- 315 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Bir anektod
Hocam;
Leb demeden leblebi: belki de has anadolu halk değimi
Arifane: bildiği halde bilmemiş gibi edebiyat değimi
Mefumu muhalif: söylenenden söylenmek istenen
ya da istenmeyen özü anlamak ya da anlatmış ima
etmiş olmak anlamlarında bir değim
Bir de adab-ı muaşareten terbiye nezaket gereği ima yollu
anlamlarda kullanıldığı da var sanıyorum. Argo kelime ve
deyimler gibi.
Ukalalık bilgiçlik olmasın. Hele size karşı haşa .
Boş zamanın boş laf-ı güzarlar kabilinden işte
Hocam, madem ... nedeniyle hukuk kültürüne aşinasınız
yukarıda değimiz deyimlerin hukukta kullanılmalarının yasal ve
yaptırımlı kuralları var.
Şöyle ki: iddia makamını temsil eden C. savcısı tarafından yerine ve duruma göre
lehe ya da aleyhe kullanılabilir, ama karar mercii olan yargıç tarafından özellikle
aleyhe olarak resen kullanılamaz. kullanılırsa ne mi ’ihsası rey ’ olur .
Savcı tarafından kullanılması halinde dahi hakim karşı tarafa söz vermeli hatta diyeceği
sorulmalı. ve taraflarca ileri sürülmüş ise cevabı sorulup duruşma tutanağına yazılmadan
resen nazara alınması ihsası rey olur ’ redd-i hakim’e kadar hatta daha öteye de gider,
İşte hakimliğin ( konuya hakimiyeti) yargıçın ( yargı erki)nin zor ve
sorumluluk kurallarındandır, nicesi gibi, gerçek yargı denirse,
Genç adaylara 1. sınıf emekli emmi belki dedelerinden bir not
ya da anektod.
.
YORUMLAR
İlkokul mezunlarının sanalda kendilerini üst düzey yönetici, öğretmen şu, bu diye yutturma çabalarından gına geldi. Mesela hemen şu etraftaki karacahilin birinin kendini bir astronot ilan etmediği kaldı. İlaçlarını bir süre daha almazsa sonunda onu da ilan edecek. Daha nereye nokta, nereye virgül koyacağını bilmeyen, yazdığı zırvaları edebi bir şeyler sanan, palavralarını yutmayanları düşman ilan edip iftiralar atanlardan Allah hepimizi korusun. Aman hakimim kendinize dikkat edin.
Her ne kadar yorumum yazınızla örtüşmese de siz bu kardeşinizin ne demek istediğini anlayacak düzeydesiniz.
Saygılar sayın hakimim.
Çok çok değerli hocam kıymetli üstadım...
İlk tercihim hukuk fakültesiydi çünkü genç yaşımda dahi adaletsizliğe karşı tepkili ve karşıydım. Kısmet değilmiş İşletme okudum ve başka branşlarda da eğitim aldım akabinde.
Her anlamda bilginin gücüne ve her insanın da bir okul derya olduğuna inanırım.
Bilginin gücüne hep hayran kalmışımdır ve en sevdiğim aforizma:
''Tek bildiğim hiç bir şey bilmediğim...''
Bu bağlamda her gün sizlerden çok şey yansımakta bana.
Gelişim nasıl ki bir ömür süre gelen bir süreç bu bağlamda insan zihnini ve ruhunu illa ki geliştirmeli bazı dar zihniyetler ise bilgiye burun kıvırırlar.
Yazınız çok şey barındırıyordu bu bağlamda kendi adıma teşekkür ederim.
Mesleğinin duayeni olan değerli şahsınızı ve yazınızı tebrik ederim ve eminim ki bir sonraki okumamda çok başka bir açılım eşliğinde farklı bir yorum yazacağım.
Bir de şunu öğrendim ki yüksek lisans öğrencisi iken ve bunu kendimde test ettim.
Beynimizin kullanılmayan atıl kapisetesi o gri hücreler nadasa kalmış ve irademle beyin gücümü maksime seviyeye ulaştırdım. Bunu bir övünç olarak değil bir deney sonucu edindiğim tecrübe ile söylüyorum.
Biz insanlar öyle bir kapasite ile yaratılmışız ki ama ne yazık ki beyin gücünü kullanmayan zihniyetler nefsine tapar hale geliyor bir o kadar bilgi ve kariyer ve donanımlı insanlar da eskisi kadar itibar görmüyor.
Diğer yandan hiçlik makamında yaşayan dervişler gibi biliyorum da ne kadar aciz olduğumu ve olduğumuzu da.
Üretmek ve sevgiyle eşleşmek işte yaşamın evrenin merkezi.
Tüm saygımla selamlıyorum.
Sürç-ü lisan ettimse af ola.
En derin saygılarımla üstadım
Ertürk Mustafa
engin kültürünüzle sabahımı aydınlattınız
Yorumunuzun altına imzamı atarım
t e ş k k ü r l e r