Mahsus Mahal
Arada büyük gedikler olsa da, koptuğu yerden tuhaf bir şekilde yine bağlanabiliyoruz birbirimize. Pürüzlerimizin farkında olup, gidermeye çalışsak da, bu konuda çıplaklığımızı kabullenip, aklımıza çöreklenenlerle ve savruk duygularımızla, aynı çemberde yola devam ediyoruz. Mücadelenin sürgit devam ettiği yerde, zihnin gürültüsü iç bene kör düğümler atmaktan vazgeçmese de, pencerenin darlığını fırsat bilip, iyiliğin tohumlarını ektikçe, yeşermeyi başaran müspet düşünceleri aşırsa da senden, hedefe ulaşmaya ramak kala, utkunu alsa da elinden, dem sürmek yerine, dem vurdurtsa da, yüz çevirtip, gerisin geri seni yolundan etse de, onu duymak çok kolay olmasa da, hüsnükabul edasıyla, cılız sedasıyla cana dokunuyor, tekerrür ediyor o gizli ses:
"Mahsus mahaldir solumdaki çizik.
Ellerimdeki ısırgan otlarıyla ve topuklarımdaki yüzlerce kırık camla yürürüm ben. Her şeye rağmen yürürüm, yürümem gereken yolda..."
Eylül Ak
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.