- 1167 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Şu Hortumlu Dünyada....
ŞU HORUMLU DÜNYADA ...
Sevgili dostum,
Yabancı Dil öğretmeni öğrencilere bir ödev verir. “Fil dünyada hortumu olan tek hayvandır” cümlesini tercüme edeceklerdir. Öğrencilerden birisi bunu şöyle tercüme eder. “ Şu hortumlu dünyada fil yalnız bir hayvandır” Bu cevabı gören Ahmet Şerif izgören yazdığı kişisel gelişim kitabına bu ismi verir.Kitap Kasım.2002 tarihinde ilk baskısını yapar. Aradan geçen 20 yılda da 156. Baskıya ulaşır. Bu tercüme bayağı ünlü olur kitaba ad olunca. “Hayatın gerçeklerini çok insan kafasına göre yorumlar. Sonuçta bu tercümedeki gibi komik anlamlar çıkar ortaya” ana fikri ile bizi yüzleştiriyor yazar okurunu.
Sevgili dostum,
Bu kitabı çıktığı zaman zevkle okumuştum. Tokat İl Halk Kütüphanesinde görünce Ekim.2022 tarihli 156. Baskısını görünce yeniden okudum. Tokat İl Halk Kütüphanesi demirbaş numarası 100633. 176 sayfalık kitapda gelişim, iletişim, başarı ve hayata dair yorumlar ile çeşitli hikayeler var konuyla alakalı. Yazarn hayatından ve yazarın hayattan edindikleri bilgileri yorumlamaısından oluşuyor. Kitabı okuyan hayatı daha çok sevmeye anlamaya ve insanlara daha çok nasıl faydalı olacağını düşünmeye başlıyor. Kitabın arkasındaki okur yorumlarında okurlar hayatlarında ilk defa kitap okuduklarını ve insanlara karşı daha saygılı olmaya başladıklarını anlatıyorlar.
Sevgili dostum,
Bir kitabı aradan yıllar geçtikten sonra yeniden okumak o kitabı yeniden keşfetmek gibi oluyor. Bende yeniden okuyunca okuduklarımı hatırlayarak ve yeni şeyler keşfederek senin gibi okumayı seven dostumla paylaşma hissi oluştu içimde.
Sevgili dostum,
Kitap hayatı ciddiye almanın yanında zaman zaman ti’ye almak gerektiğini de bizlere öğretiyor. “Eğlenirken öğrenmek” deyimini kitabı okurken yeniden yaşıyoruz. Kitabın 20 yılda 156 baskı yapmasının sırrı da burada yatıyor işte. Seneler sonra okurken bile bizler çok şey öğrendik. Okumakta zaten en etkili ve verimli öğrenme aracı değil mi? Ama “kitap okumayı sevmiyorum” diye övünen insanlara bunu nasıl anlatabiliriz ki?
Sevgili dostum,
Yazar aradan 20 yıl geçtikten sonra kitabın devamını yazmaya karar vermiş ve kitabın 2. Si “ şu horumlu dünyada fil yalnız bir hayvandır 2” kitabı çıkmış. Kitabın varlığını da kütüphanede fark edince hemen alıp okumaya başladım. Kitap ilk baskısını Haziran .2022 ayında yapmış. Elimdeki baskı ise kasım.2022 ve 5000 basılmış. 186 sayfalık kitap da ilk kitap kadar insanı sürükleyerek iletişim, gelişim ve hayata dair hikayeler görüşlerden oluşuyor.
Sevgili dostum,
Kitabı Tokat İl Halk kütüphanesinden alarak okudum ve demirbaş numarası da 100764. Kitaptan kütüphaneye sanırım 10 kadar alınmış okusunlar diye. Okuyan gençlere rastlayınca gerçekten de sevindim. Keşke her gencin okumasını sağlayacak bir imkanımız olsa. Kaslik deyimle bu kitaptan “çok şey öğrendim”..
Sevgili dostum,
Kitapta “Tokat meydanına gitmek isteyen sarhoş “ hikayesine ise okuttuğum dostlar tebessüm ve “anı yaşamak” bağlamında ders alarak okudular. Hikayeyi okuyunca “gerçekten de anı yaşamak lazım “dedim içimden.
Sevgili dostum,
İnsanlar saçma saban hatıralarını ballandırarak anlatırlar. Faydalı mı zararllı mı diye düşünmeden. Öyle ki bazı zararlı hatıralar gençler üzerinde olumsuz izler bırakır. Ben ise daha çok “okuduğum kitaplardan faydalı ana fikirler” anılarımla gençlere iz bırakmak ve senin gibi dostlarıma da kitapları mektuplar ile anlatarak sadece anı değil iz de bırakmak istiyorum. Olabilir ki bu mektubu okuyan gençler kitabı merak ederek okur, sonrasında benim yağtığım gibi çevrelerine hem tavsiye eder hem de kitap alma imkanı olmayan gençlere hediye de ederler.
Sevgili dostum,
Bu güzel düşünceler içinde yazıyorum sana işte. Bilmem başkaları naısl anlarlar? Nasıl anlarsa anlasınlar yazan benim, okuyan ve okutacak senin niyetin önemli.
Sevgili dostum,
Yazar, nasıl ki 20 yıl aradan sonra 2. Cildi, ilk cildin faydalı olduğunu görerek yazmışsa ben de bu mektubu ”bugün olmazsa da belki 20 yıl sonra senin çocuğun veya torunun okuyarak kitabı merak edip de alıp okuyarak faydalanır ve çevresine de okutur umudu ile yazıyorum. Yazar bu tutumu ile de bizlere rehber oluyor yani.
Sevgili dostum,
Okuduklarımızdan dersler çıkardığımız oranda okumak önemlidir. Okuduklarımızı hayatmıza uygulamıyorsak veya tam tesi şeyler yapıyorsak okumanın ne anlamı var ki? Çok okuyup da kötü işler yapan, kötü sözler söyleyerek çevresini taciz eden, bunu da sevgi adına yapan insanlara ne kadar kızarım. “Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” diye bir söz vardır. Ben de “ya okuduğunu uygula, ya da uygulayacağın şeyler oku” derim.
Sevgili dostum,
Bazen gençlere rastlıyorum Üniversite okuyan. Okuduklarını hemen uygulama azmini görünce senin kitap okuma azmine hayran olduğum gibi onların öğrenme azmine de hayran oluyorum. Uygulama yapacakları imkanlar sağlamaya bakıyorum. Aynı şeyi kitap okuma azmi olan akraba, komşu ve tanıdık gençlere de yapmaya çalışıyorum. Ama hepsine de yetişmek her zaman mümkün olmuyor. Güç yettiği kadar yetişmeye bakıyorum. Sana da kitap veremediğim zaman böyle okuduklarımı mektuplarla anlatmak da sevinç veriyor insana. Hayatta sevineceğimiz işler yağmak ve yaptığımız işlerle başkalarını da sevindirmek hazinelere değer mutluluklar yaşatıyor insana işte. Kimileri böyle rahmani şeyler ile sevinç duyar kimileri de şeytani şeyleri anlatarak, marifet zannederek başkalarına kötü örnek olur.
Sevgili dostum,
Okumaya her gün en azından 100 sayfa okuma gayretimize devam edeceğiz ve okuduklarımızı da seninle paylaşacağız. “damlaya damlaya göl olur, damlacıktan sel olur “misali bu mektuplarda kalıcı olsun, kitap olsun sel misali gençlere gelecek nesillere ulaşsın umudu ile. Bakalım bu umudumuzu gerçekleştirecek ve bu umudumuza destek olacak dostlar var mı bunu da zamanla göreceğiz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.