- 359 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Köprü İnsanlar
KÖPRÜ İNSANLAR
Sevgili dostum,
Bak aklıma ne geldi gene. Bende aklıma geleni unutmayayım hemen dostuma mektup olarak yazayım diye oturdum. Yazdıkça yazacağım. Yazdıkça için açılacak, içim açıldıkça mutlu olacağım ve seni hatırlayarak “ iyi ki böyle dostum var” diyeceğim.
Sevgili dostum,
Dostluklar “köprü” gibi olmalı diyorum. Köprü deyince bak aklıma neler geldi neler? Dostluklar önüne duvar ören usta gibi olmamalı, dostluklar gönülleri bağlayan köprü olmalı. Ama çok insan köprü kuracak yerde egosuna kapılarak duvar ördüğünden duvarın arka tarafını göremiyor. Köprülerde ise tepeye çıktığında köprünün her iki yanını gördüğün gibi uzakları da net olmasa da görerek ufkun açılır.
Sevgili dostum,
Köprü kuran dostlara öyle ihtiyacımız var ki, sadece insanlar arasında değil, çağlar arasında da köprü kürara insanları dünden bugüne, bugünden yarına taşıyacak, zamana kapılmayarak geleceği tahmin ederek ona göre çalışmalar yatırımlar yapacak insanlar köprü ustası insanlardır Senin gibi…
Sevgili dostum güzel kardeşim,
Köprü görevi yaparak inanları kaynaştıran ve onyıllar sonra bile görev yaptığı yerlerde unutulmayan insanlara örnek Recep Yazıcıoğlu, ölümü üzerinden 20 yıl geçtiği halde halen hatırlanıyor. Köprü görevi yaptığı için geçmiş nesillerden gelecek nesillere. Gittiği yerlerde duayenlere de bakar, geleceği olan gençlere de motive eden kelimelerle moral verirdi. O kadar köprü insandı.
Sevgili dostum,
Köprü insanlar işte köprü yapmayı da çok sever. Köprü insan Recep Yazıcıoğlu Erzincan da köprü yapmaya çok önem vermiş ve bunu başarmıştı da. Köprü adı ile ünlü yazar Ayşe Kulin yüzbinler satan kitabını yazmıştı. Samimiyetle okumuştuk. Hatta Vali beyin ölmeden önce bana imzaladığı bu kitabı halen saklarım kitaplığımda. O köprü ki halen Erzincan’ın sembollerindendir ve çocuklara efsane olarak anlatılır yapılışı. O köprüden geçen gençlerin Valiyi nasıl sevgi ile andıklarını hayal ederim.
Sevgili dostum,
Köprü insanları bizzat tanımış eli kalem tutan insanların Köprü inanları tanımayan genç nesillere anlatması da köprü insanları anlatan yazarlar olarak güzel bir duygu. ”Recep Yazıcıoğlu’nun Liderlik Sırları” kitabımızı okuyan gençlerin heyecanlanarak “biz de O’nun gibi sevilen kaymakam Vali olalım” demeleri gerçekten de gurur verici. Gerçekten de öyle kaymakam ve valilere çok ihtiyacımız var. Köprü olan insanlar arasında sevgi bağı oluşturan her yöneticimizi bu toplum mutlaka sevecek diye düşünüyorum.
Sevgili dostum,
Köprü insanları sadece yazmak değil, anlatmak da önemli. Üniversitelerin yönetim bölümleri hocaları köprü inanları bizzat tanımış ve yazarak anlatmış insanları derslerine davet ederek, Köprü insanları anlatan kitapları öğrencilerine hediye ederek onlarda Köprü İnsan olabilirler.
Sevgili dostum, Köprü insan kardeşim,
“İnsanların iyisi insana faydalı olandır” emrine karşılık bulundukları mekanlara da sağmayarak, maddi rahatlıklarında şımararak alay edecek, küçümseyecek insan arayan bunu da marifet zanneden insanların çok olduğu dünyada “köprü insan” olabilmek ve “köprü insan” ları desteklemek ve onları bilmeyen nesillere anlatmak, sanırım önemli bir olay olsa gerekir. Anlayan olmasa da “köprü insanları” bize sevdiren tabii kendisi de seven Yaratan anlar. Bazıları kızsa da faydası olmayı alay eden “Anlama engelli” insanları boş vererek ciddiye almayarak yolumuza devam edelim sen ile ben
Sevgili dostum,
Hayatta olduğu kadar, edebiyatta sinemada ve televizyonda da “köprü” ler ve “köprü insanlar” her zaman yer edinir. Çünkü “köprü kurmak” üstelik de sağlam olmasına çaba harcamak ve üzerinden 3 imparatorluk ve yüzlerce kral geçen köprüler kurmak kolay olmasa gerekir. 1238 yılında yapılan ve halen üstünden geçtiğimiz bir köprüye bakınca bunları görüyorum. Demek ki köprünün sağlam olması kadar “köprü insan” olmak da kolay değil “Köprü insan” ları da tarih öyle altın harflerle yazıyor ki kötü niyetli ve onları anlamayan insanlar bu köprüleri beyinlerden yıkamıyorlar. Köprü insanları anlamayan ve onları anlatamayanları ise insanlar unutuyor. Yaşarken bile…
Sevgili dostum,
Her gün üzerinden geçtiğimiz tarihi köprüleri ve onların üzerinden geçen insanları seyrederken, “insanların hayırlısı insanlara faydalı olandır” sözünü hatırlarken tanıdığımız insanların bile yanımızdan “benim ondan ne çıkarım var ki, neye selam vereyim” diye düşündüğü insanlara muhatap olmak insanın içini sızlatıyor.
Artık kitapların bile “faydalı olan” ının değil de kimin yazdığının daha öne çıktığı bir zamanda yazarına yağ çekmek için imza alan insanların olduğu bir çağda “köprü kitaplar” ı da düşündüm. Yazıldığı zaman okunmayan ama yazarı ölünce okunan ve değerlenen kitapları da düşündüm. Yazarlarının o kitapları gazetede ve kitap yaparken ki yaşadığı sıkıntıların hikayesini de okudum. Okudukça doldum ve “insana zararı olan” insanları düşündüm.
Sevgili dostum,
“köprü inan” olarak sana da saygı ve sevgimi unutmayalım. Kimse yanımızda yokken sen yanımızda olup bize ve bu mektuplara değer vererek okudun, okuttun. Hepsini özenle saklıyorsun. Mektupların arası açılsa merak ederek arayıp soruyorsun. Yalnız kalmak istersem saygı gösteriyorsun. Yanımda olman gereken zamanlarda yanımda oluyorsun. Önerilerimi eleştiri olarak algılayarak ulu orta sözümü kesmiyorsun. Bu da gerçek dost olduğunu göstererek sana olan saygı ve sevgimi artırıyor. “Köprü insan” olduğunu düşündükçe senin de üzerinden bilgilenmek isteyen çocukların torunların, gelecekte nice güzel iş yapacak ve güzel insan olacak “ insanların hayırlısı insanlara faydalı olandır” sözünü prensip olarak kabullenecek nesilleri düşündükçe karşımıza geçip sırıtan ve acaip el kol hareketi yapan seviyesiz insanlar vız gelip tırıs gidiyor. Biz faydalı olan insanlara bakalım.
Sevgili dostum,
Faydası olmayacaksa insanları da ziyaret etmenin veya muhatap olmanın anlamı yok. Fayda yerine zarar veriyorsa selam verdiğimizde bize sataşacak kadar küçülen insanlara da selam vermemek gerekir. Selam vermenin amacı da insanlara huzur vermek. İnsanlara selam verdiğimiz zaman “faydalı değil zararlı olan” insan huy depreşiyorsa selam vermek değil “deliye bulaşacağına çalıyı dolaş” misali yolu bile değiştirmek gerek ve bunu yaptığımız zaman huzuru bozulmuyor insanın. “Köprü insan” ararken “çukur insan” lara rastlamak hem üstümüzün başımızın kirlenmesine sebep olur hem de ölüm tehlikesi bile vardır. “Çukura düşüp ölen” insan haberi okuduğumuzdan çok “çukur insan” larla arkadaşlık sebebi ile malını mülkümü ve hayatını kaybeden insanların hayatını da görüyor, okuyor ve izliyoruz.
Sevgili dostum,
Necip Fazıl üstadın dediği gibi “kimi alçak gönüllüdür, kimi de alçak olmaya gönüllüdür” kimi köprü insan” olmak için köprü yapmak için ne kadar emek varsa kimi de nerede çukur varsa emek vermeden oraya atlayarak “çukur insan” olmaya gönüllü ve emeksiz gidiyor işte.
Evet dostum, nereden başladık nereye geldik baktık ki mektubumuzu devam ettirecek kağıt kalmamış. Mürekkebimiz çok olsa da kağıt biterse bitiyor mektup. Başka mektuplarda buluşmak üzere. Mektuplarda kağıt ve mürekkep olmadan “köprü mektup” olamıyor senin gibi adamlar olmasa dostluk da olmadığı gibi… Varlığın yeter…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.