- 693 Okunma
- 5 Yorum
- 8 Beğeni
EVLER ve YOLLAR - şiir çözümlemesi
Al şarap dökülüyor ufka yine bu akşam
Altına dönmüş camlar, topraklar hala sıcak
Ilık esen rüzgârın nefesinde ihtişam
Geceye adım atış bu kadar olur ancak.
Kuşları konuk etmiş kırmızı yüzlü damlar
Yavrular cıvıldıyor sanki söylüyor şarkı
Evine ekmek almış koşturuyor adamlar
Sarılmışlar hayata emek ile sımsıkı.
Çekiliyor sessizce camlardaki perdeler
Hicazkâr makamında titriyor udun teli
Sanki öksüz kalıyor zedelenen caddeler
İnsanlar değil miydi o yolların danteli.
Bazen mazi konuyor üstüne bir sofranın
Özlemleri sürüyor buğulanan gözlere
Sonra sevgi düşüyor üstüne bir mısranın
Veda ediyor hepsi acı veren sözlere.
Çocuğu için anne nefesini saklıyor
Korkutmasın diyerek uğultusu gecenin
Düşleri çağırıyor kâbusu yasaklıyor
Kulağına iniyor ninnileri hecenin.
Göz kırpıyor yıldızlar derken; “tatlı rüyalar”
Yorgan örtüyor gece üzerine evlerin
Bağrına bastırıyor düş soluklu deryalar
Hışmından kurtarıyor can yakan alevlerin.
Gece bitecek elbet erecekler ak güne
Yeniden başlayacak ter içinde bir telaş
İzini bırakacak kaldırımın üstüne
Yollar da yaşlanacak kul gibi yavaş yavaş.
AFET KIRAT
Ses tabakası: Şiir 7 dörtlükten meydana gelmiştir. Dörtlüklerde 7+7 duraklı hece ölçüsü kullanılmıştır. Uyak örgüsü abab, cdcd gibi çaprazdır. Bunlar şiirin dış ahengini sağlamaktadırlar. Şiirin iç ahengine etki eden ses “a”(105) ünlüsüdür. “Altına dönmüş camlar, topraklar hala sıcak” dizesinde 9 kullanımla, “Yollar da yaşlanacak kul gibi yavaş yavaş” dizesinde 10 kullanımla asonans vardır. Sürekli yumuşak “r” (86) ünsüzü şiirin bütününe hâkimdir. “Kulağına iniyor ninnileri hecenin” dizesinde ise “n” sesinin 7 kullanımla aliterasyonu hissedilmektedir. 20 kullanımla -yor eki de bir başka iç ahenk unsurudur.
Anlam tabakası: Şiir, ilkbaharın yaza yakın günlerinin birinde bir apartmanın üst dairesinden geniş açıyla ufku, yolları, evleri, evlerdeki insanları betimliyor. Zaman, günün en güzel zamanlarından olan her şeyin farklı bir renge büründüğü akşamüstüdür. Ufukta, evlerin çatılarında, camlarında zengin bir kızıllık var. Kimilerine göre akşam gri hüzün saatleridir ama şiirde heyecan yaratan bir renklilik var. Sokakta yorgun argın değil, ekmeğini eline almış eve gitmenin enerjisini taşıyan insanlar betimlenmiş. Işıklar yakılmadan önce perdeler çekiliyor.
Şair bu uzunca giriş bölümünden sonra mutlu, huzurlu evler hayal etmeye başlar. Bu evlerde hicazkâr makamda bir ud sesi duyulmaktadır. Hicazkâr makam utangaçtır, baharın makamıdır; dolayısıyla akşama hicaz yakışır. Akşam sofrası genellikle tüm aile fertlerinin bir araya geldiği, sohbet edilerek yemeklerin yendiği bir toplanma zamanıdır. Bazen göçüp gidenler yâd edilir bazen sevinçler paylaşılır. Geceler sessizdir ama küçük çocuklar için kâbusun uğultusunun duyulabileceği zamanlardır. Anneler çocuklarını huzurla uyutmak için güzel ninniler söylerler. Bir anlamda bilinçaltıdır gece, büyükler için uyku öncesi ve sonrası vardır, yıldızların göz kırpması kinayeli bir anlatımdır. Gecenin sonrası sabahın hazırlayıcısı olmasıdır. Şair, şiirin son bölümünde adeta her gecenin bir sabahı vardır der gibidir. Sabah bir umut tomurcuğu olsa da sonunda hayat akıp gidecek her şey yıpranıp eskiyecektir.
Obje tabakası: Şiirin objelerini iki bölüme ayırmak mümkündür. Akşamı betimleyen objeler: Kızıl şafak, güneşi yansıtan camlar, kırmızı damlar, elinde ekmekle evine dönen insanlar. Evi betimleyen objeler: Çekilen perdeler, akşam sofrası, uyutulan çocuklar vs.
Karakter tabakası: Şiiri yazma zamanında şair mutlu ve huzurludur ve bu duygusunu şiire yansıtmıştır. Kırat’ın şiirlerinde güçlü bir ahengin yanında renkli resimcikler de vardır. Resmi yapılabilir, drama olarak canlandırılabilir unsurlar var şiirde. Tam ve zengin uyaklı şiirler yazabilmek bu yazma sırasında da uyağın çektiği yöne gitmemek için sözcük hazinesinin zengin olması gerekir. Bu nedenle günümüz şairleri duygularını özgürce ifade etmelerini engelleyen uyaktan vaz geçmişlerdir. Kırat bu tavra karşıdır, o hecenin şairidir. Göz kırpmalarını dahi uyaklı şiirlerde başarıyla verebilmektedir.
Alın yazısı (kader) tabakası: Bazen çevre insanı etkiler, bazen de insan çevreyi kendi ruh haliyle algılar. Dünya renkli ve yaşamaya değer olsa da zaman yıpratıcıdır. Her güzelliğin, her yeniliğin bir sonu vardır. Eskimek, yıpranmak, yok olmak varlığın kaderidir.
UFFUK
YORUMLAR
Şiirde tahlilde ustaca yapılmış.İşte hecede detinlik bu.Hece duyguyu sınırlıyor diyenlere güzel bir cevap.
Selam ve muhabbetlerimle
Afet İnce Kırat
Afet İnce Kırat
Yüreğine Kalemine sağlık Sevgili Afet Üstadım.
Şiirin edebi yönden incelenmesini beğenerek ve severek okudum. Hece şiirleri bu şekilde okunmalı. Kuralları olan bir şiir türü.
Bu arada lise yıllarında edebiyat hocamız ile yaptığımız çalışmalara gittim.
Sevgilerimle ve saygılarımla.