- 940 Okunma
- 10 Yorum
- 8 Beğeni
ATEŞDAR NURİ EFENDİ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Yazının başlığını görünce işaret parmağınız şakağınızda düşünüyorsunuz:
“Allah… Allah… Tarih bilgim de fena değildir ama kim bu Ateşdar Nuri Efendi?”
Hiç yormayın kendinizi. Onu bu isimle Türkiye’de hiç kimse, Isparta’da da sadece üç kişi tanır.
50 yaşlarında, atletik yapılı hareketli, kuvvetli, güler yüzlü, hoş görülü, yumuşak huylu bir arkadaşımızdır. Bazı yazılarımda bahsettiğim arkadaşım Servet Usta vasıtasıyla tanıdım onu.
İyi ki de tanımışım, iyi ki de o da benim arkadaşım.
Arada bir buluşuruz. Saç ayağıyız biz. Bineriz Sıdıka’ya çıkarız Kirazlıtepeye. (Sıdıka Skoda marka arabamızın adı. Biz taktık ona bu ismi)
Kirazlıtepe Isparta’yı yukarıdan gören küçük bir dağ. Orada restoranlar, kafeler var. Bir de F- 86 savaş uçağını da oraya yerleştirmişler. (Uçak modellerindeki -F- harfi Fighter Falkon kelimelerinin baş harfleridir. Savaşçı, Şahin anlamına gelir)
Isparta’da havacılıkla ilgili bir geçmiş olmadığından, halk o uçağı ilgiyle izler, uçakla ilgili hikâyeler anlatırlar. Uçak demiş ki:
“ Ben Isparta’yı havadan çok gördüm. Hayran oldum. Ömrümün son deminde beni Kirazlıtepeye yerleştirin. Isparta’yı tepeden seyretmek istiyorum.”
Daha buna mümasil birçok hikâyeler… F- 86 lar Hava kuvvetlerinin envanterinden yıllar önce çıkarıldı. Nasıl bir girişim sonucu alınmışsa alınmış o uçak oraya yerleştirilmiş. Benim güzel halkım askerini sever. Hayal dünyaları deryalar kadar geniştir.
Güneş başını alıp giderken, nöbeti yıldızlara Ay’a devreder. Bizde Sıdıka’mızla ineriz Kirazlıtepeden aşadıdaki ağaçlıklara. Alırız nevalemizi. Yerlerimiz vardır bizim.
Emir komuta Nuri’dedir.
Onun işi ateşledir. Kıyamaz yeşillere ama ne edip edip bulur ağaçlardaki kuru dalları. Kırar getirir yakar ateşini. Sonra alınanlardan ustaca kurar soframızı. Biz içerken o diker gözlerini ateşe dakikalarca bakar.
Konuşmaz.
Biraz içmesi beklenir. İçtikleri kana karışıp Nuri kıvamını bulunca bir soru sorar:
“Haşhaş kellesini biliyorsunuz değil mi? Bir kellede milyonlarca tane varken kavga olmuyor da biz insanlar niye geçinemiyoruz?
Nuri geçmişinde kim bilir hangi olayı hatırlamıştır da bu soruyu sormuştur?
“Haklısın Nuri “der susarız.
Ne demek istediğini sorsak, belki de anlatacak hüzünlenecektir.
Düzenli bir işi yoktur Nuri’nin. Bu gün bulur bu gün yer.
Yine bir gün oturuyoruz ağaçların altında. Yıldızlar göz kırpıyorlar birbirlerine bizi dinliyorlar.
Nuri gözlerini ateşe kilitlemiş düşünürken, hoşuna gideceği umuduyla:
“ Nuri sana bir isim buldum. Bundan sonra senin Adin- ATEŞDAR NURİ EFENDİ olsun.”
Hiç cevap vermedi. Bir süre sonra:
“Ateş yakmasını severim. Ama ATEŞDAR ne demek bilemedim. Sonra Bedros Baba, sen niye bana efendi dedin ki? Ben sizlerin hizmetine bakıyorum. Bundan da zevk alıyorum. Ama sen beni site kapıcıları gibi mi görüyorsun? Onun için mi bana efendi dedin ?”
Anlattım:
“Atatürk konuşmalarına hep – efendiler- diye başlarmış. Efendilik BEY kelimesinden daha anlamlıdır.
Efendi adam dersin de bey adam diyemezsin. Ama haklısın o insanlara bey dememek için efendi deniliyor. Farkında olmadan o insanlar onore ediliyor.”
Nuri alınmıştı bir kere. Ne kadar anlatsam da anlamayacaktı.
“Tamam, Nuri bir daha sana -efendi- demeyeceğim beni bağışla EMİ?”
Küstü gitti Nuri
Küssün ona küslükte yakışıyor. Ne der Servet usta?
“Bu işler narin bu gün olmazsa yarin!
Yarın barışırız Nuri’yle.
Önce Kirazlıtepe sonra yine aşağıdaki bizim yer…
YORUMLAR
Merhaba komutanım, insani ilişkilerin doruk yaptığı hoş bir anı öykü okudum.
İzanınıza ve dost yüreğinize binlerce teşekkürler.
gelenek, göreneklerimizin hızla yozlaştığı, üstüne üstlük dünyanın başına bela olan bulaşıcı hastalık karşılıklı ziyaretleri, içten kucaklaşmalrı da olumsuz etkiledi.
İşte bu atmosferde böylesi dostluk anıları okumak bir hfarklı güzellik.
Saygılarımla Bedri komutanım.
Bedri Tokul
Gerçekçi ve samimi yorumunuz
İçin asıl ben teşekkür ederim.
Selam ve saygıyla
Buram buram gül kokuları tüten güzelim Isparta'ya, Kirazlıtepe'ye, köklü dostluklara , adam gibi adam olan efendilere, gönül dolusu selam olsun.
Yazınızın dostluk ateşiyle yüreklerimizi ısıttık. Anılası bir hatırayı duygusuyla paylaştık.
Kaleminizin gücüyle daha nicelerine.
Saygılarımla.
Bedri Tokul
Bu ne güzel, ne yürekten bir yorum.
Çok, çok teşekkür ediyorum.
Sağ olun var olun.
Selam ve Saygılarımla...
Çok güzeldi hocam beğendim kutluyorum başarılarınızın devamını diliyorum
Bedri Tokul
Sağ olun.
Selam ve saygıyla
Bedri Tokul
Başı gözü üstüne Deniz.
Selam ve sevgiyle...
Ateşdar Nuri başlığı ilgi çekici! Isparta’ya gelip görmeli Kirazlı tepeyi; ne güzel bir anlatım efendim..Isparta’ya gelmiştik yıllar önce bir arkadaşımla yağmurlu bir geceydi Antalya dönüşü molada dışarda sağanak var mağazalardan mis gibi gül kokuları büyülenmiştim. Isparta adını duyduğumda gül kokulu sağanaklı gece gelir aklıma! Uzun zamandır yoktunuz özlemişim kaleminizin seslerini Bedri komutanımız…
Saygılarımı bıraktım…
Bedri Tokul
Sizin Isparta'da bir kardeşiniz var
Buyurun gelin. Başımızın üstünde
yeriniz var.
Kirazlı tepeyede çıkarız gül bahçelerini de gezeriz.
İlginize teşekkür ediyor
Selam ve saygılar gönderiyorum
Gül diyarından...
Oya gedik
Oya gedik
Bedri Tokul
Okumuş olmanızda benim için
Bir onurdur.
Selam ve saygıyla.
Muhteşem!..Yine her zamanki deminde..Yine hayatın içinden.Haşhaş kozasının içindeki tohumları ben de hep düşünmüşümdür ne garip.Deme ki Ateşdar Nuri tek değil.Derim ki..Kozada bir arada sakince duran tohumlar insanla buluşma noktasında neden insanları azdırıyor?.Demek ki tohum toprağa karışınca kavgalar orada başlıyor.Mücadele ve kabına sığamama ve çatırdamalar ve hayat..Hayat bu değil mi zaten ateşin dalları yakması misali çatır çutur devam ediyor biteviye..Eee kömür sobasını da yakmaya üstüme kimseyi tanımam..Anacığımın yanında köyde de misafirim şimdi..Kahvem elimde okurken düşündüklerim.Tepede seyir halindeki uçak da ceza almış olmalı komutandan.Merak ettim .Acaba başına iki saatte bir nöbetçi
dikiyorlar mı uçak bir yere kımıldamasın diye..Şimdi..Gelelim efendilere ve beylere..Bu iki nam birbiriyle çok çarpıştırılır anlamı bilmezler tarafından.Hani kendimiz büyürken birini küçülteceğiz ya..Bir anım depreşti şimdi Üstad.Kısacık değinmek isterim.
Fi tarihinde kamu
görevi ile iştigal eder iken bir müdürüm vardı.Tespih elde yeni yetme türünden.Gençliğinin vermiş olduğu kibrin baş döndüren haliyle hata yapan
kimselere herkesin ismine bey kelimesini adapte ederken onlara ''Yaa ..efendii derdi.Yeni atanmışım göreve cezadan neden de henüz bilgim olmadığı için makamında bulunduğum bir sıra da ''efendi efendi dedim.Peygamberimize de O'nu yüceltmek için Peygamber Efendimiz diye bahsederiz.Efendi kelimesini aşağılamak haddinize mi?Çok bozulmuştu çiçeği burnunda müdürüm.Atatürk'e gelince.O , öyle bir değerli bir lider ki..Aşağılamak kelimesi
literatüründe yer almazdı.Lüzumsuz işlerle iştigal etmez hak edene hak ettiği değeri gösteren kalbi Vatanı ve Milleti için atardı.Dini de siyasete asla alet etmezdi.
Ateşdar Nuri Kardeşim Afyon kozası içindeki küçücük tohumlarla insanların hal ve hareketini kıyaslıyor ise zaten fazla dargın durmaz.İkinci piknik davetinizi kabul edecektir.Zira böyle insanların sayısı azdır.
Üstadı selamlıyorum.Sağlıcakla.Saygıyla.
neneh. tarafından 27.11.2022 11:21:26 zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
O amirinize haddini bildirmiş siniz.
Nuri yarın gelir yine.
Ne o bizsiz ne de biz onsuz yapamayız.
Gani gönüllüdür Nuri.
Bir anınızı da paylaşarak yaptığınız
Yorum için çok teşekkür ederim.
Selam ve saygıyla...
Evet ben de başlığı okuyunca evliyadan filan birisi zannettim. Ne güzel yaşanmışlıklar gelip geçerken hayat, arkadaşlar arasında küslük olmaz, barışırsınız... Kutlarım Abim...
Bedri Tokul
O beni yanlış anladı.
Bilir onu sevdiğimizi.
Çok teşekkür ederim
Ahmet kardeşim.