- 216 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Taklit Hayat
Taklit Hayat
İnsanlar ve diğer bütün canlılar için çoğu şey ebeveyn taklidiyle başlar. Ve devamında benzeme hali ve rol model edinmelerle devam edegelen bir süreç yaşanır. Okumakta da yazmakta da durum benzer değil midir? Başkalarının yazdığını okumak, okuyanı fikir ortağı yapmaz ama zihin kapılarının açıp zihin odalarına yönlendiren bir itici güç olur. Taklit ve benzeme isteğini besleyen çok gerekçeler vardır. En önemlisi de Hz. Mevlâna’nın "Bir insanı diğerine çeken, aralarındaki ruhi beraberliktir, söz vesile" sözündeki benzeşme gerekçesi en önemlilerinden biri olsa gerek.
Her benzeme isteği, taklit üzere yolunu alır. İnsanlık ehramının tepesine yol alan bir yolculuk hali ile kendini gösterir. Nasrettin Hoca’nın bir tek üzüm tanesini eline alıp "hepsi böyle; ha teki, ha salkımı" Aynı bunun gibi benzeşme hali, hayatın geneline sirayet eder ve “üzüm üzüme baka baka kararır”ın içini doldurur adeta. Kulağı zor duyan birisinin, mecliste sarf edilen bir latifeye iki kez gülmesini düşünelim. İlk başta, latifeden hiçbir şey anlamamasına rağmen, herkes güldüğü için o da gülmüştür. İkinci gülüşü, gerçek mana da bir gülüştür.
İnsanın hayatında çok şey taklit olarak şekillenir. Şarkı söyleme de, mankenin podyumda yürümesinde, adabı muaşeret uygulamalarında, yazarın boynuna fular takmasında, dergilerde yer alan şiirlerin birçoğunun birbirine benzemesinde vs. vs. Hep bir taklit emareleri taşımaz mı? Olumlu cihetiyle, kendinden öncekileri deneyimleme, hataya düşmeme, zaman kazanma gibi faydalarıyla, insan hayatı kolaylaşacaktır. Başka bir taraftan, körü körüne taklitle, fayda ve inkişafı doğuracak benzemeyi bir tutmak olmaz elbette.
İlkay Coşkun
02.11.2022
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.