- 667 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
The Animals 2. Bölüm
2. Bölüm
Reli Hermanni, sabah erkenden kalktı. Her zamanki kendine has tavırla üzerini değişti ve ağır adımlarla evden çıkmak için kapıya yöneldi. Evin üst katında bulunan yatak odasından sessizce ve yavaşça aşağı inmiş ve eşini uyandırmamıştı. En azından Bayan Rennis onun ardından gelip kendisini yolcu edene kadar eşini uyandırmadığını sanmıştı. Bayan Rennis eşine bir öpücük kondurduktan sonra ‘Akşama görüşürüz hayatım.’ Dedi. Reli de eşini öptü ve ağzını kapalı tutarak ona gülümsedi. Bu tip şeyler hayvanlar âleminde hoş karşılanmazdı. Bayan Rennis bu gülümseme durumundan çok fazla rahatsız olmaya başlamıştı.
Reli, ağır adımlarla arabasına kadar yürüdü. Arkasına bakmamaya ve eşiyle göz göze gelmemeye çalışıyordu. Bu gülümseme işinin başına iş açacağına artık emindi. Eşinin, psikoloğunu aramak için gidişini beklediğinden de emindi.
Arabaya oturdu ve kontağı çevirdi. Yola dönerken aracın dikiz aynasından eve doğru baktı. Tam tahmin ettiği gibi Bayan Rennis kaybolmuştu.
Reli, iş yerine varınca kendine has tarzıyla aracını çıkışa bakacak şekilde geri geri park etti. Böylesi park etmek yasaktı ama o buna aldırış etmiyordu. Düzenli olarak park cezaları ödüyordu. Park konusunda içinden gelen bir güdüsü vardı.
Bay Reli Hermanni arabadan indi ve doğruca yazı işleri bölümüne yürümeye başladı. Başına bir iş açmadan emeklilik işlemlerini bitirmek istiyordu.
Hermanni yazı işlerine doğru giderken ağır kulaklarına bir şey çalındı. Kentte sekiz yıldır devam eden bir alacak verecek davasıyla ilgili konuşuluyordu. Reli baş hâkimin odasının önünden geçerken davanın davalı aleyhine sonuçlandığını işitti. Zabit kâtibi alnından burnunun ucuna doğru süzülen tere aldırış etmeden kopyaları aslı gibidir kaşesiyle kaşeliyordu. ‘Ama bu haksızlık dedi.’ Reli içinden. ‘Göz göre göre haklı olanlar mağdur ediliyor.’ Diye inletti bütün koridoru. Herkes sesini kesmişti, çıt çıkmıyordu. Zaman durmuş herkes Reli Hermanni’nin ağzındançıkan saçmalığı düşünüyordu.
Reli, bir an duraksadı. Kendisine bakan gözlerin gölgesinde emeklilik dilekçesini bir an önce imzalamak için kendinden beklenmeyecek derecede hızlı adımlarla yazı işleri odasına girdi. Emeklilik dilekçesi hazırlanırken kimseyle konuşmamaya özen gösteriyordu.
Diğer sıkıcı ve gereksiz emeklilik işlemleri de bitince kimseyle konuşmadan ve daha önce o adaletsizliğin hüküm sürdüğü beton binada hiç var olmamış gibi çıktı. Kimseyle vedalaşmadı. Onunla vedalaşmak isteyenler olduysa da Reli görmezden geldi.
Aracının camından ceza makbuzunu aldı. Buruşturup yere fırlattı. Bu ve bunun gibi hayvan saçmalıklarına tahammül edemiyordu. Aklı onu başka bir evrene sürüklüyordu.
Araca bindiğinde biraz soluklanmak için durdu. Sonra direksiyonu kavradı ve bağırmaya başladı. ‘Araçlar çıkışa dönük olmak zorunda. Neden biliyor musunuz salaklar? Çünkü acil bir durumda gerisin geri park edilmiş araçlar bir kargaşa çıkaracak.’ Tekrar derin nefesler almaya başladı. Kontağı açtı ve evin yoluna doğru kırdı direksiyonu.
Yolda ilerlerken hafifçe camı araladı. Ciğerlerine dolan temiz hava şimdi daha iyi hissetmesini sağladı. Değişken ruh hali şimdi Animapolis şehrinin en büyük piyangosunu kazanmış gibi hissettiriyordu. Saat öğleyi gösteriyordu. Başına bir iş gelmeden tutuklanmadan ve emeklilik işlemlerini bitirebilmiş olarak eve varmak üzereydi.
Arabayı her zaman koyduğu yere park etti. Yavaşça araçtan indi ve kapının ziline sabırsızca basmaya başladı.
Bayan Rennis kapıdaki her kimse güzelce bir paylamak istiyordu. ‘Zır zır zır.’
Reli kapı açılır açılmaz ‘Hemen hazırlan Novgrat’a gidiyoruz. Dedi. Novgrat evliliklerinin ilk yılında gittikleri Animapolisin hemen dışında, kendi halinde, mütevazı bir tatil kasabasıydı. Kaldıkları yer kendine hayran bırakmasa da manzara ve doğallığına hayran kalmışlardı. Oraya tatile gidebilmek için epeyce maddi fedakârlık yapmaları gerekmişti.
‘Hemen şimdi mi?’ dedi Rennis. Şaşırmıştı.
‘Evet. Hemen şimdi.’ Diye tekrarladı.
‘Gidelim Reli ama neler olduğunu anlatır mısın?
‘Repi’ye bir not bırak. Üzerine alabileceğin her şeyi al. Acele et lütfen.
Repi sabırsızca evin bahçesinde bir aşağı bir yukarı yürümeye başladı. O sırada Rennis oğlu Repi’ye tatil için Novgrat’a gittiklerini, kendilerini merak etmemesini, taşkınlık yapmamasını, arkadaşlarıyla evin altını üstüne getirmemesini, eve kız atmamasını telkin ettiği notunu yazıyordu.
Reli aralık kapının arasından ‘Pipoları mı ve tütünlerimi de al lütfen.’
Reli çeşitli nefasete sahip birkaç çeşit tütün kullanıyordu. Tatili onlarsız düşünemezdi.
Rennis notu yazdıktan, pipoları ve tütünleri aldıktan sonra evi son kere kolaçan etti. ‘Sanırım bir şey unutmadık.’ Dedi.
‘Unuttuysak bile yolda alırız.’
‘Reli, yoksa emekli mi oldun?’
Derin bir nefes aldı Reli ‘Evet tatlım. Emekli oldum. Ömrünün neredeyse seksen yılını verdikten sonra eşin emekli oldu artık. Birçok hayvan için zirvede bitirmek sayılabilir ama benim için gereksiz, ölçüsüz bir çalışma hayatı olduğunu daha yeni idrak ettiğim bir emeklilik.’
‘Keşke emekli olmaya kesin karar verdiğini bana söyleseydin.’ Diye üzgün ve sitemkâr bir tonda konuştu Bayan Rennis.
‘Şimdi vakti değil. Lütfen tatlım.’
‘Peki.’ Dedi ‘Ne kadar emekli ikramiyesi aldın?’ Aslında 80 yılı doldurmasına az bir zaman kalmıştı ve 13 gün daha sabredebilseydi çok daha iyi bir ikramiye alabilecekti.
Reli şu an sadece tatile odaklandığı için eşinin derin sorusunu didip ’13 gün daha niye sabretmedin hayatım? sorusunu açmak istemiyordu.
‘Bize güzel bir tatil yaşatacağımız kesin.’ Dedi.
Novgrat’a giden yollar el değmemiş bir doğa manzarası sunuyordu hayvanlara. Doğanın içtenliği ve azameti her hayvanı büyüleyecek cinstendi.
Feriadomum Novgrat’ın en güzel yerine inşa edilmiş seçkin hayvanların geldiği ve normalden daha pahalı bir tatil beldesiydi. Reli, resepsiyondayken en güzel odayı istedi. Rennis’le göz göze geldiler ve Reli bu duruma aldırış etmemesi yönünde bir baş hareketi yaptı. Her şey Reli’nin kontrolündeydi.
Odaya geçtiklerinde martinilerini yudumlayarak geçmişten konular açarak sohbet ettiler.
Çarpmanın şiddeti öyle etkiliydi ki Bayan İvam’ın başı ön tampona çarpar çarpmaz patlamıştı. Kan damlaları ön camı korkunç şekilde kaplamıştı. Ve devamında yaşananlar…
Reli, kanlı düşünceler ve İvam Lindovs’un patlamış başının karanlık tesirindeyken martinisinin kalanını bir dikişte bitirdi. Gözleri bir noktaya sabitlenmiş bir haldeydi.
Rennis, ‘İyi misin hayatım? Diye sordu.
‘Hiç olmadığım kadar iyim.’ Diyerek hemen komodinin üzerine koydukları martini şişesine uzandı.
Bundan sonra İvam Lindovs davasını da kahrolası ne idüğü belirsiz eşi Iras Lindovs’u da düşünmeyecekti. Gayet iyi bir hayvandı, iyi bir vatandaştı ve iyi bir hâkimdi. İçkisini doldururken, bakışlarından yorgun ruhu bariz şekilde görünüyordu.
‘Bak hayatım tüm bu olup bitenler çok saçma. Biz hayvanlar mantıklı hareket etmiyoruz. Adil olmuyoruz ve bunu bir övünç haline getirmiş durumdayız. Oysa bu çok mantıksız. Tüm hayvan davranışları tekrar elden geçirilmeli. Her şey çok saçma görmüyor musunuz? Kahrolası bir düzensizliğin, liyakatsizliğin, kabalığın, yalakalığın içerisindeyiz. Bu durum bir tek beni mi rahatsız ediyor?’ demek geçiyordu aklından. Eşinin onu bir akıl hastanesine yatırtacağından emindi. İçini asla ona dökmeyecekti.
Diğer taraftan onu rahatsız eden İvam Lindovs olayıyla ilgili, bir gözü kör olan eşi Iras Lindovs’la görüşmek istiyordu. Bu işten ancak öylece kurtulabilirdi. Bu konuşmayı canı gönülden istiyordu. Çünkü verdiği karar son derece hakkaniyetliydi. Aracı süren Domuz Suso Barbatusin’i 2. Derece cinayetten ömür boyu hapse tıktırmıştı. Suso Barbatusin gayet normal olan hayvan öldürme davranışı için karşı dava açmış, hâkim karşısındaki kötü davranışları, kabalığı, kötü niyetli halleri sayesinde cezası indirilmişti. Hatta yakın aile dostları onun davası için alenen rüşvet verip onu dışarı çıkarmak için her şeylerini ortaya koymuşlardı.
Reli ve eşi iyice sarhoş olana kadar içmeye ve sohbet etmeye devam ettiler. Hava kararmış ve odanın içerisine gökyüzündeki yıldızlar misafir olmaya başlamıştı. Bu ortama kokulu mumlar da eklenmişti. Kaplumbağalar için hızlı ve ateşli ama diğer hayvanlar için uzun ve sıkıcı bir sevişmenin ardından uyuya kalmışlardı.
‘Bak, Iras Lindovs. Lütfen beni dinle. Ben doğru olanı yaptım. Eşinin ölümü için o pis domuza alması gereken cezayı verdirdim. Daha ne yapabilirdim ki? Yaptığım şeyin doğru olduğunu görmemek için kör olman gerekir. Tüm kariyerimi ortaya koyarak adaleti sağladım. Lütfen şu lanetini de al ve git. Görmüyor musun adalet, yapılan haksızlık için karşı tarafa verilen aynı ölçüdeki yaptırımdır. Oysa hayvanlar, kötülüğe o kadar alışmış ve hayatlarının bir parçası haline o kadar getirmiş ki, yapılan doğruyu şeyi algılayamıyorlar.
Kaplumbağa Reli rüyasında gördüğü Iras Lindovs’a henüz yeni yeni anlamaya başladığı terslikleri izah etmeye çalışmıştı. Uyandığımda terlediğini fark etti. Rüyanın etkisinden kurtulmaya başlarken odayı kolaçan eden gözleri bir ara göbeğine geldi. Hala o yara izini görebiliyordu.
Feriadomum’da ki ikinci günleriydi ve kahvaltılarını odada yapmışlardı. Zaman, ikisi içinde terapi gibi geçiyordu. Sex hayatları da renklenmişti. Hiç olmadığı kadar sevişmişlerdi.
Bayan Rennis yatakta yüzünü dirseklerin arasına alarak Reli’ye bakıyordu. Reli, istemsizce gülümseyince ağzını da açmıştı.
Baran Rennis Hermanni, gördüğü şey karşısında son derece şaşırdı.
‘Ağzında kocaman bir diş var farkında mısın?’
‘Bir çeşit hastalık yada sendrom olabilir. Bu konuyu konuşmak dahi istemiyorum. Şu an gayet iyim ve herhangi bir hastalık belirtisi hissetmiyorum.’
‘Bu durum hiç normal değil. Kaplumbağaların dişleri olmaz. En son ne zaman bir doktora göründün?’
Reli, anımsamaya çalıştı. Uzun bir esnemenin ardından. ‘Aptalca bir dava dosyasını okumuştum. Bir ayı banka sırasında bekleyen daha yaşlı bir hayvana nezaketen sırasını vermişti. Kamuya açık alanda böyle şeylerin cezası vardır. Hangi hayvan olursa olsun türünün gerektirdiği şekilde hareket etmesi gerekir. Bir ayı asla nazik davranamaz. Neyse, en son işte o günün öğle arasında Doktor Raja Reprilyano’yu görmeye gitmiştim.’
‘Bugün ilk iş Novgrat’ta bir doktora görüneceksin.’
‘İyi de kendimi kötü hissetmiyorum. Hasta falan değilim. Hem burada doktoru ne ara bulacağız.’
‘Otel çalışanlarından bilgi alırım ben.’
Kahvaltıdan sonra Reli’yi müthiş bir uyku sıkıştırmıştı. Uykulu uykulu ‘Olur’ diyebildi.
Rennis her zaman iyi bir eş olmuştu. Reli’nin kulak problemleri konusunda onu sürekli doktora yönlendirmişti. Sağlıklı beslenmeleri için elinden geleni yapmıştı. Şu pipo alışkanlığına aşırı karşıydı. Bu bir hastalıksa sebebi kesinlikle o pis pipo ve tükettiği tütün olmalıydı. Akşamları tüm uyarılarına rağmen ardı ardına içilen pipolar. İş yerinde içilmeyeceğine dair söz verilip akşama kadar içilen pipolar. Bayan Rennis kokudan anlıyordu ama huzursuzluk çıkar endişesiyle bu durumu görmezden geliyordu. Hem de alışveriş için yaptıkları şu güzel pazarlık işine geliyordu doğrusu.
Güzel alabalıkların yapıldığı ClubPipo’da yemeğin ardından sırf o kulübe üye olanlar için getirtilen Solana Royal tütünü ile herkes kendinden geçerdi. Viki Mix marka viskilerle herkes kendi ve hayatının kötülüklerinden bahseder ve eğlenirdi..
Pipoyu bırakmak için giriştiği mücadeleler çoğu zaman ClubPipo davetleri ya da evde içilen viskinin pipo olmadan bir şeye benzememesiyle son bulurdu. Genelde üç beş gün süren pipo bırakma seremonisi işle ilgili saçmalıklar yüzünden kısa sürerdi. Ya da en olmadı eşsiz pipolarını ve özel olarak sakladığı tütün kavanozlarını gördüğü zaman dayanamayıp piposunu tüttürürdü.
Tüm bu olanlar en fazla onuncu güne kadar tekrarlamazdı. Bir bıraktım umudu içten içe yeşerirdi. Fakat gizliden gizliden içilen tütün kokusu yatarken kendini belli ederdi. Aslında Bayan Rennis kadar Reli de bırakmak istiyordu. Çünkü, yatarken nefesinin tıkandığını hissedebiliyordu. Merdiven inip çıkarken artık daha da zorlanıyordu.
‘Reli.’ Diye iç geçirdi. Hafiften vurdu ona.
Uykuya yeni geçmişti ve eşinin sesinden ziyade vurmasına uyandı.
Ağır bir uykudan uyanmış gibiydi. ‘Efendim hayatım.’
‘Kendini iyi hissediyor musun gerçekten.’
‘Evet dedim ya hayatım.’
‘Yani demek istediğim durup dururken ağzında diş çıkması ciddi bir hastalığın belirtisi olabilir.’
‘Bak gerçekten kendimi iyi hissediyorum. Hasta olduğumu anlayabilecek kadar kendimi ve vücudumu tanıyorum. Ayrıca performansımdan anlamış olman lazım ne kadar iyi olduğumu.’
‘Hangi performans?’
Reli güldü ve sorunun cevabını hakkıyla verdi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.