Tehlikenin Yeni Adı Childfree Akımı
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Günümüzde kendini yeni yeni göstermekte olan, henüz pek çok kimse tarafından duyulmamış büyük tehlikelerden biri de "childfree" akımıdır. Childfree İngilizce bir kelime olup, "çocuksuz" demektir.
Çocuksuzluğu, olağanın dışında yani insanların kendi istekleri ile çocuk yapmaması ya da çocuk sahibi olmaya karşıtlık olarak benimseyen kişilerin kendilerini "childfree" olarak adlandırdıklarını görmekteyiz.
Bu kişiler, childfree olmanın pragmatist bir gerçeklik olduğunu savunmaktalar. Yani hem kendileri hem de dünya için faydalı bir şeymiş gibi kanaat içindeler.
Sığ bir düşünce ile bakıldığında ilk etapta kulağa hoş gelen, insanda; "doğrusu bu dünyaya, bunca zulmün ortasına bir canlı bırakmaya sebep olmamalıyız" mantığı oluşturan bir akımdır.
Fakat daha derin düşündüğümüzde bunun ne kadar tehlikeli ve fazlaca materyalist bir şey olduğunu muhakkak görebiliriz. Biraz daha netleştirecek olursak, childfree düşünceyi insanın ya da canlıların tümünün kendi ruh hallerinden ve düşüncelerinden, mantıklarından daha önemli bir şeymiş gibi benimsetme çabası bu tehlikeli akımın insanlar arasında hızla kabul gören bir felsefe olmasına sebep olacaktır.
Childfree akımının insanlar arasında sinsice çoğalarak kabul görmesinin en büyük sebeplerinden biri The Times tarafından Britanya’nın en önemli yazarı ödülüne layık görülen İngiliz yazar ve şair Philip Arthur Larkin’dir.
Larkin, This Be The Verse isimli şiirinde bu tehlikeli akımın fitilini ateşlemiştir. Şiirin son iki dizesi şöyledir;
"...Get out as early as you can,
And don’t have any kids yourself"
Türkçesi;
"...Çıkabildiğin kadar erken çık,
Ve kendin asla çocuk yapma"
This Be The Verse isimli şiirin 1971 yılında yayımlandığından yola çıkınca anlaşılıyor ki "childfree" tehlikesi 1970’li yıllarda ekilmeye başlanmıştır. Yani günümüze kadar 50 sene civarında bir yolculuktan söz edebiliriz.
Değişimler fizikselse, bu kısa süre içinde gerçekleşebilmektedir fakat değişimler felsefi bir akım ile gerçekleşiyorsa bu, yıllara dağıtılmaktadır; çünkü fikirlere hitap etmek kolay bir iş değildir. Fikirler değiştiğinde ise ve hele ki bu fikirler tehlikeli bir şeyleri normalleştiriyor ve bunu da benimsetiyor ise iş işten çoktan geçmiştir. O tehlikeli akımın adı ise bir gün gelir "özgürlük" olur, "insan hakları" olur ne yazık ki...
Toparlamak gerekirse, bizler insanlar olarak neslimizi korumak ve yaşatmak zorundayız. Childfree akım, basit bir tehlike değil, devasa bir tehlikedir. Hedefinde nesil vardır, nesiller vardır. Nesilleri yok etmek vardır. Bunu daha net anlayabilmek için, korkunç tehlikenin boyutunu görebilmek için iki dakikalığına tüm dünyanın childfree olduğunu düşünelim...
Nitekim dünya, insandan başka hiçbir canlının böyle bir görüşü benimsemesine, neslini yok etmeyi iyi bir şeymiş gibi kabullenmesine asla şahit olmamıştır ve olmayacaktır. Hatta neslinin var olabilmesi için kendi hayatını hiçe sayan hayvanlar görürüz varlık aleminde...
Son olarak, özgürlüklerin bir başkasının özgürlüğünün başladığı yere kadar olması gerekirken; bir kişiyi değil, tüm insanlığı tehlikeye sürükleyen görüşlerin, yaşam biçimlerinin özgürlük olarak adlandırılmasının büyük bir gaflet ve felaket olduğunu görmemiz gerektiği elzemdir.
Doğa bizlere ibrettir. Bir şeyin doğru ya da yanlış olup olmadığını anlamak için diğer canlılara hatta cansız varlıklara bir bakmak gerekir. Kainat, tümüyle doğal bir akış içindedir. Doğal akışı bozmaya kalkmak, kıyameti çağırmaktan başka bir şey değildir.
Mustafa ÖzTürk
- mstfztrk #mstfztrk #makale #söyleşi #childfree
YORUMLAR
İnsan doğanın bir ürünüdür yani doğal olmalıdır doğallığa karşılık demek bir hasta lık anlamına gelir güzel bir çalışma kutluyorum
mstfztrk
Bizzat bende bu düşünceye sıcak bakıyorum ama boyutun insan soyunun tükenişine geleceğini hiç düşünmedim.Bu mümkün mü sanmıyorum ama mantiken bu yaşanılmaz Dünya da yeni nesillere sunacağımız hiç güzel şeyler yok yaşamak adına.Tabi tartışmaya açık bir konu.
Tdbrikler
mstfztrk
Sevay
Tabi herkesin düşüncesi kendine desek de konuşup,değerlendirmek,aydınlatmak insanları güzel ,sizde yazınızda güzel bir üslüpla dile getirmişsiniz,bu çok önemli.
Sağlıklı mutlu kalın
mstfztrk
Yazımı günün yazısı ünvanına layık gören kıymetli üstatlarıma ve yönetiminden üyesine tüm Edebiyat Defteri ailesine şükranlarımı ve saygılarımı arz ediyorum. Edebiyat Defteri ailesinin bir üyesi olmaktan çok mutlu olduğumu da ayrıca belirtmek istiyorum. Kişi, bulunduğu ortama benzer ve bulunduğu ortamın izlerini üzerinde taşır. Buna tüm samimiyetimle inanıyorum... Ve siz kıymetli üstatlarımdan öğreneceğim çok şey var, henüz burada yeniyim. İyi ki varsınız, hep birlikte iyi ki varız diyorum... Selam ve saygılarımla esenlikler dilerim...
Kıymetli Hocam Merhaba
Yazınız son derece anlamlı, değerli ve önemli hususlara değinmekte kuşkusuz
Bu tip düşüncelerin peşinden giden, kalbi katılaşmış, ruhi bir ekşimeye maruz kalmış nice insan vardır şüphesiz
Ne ki, gelişmelerin salt bir şiire, şarkıya bağlı değil de, olgusal zeminde şekillendiğini söylemek sanırım mübalağa olmayacaktır
Şu kadar ki, bir şiir ya da şarkı kitleleri katlanarak elbette peşinden sürekler, ancak zaman ve zeminin de bunu desteklemesi gerekir diye düşünüyorum
Tarihin bazı çağlarında dünya nüfusunun harpler ya da hastalıklarla önemli ölçüde kırıldığı görülür
Yirminci asrın ilk yarısı da buna dahil
1945'den bu yana ise dünya nüfusu kısa sürelerde katlanarak artmakta
Vikipedi notu enteresan
"1 milyara 1802 yılında ulaşılmıştır.
2 milyara 1927 yılında ulaşılmıştır.
3 milyara 1961 yılında ulaşılmıştır.
4 milyara 1971 yılında ulaşılmıştır.
5 milyara 1987 yılında ulaşılmıştır.
6 milyara 12 Ekim 1999 tarihinde ulaşılmıştır.
7 milyara Ekim 2011 tarihinde ulaşılmıştır" gibi
Önümüzdeki yıllar ve kısa dönemde de önemli bir artış öngörülmekte
Bununla şüphesiz dünya yükünü aldı bahsini müdafaa ediyor değilim, oldukça yandaş bulsa dahi
Bilakis emperyalizmin dünya kaynaklarını sömürmesi, çokluğu azınlığın hizmetine sunması, ekseriyete ise az kaynak düşmesi düşünülürse yeryüzünde nüfus haddini aştı, fazlasını kaldıramayız demek yanılgılı olduğu kadar yanıltıcı da olacaktır, dahası sömürgeci zihniyet ve ülkelerin egosuna ancak hizmet edebilir
Nihayet hocam
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Ramazan ayınızı ve gün başarınızı tebrik ederim
Selam ve saygılarımla.
levent taner tarafından 6.4.2022 10:03:19 zamanında düzenlenmiştir.
mstfztrk
mstfztrk
mstfztrk
Değerli yazılarınızdan birini daha okudum... Konularınız yaklaşımınız için canı yürekten teşekkür ederim kendi adıma...
Daim olsu...
Yüreğinize kaleminize sağlık...
Selam ve dua ile...
mstfztrk
Bilgilendirici makeleniz icin Tesekkür ederiz.Hayvanlarin bile kabul edemiyecegi, sapkin fikirler maalesef insandan sadir oluyor..Basit görülen bitkiler bile nesillerinin devamini saglarken ..insaniligi ifsat edenlere nekadarda dogru anlamli bir tanim koymus islam dini
"Esfeli safilin "
mstfztrk
Ne kadar bilgilendirici bir yazı Evet aslinda bu konu şuanda yeni evlenen çiftlerdede mevcut rahat bir hayat rahat bir ortam ve sessiz bir tatil Dediğiniz gibi bunu uygulayacak kişilerde şuan ki gençlerimizdir...İnsanın neslini bir tane kendini bilmez yazarın dediği ile değil Allah (cc) verdiği aklı kullanmak gerekiyor...
Nahl süresi...72.Ayet meali...
Bismillahirrahmanirrahim... Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar yarattı ve sizi temiz gıdalarla rızıklandırdı... Onlar hâla bâtıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar... Sadakallahülazim...
Peygamber efendimiz (sav) bir hadisi Şerifte buyurduğu gibi...
Evleniniz, çoğalınız çünkü ben kıyamet gününde sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim...
Emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık üstadım güzel ve bigilendirici bir yazı olmuş...Tebrik ve Teşekkür ederim...
Fazla söze gerek yok bir Kusurum var ise Af ola...Saygılarımla...