- 540 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Ben sende kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim
Ben sende kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim Alev Alev yanan yüreğimden gözlerime süzülen acılarımla refiki alaya çevirdim yüzümü yine, kimsenin olmak istemediği gece yarısı yalnızlığında uykusuzluğumun giz dolu umuduyla senin için döndüğüm sığınaktayım işte. Kalbime bir hançer gibi saplanan karanlık sözlerin yamacında cayır cayır yanmayı sayıklayan bilinçsiz bir yakarışın kör gözlerindeyim. Her susuşum sana yakışındır kalbimde, her daim hıçkıran acılarımla sana kavuşmak için çıktığım yoldayım dikenler üstündeyim medet ya Allah. Kederli gözlerinle bir çift kederli Gözde yakaladım savaşlardayım olmasını istediğim her şeyi berbat eden bir çift beceriksiz yılgın sözde ağlıyor senin için kurduğum düşler. Kendi makamında aklının ve kalbinin kapılarını kapamış bir yüzün gözyaşlarıyım, onun adına senden bağışlanma diliyorum Ben sürgünlerin en tutsağıyım karanlığın en koyusunda sensin tutunduğum tek dal sana getiren ölümdür artık. Yanayım mı hücre hücre senin için kırılmış aynalardan yüzler mi toplayayım senin için ben senin için varım ya bana bir şeyler anlat canım çok sıkılıyor uykusuz bir gece arasında kaçan uykularımla sükut içindeyim. Gece bile dinlenmiş yeni bir geceye demlenmişken ben hala düşlerimle düşüncelerdeyim. Maksadımın ne olduğunu bilen yalnızca sensin başkaları sırlarımıza gafil kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim dilim seni yüceltmekte aciz kalbimdeki derinlikleri bilen sensin. Beni anladığını bilmek bana ettiğin en güzel kelamdır umuttur mutsuzluklarımda tüm imkansızlıklarımı toplayıp kapına geldim tüm imkanların sahibi sensin, tüm ince işlerin en ince ayrıntıları sende en istediğine inceliğinle ince işlerin en ince ayrıntılarını bile ikram eder ve Aziz eylersin. Ben de sana ruhumun kalbimin en ince olduğu şu anda yaratılmışlık inceliği ile kırılmış harap olmus Gönül bahçemde sesleniyorum, gözyaslarimla, beni benden alan sen, nefretlerime sevgiye çeviren sen yaşlarıma değer veren yalnızca sensin. İstediklerimi isteten sensin mademki istedin öyleyse hayırlar lütfettin bunu da bana söylettin yarabbim senin dileğin kadarından başka bir ilmim yok benim kanadı kırılmış Bir kuş gibiyim yolunu kaybetmiş bir yolcu gibiyim ruhum bedenimden ayrılırken sana hasretlerimden sesleniyorum kalabalıklar içindeki yalnızlığımdan. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim yardım et bana ilminle kuşat beni çocuğum Ben şevkatinle büyüt bana sevmeyi öğret içimin acıdığı yerdeyim hiç kimsenin ruhumun derinliklerine kalbinin sırlarına erişemediği yerde Ben yalnızca seninleyim. Hiç kimsenin bilmediklerini bilen sensin duygularımın inceliklerine değer veren sensin hiç kimsenin bana vermediği değeri veren yalnızca sensin hiç kimseyi yeterinden çok sevdirmeyen sensin hatalarımı yüzüme vurmayan yalnızca sensin beni uyutan beni uyandıran yalnızca sensin saçlarımın arasında yüzümde duymak istediğim şefkati düşlerken de aldığım uykularımda kalbimi okşayan sensin. Görüyorum ki senin için sevmeye çalıştıkça senin için yaşamaya çalıştıkça senin için sabrettikçe dikenli teller örüyorlar yollarıma üzerime basa basa sana yürüyorum yardım et medet ya rab. Biliyorum ki yüreğime batan her diken Gül olur maksat sen olunca bana dayanma gücü ver incine incine inceltir ruhum. Kalbime sonsuzluk istediğimi ilham eden sensin dilersen bir vesileyi lütfeder bir yardımcı gönderirsin kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim yolunu şaşırmış sözlerin lime lime haksızca yüzüme bir tokat gibi savrulduğu yerdeyim seninle benim aramda hiç kimsenin olamayacağı yerdeyim sana çevrilmiş yüzüm üşüyen ellerimle 99 ismin kalbimle hasretimle seninleyim yeryüzünde vefa yok beni teselli edecek olan yalnızca sensin dokun bana ne olur sev beni en çok sana muhtacım. Ben en çok sana muhtacım en çok sana muhtacım sen allahsın Allah ya rahman sen öyle rahmet edersin ki rahmetinin bir cilvesi sonsuz saadetimdir beni sonsuzluğa eriştir beni seninle muhatap eden sensin hikmetine sual olunmaz aklım hikmetlerine ermez idrakım yetmez lakin niyetimi bilen sensin başkaları duygularıma cahil kalbimdeki incelikleri bilen yalnızca sensin suskunluklarımı bilen çığlıklarımı işiten yalnızca sensin takatim yok bana yardımcı olacak olan sensin Ben öksüzüm yetimim kalabalıklar içindeki yalnızlığımı bilen yalnızca sensin yorgunluklarımı hasretlerimi bilen sensin sen affedicisin Ben aldandım hatalıyım biliyorum utanıyorum affının gölgesine sığındım kalbim senin elindedir hislerimin sahibi sensin hislerimin sahibi sensin çimdeki yangınları söndüren sensin beni söyleten susturan sen merhametinin sıcağına al beni rahmetini indir üstüme elim istediklerime yetişmiyor takatim yok fakirim sana aç sana hasret sana muhtacım bana yardım et yarabbim boğuluyorum unutuyorum hatırlıyorum özlüyorum ey yar ey Allah ey rahman iki kelimeyi birleştirip hasretlerimi dile getiremeyen Ben boğuluyorum bu iki kelimenin altında lütfunu bol eyle bana eşsiz yakınlığına al beni sev beni ne zaman tat alsam tükenince azap çekerim lezzetleri daim eyleyen sensin zikrinin lezzetlerini daim eyle ebedi saadetler ikram eyle bana söylediklerime değer veren yalnızca sensin sözlerimi severek dinleyip bana cevap veren yalnızca sensin anlattıklarıma değer vererek dinleyip bana cevap verenin yalnızca sen olduğunu bilmek saadetimdir kimsesiz gecelerdeki kalabalık yalnızlıklarındaki tek varlığım sensin beni yalnız bırakma tek dostum sensin tek mutluluğum sensin sana gelen yollarımı aç bana çok yalnızım bu dünyada en büyük dostum en güzel sırdaşım sensin sırlarımı aşikar etmeyen yalnızca sensin yoldaşım sen varım yoğum sen uykum sen uykusuzluğum sen sen benim nefesimsin derdime dermanım sensin kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim sevgisizm yorgunum hasretim sana dokun bana korkutuyor beni hızla geçen zaman bu dünya gafletinde boğulmaktan. Seni arıyorum sessizliğinde bu dünyaca cehenneminin güneşin açtığı kristal aydınlıktayım al beni rahmetine beni nefsime bırakma ruhumun karşılığı yok al beni sevgine sesim sükutun ortasında unuttum onu konuşmayı özlüyorum sevgini en çok en çok sevgini özlüyorum kahır giriyor gecenin göz bebeklerine kimse anlamıyor olup biteni sesin bir Okyanus olup dolduruyor yüreğimi kimsesizliklerini seni düşünüyorum zira senden dökülen biriyim ben hazin bir aşkın hasreti içinde yanıyorum leziz bir acıyla doluyor aç ruhum günlerden öyle bir gün ki bir yanım yerde bir yanım gökte küçücük mabedim de kimsesizlerin kimsesine geldim na mı oldum ben yarabbim uçurdular mı beni kuş gibi yuvadan uçtun mu çarpa çarpa duvarlara incittiler mi beni yuva ne demek ya rab ya mutluluk kimler döktü yüklerini yaralı bağrıma İçim acıyoryaşam avuçlarında gizlediğim bir dua ulaşıldıkça ulaşılmaz olan bir aşkın pençesinde çırpınıyor sana aç ruhum kimsenin görmediği kimsenin duymadığı yerdeyim ben sende seni arıyorum sesinde gölgemde Yağmur yüklü bulutlarda gözyaşıyım rahmetin de okunuyor üşüyen parmaklarıma yüzüme yüzüme bakıyorum. Gözlerime kirpiklerime seni arıyorum her yerde bitmeyen hecelerinde yaşamın sensizliğime bile bağlıyım ben yanıyorum bu dünyaca cehenneminde güneş gibi doğdun ya içime apansızca beliren bir gölge gibi çıktın karşıma Gül yapraklarının kokusunu serdin ömrüme şefkatini duydum üşüyen ruhumda o ilahiyi de okunuşunu bir yuva kadar sıcak korumasız bir bebek gibiydim susuz büyümüş bir çiçek gibi susuz çiçek büyür mü hiç büyüdüm işte hala dimdik hala dip diri yüreğim ruhu uçmuş bir beden gibiydim dünyayı ve seni çocuk gözlerle gören oksijenimsin benim oksijensiz yaşar mı insan. Sana kimsesiz gecelerin hüzün dolu yalnızlığından yazıyorum acı çekiyorum Resulü ne düşünüyorum uyuyorum uyuyorum evime geliyor bir baba şefkatiyle bana nurunu getiriyor üstümü örtüyor babam olur musun diyorum çok yalnızım bu dünyada babam olur musun yeryüzünde vefa yok diyorum konuşmuyor kayboluyor sonra ağlıyorum ona gidiyorum geceleri yüzümü sürüyorum kabe’ye ölüyorum orada seni arıyorum sesin bir aşk olup giriyor düşüme ağlıyorum sabah oluyor kimse olmuyor içimde bir sen varsın yaşanmamış bir aşkın koynunda yapayalnız uyanıyorum yine bu dünya zindanına uyanıyorum çaresiz binde bir kez olsun sormuyor kimse nasıl dayanıyorsun diye tüm sabahlar gibi yorgunum bu sabahta yaşadıkça yalnızlaşan ruhumla gelse Bir Seher vakti öylece baksa gözlerime dokunsa kimsesiz yüreğime tüm yaşamlar kadar yorgunum tüm yaşanmamışlar kadar ama sen doğduğun ya güneş gibi karanlıklarda kalmış yapayalnız ruhuma ne olur gitme beni yalnız bırakma beni sensizlik ateşiyle yakma içim parçalanıyor sonbahar yaprakları gibi savrulup duruyor ruhum içimde yangınlar yalpalanıyorum fırtınada uçan Bir kuş gibi çarpa çarpa kimsesiz kimse olmuyor karanlığında boğuluyorum kuytulduğunda yalnızlığımı uzanıp uyumak istiyorum bazen sonsuzluğa doğru ecelden başka bir ölümü kendime yakıştıramam sadece öleyim diyorum bazen hepsi bu mütebessim Bir Eda içinde giriyorum verdim gerizliğime noktası belirsiz bir hayat görüyorum gözbebeklerimden süzülen yaşlarda bir enkaz yığını içinde kayboluyor düşlerim. Sorularımın cevapsız cevaplarımın sessiz kaldığı bu hayatta küskünüm artık tüm bekleyişlere paragraf paragraflar bile yabancılaştı artıksensin tek aydınlığım bırakma beni kurtların çakalların arasında İçim kanıyor her gece yeniden doğup yine hazırlanıyorum gün batımlarında yaşayan ölüme çıldır’a sıraya para alıyorum kendimi sükut için de bir yalnızlık çiziyorum akşamın asilliğine sormuyorum kimseye söylemiyorum da giz dolu kurtulunda uyuyor umudum gülmek istiyorum sonra ağlamak kahrediyor beni bu zehirli dünyada gafleti ben ne zaman kimi yazmaya kalksam sen dökülüyorsun kalemimden. Sana bunları penceremi çalan aç bir kuşun gagasındaki acziyet ile yazıyorum kanadı kırık bir kuşun çaresizliği ile yardımına muhtacım merhamet et sen merhamet etmeyi seversin merhamet edecek olmasaydın Adem aleyhisselam’a rahman’ı öğretmezdin gözlerimin mahreminde acıdan yanan kalbimin tüylerini ürperten yalnızlığında bir tek sen varsın enin ile yanan kalbimin dumanıyla sürmelediğim gözlerimde sen sen varsın biliyorsun ki içimden dışarı bir adım atmadım her gün aynı saatlerde pişen yemekleri bile yiyemiyorum artık ben uykuya Hasret gözlerimin derinliklerinde öylece duruyorsun yarım bir ay gibi sus pus oldu içim gözlerim kederinden iki yıldız bu Gök bu yıldızlar ummanında kaybolduğum hasretin acı bir tebessümle çöküyor senliği göz bebeklerime yoruluyor yoruluyorum bir göğe bakıyorum bir sana gökkuşağının beyaz gelinliklerini siyahlar içinde ak bir mintan gibi.seni bekliyorum ben her solukta gözlerime düşüyor rahmetin kapıyorum gözlerimi ruhum göz kapaklarımın içinde uyuyorum ve senden başka hiç kimse gelmiyor içime iyi ki gelmiyor seninle başlıyorum gün doğumlarına çocuğum Ben bu yaşam bana göre değil yüreğime verdiğin ışığa tutundum bir çiçeğim ben dökülüp duruyor yapraklarım bir yağmur damlasıyım kendi çölümde üzgün ruhumla konuşuyorum ölüyor hasretinden mutluluğun peşine takılıp gittiğim yer sensin sonsuz bir sükutum sıcaklığına tutundum çocuğum işte karşılık veremiyor hiç kimseye yüreğime düşen sevince üşüyorum. Senden gelen sözlerle ısınıyorum böyle geçiyor işte zaman inciniyorum üzülüyorum inceliyorum aldırmıyorum parasızlıklara da zaman gönül soframda bir avuç yoksunluktan başka bir şey değil dil bilmez karanlıklarda parlayan bir yıldız kadar uzak bir senfoni ve aşk dokunsam tutacakmışcasına yakın bir o kadar uzak nokta başka özlediğimde gökyüzüne bakıyorum bir yıldız kayıyor aya uzanıyor yüreğim küskün bekleyişlerin hüzzam kasideleri saplanıyor göğsüme tatsızım kederliyim yorgunum sükutundan Çağlayan sözcükler akıtıyorum içime henüz hiç söylenmemiş olan yaralıyım mavi siyah eskilere gömdüm kalbimi tüm karabasanlarıyla üstüme yığılıyor dünya acımasızca bitmez tükenmez bakışların ardında olmaktan yoruldum ncinmiş yılların kırıntılarıyla geldim sana Evet bir tebessümü çok gördüm belki herkese zira ben yüzde değil kalpte gördüm ağlayan bakışları gülmeye çalışan zira hiç kimse gerçek değildi kimse gerçeği sevmiyor istemiyordu tebessümlerin ardındaki nefretleri gördüm intikam uyuyordu göz bebeklerinde çıldırası ya öfke dolu sevgisiz katı acımasızdı verdiğim bir izleyin pençesinde birer intihar çiçeği de herkes herkes mutsuz herkes umutsuz denecek kadar küçük umutlarla küçük gözlerle görüyordu herkesi ne zaman gerçeklerden bahsetsem birer bukalemun oluyor orada herkes neden dökemiyorum yüreğimdeki ezgileri bir çift gözün yalnızlığına. İçimin viran olmuş gecekondularından geldim sana Öyle Uzak ki yakınlar sanki uzakları yakın edensin yakı net uzakları mavi siyah bir kederle geldim kim bilebilir yaşamın gün yüzüne çıkmamış kederini senden başka kim sarabilir yaralarımızı beni kim teselli edebilir tek başına aldığımda gecenin Tan yerlerinde kim açar kapılarını ardına kadar kim dinleyebilir kim sorularıma cevap verebilir ki senden başka kim dokunabilir ruhuma kalbime kim nakşedebilir şefkatini sımsıcak sevgisini kim sarabilir tüm benliğimi görüyorum ki herkesin kapıları kapalı en tatlı yerinde uykuların kalpleri örtülü yastıkları gaflet kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim hüzünlerdeyim üzgünüm yıllardır hayalini kurduğum yerdeyim evliyim ve fakat yalnızca bir çerçevenin içindeyim beni en iyi senin anladığın ve hiç kimsenin ruhuna ulaşamadığı yerde acı kederime sürüyorum seccademe dua etmekten başka bir şey gelmiyor elimden tüm kalplerin elinde olduğu Rabbim bilirsin seninle aramda olan hayallerim düşüncelerim gölgesinde hüsrana uğradım üzüldüm çok üzüldüm lakin elbet bir hikmet vardır dedim senin dediğin olur dedim senin dediğin oldu benim isteklerim gerçekleşmedi dua sofrasında gözyaşı oldu kahvaltım susadım gözyaşımı içtim beni hayırlara eriştir beni sevdiğine ulaştır sevdir bana sevdiklerini zira ben bu dünya sevgisiyle ve sana muhtaç olduğun kadar hiçbir şeye muhtaç olmadım hiçbir acı canımı bu kadar yakmadı hiçbir Hasret sana olan hasretim geçmedi kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim takatim yok amellerim yetmiyor kederliyim mahcubum yapayalnızım bu dünyada senden başka kimsem yok senden başka dertleşeceğin kimsem yok gidecek kapım yok beni dinleyecek kimsem yok ben sevgine muhtacım beni senden başka sevecek yok kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim bak yine geldim yine yine sana geldim kovulmuş kucaktan kovulmuş kalplerden terk edilmişliklerden yine sana geldimo sımsı sıcak kucağına geldim kimse de olmayan şefkatine derin kederler içinde beni hiçbir zaman kapısından kovmayan sana geldim bütün kapıların üstüne üstüme kapandığı şu gece yarısı yalnızlığımda açık olan tek kapının senin kapın olduğunu bilmek benim en büyük mutluluğumdur kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim mutsuzum kederliyim insanım ya işte zayıfım sabırsızım kızgınım kırgınım kırıntılarımı toplamanı istiyorum sabrımı çoğaltmanı kırık dökük viran olmuş Gönül evimi teselli edecek sevgine muhtacım Ben her zaman biliyorsun Ben hiç gülmedim hiç mutlu olamadım ne zaman feyz alsam ne zaman nurlara gark olsam tükenince elem çekerim yürümeyi yeni öğrenen şaşkın bir çocuk gibi tutunacak bir dal ararım tutunurum kırılır tutunduğum dallar gülemem incinirim incelerim acı çeker ağlarım dualıyorum acılarımı beni geri çevirme sen de beni kapından kovarsan başka kim tutar ellerimden kim dokunur ruhuma korumasız bir Bebek gibiyim açım susuzum rahmetine merhametine bana yardım et beni böyle çaresiz bırakma beni böyle bir başıma bırakma görüyorsun duyuyorsun kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim ağrılarım çoğaldı içim yanıyor dışım yanıyor dermanım sensin
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.