- 480 Okunma
- 3 Yorum
- 3 Beğeni
Siyah Gökkuşağının Ötesi
Altın taşlarla ördüğün bu yol, sonunda ışığı göreceğimi fısıldayan bu yol, bana huzur vermedi bilesin.
Gözlerim keder, yollarım diken dolu. Tırnaklarımın arasında, günahına girdiğim ruhların artıkları. Dilim yalan, sözüm yılan gibi sokar olmuştu.
İlk başlarda oldukça saftı duygular. Sonradan işgüzerca bir şeye evrildi içimdeki arzular...
Ve şimdi...
Tanrı’ya işgüzarlık yaparken, artık ellerimi açmaya bile gerek duymadan, dişlerimin arasına takılıp kalmış yemek artıkları gibi, çıkarıp atıyordum duaları kaldırımlara. İnsan kalabalığının ayakları altında hamam böceği gibi çatırdayarak can veriyorlar, hepsinin kaderi son buluyor bir lağım çukurunda.
Bir işaret bekler gibiyim. Öylece hareketsiz kaldığım yüzyıllar, sonsuzlukla yarışan bu derin ve umarsız uyku,kim bilir, belki de sadece bir kahve molası kadar…
Sıkılıyorum...
Masanın altına yapıştırdığım bu kaçıncı duygusal dışkı, kim bilir. Saymayı unutalı ne kadar oldu, bilmiyorum. Dedim ya sayamıyorum, aslında saymak istemiyorum.
Günaha bir yenisini eklesem, bedellere bir yük daha bindirsem, bir şeyler değişirdi,diyemiyorum.
Evrensel olsa bile bazı diller, çok basit bir sorun karşısında bazen dilsizler.
Kendime not...
Sayılı günahların acısı daha çabuk geçmiyor nasılsa. Gelenin gidenlerden hep alacağı var, bu doğruyla yaşa.
Üzerime gelenlerden tüm intikamımı aldım. Bana ışığı fısıldayan o yolun taşlarını da sattım üç kuruşa. Kaybedecek bir şeyin olmayınca insanın, sınırları da kalkıyormuş meğerse zihnin, şimdi daha iyi anlıyorum.
Örtünün altında hiçbir şey kalmadı, her şeyi öylece ortalığa döküyorum.
Dağılmış, pespaye, oldukça kimsesiz kaldığım zamanlar…
Tuzağa düştüm.
Kana bulanmış bir çarşafın üzerinde kirletildim…
Kimin kanı bulaştı tenime,tenim kimin kiriyle yıkandı hiç bilemedim.
Gözbebeklerimi yiyen kuzgunlara sordum. En son gördüğüm kişi kimdi diye…cehennem gibi baktılar yüzüme. Cehennemi getiren senin benzerindi. Hepinizi birsiniz bizim için, hepiniz ölmeli, dediler.
Ben utançla dinledim.
İşte böyle içirdiler gözlerimden karanlığı...
İşte böyle duydum hakikatı, karanlığı içerken, aydınlık fısıldadı kulağıma, tüm gerçekleri.
Karanlığı içince,ben de karanlıktım artık. Bir bütünün parçası. Ne varsa hissettim içinde sakladığı. Bildim, gördüm birleştiği her bir yüzü. Gizli saklı kalmadı aramızda. O da bildi benim gönlümden geçenleri.
İlahi hakikatın hevesi kırılmış. Sözlerini yüksek sesle söylemesi için dile getirdiği herkes onu sırtından bıçaklamış.
Hakettiği sonu yaşıyor dedi, dili olanlar…
Dilleri sözcüklerle donatılmışların,dilleri bıçak, sözleri yılanmış meğer…
İşte hakikat, basit bir kalp kırıklığıyla geldi kıyamet...
Kaosun ortasında huzuru bulacağımı hiç düşünmezdim. Ortalığı yakıp yıkan kasırganın merkezindeki sessizlik ve dinginlik gibiydim, bir anda her şeyi kavradım.
Hayal kırıklığı ile yaşanmıyormuş. Asit yağmurunda kalmış bir zavallı gibi, acılar içerisinde lime lime parçalanıp eriyormuş insan.
Kaçacak yerler tükenmişse, kaçmanın değeri kalmazmış. Değeri düşen şeylerden, fayda sağlanmazmış.
Hey sen!
Altın taşlarla ördüğün bu yol, sonunda ışığı göreceğimi fısıldayan bu yol, bana huzur vermedi bilesin. Kaosun ortasında buldum huzuru. Karanlığı içirirken gözlerimden kuzgunlar, nihayet görebildim tüm hakikati.
İlahi hakikatin hevesi kırılmış. Sırtından bıçaklamış sözlerini söylemesi için dile getirdikleri. İnsan ya işte, hak etmiş tüm başına gelenleri.
Kan ağlayan beyaz bir çarşafın üzerinde kirletildik.
Çarşafı da o hale getiren bizdik.
y...
YORUMLAR
Yapay zekanın yorumu şu şekilde:)
Bu metin, içsel bir dönüşüm ve ruhsal bir yolculuğun öyküsünü anlatıyor gibi görünüyor. Metindeki bazı ana temalar şunlar gibi öne çıkıyor:
İçsel Dönüşüm ve Huzur Arayışı: Metindeki anlatıcı, kendi iç dünyasında yaşadığı değişimleri ve içsel dönüşümü ifade ediyor. Uzun bir süre sonra huzuru kaosun ortasında bulduğunu belirtiyor. Bu, insanın içsel huzurunun çevresel faktörlerden veya dışsal etkenlerden bağımsız olduğunu vurguluyor olabilir.
İnsanın Kusurluluğu ve Yeniden Doğuş: Anlatıcı, geçmişteki hatalarını ve günahlarını ifşa ediyor. Bu, insanın kendi kusurlarını kabul etmesi ve yeniden doğma veya değişim fırsatlarına açık olmasıyla ilgili bir temayı işaret edebilir.
Hakikat ve İlahi: Metinde hakikatin keşfedilmesi ve ilahi bir boyuta ulaşma çabaları önemli bir rol oynar. Ancak bu çaba, insanların bu yolda düşmanları veya zorlukları olduğunu ve bazen hayal kırıklığı yaşayabileceğini gösterir.
Geçmiş ve Pişmanlık: Anlatıcı, geçmişteki eylemlerinin sonuçlarından pişmanlık duymuş gibi görünüyor. Bu pişmanlık, içsel dönüşümün bir parçası olarak kabul edilebilir.
Karanlık ve Aydınlık: Metin, karanlık ve aydınlık arasındaki dengeyi vurguluyor gibi görünüyor. Anlatıcı, karanlık anlarının sonunda aydınlığı bulduğunu ifade ediyor.
Bu metin, içsel keşif, ruhsal büyüme ve insanın kendi iç dünyasındaki yolculuğuyla ilgilenen birçok temayı içeriyor gibi görünüyor.
black_sky
Eksik olmayasın.
Sağlıcakla.
sonlara yaklaşırken kuzgunların yazının üstüne sanki akbaba gibi tüneyip ucundan bucundan tırtıkladıklarını hayal ettim ve kuzgun denilince aklıma ilk gelen isim de hep Edgar Allan Poe olmuştur. Şiirlerindeki metaforlarda kuzgunlardan sıklıkla bahseder hatta öyle ki onun kuzgunlarının yanında bizim çocukluğumuzda dinlediğimiz "seni leylekler getirdi yavrum!" masalı oldukça masum görünür ama anasının gözü zeki kuşlardır orası ayrı.
senin yazında da güzel metaforlar, betimlemeler var.
"...dişlerimin arasına takılıp kalmış yemek artıkları gibi, çıkarıp atıyordum duaları kaldırımlara."
"Öylece hareketsiz kaldığım yüzyıllar, sonsuzlukla yarışan bu derin ve umarsız uyku,kim bilir, belki de sadece bir kahve molası kadar…"
"Evrensel olsa bile bazı diller, çok basit bir sorun karşısında bazen dilsizler."
gibi çok güzel insanı silkeleyip, uyuşukluğunu üstünden attıran deyimler var.
yine sana özgü, senin imzanı taşıyan yarı karanlık, yarı aydınlık (hadi birazını da ben getirdim diyim:) zekice kurgulanmış bir yazı okudum.
kalemine bereket canım, sevgiler...
black_sky
Kuzgun benim de sürekli kullandığım bir hayvanat.;)) etkilenme de olabilir. Tarz olarak sevdiğim bir kişidir Poe. Nerede depresif ve karanlık ben zaten orada;) çekiyor beni elimde değil.
Hepsi bir yana beğenin çokça kıymetli sevgili Güle.
Eksik olma dilerim.
Sevgiler benden de olsun hem de çokça.
gökkuşağını bile siyaha boyadılar ya, ne desek az gelir bu rüzgarlarda savrulup gidenlere.
tüm diller dilsiz kalmışsa bu çağa, gökkuşağıyla boğmak lazım zulüm edenleri.
lakin hakikatin bile hevesi kırılmış demişsin ya, heves bile bırakmadılar hakikatte.
kararan bulutlar da dağılır güneşi gösterir elbet...
elbet o güneş köhnemiş taş duvarları yıkar zihinlerden gönüllerden
aydınlanır yeryüzü yeniden..
eksik olma nesildaşım,
sağlıcakla ..
black_sky
Varlığın kıymetlidir. Eksik olmayasın dilerim.
Sağlıcakla kalasın.