- 192 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DAR-BEDEN
Ankara’ da 02.07.1960 Yılında dört kızın arkasından topaç gibi bir oğlan doğdu, Evin ilk erkeği son çocuğuydu, Babası Nallıhan Sarıyar barajında, Turgut bey diye bir mühendisin şoförlüğünü yapıyordu, O kadar çok seviyordu ki mühendisi oğlunun adını hiç düşünmeden Turgut koydu.
Turgut 27 Mayıs 1960 İLK DARBE’ den otuz altı gün sonra dünyaya geldiğinden darbe lafını kundak da ezber etmeye başladı.
Darbeciler Menderes ve arkadaşlarını içeri alınca, Mühendise de yol görünmüştü,
Mühendis sıkı sıkı tembihlemişti babasını sakın benim ziyaretime gelme senin beş tane çocuğun var diye.
Bebekliği Menderes ve arkadaşlarının idamlarını dinleyerek geçti .
Ölümlerinin ardından memleket düzelecek dediler HALA DÜZELECEK MEMLEKET
Ortaokul da çocukluğunun yükünü omuzlarından atayım derken,
68 Kuşağının dünyadaki özgürlük akımı Deniz Gezmiş ve arkadaşları ile Türkiye’de buluştu.
1 Kasım 1968 de Samsun dan başlayıp 10 Kasım da Ankara da biten Mustafa Kemal yürüyüşüne dönemin Başbakanı Çoban Sülo Yollar yürümekle aşınmaz der.
12 Mart 1971 Yılında İKİNCİ BİR DARBE’ ye, boyun eğdi herkes gibi çaresiz.
Memleketin en çok kitap okunduğu yıllarda Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edildi, Üç Bizden Üç sizden diyerek.
Ölümlerinin ardından yine memleket düzelecek dediler HALA DÜZELECEK MEMLEKET
Yirmi yaşlarında Lise mezunu bir delikanlıdır artık, Üniversite sınavında istediği puanı alamamasına rağmen Ankara dışındaki Eğitim fakültelerinin öğretmenlik bölümlerine puanı tutar ama gidip kayıt yaptırmaz. Annesinin günlerce oku oğlum hayatını kurtar yalvarmalarına anne okuyup da öğretmen mi olayım askere gider gelince bir işe girerim diyerek askerliğini tecil ettirir.
Tecilden sonraki gün yaz tatillerin de çalıştığı Necatibey caddesi Sarar ilk okulu köşeşinde ki Yıldırım pastanesinde tezgahtarlığa başlamıştır artık,
Pastanenin sahibi Çankırılı Hakkı Yıldırım diye Ameliyatla karaciğer alınmış hasta bir insandır. Askere gidene kadar onun yanında tezgahtarlığa devam eder.
İşe giderken Sıhhıye Askeri ordu evininin bahçesinde hizmet eden askeri garsonlara bakarak ne güzel askerlik yapıyorlar , Ankara’nın göbeğinde keşke bende bunlar gibi askerlik yapsam diye imrenerek bakar.
1
12 Eylül 1980 Yılı Saat sabahın altısında işe giderken yolun başında Bir tank ve Askerlerle karşılaşır, Askerin biri elindeki düdüğü öttürerek uzaktan seslenir gelme darbe oldu sokağa çıkma yasağı var hadi evine,
Başına kaynar sular dökülür bir değil iki değil nedir bu rezillik daha yirmi yaşında üç darbeye boyun eğmek başı yerde evin yolunu tutar.
Günün kahramanı Kenan Evren paşa Netekim sözleriyle Televizyon ve radyolarda boy gösterir, Asmayalım da besleyelim mi diye,
Yüzlerce insan can verir Ulucanlar hapishanesinde o günlerde hapishanenin adına ( halk arasında ölü canlar denirdi)
Sokaklar da ayı oynatırlardı, Hamamda kadınlar nasıl bayılır diye, Kenan paşa ayı oynatmayı yasakladı ama insanların hapishaneler de ölümüne göz yumdu.
Ne tezat değil mi ,Hayvanlara özgürlük, Düşünceye idam, Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Turgut ilk defa Memleketi olan Çorumun /Kargı İlçesine bağlı Örencik köyüne babasının öldüğü 1972 yılının yaz tatiline ailece gider.
1974 yılında ise teyzesinin oğlu Cemilin düğünü için Annesi ve ablaları ile beraber ikinci defa köyünü görmek nasip olur.
Kargı Askerlik Şubesine gitmek üzere Etlik eski garajlarından öğleden sonra Kargı dan gelecek olan minübüse bilet alır, Kargıdan gelen minübüsden inen insanların arasında babasının arkadaşı Bahit amcayı görür gidip elini öptüğünde benim bugün Ankara da işim var yarın dönecem yengen evde doğru eve git der.
Bahit amcanın evde olmadığını öğrenen Turgut Nafiye yengesini rahatsız etmemek için akşam Kargıda bir otelde kalıp ertesi gün eve gider. Askerlik şubesine gittiklerinde şube komutanı astsubay Bahit amcayı tanıdığı için ayak üstü bir merhabadan sonra sülüsünü verir.
Sülüsünü aldığında askerliğinin Çanakkale ye çıktığını öğrenir. Vaktin öğlen olduğu saatlerde Bahit amcasının lokantada ısmarladığı haşlama ve pirinç pilavından oluşan öğle yemeğini yer.
Akşam evde Bahit amca ve Nafiye yenge ile sohbet ederken Bahit amca anneni telefonla arada müjdeyi ver demesi üzerine evdeki telefondan Kargı Postanesindeki karşısına çıkan memure hanıma Ankara ile karşı taraf ödemeli olarak telefon görüşmesi yapmak istediğini söyliyerek Ankara daki evinin 319 39 62 nolu telefon numarasını kayıt olarak yazdırıp başlar heycanla beklemeye .
Üç dört saat sonra telefon çalar annesi ile bir süre hal hatır ettikten sonra askerliği hakkındaki bilgileri iletip Kargıda işinin bittiğini yarın sabah otobüse bineceğini söyler. Ertesi sabah Ankara otobüsüne binerek Çorum üzerinden eve döner, Eve döndüğün de arkadaşlarına Askerliğinin Çanakkale ye çıktığını söylediğinde mahalleden arkadaşları alt sokaktaki Ramazanında Çanakkale ye askerliğinin çıktığını söylerler.
2
Şube duhulü Martın ikisi olup 3 gün yol izni dahil 06.03.1981 Cuma günü 116. Jandarma Er Eğitim Alayı Çanakkale’ ye, Ramazan Elmas ile Akşam bindiği otobüs sabah Çanakkale otobüs terminaline varır. Çanakkale yi akşama kadar gezip akşam olunca gidip teslim olurlar. Yirmi ay askerlik başlar artık (gel 610 gün gel )
Askere teslim olduğu ilk gün bölük çavuşu tarafından on onbeş kişi banyo yapmaları için hep birlikte banyo ya götürülür o kalabalıkta yıkanır mı duş mu alır belli değil girdiği ile çıktığı bir olur.
Banyodan çıktıktan sonra kendisine Parka ,şapka ,palaska ,Bir çift bot, bir takım yazlık bir takım kışlık ve bir takımda çarşı izinlerinde dışarıya çıktıklarında giymesi için tektif diye adlandırdıkları elbiseyi verirler.
Ayrıca adını üretim yeri Ankara nın Kırıkkale ilçesinde ki Makina ve Kimya Endüstrisi silah fabrikasından alan bazı bölümleri ahşaptan yapılmış bir adet Kırıkkale tüfek, bir adet kasatura ve mermileri koymak için kütüklüğü zimmetli olarak teslim alıp o gece yarı uyur yarı uyumaz sabahı eder.
Sabah olunca Koğuş Nöbetçisinin koğuş kalk demesi üzerine yattığı ranzadan kalkarak üstünü giyer. Tuvalette sakal tıraşını olup 6. Bölüğün bina dışındaki yemek hanesine arkadaşları ile gidip kahvaltı yapacağı boş bir sandalye bulup masaya oturur.
Kahvaltıya başlamadan önce tüm bölük ayağa kalkıp Nöbetçi bölük çavuşunun Tanrımıza hamdolsun Milletimiz var olsun sözlerini tekrar eder.
Masada kendine çay verileceğini beklerken kahvaltı yerine bir tas çorba ile karşılaşır verilen çorbadan bir kaşık aldığında midesi bulanır kusacak gibi olur yanındaki arkadaşlarının yüzlerine baktığında herkesin güzel bir şekilde çorbalarını içtiklerini görünce herkes içiyorsa bende içerim diyerek başlar yarım kalan çorbasını yudumlamaya
Mart ayında teslim olduğu acemi birliğinde ki eğitim alanın da beş dakikalık bir sigara içimi dinlenmelerde Hoperler den her gün ,Boyu 1,70 den uzun olanlar, üniversiteden terkler ve garson olanların bölük komutanlarına isimlerini yazdırmaları istenir.
Bir gün yine İt durmaz tepesindeki eğitim alanında talim yaparken yine başlar Hoperler den anons sesi, Arkadaşı Turgut Garsonlar Ankara ya gidiyormuş ne bekliyorsun adını yazdır deyince, Beş çocuğundan dört kızını evlendiren biricik oğlunu askere gönderip evde yalnız başına yaşayan garip annesi gelir aklına hemen elini kaldırıp ben garsonum diyerek adını listeye yazdırır.
Daha sonra alaydan on oniki kişi Tuğay komutanın karşısına dizilirler tabi o sondan ikinci, boy sırasına göre,
3
Paşa başlar askerlere sıradan soru sormaya sivil de nerede çalıştın diye kendisine sıra gelince Ankara da Çiftlikte Lokantada çalıştığını söyler bunun üzerine paşa bir adım öne çık diyerek başlar diğer askerlere konuşmaya ve üç kişi daha seçerek gönderin bunları Ankara ya der Nöbetçi subayına
İki üç gün sonra Bölük Astsubayı Her birine kapalı bir zarf ile beş lira kağıt para vererek başlar nasihat etmeye,
Bakın Ankara ya Özel dağıtım ile gidiyorsunuz otobüs biletinizi kendiniz alın adam gibi birliğinize teslim olun firar ederseniz dönüp dolaşacağınız yer burası diyerek güzel bir küfür eder.
Mart ayında geldiği Çanakkale den Nisan ayında Jandarma Güvercinlik Taburuna gitmek üzere dört asker Otobüs terminalinden biletleri alıp artan para ile lokantada güzelce karınlarını doyurarak, Ankara otobüsüne binerler.
Cuma akşamı Ankara ya gelince Trabzonlu Ali KOL adında arkadaşını ulusta Ankara belediyesi nin karşısındaki otele yerleştirip doğruca bent deresinden kalkan Mamak dolmuşuna biner Eve gittiğinde evin camını tıklatarak annesini uyandırır. Pazartesi gününe kadar evinde annesiyle hasret giderip Jandarma Güvercinlik Taburuna teslim olur ,orada bir aya yakın kalır.
Bir ay sonra Tugay komutanının ( Hulusi SAYIN paşa daha sonra şehit edildi ) karşılarına çıkarlar komutan dört askeride beğenmeyip bunlara Karargaha gönder der Nöbetçi subayına ve ertesi gün Anıt tepe de Jandarma Kışlasına giderler.
Kışlada bir akşam yatıp sabah iştimasından sonra arkadaşları ile beraber askeri bir jipe binerek Jandarma Genel Komutanlığına giderler. Jandarma Genel Komutanlığındaki Karargah Bölük komutanı Kıdemli baş çavuş Sebahattin TURGUT Anıttepe Kışlasından gelen dört askeri Karargah komutanı Binbaşı Feridun ÖZTÜRK’ün huzuruna çıkartıp tekmil verir.
Tekmil verme sırası kendine gelince Turgut ÖZTÜRK ÇORUM diyeceğine heycandan dili sürçer Turgut ÖZTÜRK ANKARA der.
Karargah komutanı ANKARA sözünü duyunca Bölük komutanına ben Ankaralı olana Ankara da askerlik yaptırmam gönder bunu geldiği yere diye emir verir. Karagah komutanının yanından ayrılırken merdivenlerde Bölük Komutanı başlar askerlere nasihat etmeye bakın Ankara nın göz bebeğinde askerlik yapacaksınız Kadına kıza bakmadan saygılı bir şekilde işinizi yapın bana laf getirmeyin deyince hemen lafa girip ben ne olacağım komutanım der. Sebahattin Komutan Turgut un yüzüne şöyle bir bakar sen bırak komutanın ne dediğini benim dediğime bak adam gibi askerliğini yap gerisini ben hallederim deyince yüzünde büyük bir sevinç kapsar. O gece ranzasında rahat bir uyku çeker.
4
Karargahta Askerlik çok güzel geçer ,Cumartesi ve Pazar günleri sabahları çorba çıkar, Hafta içinde bazı günler Kahvaltıda Bir bardak süt ve Üzerinde Alemdar tereyağı yazılı bir paket yağı bal tabağına döküp karıştırdıktan sonra masadaki dört arkadaşı ile bir güzel kahvaltısını yapar.
Teskereyi alacağı güne kadar her sabah devlet memuru gibi Anıttepe deki kışladan Askeri Jemsey le Bakanlıktaki Jandarma Genel Komutanlığına Garsonluk yapmak üzere gider, Hafta sonları Evci çıkar Cumartesi günü evinde bir akşam yatıp Pazar günü akşam iştimasın da kışlada hazır bulunur.
O zamanki şartlarda 20 ay diye gitmiş olduğu askerden bir ay erken izin dahil 19 ay fiili askerlik yaparak 02.11.1982 tarihinde terhis olur.
Askerlik bittikten bir iki ay sonra Gazete ilanıyla Küçük Esat ta Gaziantepli birinin açmış olduğu Tadım baklavacısında tezgahtar olarak işe başlar.
İlk başları işler çok iyi gider akşama kadar tüm tepsiler biter, Daha sonraki birkaç ay içinde tam karşılarına bir baklavacı daha açılır işler yavaşlar Altı ay kadar Baklavacıda çalıştıktan sonra işten ayrılır. Arada da devlet dairelerinin açmış olduğu sınavlara girer,
Gazete ilanlarına iş aramak için baktığın da o yıllarda moda olan Ansiklopedi ve kitap pazarlama için eleman aranıyor ilanlarını görür. Millet karnını doyuramıyor kitap mı alacak diyerek Çıkrıkçılar yokuşundan ve Ulus halinin yanında bulunan Modern Çarşıdaki toptancıdan aldığı elektrikli mutfak çakmaklarını kapı kapı dolaşarak başlar pazarlamacılığa .
Kendi kendinin patronu olmuştur.
Her gün kahvaltısını yaptıktan sonra saat onbire doğru evden ayrılıp mahallenin durağından ulus dolmuşuna binmek üzere yola koyulur. Toptancıdan satmak için aldığı otuz tane elektirikli çakmağı cebinden çıkardığı poşetin içine koyarak saat oniki ile yarım arası eski meclisin arkasındaki dolmuş durağında bekleyen yenimahalle dolmuşuna biner.
Ev Hanımlarının yataktan kalkıp kahvaltılarını bitirdikleri onüç sularında başlar pazarlamacılığa. Demetten Karşıyaka mezarlığına kadar çalmadığı kapı kalmamıştır, Toptancıdan aldığı otuz çakmaktan bir tanesini her apartmanda girdiğimde muhakkak satacam diye kendi kendine söz verir.
Bazı günler girdiği apartmanda dairenin önündeki ayakkabıların kalabalığından kadınların günü olduğunu anlar kadınlardan biri hadi biraz ikram edersen hepimiz alalım demesi üzerine tüm evdeki kadınlara elindeki çakmakları satar.
Her gün Öğlenleyin satmaya başladığı çakmakların hepsini saat üç,dört gibi bitirir.
5
Pazarlamacılıktan sonra Mesa İnşaat Şirketinin Oran şehrinde yapmakta olduğu Savunma Bakanlığı Lojman inşaatında Çalışan arkadaşı Bekir bir gün kahvede Turgut ben mühendisle konuştum gel bizim şirkete çalış demesi üzerine meydancı olarak amelelik yapar altı ay.
Mesa büyük bir şirket olduğu için (162 gün sigortası yatar ) O zamanlar kpss yok torpilin varsa devlet dairesine işe girersin.
Askerden terhis olduğu günden bu yana, yarı sigortalı yarı sigortasız işlerde çalışalı tam iki buçuk sene geçmiştir. O günlerde Kahvede kumara, Meyhanede rakıya, Pavyona vesikalı yâre tutulur.
Bir gün Mesa İnşaat Şirketinde çalışıp akşam eve geldiğinde annesi oğlum Ahmet Şeker (Enerji bakanının makam şöförü ) telofon etti akşam eve bir uğrasın dediğini söyler. Aynı köyden hemşerisi olan Ahmet abinin evine gittiği akşam Ahmet abi boş bir kağıt çıkarır Turgut sen bunu imzala gerisini ben kızlara doldurturum der.
Şeker gibi (Ahmet ŞEKER) abisi sayesinde 05.04.1985 Cuma günü Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğünde memuriyete başlar.
Bazı günler ekseriya hafta sonları Sabah namazı eve geldiğinde annesi namazda selam vererek oğlum yeter artık benden utanmıyorsan kendinden utan demesine aldırmadan iki üç saat uyuyup işe gider. Bu düzen evlenene kadar devam eder.
22.04.1994 Cuma günü Demirli bahçe semtindeki Ayık Düğün Salonunda tüm eşi dostunu davet ederek can yoldaşı biricik eşi ile evlenmek üzere güzel bir düğün yapar.
Bir erkek evladı olur Adını rahmetli çok sevdiği babası Yaşarın adını koyar.
Babadan kalma gecekondusunu daire karşılığı apartmana verir, bugün hala o evde
Ne bir karış ilerde
Nede bir karış geride
Hep aynı yerde hep aynı yerlerde
Can yoldaşı eşi ve canından bir parça biricik oğlu ile yaşamaktadır.
Geçmişteki günler beynini ve bedenini o kadar sarmıştı ki hala 61 kilo
Büyük beden giyemedi korktuğu için DAR-BEDEN .
HA DÜZELDİ HA DÜZELECEK HALA DÜZELECEK MEMLEKET
TURGUT ÖZTÜRK
6
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.