- 332 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
KURBAN İKLİMİNDE SONSUZLUK BAYRAMI
KURBAN İKLİMİNDE SONSUZLUK BAYRAMI
Kurban bayramının anlamını idrak etmeye doğru bir adım atmak istersek onun derinliklerine inmek zorundayız. İlk kurban hadisesi Habil ile Kabil olayında karşımıza çıkmakta. İyi insan tipi Habil ile kötü insan tipi Kabil’in davasında kurbanın ayrım noktasında büyük işlev gördüğünü fark ederiz.
Şehvetine yenilen Kabil’in yanlış yolda olduğu kurban ile kendisine gösterilmekte, davasının batıl olduğu, yolunun yanlış olduğu kendisine izah edilmektedir. Kurban olayı ona yapılan bir uyarıdır. Yol ayrımındaki son işaret. Ya yanlıştan dönülecek, ya ebedi ziyan olan yola sapıtılacak, ebedi hüsran yaşanacaktır.
Nitekim böyle de olmuş, Kabil bu işareti iyi okuyamamış, nefs-i hevasının istek ve arzularına uyarak şeytanın sonu hüsran olan yoluna girmiştir. Hakkına razı olmadığı, Allah’a isyan ettiği yetmediği gibi öz kardeşini öldürmüş, yeryüzü cinayetlerinin ilkini işlemiş, irtidat hareketlerinin başlatıcısı olmuş, kendisine tabi olanlarla birlikte küfür milletinin tohumlarını atmıştır.
Dünyeviliğin ilk adımı olan o kötü çığır açılmış, yeryüzünde huzursuzlukların, karışıklıkların temeli atılmıştır.
İşte kurban tarihi itibariyle böyle bir olayda en önemli mihrak nokta olmuş, bu özelliğini o gün bu gün kormuş, fonksiyonunu yerine getirmiştir.
Halen inançlı olanla, olmayanı ayıran, Müslümanı Allah’a yaklaştırmada büyük rol alan ibadet durumundadır kurban. Hem toplumsal yönden büyük bir fonksiyonu yerine getirmekte, yardımlaşma, dayanışma, birlik, beraberlik, dargınlıkların yok edilmesi,
Sevgi ve dostluk pınarlarının yeşertilmesinde kurban ve bayramın rolü büyüktür. Yalnızca bu yönüyle İslam toplumunun temel taşlarından biridir ve insanlığın yeryüzüne gelişinden beri var olarak bu fonksiyonunu yerine getirmiştir.
Kurban ile Allah’a yaklaşmayı murad eden insan bireysel edimi yanında toplumsal bir işleve de koyulduğunun farkında, yardımlaşmanın hazzına vararak, mutluluğun çift kanatlı uçurucusuna binmiş olduğunu hissetmekte, onun hazzıyla yaşayarak hayatına anlam katmakta, kendisini sonsuzluğun kollarına bırakarak ilahi iklimin doyuruculuğunda sonsuzlukla buluşacaktır.
Yılda iki kere yaşanan bayramların derin hazzıyla kul; yaratıcısıyla hemhal olacak, ona kavuşmanın iklimini tadacaktır. Yılda iki kez bu iklimin koku ve tadını alan Müslüman ebedi hayatın sınırlarını yoklayacak, o dünyanın renkli dünyasıyla tanışacak, ilahi rızanın zevkini tadacak, bu rıza iklimini sürekli yaşamak için Allah’ın emirlerine sıkı sıkı yapışacak, onunla kul ve yaratıcı ikliminde buluşarak sonsuz hazzın dünyasını aralayacaktır.
Ne mutlu bu dünyanın sırlarını aralayanlara… Ne mutlu o ebedi mutluluğu yakalayanlara…
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.