- 206 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
KAHVE SALONUNDA PİS BİR ÖĞLEN
Adam dikkat çekmeden yarısı boş olan salona girdi,
Ön masadaki genç kadınlar sıkılmıştı.
Bir tek onlar göz geçirdiler
Aradığını bulamayan istekliler gibi
Dikkatleri adamın üzerine saçıldı.
Adam kendine bir amerikan kahvesi alarak,
kadınları net göreceği karşılıklı bir iki boş yere niyetlendiysede sosyal fobisinin nüksetmesiyle
başka boş bir yere oturdu ve başındaki yaradan kopardığı kabuğu önce kokladı ardından çaktırmadan yere attı.
Şimdi bu kahve salonunda 10‐12 kişi
Olduğu halde birkaç kadın gündelik mevzular üzerine,
Tespitlerde bulunarak anlamlı bir bakış için etrafı tarıyordu.
Fakat bakışları yakalamak şöyle dursun.
Bu serserilerin hepsi öğlen yedikleri bol salçalı fasülyenin gazını sessiz sessiz atmakla meşguldü.
Çok geçmeden çay saatinin bitmesiyle,
Birer ikişer salonu terk edenlerin ardından
salona giren sıkı başlı dul temizlikçi
ortalığın haline göz gezdirdi ve
sadece kendinin duyabileceği bir tonda
Söverek bardakları toplamaya başladı.
Aslında herkesin bardaklarını çöpe atması gerekirdi ama her çay saatinde bardakların çoğu masalarda kalırdı.
Bizim dul temizlikçide herseferinde kahve içenlerin yedi ceddini havalandıra havalandıra,
İçi kemirilmiş tahta kaşık ve kürdan gibi malzemeyle dolu bardakları toplar ve çöpe atardı.
Hele tam temizliğin orta yerinde çaya geç çıkan bir zibidi çıkagelir yeni paspaslanmış parıldayan parkeleri berbat ederdi. Temizlikçi homurdansa da bu tipleme hiç oralı olmaz ,
Bir köpeğin istemsizce sağa sola baktığı gibi
Bakar ve sonunda elindeki telefona odaklanırdı.
Ayrılanlar yeni katılanlar günler böyle akıp gitti.
Bir pazartesi günü saat 14:05 de kahve salonunda tek bir masa boştu olağan seyrinde akan bu günün tek farkı çatlayan küçük bir boruydu. Sosyal fobili adam apış apış halı kaplı zeminde yürüyerek kahve salonuna girdi. Bir gariplik sezmiş ti ama salona girer girmez herkes dönüp ona bakmış gibi hisettiğinden kafası allak bullak bir şekilde kahve kazanının musluğu açtı, minik bir kıvılcım ve kahve salonu butik bir cehenneme dönüştü.
Patlayan camlara yapışan et parçaları, organik bir şarapnel yağmuru oluşturdu. Ölenler kurtulanlar. Akıllarda yaşanan o son bir kaç saniye kaldı. O gün kahve salonunda olanlar günlerce git gide daha azalan bir ilgiyle konuşuldu ve unutuldu.
Son.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.