- 767 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
KUŞLARIN KAYIPLAR ADASINA SÜRGÜNÜ
Gülüşlerimizin yankısı kayboluyor artık,
Cılız bir sessizliğin gölgesinde,
Suların billur akışına sığınan zamanın adımları yaşlanıyor,
Bizden uzak ülkelerin her birisinde.
Mesafeler uzadıkça,
Diriliyor hatıralarımızın evi, bozuk bir bahar esintisinde.
Ayrılığın vedadan yana olan tarafı susuyor birden,
Ve sığınıyor seneler.
Vefa tacını elinde taşıyan sevgiye ve de sevgililere…
Tanıdık suretlerin güven dolu mütebessim çehreleri, mutlu yarınlara kapı aralayan bir geçit miydi?
Korkunun zehrini akıttığı dakikalarda, zamanın boğazıma kanlı bir gerdanlık gibi yapıştığı anlarda, dostluğun tüm bedenimi tebessümle sarıp sarmalayışına minnettar olmak mıydı sevgi?
Yalnızlık tüm sıcaklığıyla tül perdeleri yakarken, ve beni durmadan loş koridorların sessizliğinde yakalarken, gözleriyle varlığını tüm şiddetiyle hatırlatan sevgili dostlarıma…
Gün doğuyor sanıyoruz sonra aniden sönüyoruz tıpkı her köşe başında dimdik duran sokak lambaları gibi…
Kıpırtısız, dikkatle ve kuralların sert bakışında, güneşin vefa dolu doğuşunda, minik serçelerin alkışında. Tazeliğin buram buram yayıldığı her yeni günün sabahında sönüyoruz sanki…
Bir oyunun son perdesinde yükselen bir çığlık sonrası doluyor gözlerimiz, ellerimiz birbirine kenetli ve tıpkı bir ölünün toprağa karıştığı gibi karışıyor boşluğa belki de son cümlelerimiz . Yıllarca bulunduğu köşelere sadakatle sahip çıkan aynalar, kuruyan çiçekleri koynunda saklayan kitaplar ve saçların o deli kıvrımına yön veren taraklar, tozlu bavulların en ücra kısmında toplandılar ve şimdi yarınların adımlarına karışacaklar...
Kayboluşun başka türlüsü bu, ayrılığın sessizliğinde boğulan hüznümüz. Yaklaşmak imkanını kaybetmiş deli bir sır gibi, oysa kavuşmak sendelemeden koşan bir çocuğun gülüşüydü. Dünü zihinlerine kazıyan şimdinin pervasızca özleyenleri, ayrılığın titrek alevinde kendinden bir damla daha eritti…
Anlamanın sakin kıyılarına varmak için engin gökyüzünü dinlediğimiz, seher vaktinde pencere pervazlarını gözyaşlarımızla mesken edindiğimiz zaman dilimlerindeyiz… Dinledikçe gökyüzünün her bir rengini, yeniden buluyoruz dostluğun vefa kokulu kelimelerinde kaybolan senelerimizi…
Adımlarımız bilmediğimiz yolların kalbinde şimdi. Bedenlerimiz uzak, bedenlerimiz tutsak yaşamın parlak gülüşüne. Hayatın zerrelerimize dokunan kadifemsi nefesi, karışıyor dün ki gibi; bir salıncağın koynunda en zirvede verilen nefeslerin sesine…
Hani sevdikçe öğrenmiştik, öğrendikçe yeniden sevmiştik sevginin o muhteşem girdabında kaybolmayı. Yemyeşil çimenlerin ahengini bozmadan, gökyüzünün mavisiyle buluşan sohbetlerimizin kimisi gözyaşlarıyla, kimisi kahkahalarla karıştı boşluğa…Sonrası sükut… Sessizliğin bağrında artık bu şehir…Gidenlerin ardında bir enkaz, kalanlarınsa yaşamaya çalıştığı anlaşılmaz bir mecaz…
Ağaçların göğe olan aşkı engel değildi, köklerini kırmızı toprağın bağrına sıkıca teslim edişine… Vedalara sığamayan, ağıtlaraysa hiç yakışmayan hatıralarımız gibi, giderken bilinmeyen diyarlara bedenlerimiz, sanki kırmızı toprağın bağrında birbirine kenetlenmişti her birimiz…
Bilmediğimiz onca meselenin karşısında, bildiğimiz ise sevmenin ayrıcalığıyla parlayan gözlerimiz vardı…Ve artık öğrenmiştik ki sevginin sadakatle harmanlandığı yüreklerden, gözlerin en derinine yansıyan muhteşem bir kaynak doğardı. Hayatın elindeki en keskin kılıçlar, artık bizim parlayan gözlerimiz ile karşı karşıyaydı…Sevgiyle, aşkla, sadakatle…
Sahiciliğini kaybeden yaşam pınarında bir deli rüzgar olup, sahiden savurmaya ve de savrulmaya geliyoruz… Bir güz sonunda sarı meşe yapraklarında, umudun parlak bakışlarıyla davet ettiği bir bahar sabahında, muhabbetin en koyu kıvamında, sonu gelmeyen kahvaltı sofralarında, kasvetin her bir rengini savurmaya geliyoruz…
Ve kulaklarında ayrılığın ezgisi, dillerinde sevda türküsü, gözlerini dolduran gönüllerindeki vuslat kırıntısı ile senelerin her birine, selamların en yücesi, sevgilerin en incesi, yalın ayak koşarak gelsin…
Sıcaklığın her bir zerresini ruhumuza nakşeden kucaklaşmalarda buluşmak dileğiyle…Sevgili güzel dostlarım...
Kelimelerimi en yoğun haliyle yaşamak isterseniz şöyle bir önerim mevcut;
Cor Meum 8th Floor Wide bu parça ile en derine inebilirsiniz;)
ZEYNEP SENA DOĞANTEKİN
//2022 TEMMUZ//
YORUMLAR
Sıcaklığın her bir zerresini ruhumuza nakşeden kucaklaşmalarda buluşmak dileğiyle…
En kısa zamanda , en güzel günlerde ❤❤❤
ZSENADOĞANTEKİN
Buluşmalar ağır aksak değil bu kez inan💗🎀