- 483 Okunma
- 4 Yorum
- 3 Beğeni
İKİNCİ ROMANIM SİSLİ HAYATLAR OKUYUCUSU İLE BULUŞTU...
odkitap.com/sisli-hayatlar-gulum-yildiz-camlisoy/
İklimin soğuk nidaları saklı yağan yağmurda hasretini çektiğim ölümün deminde saklı alın terim yalnızlığımınsa mimlendiği.
Sıradan sözcükler geliyor gözümün önüne aslında gözümün önünden gitmeyen bir şelale anneme duyduğum derin sevgi ve ihtiyaç bir o kadar onun da eksikliğini hissettiği şeyler yürümek mesela dünde kalan ayak seslerimi annemin ve yatağa hapsolmuş bedeninde saklı dünün izleri.
Gizini sürüyorum kaderin ve kederimle hemhal öykündüğüm şeyler var mazimde zaten kendimi asla kıyaslamadığım gibi başkalarıyla bazen içim inanılmaz acıyor dünümdeki yangın nasıl da sönmüş ve günümde saklı binlerce kıvılcım adı sanı olmayan duygulara mahal vermiş.
Yanıyorum aralıksız.
Kalemle sürtüşüyorum sonra kendimle.
Yazamıyorum bazen ve yazdıklarım neyse acımdan onlarca değil yüzlerce sayfayı tek tuşla karanlığa gömüyorum.
Ben aslında bir gömütüm ve dün geçti elime son çıkardığım romanım onun bile sevincini paylaşamazken insanlarla annemin incecik parmaklarına dokunuyorum ve sıcaklığı ile içimdeki buzlar eriyor ve ben inanılmaz üşümeye devam ediyorum.
Üşenmeden yazdıklarım bazen kale alınmadığında üşenmeden kendime yüklenip yenileri yazıyorum ve yenileniyor yaşadığım hayal kırıklıkları.
Elimden tutan kimse yok son altı aydan bu yana ve annemin hastane maceralarına bir yenisi daha eklenecekken yine işin içinden çıkamayacağım bir boyuta gelmemesi adına dua ediyorum.
Aslında ben bir günahkarım da günlerdir dilime pelesenk olan isyanımı bu gün bastırmışken eklenen yeni üzüntülerle hemhal sadece irdelemiyor inzivada geçen ömrümü de geri istiyorum.
Neden yazdığıma gelince…
Ve ben bunu hala anlatamamışsam biliyorum ki suç bende hep de olduğu üzere.
Bir yenilgiye hatta binlerce yanılgıya düştüğüm gün gibi ortada ve hissettiğim konuşma ihtiyacımı yazarak gideriyorum bu sefer insanların yeni tepkisizliklerine rast geldikçe üzüntüm katlanıyor.
Ömrümün kalın duvarları ne yazık ki ses geçiriyor ve ben sadece insanların öfkesini ve hiddetini duymakla kalmıyor karşılığını alamadığı her şey adına yine kendime yükleniyorum.
Ocak ayında çıkardığım ilk romanım ve dün elime geçen ikincisi:
‘’Sisli Hayatlar’’ başlığını koyduğum ikinci romanım ve sayfalarda saklı aslında hayatın g/izi ve romanımı çıkardığım yayınevi il günlerde bana destek olup içtenliklerine beni inandırmışken her nasılsa aradığım kadar da cevap veren kimse yok ne de mesajlarıma ne de gönderdiğim iletilere.
Bu bir zafer addedilecekken aslında yeni bir yenilgiye denk düştüğüm aşikar işin ilginci somut hal almış roman taslağım şimdi bir kitaba dönüşmüşken ve de benle iletişimi koparan yayınevi ve nice insan içimi canımı acıtmaya devam ediyor.
Hayatımda saklayacağım ne mi kaldı?
Ya da cidden sunduklarım yetmedi mi?
Ve de hayatın bana dayattıkları.
Bense üçüncü kitap için yola düşmüşken ek olarak hemen hemen her gün yazdıklarımla hemhal bir yandan da çöp kutusunu boylayan yüzlerce sayfa yazı ve şiiri nasıl da acımadan ölüme terk ettiğime inanasım gelmiyor.
Sevindiğim şeyler de yok değil hani:
En azından insanlar bana acımıyor sadece öfkeliler ve yok saymaktalar beni aklınıza kim gelirse artık…
Yok sayıldığım kadarsa ben kimseyi yok sayamıyorum çünkü ben duygularımla yaşayan bir insanım mantığımı çoktan hayatımdan çıkarmışken bir de beni hayatından çıkaran dostlarım ve sevdiklerim hatta yabancılar.
Bu nereye varacak ben de bilmezken annemin yeniden hastaneye yatacak olması daha da acıtıyor canımı ve ben onu yine uzun bir süre göremeyeceğim.
Ona verdiğim iki sözün birini tutmuşken üstelik ve ona adamışken ona ithaf etmişken iki romanımı da bir sözümü daha tutmak adına düşüyorum yola ve onun da bana verdiği sözden hareketle onunla el ele yürüyeceğimiz günlerin hayalini kuruyorum.
Hayalden öteye gitmeyen sefil hayatım ta çocukluğumdan bu yana ve her nasılsa ben tüm hayallerimi gerçekleştirmişken asla da yüklenmemeliyim kadere çünkü onları sonlandıran yine ben olmuşken.
Kurduğum tüm hayaller somut bir hal almış olsa bile devamını getirmediğim için bir ömür yeni baştan hayal kurmaktan başka bir şey gelmemiş olsa da elimden tüm hayallerimi gerçek kılmanın verdiği huzur ve öz güvenle devam ediyorum yoluma.
Her roman her yazı her şiir benden bir parça ve ben annelik duygusunu tatmamış olsam bileee buna benzer bir sevgiyi zaten sundu bana yüce Yaratan:
Öğretmenlik yaparken kazandığım deneyim ve çocuk sevgim üstüne üstük kardeşim elime doğmuşken ve ben onun küçük annesi olmuşken kimse de ahkam kesmesin hani anne olmadığımı gözümün içine soka soka kendilerini en üst kategoriye koyarken işin ilginci ben dertlenmezken anne olmadığım için üstüne üstük evlenmemiş olmam bile insanlara dert olabilirken benim derdinde olduğum çok başka ve önemli şeyler de yok değil hani.
En başta insanlığımı…
Bir adım sonrası iman gücümü…
Ve insan sevgimi ve dürüstlüğümü ilke edinmişken…
Diyeceğim o ki: sevgili dostlar yazmak için milyon sebebim var ve de yazdıklarım sadece bunlardan ibaret değil.
Belki de gelmiş geçmiş en berbat yazar ve şairim ama kimse benim insanlığımı sorgulamasın artık.
Belki de gelmiş geçmiş en berbat öğretmenim ve de bankacı ve de…
Haizi olduğum sıfatlara her gün yenileri eklenirken…
Hazzı acının belki de bana yazma şevki veren.
Yaza yaza dağlar aştığımsa koca bir gerçek.
Ve de yüreğimin d/ağlandığını asla yadsıyamam.
Bir cümleden çıkıp da yola.
Bir duyguyu şerh düşüp de…
Ve tüm derdim kendimle iken bana dert sunanları saygıyla karşılıyorum çünkü her insan her sıkıntı benim sınavım üstelik beni Allah’a daha da yakın kılan…
Allah bu günümü aratmasın yeter ki…
YORUMLAR
Öz-eleştiri...
Sıfatlar ve gerçekler...
Yaşama anlam veren nice anlamsızlım ve adlandıramadıklarımız...
Ve yazmanın verdiği coşku ve huzur.
Kendimi yerin dibine hakkıyla sokarım bir o kadar sonsuzluğa kanat çırpıp hayatı cennet kılarım:
Nasıl mı?
Elbet hayal gücümün ve kalemin eşliğinde...
Kendimi sevmenin zamanı geldi de geçiyor.
Yazmayı burada öğrendim ve henüz hiç bir şey yazmadım.
İçten selam sevgimle
Gelmiş geçmiş en berbat değilsiniz desem, cümlenizi izleyerek hani, bu size bir övgü parantezi açmaz, sondan ikinci olmanız ihtimalini doğurur en fazla
Bedbin olmamak gerek hani, moralsiz anlarınızda listeyi tersine çevirin ve en sondayken en başa geçin bir anda
Neden olmasın efendim?
Yanı sıra annenize sıhhat afiyet dilerken, an ne ona bakalım şimdi
An yeni bir romanı önümüze koyuyorsa harika bir haber bu, öyle demeyin Karayip memleketlerinde gerçek bir rom anıdır bu
Elbette mübarek ayda böyle bir benzeşim kurmam ne büyük bir talihsizlik haddizatında
Nee haddizatında mı, hay dilini eşek arıları sokmasın emi! Şuna aslında desen ya hadsiz herif, zart zurt etmesen öyle
Tabi latife yapıyorum da, kelime zenginliğine sahip dağarcığıyla ünlü hanımefendinin karşısında azıcık gazeli patlatayım dedim naçizane
Nihayet hocam
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Eserinizi tebrik ederim
Selam ve saygılarımla
Gülüm Çamlısoy
Kendimle çok uğraşırım.
Ayakta kalmanın diğer adı bu olsa gerek.
Sonsuzluksa mealim haizi olduğum tek zerremle ve kalemimle kucak açtığım...
İçten selam ve saygılarımla dost yazarım
Bir Şair der ki;
"Kalbinin genişliğinde yazsaydım, hiç dinmeyen sağnaklar gibi yağsaydım bastığın toprak kayıp giderdi."
Suçlama suçlanma fasıllarını geçiniz.
Size yararı yok.
Yazarlığın önü sonu "bir hoş sada"
Çalışmalarınızda başarılar.
Çok saygımla Şairim.
deniz_tayanç1 tarafından 30.3.2023 10:40:40 zamanında düzenlenmiştir.
Gülüm Çamlısoy
Bana o kadar çok şey kattınız ve de katmaktanız ki hayat ve edebiyata dair.
Yazmayı burada öğrendim ötesinde öğrenci ruhumla yazıyorum.
Yazmaya gayret ediyorum onun da ötesinde hayatta ayakta kalmanın teminatıdır yazmak tüm ruhumla çabamla sevgimle.
Teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla hocam