- 769 Okunma
- 4 Yorum
- 6 Beğeni
Lulu'ya Mektuplar (Dil)
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Çan seslerinin yükseldiği şehirlerden ve dahi ülkelerden geçtim. Bismillah konmuş ruhumun üzerine çan sesleri kondu Lulu.
Sonra hâliyle sustu.
Çan sustuktan sonra, susmadan da evvel yemyeşil alemi yürüyordum. Göl adımlarıma eşlik ediyordu. Gölün ruhu ruhuma denk, gölün uyanışı ve çağlayışı kalbime benziyor. -Laf aramızda kalbim uykusundan yirmi yedi yaşında uyandı-
Üstü hayat olan, üstünde odalar ve nefesler bulunan menfezlerden geçiyoruz Lulu. Tıpkı çocukluğumdaki abbaralar gibi. İkimiz de komünist hissediyoruz.
Abbaraları bilir misin? Bilahare bildiririm, bilgini olursun yüzümdeki tüm mimiklerin. Allah’a açılan küçücük pencereyi anlatırım. Ya o beyaz memeler üstünde mavi küçük balıkları andıran şehvani damarlar, ayak bilekleri, halhal şıngırtısı, hızma’nın ve mürekkepli dövmenin tarih bildirimi. Lulu, ben Allah ile üç yaşında dut ağacının altında tanışmış bir adamım. Benim boynum Beyrut kokar,saçlarım mahlep, ellerim Zakkum çiçeği, atlar tank gibidir gözümde, asaletli boyunlarına öykünüp dimdik yürürüm. Göğüs kafesimde genetik bir miras olan astım birikmesi, nefes darlığı, ben nefes alınca yedi veren çiçekleri gölgeler bahseder. Aldığım nefesi geri verince, dünyanın tüm cimri insanları imrenir. Lulu, çok pardon ama gökyüzü ile bakışların ile konuşmayı hiç denedin mi?
Deneme Lulu. Göğün ahlakına uyup da yeryüzüne küsme. Biz kuş değiliz nihayetinde.
Çan bir daha sesleniyor hayata. İsa’nın kanı tutuşuyor üzüm bağlarında. Kudüs’ten müjdeli haberler varmış Lulu, Zeytin Dağı hâlâ Meryem kokuyor.
Dilim üşüyor Lulu. Dilim lal oldu, Rabbulalemin seni inandırsın burada kelimelerimin hükmü geçmiyor. Yabancı bir ülkede, dinini bildiğin ama dilini bilmediğin bir ülkede, insan kendini yarım hissediyor.
Mimikler evrenseldir Lulu... İnsan yüzünü gerdirip bu evrensel mesajları heba etmemeli.
Lulu. Bir kıta kadar, bu kıta kadar yalnızım. Kapitalizm seni inandırsın, cebimde para var diye ağlamıyorum. Telefonum var. Hiçliği varlığa değiştiğim, sesimi uzaklara yolladığım, resmiyet kaynaklı yedi yaşından sonra öğrendiğim dili yazarak mutlu olmuşluğum var. İnternetim var Lulu. Sen varsın. Ben varım. Çilekli çikolata var.
Vücudumun seretonin’e ihtiyacı var Lulu. Az biraz seretonin’e ihtiyacı var bağırsaklarımın. Mutluluk pahalı değil imiş de bu fukaralık da neyin nesi?
Ah Lulu. Ah ki ah. Dilimin ucundan mahrecime bilmediğim diller düşüyor ve hece hece parçalanıyorum!
Bir sen kaç dil eder hep düşünürüm. Misakı milli sınırları içinde; görüşmek üzere.
Kendince kal kimseciklere benzeme.
YORUMLAR
En en paye kulluk...
Başkası haram.
Hep yeniden başlıyorum pacam tutuşuyor...
Bu boşluk duygusunu atamadım.
Çok saygımla Üstadım.
Orhan KANZA
Orhan KANZA
Hüzünlü günüme denk geldi Lulu'ya gidecek olan bu mektup!
Hem dilsiz, hem yurtsuzluğumu bana anımsatan bir mektuptu bu...
Anlayanımız bilenimiz de yok ki...
Ne çan sesleri, ne çilekli çikolata; ne de sıcacık bir evde yaşıyor olmak kar ediyor ruhun çıkmazlarına..
Yine de çözülmüyor dil, çıbanlaşıyor ha bire...
Pranğaları, dişleri arasındayız kapitalizmin ve
Doğranıyoruz
Un ufak ediliyoruz
Sessiz sedasız, Muson yağmurlarına takılıp yok oluyoruz...
Lulu, beni de duy, emi...
Söyleten bir mektuptu, yine...
"Kendince kal kimseciklere benzeme." hocam
Çok teşekkürlerim ve saygımla.
Tüya tarafından 2.8.2022 15:20:56 zamanında düzenlenmiştir.
Tüya
Çok tebriğim ve saygımla, değerli hocam.
En kısa zamanda yeni mektuplarda buluşmak üzere...