- 1582 Okunma
- 18 Yorum
- 0 Beğeni
Ben –ll- Kaya/sabır...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Ben bir kayayım!
Çatladım, hatta kırıldım. Bir değil binlerce parçaya bölündüm.
Un ufak oldu kimi parçalarım beni kıran o azimli ayaklar altında. Kimileri ise sahip olamadığı damarlardan olsa gerek büyük parça halinde kalabildiler. Malum damar olmayan yerde beslenmede olmaz. Renk renk çiçek gibi katmanlarım çıktı ortaya kırıldıkça. Adına da maden dilinde sürtük diyorlar bu taşların içerdiği katmanların kırığına.
Ben bir kayayım! Hayatın merkezi duran nokta olduğuna göre benim. Etrafımda dönüyor zaman, rüzgar, canlılar.
Ben bir kayayım!
Cemrelerin düşüşü ile uyanıyorum düşümden. Havaya, suya ve toprağa, on gün ara ile.
Baharı yaşıyorum , aşk mevsimi; Hava ılık, Nisan yağmurlarımla yıkanmış paklanmış, günüme, yaşamımın ilk adımına hazırım. Aşka hazır olduğum gibi. Gelincikler, papatyalar, cıvıldaşan şehrim kuşları ve gelen göçmen kuşlar, leylekler. Leyleklerin ilk gelişini ayakta görmektir hep dileğim; kaya olduğumu unutaraktan. Gökkuşağı ile ilk tanışmalarım, komşu nehirlerimin en coşkulu aktıkları vakit. Ağaçların doğada ki aşk dansına eşlikleri, dallarına su yürümesi, gelin misali çiçeklere bürünüp, yeşiller giymeleri. Kiraz ve erik mevsimin meyveleri. Bense hala incir ve dut ağacının açacağı çiçeklerini bekliyorum.
Yaza merhaba ile gecelerin nefesi çıplak tenimde buselere, tere dönüşüyor. Öptükçe genleşiyor, ağustos böceği gibi şarkılar söylemeye başlıyorum, karıncadan bir an bile gözümü ayırmadan bakıyorum hayata imrenerekten. Hareket eden her şeyi seviyorum. Etrafımda ateş böcekleri. Sıcak arttıkça gölgesini istiyorum koca sağır çınarın. Bir sarı yılanın yumurtalarını bıraktığı yuvası oluyor toprağımla aramızdaki anlaşmazlık sonucu oluşan kırgınlığım. Çiçekler etrafımda kokuları ile başımı döndürüyor, zaman gibi, sen gibi, arılar gibi. İnsanlar geliyor bazen bulunduğum bakir toprakların güzelliğini seyretmeye, piknik yapmaya. Kirli elleri yetmiyor yüzlerinde, gözlerinde saklanmış sevgi dolu gülümsemeleri çıkartabilmeme, varlıklarından aldığım keyfi bozmaya. İnadına gülümsüyorum; kaya olduğumu unutaraktan, belki görürler diye...
Sabahların üşüten serinliğinden anladım sonbaharın geldiğini, bir de sensizliğin sessizliğinden. Ekinler sarardı artık gözlerimin gördüğü ufuk noktasında, harman vakti. Mutlu köylü insanı imece usûlü topluyor ürününü, şükrediyor, şenlikler yapıyor. Sesleri rüzgarın dilinde geliyor bana, gittikçe hırçınlaşarak. Sebebin ben olmadığını bildiğim halde, rüzgara şaşkın gözlerle bakıyorum; neden diye? Yağmur damlaları artık ıslatmıyor, dövüyor bedenimi, intikam alırcasına. Kimi hatırlatıyor bana dersin? Ağaçlar sarardı soldu, kızıllaştı. Vedalar zamanı sonbahar.
Kışım oldu mevsimlerden. Önce hava soğumaya başladı bakışların gibi, hissettirerekten; soğuk... Üşüdüm, üşüdü çıplak tenim, çıplak ağaçlar, çıplak doğa. Bir tek çamlar direniyor her nasılsa. Güneşin adı; kış güneşi oldu. Varlığı sonsuzluk şerbeti, yok olduğunda ise ölüm. Yalanlar, kandıran dokunuşlar...Çok geçmeden kar yağdı üzerime, don yaptı, yapıştı kaldı bir mühlet, sözlerin gibi. Kalbim attıkça bazen ısınır gibi oldum seni düşündükçe; kaya olduğumu unutarak.
Ben bir kayayım!
İlk yılımın şaşkınlığını atamadan daha ikinci yıla gebe kaldım. Kısır döngü denilen zaman acımasızca yağıyor üzerime, zincirlerimi örüyor kanımla; damarlarımın olduğu parçalarımda.
Ben bir kayayım!
Zamanla, yaşamla yarışan, kafa tutan... Gittikçe toprağının içine batan.
Sevmek, sevilmek isteyen.Üzerime rüzgarlarla serpilen bir tutam toprak birikintisinde bile çiçek açmak için uğraşan.
Ben bir kayayım!
Çatladım, hatta kırıldım. Bir değil binlerce parçaya bölündüm.
Kuma döndü kimi parçalarım. Dönüştürüldüm.
Ben bir kayayım! Belki de taşım artık!
Gökyüzüm! Seni özlüyorum.
Zeynep Tavukçu 4/3/7
YORUMLAR
Hırçınlık dalga dalga gelmiş . Malum kaya bu kolay mı ? Doğada hiç toprak yokken kayalar vardı . Rüzgar ve su acımasızca eritti onları . Kaya damar damar çatladı . O değerli minaraller döküldü . Bitkilere hayat oldu . Çınar bile o toprakta kök saldı .Serinlik verdi bir işe yaradı . Doğadaki dönüşümler malum .
''Cemrelerin düşüşü ile uyanıyorum düşümden. Havaya, suya ve toprağa, on gün ara ile.
Baharı yaşıyorum , aşk mevsimi; Hava ılık, Nisan yağmurlarımla yıkanmış paklanmış, günüme, yaşamımın ilk adımına hazırım. Aşka hazır olduğum gibi. Gelincikler, papatyalar, cıvıldaşan şehrim kuşları ve gelen göçmen kuşlar, leylekler. Leyleklerin ilk gelişini ayakta görmektir hep dileğim .''
Cennet bahçesi çizilmiş adeta , bir hazırlık var . Bundan sonra o hazırlığa değecek , tamamlayıcı kalıyor . su mu olur rüzgar mı onu kader belirler . Bir de çınar betimlemesi var tabi .Sarı bir yılan var ,yada yedi boğumlu araya giren . Ve her şey bitiyor . Yılan bu biliyorsa eğer yanlış yerde olduğunu çeker gider . eşek değil ya yılan bu hisli hayvandır . kaya da istediğine kavuşur .
Doğaın içinde devam edip giden bir yazı .tebrikler güzel anlatım olmuş . Ümid ederim kaya istediğine kavuşur .
taymaz tarafından 3/4/2007 8:53:40 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yazıda eleştirmek istediğim iki nokta var. Tabii ki, eleştiri haddimse...
Birinci yön olumlu olan. Kelimeleri özenle seçmiş olduğunuz belli. ustaca yazılmış cümleler mevcut. Gözüme çarpanları göstereyim
"Cemrelerin düşüşü ile uyanıyorum düşümden. Havaya, suya ve toprağa, on gün ara ile."
"Kışım oldu mevsimlerden. Önce hava soğumaya başladı bakışların gibi"
Bu cümleler çok yaratıcı. Ama dikkat edilmesi gereken önemli bir husus, ağdalı ve sıralı cümlelerdir. Bazen karmaşıklaşabiliyorlar. Bu da anlatım ve anlama bozukluğuna yol açabiliyor.
Misal:
"Baharı yaşıyorum , aşk mevsimi; Hava ılık, Nisan yağmurlarımla yıkanmış paklanmış, günüme, yaşamımın ilk adımına hazırım."
Bu cümle sanki biraz karmaşık olmuş gibi geldi bana. Belki birkaç nokta ile tekrar düzenlenebilir.
İkinci bölüme geçmek isterim. Derslerimden hatırladığım kadarıyla konuşma dil ile yazı dilinin ayrılması önemlidir. Ama sizin kullandığınız bazı kelimeler, yazının gidişatını olumsuz yönde etkilemiş gibi.
" unutaraktan","imrenerekten"... Bu kelimeler hocalarımın söyledikleriyle bağdaştığı kadarıyla, sanırım böyle yazılmıyor. Konuşma diline ait eklemeler var sonlarında. Buna ilerideki yazılarınızda dikkat edeceğinizden eminim.
Umarım yararlı olabilmişimdir.
Tebrik ederim...
-------------------------------------------------------------
yukarıda bunları yazmışım, aşağıda kalabalık yapmamak için günün yazısını da burada kutlamak istedim.
Yolunuz açık olsun...
aydın tarafından 3/4/2007 1:46:33 PM zamanında düzenlenmiştir.
aydın tarafından 3/5/2007 9:42:15 AM zamanında düzenlenmiştir.