- 266 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
C Ü Z D A N
113- CÜZDAN
Kırk Adem bir bahar günü amele arkadaşlarıyla gurbete çalışmaya gider. Küçük bir yün çuval içine bir yorgan ve iki kilo bulgur, beş dürüm yufka ekmeği ve bakır kap, kaşık koyup sarıp sarmalar. Beş kişiden oluşan bir işçi ekibi. Can ciğer arkadaş, çocukluktan beri hep beraber hareket eder. Bileklerine kuvvet her işi yapacak güçte ler. Sabah erkenden köy minibüsüne binip gurbete doğru yola çıkılır. Kıvrım kıvrım yollar aşıldıkça öğürmekten insanın içi dışına çıkar. Araba dağları geçip ovanın düzünde süzülünce içeride masif bir kokuyla uyku horultusu yükselir. Her biri rahatlayıp mayışır.
Kırk Adem ve beşi bir yerde yarenler büyük bir elma bahçesinde bahar budaması yapmak için patronla anlaşır. Günlük yevmiye yerine bahçeyi komple götürü pazarlıkla alır. Ekip kendi işi patronu. Zaman mevhumu tanımadan her gün tan vaktinde işe başlanacak ve akşam göz gözü görmeyinceye kadar çalışılıp kısa sürede iş bitirildikten sonra yeni işe bakılacak. Gurbette geçen zaman en ekonomik şekilde değerlendirilecek. Yarenler ekibi aralarında iş bölümü yapar. KırkAdem ekibin aşçısı seçilir. Aşçı, diğer arkadaşlarına nazaran erken kalkıp kah valtı ve işi erken bırakıp yemek hazırlamak zorunda.
Aşçı Kırk Adem yarenin her birinden bulgur, yağ ve diğer malzemeyi teslim alır. Yarenlere, “-Burasının esnaf lokantası olmadığı, yağlı-ballı, tatlı yemek yemeyi arzulayan iştahın evine saklaması gerektiği, burada bulun ma amacına uygun olarak aşta da tasarruf edileceği ve acı yavan kuru soğan sofraya bir nimet getireceği, bereketi için şükredip Hüda’dan duacı olacağın” hatırlatır.
Yaranler nefes almadan iş üstüne iş bitirir, patronları değiştikçe değişir. Fakat Kırk Adem yemek hazırlar ken sergilediği tutum nedeniyle çuvalda bulgur hiç eksilmez. Sabah kahvaltısı için bol acı biberli bulgur çorbası hazırlar. Kan kırmızı çorba içinde bulgur tanesi bulan şanslı kişi demek. Yinede insanın içini ısıtan çorbanın ya nında bir somun ekmek iştahla tüketilir. Akşam için hazırladığı patates yemeği ise, çorbadan farksız olmaz.
Bu çalışma düzeniyle bir aydan fazla bağ bahçe işlerinde bağ makasında kuvvet denenir. Sıla özlemi yüreğe çökünce yarenlerin yüzü sevdiklerinden yana çevrilir. Masraflar çıktıktan sonra kazanç hakça paylaşılıp helalleşilir. Kırk Adem hissesine düşen parayla sevdiklerine hediye ve kendine de deriden para cüzdanı, çakı alır. Madeni paralar kenarı işlemeli ve ağzı büzgülü para kesesinde taşınır. Kağıt bankamotları keseye koyması yakışık almaz. Hemen kağıt paraları cüzdanın uzun gözüne yerleştirir.
Deri cüzdan içine paralar uzunlama yerleştirilip ortadan katlanınca cüzdan şişer. Gömleğin içine dikilen gizli cepte cüzdan olduğu belli olur. Hemde paralar cüzdandan dışarı doğru fırtar. Bu görüntü K.Adem’in gözüne hoş gözükmediği için beğenmez. Cüzdan ve paralar aynı hizada görülsün ister. Bu duruma kendince bir çözüm bulur. Yakınlarda bulunan parka gidip bir masaya oturur. Cüzdandan kağıt paraları tek tek çıkarıp masa üzerine koyar. Paranın üst kısmın boydan boya çakı bıçağıyla kesip atar. Tüm kağıt paralar kuzu kuzu cüzdanın bölümüne yerleşir. Öyle dışarı sarkan, düzeni bozan para görülmez. Kırk Adem’in
keyfi yerine gelir. Paralı cüzdanı gömlek içinde gizli cebe yerleştirip ilikler.
Gurbette sayılı günleri bitiren amele ekibi nafakayı temin edecek cebi paralı şekilde evine döner. Her biri borcun öder. Kırk Adem köy bakkalına olan borcunu ödemek için yanına varır. Cüzdanından kağıt paraları çıkarıp bakkala verir. Parayı alan bakkal şaşırır. Parayı önden arkadan inceler ve Adem’e;
“Yeğen bu paralar geçmez. Paraların üst kısmı kesilmiş. Kimden, Nereden aldın bu parayı” diye sorar. Bu durum karşısında yaptığı işin hatalı olduğuna şaşırır.
“-Amca, Geçmez mi dedin. Para paradır. Geçmez olur mu. Bu parayı kazanmak için nice zorluklar çektim, biliyon mu” diye çıkışır.
Bakkal; “- Bak yeğenim, bu paraları ben almam. Alan, olur mu onu da bilmem. Bana olan borcunu sonra öde istersen. Para para diyorsun da bence bu parayı bankadan başka alan olmaz. Sadece orada değiştirirsin” diye yol gösterir.
Bakkaldan ayrıldıktan sonra ertesi gün ilçe merkezine ulaşır Kırk Adem. Doğruca bankaya gider. Vezne dara paraları gösterir. Veznedar konuyu şefiyle görüştükten sonra cüzdanda bulunan tüm paraları, ceza keserek değiştirir. Kırk Adem’in gözü ödediği cezayı görmez. Bilinçsizce yaptığı hatadan ucuz kurtulduğu için deriden bir OH! çekerek haline şükreder.
Süleyman YILDIZ
(Lemos5303)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.