- 201 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Tam Bağımsızlık Ne Zaman
Tam Bağımsızlık Ne Zaman
Ülkemin her bir tarafı işgal halinde. Biz ise bağımsız olduğumuzu sanıyoruz. Ülkemizin dört bir yanına dağılmış askeri üsler bunun en büyük göstergesi. Güya Amerikan mandasını kabul etmemişiz. Heyhat… Adamlar yıllar yılı bizim baş belamız olan PKK’ya yardım etmek için Çevik Güç’ü devreye sokmuş, olayı fark eden Jandarma Genel komutanı Eşref Bitlis’i bir suikastla bertaraf etmişlerdi.
Daha sonra sırf Erbakan hükümet ortağı oldu diye onu teselli eder mahiyette adını değiştirmiş Çevik Güç yapmışlardı. 40 yıldır bertaraf edilemeyen PKK’nın haminin kim olduğunu neden sonra anlayan yetkililer bir takım önlemler almışlar ama bu dost görünen düşmanın entrikalarından kurtulamadılar ve terör belasını bir türlü savuşturamadılar.
Dahası yıllar yılı CIA, MİT’le aynı binada faaliyet göstermiş, MİT üst düzey görevlilerin maaşı onlar tarafından ödenmişti. Bunun anlamı oldukça açık değil mi? ABD büyükelçilerinin devlet büyüklerimize müstemleke idarecileri gibi davrandıklarını öğrenmiyor muyuz her geçen gün. Eğitimimizin Fulbrayt’a teslim edildiği, her beş yılda bir yüksek ücretler alarak toplantı yapan kurulu 2 üyesinin CIA, bir üyesinin ABD büyükelçisi olduğunu daha yeni öğreniyoruz.
Sanayi alanındaki hamlelerimizi her defasında içimizdeki hain idareciler vasıtasıyla nasıl baltaladıklarını, askeri alanda bizi kıskıvrak bağladıklarını, NATO vasıtasıyla hareket edemez hale getirdiklerini bilmiyor muyuz? Silah ve uçak sanayimizi baltalayıp bizi onların ürettiği silah ve uçak sanayiinin alıcısı durumuna sokmadılar mı?
Böylece ihracatı ithalatını karşılayamayan, ticaret dengesi sürekli açık veren bir 3. Dünya ülkesi durumundan kurtulmamız ne zaman gerçekleşecek acaba?
Nükleer enerjiyi bol bol kullanıp bize yasaklayarak, bizi enerji fakiri haline getirmediler mi? Bizi nükleer enerjiden mahrum kılarak atom bombası yapmamıza en ufak bir açık kapı bırakırken İsrail’in, Hindistan’ın atom bombası yapmasına olanak sağlamadılar mı? Böylece İslam dünyasını İsrail’in zulmüne karşı çaresiz bir durumda bırakmadılar mı?
Hala aynı tavırlarla S 400’leri almamızı engellemeye çalışmıyorlar mı? Ekonomik savaşlarla ülkemizi sarsıp istedikleri faiz artırımını, IMF’ye borçlanmamızı sağlamaya çalışmıyorlar mı? Bütün bunlar ne denli esaret altında olduğumuzun kanıtı değil mi?
Ayrıca ülkemizde kurdukları tahıl ofisleriyle GDO’lu ürünleri gıda sektörünün her alanına sokup bizi zehirlemiyorlar mı? Zehirlenen halkımızı ilaç sektörüne mahkûm edip sömürmüyorlar mı?
Her alanda geri bırakıp, sürekli sömürülen bir ülke durumunda değil miyiz? Yıllar yılı sağ sol kavgalarıyla perişan edilmedi mi ülkemiz? Her on yılda bir tekrarlanan darbelerle terbiye edilmeye çalışılmadık mı?
Devrimlerle ruh kökümüzden koparılıp nevzuhur bir millet haline getirilmedik mi? Namazsız bir İslamiyet telkin edilip, reformist fikirlerle saf İslam inancı zedelenmeye çalışılmadı mı? Fetö hareketiyle tarihin ikinci büyük dini saptırma olayı gerçekleştirilip yüzbinlerce kişi aldatılmadı mı?
İlahiyat fakülteleriyle İslam yozlaştırılıp Protestan Müslümanlık telkin edilmedi mi? Bütün bu faaliyetlerin gençlerin teist ve ateist olmasına yol açılmadı mı?
İslami cemaat liderleri çeşitli yollarla ele geçirilip bağlıları kendi emelleri doğrultusunda kullanılmadı mı?
Bütün bunlar göstermiyor mu ki biz hala özgür ve bağımsız bir ülke olamadık. Ama ümidimizi kaybetmedik, kaybetmeyeceğiz. Gelecek yazımızda bardağın dolu tarafını göstererek ümitvar olma nedenlerimizi sıralayacağız.
Ahmet Kemal
Kayıt Tarihi : 9.8.2018
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.