- 300 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Müslüman; SWOT (Güçlü, Zayıf, Fırsat, Tehdit) Analizini İyi Yapmalıdır
Değerli okuyucularımız, bugün sizlere düşüncelerimi çok farklı bir yazı ile aktarmak istiyorum. Şirketler; kârlarını artırmak ve sürdürülebilir bir şekilde üretmelerine devam edebilmek için teknolojik gelişmeleri de takip edip istişare ederek, sektörleri için en doğru karaları alıp uygulamaları ile başarılı olabilmektedirler.
Şirketlerin başarılı olmaları; en iyi, en doğru kararları verebilmek için bazı analizleri yapıp ona göre önlemleri almaları gerekmektedir. Bir stratejik planlama tekniği olan SWOT analizi nedir, nasıl yapılır sorularının cevaplarını bulup sonuca odaklanmak çok önem arz etmektedir. SWOT İngilizce; Strenghts, Weaknesses, Opportunities, Threats kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır. SWOT (GZFT); Güçlü, Zayıf yönleri ile Fırsat ve Tehditleri ifade etmektedir. Müslüman haklı olarak nasıl ki kendisinin, şirketinin dünyevi menfaatlerini düşünüyorsa, bundan daha çok önemli bir şekilde manevi menfaatlerini de düşünmek zorundadır.
Müslüman dünyadan nasibini unutmayacak meşru ölçülerde helâlinden kazanıp geçimini temin edecek, yardımseverliğinin de gereklerini yapacak, ebedi alem için daha çok çalışıp kârlılık durumunu artırmak zorundadır. Müslüman her gün SWOT analizini yaparak iyiliklerini artırıp sevaplara nail olmalı, kötülüklerden kaçınıp günahlara girmemeli, değişen sorunlara, değişmeyen değerlerle çözüm bulma, çağı şekillendirme ve dizayn etme özelliğini Tevhîd merkezli, İslâm inancı ile mümkün olacağı gerçeğini hiçbir zaman göz ardı etmemelidir.
Müslüman güçlü, zayıf yönlerini bilerek hareket etmeli, fırsatları ve tehditleri de değerlendirerek davranışlarını güzelleştirmelidir. Müslüman, İnandığı ana değer Tevhid üzerine hayatını yaşarsa çok güçlü olur. Bu gücünü kaybetmemek için ise şirkten kesinlikle uzak durmalıdır. Tevhid den uzaklaşıp şirk tehlikesine düşmesi zayıf yönlerindendir. Onun için zayıf yönlerine daha çok yatırım yaparak Allah’ın bir tek oluşu, eşi ve benzerinin bulunmayışı hususlarında en ufak tereddüt yaşamamalıdır. Allah’tan başka ilâh yoktur, Muhammed Allah’ın elçisidir hakikatini kalbi ile tasdik ettiği gibi diliyle de söylemeli ve bu kurtuluş reçetesinden bir an bile ayrılmamalıdır.
Müslüman için en büyük tehdit nefsi emmaresi ve şeytandır. Her ikisi de durmadan kötülükleri emrederler. Aklını vahiyle buluşturan Müslüman, nefs ile şeytanın tehlikelerinden korunmak için Kur’an ve Sünnette emredilenleri yapıp yasakladıklarından da kaçınarak salih amellerle hayatını güzelleştirip güzel ahlâk sahibi olmalıdır. Müslüman’ın amacı, her daim Allah (c.c.)’ın rızasını kazanmak olmalıdır. Müslüman; fırsatları değerlendirerek günlük muhasebesini yapmalı, her zaman fiili ve kavli duâda bulunmalı, bazı özel zamanlarda da duâları artırarak devam etmeli, ayrıca nasuh tövbe ile işlemiş olduğu günahlarından bağışlanmak, hatta günahların sevaplara tebdil edilmesini sağlamak için göz yaşı döküp Allah (c.c.)’a yalvarmalıdır..
Allah (c.c.)’ın rızası için yapılan işlerin kâr oranları çok ama çok yüksektir. Yapılan bir iyiliğe karşılık olarak; bire on, bire yetmiş, bire yedi yüz hatta daha çok sevap alınabilmektedir. Dünyada bu kadar çok kazandıran bir ticaret yoktur. Yapılan iyiliklere karşılık çok fazla sevap verilirken ilahi adaletin gereği, kötülüklere karşılık olarak da bire bir günah verilmektedir. Yani kazanınca çok kaybedince birer birer. Bu ticarette kaybetmek çok zordur. Dünyadaki ticareti önemseyip zaman ayırdığımız gibi ibadetlerimiz içinde gerçek âlemde huzur ve mutluluğa kavuşmak için çaba sarf etmeliyiz. Dünyadaki iflaslardan da ders çıkarılmalı ama esasen ebedi âlemde iflas etmekten korkmalıyız. Ebedi âlemde iflas etmekten korkanlar İslam’ın emrettiklerini görmezden gelemediği gibi kesinlikle haramlara da meyledemezler.
Bütün işlerimizde Allah (c.c.)’ın Rızasını gözetmek zorundayız. Allah ‘ın rızası için yapılmayan hiçbir ibadetin kabul olabileceğini düşünmek, söylemek mümkün değildir. Allah rızası için yapılmayan hiç bir ibadet kabul olmaz. Bütün ibadetlerimizi Allah rızası için yaparak, dünyevi, uhrevi gerçek huzur ve kurtuluşa erişebiliriz. Sevdiklerimizi sırf Allah (c.c.) Rızası için sevmek, düşmanlık ettiklerimize de sırf Allah (c.c.) Rızası için düşmanlık etmekle mükellefiz. Gerçek anlamda iyilik, Allah(c.c.)’ın emrettiklerini yapıp, yasak ettiklerinden kaçınmakla mümkün olur. İman edip, imanımızın gereği salih amelleri işlemek, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek, başımıza gelen hastalıklara, sıkıntılara sabır göstermek zorundayız. İyilik, güzellik, doğruluk gibi vasıflarla mücehhez olup, kötü, çirkin ve zararlı şeylerden de sakınırsak muttakilerden oluruz.
Allah (c.c.)’ın rızasına erişip dünyadaki nimetlerden müstefid olan ebedi âlemde de Cemalullahı gören, Rol model Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.), peygamberler, şehidler, sıddıklar, alimlerle birlikte cennette nimetler içinde yaşayan Mü’minlerden olmamız duası ile sıhhat ve afiyetler dilerim.
[email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.