Şeytan önce Hz. İbrahim’e şüphe vermek için, gördüğü rüyanın rahmanî ve doğru olmadığını telkin etti. Netice alamadı. Hz. İsmail’e şüphe verip, Allah’ın böyle bir şey emretmediğini, babasının yanlış anladığını, geride kalan gözü yaşlı annesini düşünmesini telkin etti. Yine netice alamadı.
Bunun ne büyük teslimiyet olduğunu anlamak hiçte zor değildir. Böyle bir durumda acaba bizler kalsak aynı teslimiyeti göstere bilir miyiz?
Hz. İbrahim çocuğunu istemeyerek de olsa yatırıp, bıçağı birkaç kez boynuna sürttüyse de bıçak kesmedi. Oğlu “Yüzümü görüyorsun bıçak ondan kesmiyor ters çevir” demesi üzerine ters çevirip, bıçağı ensesine sürttü fakat yine bıçak kesmedi. Hz. İbrahim bu durum karşısında çok şaşırmıştı. Aslında şaşılacak bir durum yoktu. Bıçak Hz. İsmail’i kesmezdi. Çünkü ateşe yakma emrini verdiğinde yaktırmayan Cenab-ı Hak bıçağa kesme emrini vermişti. Kesmesi mümkün değildi. Allah’ın muradı Hz. İsmail’in kurban edilmesi değil, onların Kendisine bağlılığını, sabrını, sadakatini, sorgusuz itaatini bütün insanlara ve gök ehline gösterilmesiydi. Bütün bu hikmetlerinden dolayı bu hadisede derin anlamlar yüklüdür.
Hz. İbrahim ve Hz. İsmail bu zor imtihanı kazanmış ve kendilerine Cenab-ı Hak kurban etmeleri için, semadan Cebrail (a.s.) aracılığı ile cennette kırk yıldır beslenen koçu indirdi. (Saffat,101-107)
Ahmet TULGANER
YORUMLAR
Her insan Hz İsmail gibi teslimetli olmalı bu fani dünyada imtahanlar çetindir mükafatı büyüktür her daim inşaAllah...
Emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık üstadım güzel bir yazı tebrik ederim Saygılarımla...
Ahmet TULGANER
Teşvik edici, güzel yorumlarınız için size çok teşekkür ederim. selam ve saygılarımla...