- 786 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Tuhaf Kütüphane
TUHAF KÜTÜPHANE
Sevgili Kitapsever dostum,
Tesadüfler bazen güzel şeylere sebep oluyor. Tesadüfen okuduğumuz bir kitap, tanıştığımız bir insan, çok zaman bize yakınlarımızdan daha faydalı bilgiler sunar. Okuduklarından, dinlediklerinden ders almayan ve tanıdıkları olmayanlarla iletişim kurmayı redddeden, ne kaybettiklerini bilmeyen insanlar tabii ki bunu pek anlayamazlar. Halbuki iyi niyetli insanlar ile tanışmak ve kaynaşmak, bilgi ve sevgisi bol insanla dostluk kurmak hayatımızı daha kolaylaştırır.
Sevgili Kitapsever dostum,
Kütüphanede, kütüphaneci arkadaşımın tavsiyesi ile okuduğum ve bir günde tamamladığım “Tuhaf Kütüphane” de tesadüfen okunan ve faydalanılan, kitapsever dostlarla da paylaştığım kitap oldu. Bu mektubumda işte o kitabı anlatacağım sana.
Sevgili kitapsever dostum,
“Tuhaf Kütüphane” Haruki Marakami’nin kitabı. Genelde kalın kitaplar yazan Marakami, “çocuklar için büyüklere masallar”türünde bir kitap yazmış. 62 sayfa ve bol resimli 26 kısa bölümden oluşan bu kitapta, ismi olmayan çocuk kahramanın, bir kütüphanede kitap araması ve kitap okuma esaretini anlatıyor.
Sevgili kitapsever dostum,
Bu kısa çocuk kitabı bana büyük dersler verdi. Kitap aynı zamanda ilginç bilgilerde veriyor. Bu bilgileri ben not alarak seninle paylaşmak istedim.
Sevgili kitapsever dostum,
Kitapta kahramanın de diğer yan karakterlerin adı yok. Koyun kılıklı adam, yaşlı adam, kız gibi karakterler var. Bu da “ kahramanının adını sen koy” türü bir kitap olmuş yani. Okur kahramanlara istediği adı verebilir özgürce. Öye okuyor. Ben bu çocuk kahramana korkmadığı cesur olduğu için “özgür” koydum. Sen okusan bakalım ne koyardın merak ettim. Sen de “ cesur” ! gibi bir ad koyardın herhalde.
Sevgili kitapsever dostum,
Kahramanımız bir konuda kitap okumak ister. Konusu da ilginç. “osmanlı imparatorluğunda vergi sistemi” Bu da aklına kütüphaneye gitmek istediği zaman gelir. Bu konuda kitap ister kütüphaneden , Kütüphanenin yaşlı görevlisi işinin ehli, tüm kitapları bilen biridir. Kahramanımızın istediği konuda kütüphanede bulunan 3 kitabı geririr.
Bu kitaplar
Bir Osmanlı vergi Tahsildarının Güncesi (Osmanlıca)
Osmanlı İmparatorluğunda Vergi Tahsili Üzerine..
Osmanlı İmparatorluğunda vergi toplanmasına karşı Ayaklanmalar ve Ayaklanmaların bastırılması.
Sevgili Kitapsever dostum,
Yaşlı Kütüphaneci kahramanımızı bu kitapları okumadan bırakmayacağını söyler. Şöyle der: ” Bilgi ile dolu beyin çok lezzetli olur. Çünkü yumuşacıktır. Aynı zamanda da topak topaktır” Bu söz aynı zamanda kitabın arka kapak yazısı da olur. Bilmem bu güzel söz seninde hoşuna gitti mi? Bak ben u sözden ne anlamışım. Kimbilir okusan sen ne kadar güzel anlamlar çıkarırdın..
Sevgili Kitapsever dostum,
Burada yazar şunu demek istiyor galiba “Bilgi ile dolu, kitap okuyan bir beyin hayattan lezzet alır. Kitap okuyan bir beyin her zaman hayatı sever. Kitabın amacı da insanlara hayatı sevdirmesi, zorlukların üstesinden gelmesi ve insanlara faydalı olmaya çalışma isteği uyandırmasıdır.
Yumuşacıktır” sözünden kasıt da öfkesini yenen, insanlara da öfkesini yenmesi için önerilerde tavsiyelerde bulunan, yani sevgi ile bilgiye merhamaetle dolan beyin olur. Sevimli olur kitap okuyan insanlar. Çünkü insanları üzmez, sevindirmeye çalışırlar” demek istiyor. Kitabı hakikaten okuyan anlayan insanlar...
Sevgili kitapsever dostum,
Kahramanımız ilk olarak “Bir osmanlı Vergi Tahsildarının Güncesi” kitabını okumaya başlar. Kitapta “İbn Armut Hasir” adlı 3 karılı ve 6 çocuklu vergi tahsildarının başından geçenleri anlatmaktadır. Kahramanımız Osmanlıca olan bu kitabı Osmanlıca bilmemesine rağmen okuyup anlar ve hatta ezberler. Buna kendisi de şaşar.
Burada demek istenen sevdiğimiz bir kitabı okuduğumuz zaman anlar, ezberler ve kendimize faydalı hale getiririz. Ben de sevdiğim kitapları aradan bir süre geçtiğinde yeniden okumuyor muyum? Ünlü yazarlarda sevdikleri ve faydalandıkları kitapları tekrar okumuyorlar mı ? Sen de Sana tavsiye ettiğim” sen de Kafadan Engellisin” kitabını 1 yıl arayla okuduğun zaman daha iyi anlamamış mıydın? Bunları düşündüm.
Sevgili Kitapsever dostum,
Kitabı Tokat İl Halk Kütüphanesinden ödünç alarak okumuştum. Demirbaş numarasına baktım “100885” 8 baskı, Doğan Yayınları ve Şubat.2022 de basılmış. Bu demek ki Artık Anadolu’daki kütüphanelerde bile yüzbinlerce kitap okurunu bekliyor. Üniversite Kütüphaneleri, Belediye Kütüphaneleri, Halk Kütüphaneleri yüzbinlerce kitaplarla dolu. Gençler kitap okusun diye devlet güzel ve modern kütüphaneler yapıyor. Okumamak için mazaret yok.
Sevgili Kitapsever dostum,
“Oku” emrini anlar ve kitap okumayı seversen hem okuyacak kitap çok kütüphanelerde, hem boş konuşmalardan uzak kalarak zamanı güzel değerlendirebilirsin. Okuyacaksan sana kitap hediye eden insan çok olur. Zaten ben de, sen de hak edenlere (Güzel soruılar sorarak, bizi iş yerimizde ve evimizde ziyaret ederek) kitaplar hediye etmiyor muyuz? Kütüphanelerde ödünç vererek bir kitaptan onlarca kişinin faydalanmasını sağlıyor. Belki de bu kitaptan da bu yazımızı okuyan onlarca kişi faydalanacak. Önce okuyan ve bu mektubu yazan bana , sonra mektubu okuyarak sosyal medyada paylaşan sana dua edecek ...
Sevgili Kitapsever dostum,
Okunan her kitap anlatılarak böyle mektuplarla gelecek nesillere ve başkalarına anlatılmalı. “Okuyup geçme amacında olmayan” insan her zaman okuduklarnı da dinleyene anlatınca bilgi çoğalıyor, kültürel zenginlik de artıyor. Bilmem ifade edebildim mi kendimi?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.