- 450 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MÜBAREK BERAAT KANDİLİNİZİ TEBRİK EDERİZ..
Peygamberimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:Şâbân(-ı şerîf) ayının on beşinci (yani Berât) gecesi olduğu zaman, gecesini ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun.
Her kim bu (Berât) gece(sinde) yüz rekât namaz kılarsa, Allâhü Teâlâ ona yüz melek gönderir. Bunlardan otuzu ona cenneti müjdeler, otuzu cehennem azâbından emniyette olduğunu söyler, otuzu da dünya âfetlerini ondan geri çevirir. On melek de o kimseyi, şeytanın tuzaklarından muhafaza eder.
Kim şu beş geceyi ihyâ ederse o kimseye cennet vacip olur: Terviye gecesi (Arefe’den önceki gece), Arefe gecesi, Kurban Bayramı gecesi, Ramazan Bayramı gecesi, Şâban(-ı şerîf) ayının on beşinci gecesi.
Berât Gecesi’nin husûsiyetlerinden bazıları:Hikmetli her iş -kulların rızıkları, ecelleri vesâir işleri- bu gecede ayırt edilir; yazılır.Bu gecede ibadet etmek çok faziletlidir.
Bu gecede rahmet iner. Hadîs-i şerîfte: “Şâban ayının yarısı olduğu gecede, Allâhü Teâlâ (rahmetiyle) dünya semâsına tecellî eder…” buyuruldu.Müminler mağfiret olunur, günahları bağışlanır.
Resûlullah Efendimize (s.a.v.) tam şefaat salâhiyeti bu gecede verilmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.), Şâbân-ı şerîf ayının on üçüncü gecesinde Allâhü Teâlâ’dan, ümmeti için şefaat izni istedi. Allâhü Teâlâ, ümmetinin üçte birine şefaat izni verdi.
On dördüncü gecesi, kalan ümmeti için şefaat izni istedi. Allâhü Teâlâ, ümmetinin üçte ikisine şefaat izni verdi. On beşinci gecesi, kalan ümmeti için şefaat izni istedi. Allâhü Teâlâ -devenin sahibinden kaçtığı gibi Allâhü Teâlâ’dan kaçanlar hâriç- ümmetinin tamamına şefaat etmesine izin verdi.
Bu gecede zemzem suyunun âşikâr bir şekilde artması, Allâhü Teâlâ’nın bir sünneti (âdet-i ilâhiyyesi)dir. Bunda ilâhî ilimlerin, hakikat ehlinin kalbinde artacağına işaret vardır.
Beraat gecesi Hz. Allah’ın kullarına bir çok ihsan ve lütufta bulunduğu, rahmet ve mağfiret kapılarını arkasına kadar açtığı, bağışlanmak için, yönünü, gönlünü kendisine dönen, seccadesinin başında ellerini açan, geçmişte işlediği hata ve kusurlarından pişman olan, nedamet duyan, gözünden hiç olmazsa iki damla yaş akıtan, istek ve dualarının geri çevrilmeyeceğine inanan kimselerin bağışlanmasını, günahlarının hasenâta tebdil edilmesini, istek ve arzularının yerine getirilmesini, dualarının kabul edilmesini kullarından daha çok istediği müstesnâ ve mübarek bir gecelerden bir tanesidir.
Beraat lügatte; Kurtulmak, borçtan, cezadan ve sorumluluktan kurtulmak, uzaklaşmak, aklanmak, temiz ve suçsuz olmak, ilgi ve alâkayı kesmek, rütbe, nişan veya herhangi bir hususta verilen imtiyazı doğrulayan yazılı belge, ferman gibi manalara gelir.
Hz. Allah katında, olan faziletine, değer ve kıymetine inanarak bu geceyi ibadet ve taatla, tevbe ve istiğfarla, ilticâ ve tazarru’, dua ve niyazla geçiren bir kimse bu geceye kadar işlediği bir takım suçlarından, günahlarından bu suçların cezalarından kurtulacağı, yakasını bir türlü bırakmayan kötü alışkanlıklarından, şeytanın tuzak ve desiselerinden uzaklaşacağı, geçmişinde olan çirkinliklerle alâkasını keseceği, bunun için kendisine berat verileceği, Hz. Allah katında manevî dereceler elde edip yüksek makam ve mevkilere rütbe ve imtiyazlara sahip olacağı için bu geceye "Beraat Gecesi" denmiştir.
Dünya hayatımızda bir vergi ödendiği zaman, vergi mükellefine borcundan kurtulduğunu gösteren bir belge verildiği, mahkemede aklanan bir kimseye beraat yazıldığı gibi Hz. Allah da bu gece ibadet ve taatla meşgul olan kullarına manevî bir beraat yazılması için vazifeli meleklerine talimât verir.
Yüce Rabbimiz, Beraat gecesi ile alâkalı olan Duhan Suresi’nin ilk âyetlerin de, şöyle buyurmaktadır:Hâ Mîm. Bu Kitab-ı Mübîne (insanların, hem dinî, hem dünyevî meselerinde ihtiyaç duydukları her şeyin açılamasını ihtivâ eden kitaba, Kur’ân’a) yemin ederim ki, gerçekten onu (Kur’ân’ı) mübarek bir gecede indirdik. Biz gerçekten uyarıcıyız. Onda (o mübarek gecede) her hikmetli iş katımızdan bir emirle ayırt edilir.
Bir kısım âlimlere göre, âyette geçen "Mübarek Gece"den maksat, Kadir gecesidir.Sahabe-i Kiram’dan Hz. İkrime b. Ebî Cehil’in r.a. dâhil olduğu bir gurup müfessir ise bu gecenin Beraat Gecesi olduğunu söylemişlerdir.
Her iki tefsiri birleştiren diğer bir görüşe göre âyet-i kerimede geçen "Her hikmetli iş"in ayırımının yapılmasına Berat gecesinde başlanmakta, Kadir gecesine kadar devam edilmektedir.
Yine bu görüşte olan âlimlere göre Kur’ân’ı Kerim’in bu gecede indirilmesi şöyle açıklanmıştır:
Beraat gecesi Kur’ân-ı Kerim’in Levh-ı Mahfuz’dan dünya semasına Cümle- i Vâhide (bir bütün) olarak indirildiği gecedir. Tefsir ilminde buna ’İnzâl’ denir. Kadir gecesi ise, Kur’ân-ı Kerim’in Peygamber efendimize ilk defa parça-parça, âyet-âyet indirilmeye başlandığı gecedir. Buna da ’Tenzîl’ denir.
Yüce kitabımız, Kur’ân-ı Kerim Levh-ı Mahfûz’dan dünya semasında bulunan Beyt’ül-Ma’mûr’a bir bütün olarak Beraat gecesinde inzâl edilmiş, ondan sonra da yirmi üç yılda sebepler ortaya çıktıkça, sûre-sûre, âyet-âyet, yavaş-yavaş tedrîcen Cibrîl-i Emîn vasıtasıyla Peygamber efendimize indirilmiştir.
Beraat gecesi Hz. Allah tarafından, Cebraîl aleyhisselam vasıtasıyla, Peygamber efendimize, nübüvvetin (Peygamberliğin) ulaştırıldığı gecedir.
Bu gecenin; Berat gecesi,Rahmet gecesi, Mübarek gece, Sakk (senet ve belge) gecesi diye isimleri vardır. Bu isimlere göre bu gece, Hz. Allah’ın, Mü’min kullarını günahlarından, suçlarından ve suçlarının neticelerinden beraat ettirdiği, kullarının üzerine rahmetini aktardığı, mübarek, bereketli kıldığı, Müslümanlara in’am ve ihsanı hususunda, senet ve belge yazıp imzaladığı bir gecedir.
Bu gecenin bir takım haslet ve hususiyetleri vardır: Bir sene içerisinde meydana gelecek her mühim işin taksimi, tefriki (ayırımı) bu gecede yapılır. Taksimi ve tasnifi yapılan bütün hadiseler, bütün işler vazifeli Meleklere teslim edilir.
Hz. Abdullah b. Abbas’tan rivayet edildiğine göre bir sene içerisinde meydana gelecek hadiselerin tamamı Melekler tarafından ayrı ayrı defterlere yazılır. Herkesin rızkı, ne yiyeceği, ne içeceği, eceli, zenginliği, fakirliği, meydana gelecek bütün ölümler, doğumlar hep kaydedilir. O sene Hacca gideceklerin sayısı bile bu defterde yazılıdır.
Levh-ı Mahfûz’da, Ümm’ül-Kitab’da (ana kitapta) yazılı olan mukadderâtın o sene içinde tecelli edecek, meydana gelecek olanlarının kaydı yapılıp tasnifi tamamlandıktan sonra;
Rızıklarla alâkalı defterler Mikaîl Aleyhisselâma,
Harp ve darplarla, savaşlarla, zelzele, güneş ve ay tutulması ile alâkalı defterler Cebraîl Aleyhisselâma,
Amellerle alâkalı defterler, dünya semasında bulunan Meleklerin büyüklerinden İsmaîl Aleyhisselâma,
Ölüm ve musibetlerle alakalı defterler de Azraîl Aleyhisselâma teslim edilir.
Fahreddin-i Razı Hz.lerinin açıklamasına göre bu defterlerin düzenlenmesine Beraat gecesinde başlanır, Kadir gecesinde tamamlanarak vazifeli Meleklere teslim edilir.
Bu gecede kılınan namazların, okunan Kur’ân’ın, yapılan tesbih, tahmid ve zikirlerin, getirilen tevhid ve tekbirlerin, edilen tevbe ve istiğfarların, dua, niyaz ve ilticaların fazileti çok büyüktür.
Beraat Gecesinde hiç olmazsa bir Tesbih namazı kılınır.Bu gecede "Hayır namazı" namıyla 100 rek’at bir namaz vardır ki kılan kimse o sene ölürse şehitlik mertebesine nâil olur.
Namaza şöyle niyet edilir:"Yâ Rabbî, niyet ettim senin rızâ-i şerifin için namaza. Beni afv-ı ilâhine, feyz-i ilâhine mazhar eyle. Kasvet-i kalbten dünya ve âhiret sıkıntılarından halâs eyleyip, süadâ defterine kaydeyle."
Her rek’atte Fâtiha’dan sonra 10 İhlâs-ı şerif okunur. İki rek’atte bir selâm verilerek 100 rek’ate tamamlanır. Her rek’atte 100 İhlâs-ı şerif okumak suretiyle 10 rek’at da kılınabilir.
Namazdan sonra; (Allah Teâlâ’nın "Hû" ism-i şerifinin ebced hesabına göre adedi olan) 11 şey, (Rasûlüllah Efendimiz’in ismi olan "Tâhâ"nın ebced hesabıyla âdedi olan) 14 kere okunur.
Bunlar; İstiğfar: 14 kere,Salevât-ı şerife: 14 kere,Fâtiha-i şerife (Besmeleyle): 14 kere,Âyetü’l-Kürsî (Besmeleyle): 14 kere,Tevbe sûresinin son 2 âyeti olan "lekad câeküm..." (Besmeleyle): 14 kere,14 kere "Yâsin, Yâsin..." dedikten sonra 1 Yâsîn-i şerif (Yâsîn-i şerifte 7 zâhirî, 7 bâtınî "mübîn" vardır, böylece o da 14 olur.) İhlâs-ı şerif(Besmeleyle) 14 kere..
Felak sûresi (Besmeleyle): 14 kere,Nâs sûresi (Besmeleyle): 14 kere,Sübhânellâhi ve’l-hamdü lillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azıym: 14 kere, Salavât-i şerife (Salât-ı Münciye okumak efdaldir): 14 kere okunur. Bundan sonra duâ edilir.
( Mübarek Gün ve Gecelerde Yapılması Tavsiye edilen DUA ve İBADETLER, Fazilet Neşriyat)
Peygamber efendimizden rivayet edilen bu namaz hakkında Abd’ul- Kadir-i Geylânî Hz.leri: "Selef-i Sâlihîn (Önce gelen büyük zâtlar) bu namazı kılmak için bir araya toplanırlardı. Bu namazın fazl-ı kesiri, ecr-i cezîli (çok fazileti, büyük mükâfatı) vardır!" demektedir.
Hasan-ı Basrî Hz.lerinin de şöyle dediği rivayet edilmiştir:Ben, Rasûlüllah’ın Eshâbından otuz kişiden, şöyle işittim: "Her kim, Beraat gecesinde bu namazı kılarsa, Hz. Allah o kimseye yetmiş (defa) rahmet nazarıyla bakar. Her nazarında (bakmasında) da yetmiş ihtiyacını yerine getirir ki, bu ihtiyaçların en küçüğü Hz. Allah’ın (o kimseyi) mağfiret etmesidir.
Hz. Üftade (Kuddise sirruhu) da:Peygamber efendimiz, on sekiz bin âlemde bulunan bütün sıfatlar kendisine tecelli ettiği zaman, Hz. Allah’ın bu lütfuna şükretmek için yatsı namazından sonra bu namazı kılmıştır! demektedir.
Sevabına inanıp, mükâfatını Hz. Allah’tan bekleyerek bu namazı kılanlara Peygamber efendimizin de çok büyük bir müjdesi vardır.
Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur:Kim, bu gecede (Berat gecesinde) yüz rek’at namaz kılarsa, Hz. Allah o kimseye yüz Melek gönderir. Bu Meleklerin otuzu, o kimseyi Cennetle müjdeler, otuzu Cehennem ateşine karşı o kimseye teminat verir, otuzu, ondan dünya âfetlerini, sıkıntı ve belalarını uzaklaştırır, onu da, o kimseden şeytanın tuzaklarını defeder, (şeytanın plân ve desiselerine düşmekten o kimseyi himaye ederler.)
Berat gecesine ait şu haslet ve hususiyetler de Hz. Allah’ın mü’min kullarına ihsan ve ikramıdır:Bu gece Hz. Allah’ın rahmeti iner.
Hz. Ali’den r.a. rivayet edilen bir Hadis-i Şerif’te Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur:Şa’ban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman o geceyi ibadetle, gündüzünü de oruçla geçiriniz. Çünkü güneşin batması ile Hz. Allah (ın rahmeti) dünya semasına iner .
Hz. Allah şöyle buyurur: ’İstiğfar eden, günahlarının bağışlanmasını isteyen yok mu günahlarını bağışlayayım! Rızık isteyen yok mu rızkını vereyim! Bir derde mübtelâ olan yok mu onu sağlığına kavuşturayım!’ Bu hal güneş doğuncaya kadar devam eder.
Hz. Âişe r.a. validemiz şöyle anlatıyor:Rasûlüllah s.a.v. (Şa’ban’ın on beşinci) gece(si) kalktı. Namaza durdu. Secdeye vardığı zaman secdeyi o kadar uzattı ki ruhu kabzolundu sandım. Rasûlüllah’ı öyle görünce kalkıp başparmağına dokundum. Başparmağının hareket etiğini görünce yatağıma geri döndüm.
Rasûlüllah, secdede: Allah’ım, azabından affına, gazabından rızana, Senden yine Sana sığınıyorum! Ben, Seni hakkıyla senâ edemem! Sen, kendini senâ ettiğin gibisin!" diye yalvarıyordu. Secdeden başını kaldırıp namazını bitirince bana döndü ve:Ya Âişe! (Yahut, ya Humeyrâ) Sen, Hz. Allah’ın Rasûlünün sana haksızlık yapacağını mı sandın?" dedi.
Ben:Hz. Allah’a yemin ederim ki hayır ya Rasûlellah! Ben, yalnız secdenin fazla uzamasından senin ruhunun kabzolunduğunu sandım! (Senin için endişelendim!)"dedim. Peygamber efendimiz:Bu gecenin hangi gece olduğunu biliyor musun?" diye sordu.
Ben:Hz. Allah ve Rasûlü bilir!" dedim. O zaman Peygamber efendimiz:Ya Âişe! Bu gece Şa’ban ayının on beşinci gecesidir. Hz. Allah bu gece kullarının durumuna muttali olur ve affını dileyenleri bağışlar, rahmet isteyenlere rahmet eder, kindâr olanları da oldukları gibi rahmetinden geri bırakır." buyurdu.
Hz. Allah, Berat gecesinde istiğfar eden, günahlarının bağışlanmasını dileyen Mü’min kullarını mağfiret eder.
Peygamber efendimiz bu gece tecelli edecek affın umumîliği hususunda şöyle buyurmuştur:Hz. Allah berat gecesinde kâhin, Müslümanlara karşı kindâr, devamlı içki içen, anne ve babasına isyan eden ve zinada israrlı olanların dışında bütün Müslümanları bağışlar.
Berat gecesinde Hz. Allah tarafından Peygamber efendimize ümmetinin tamamına şefaat etme yetkisi ihsan edildi.
Peygamber efendimiz Şaban ayının on üçüncü gecesi ümmetine şefaat etme yetkisine sahip olmak üzere Hz. Allah’a ilticâda bulundu.
O gece ümmetinin üçte birisine şefaat etmesi için kendisine yetki verildi. On dördüncü gece, tekrar şefaat yetkisi istedi. O gece de ümmetinin üçte birisine daha şefaat etme yetkisi verildi. On beşinci gece de Hz. Allah’tan ümmetinin tamamına şefaat etmesini isteyince Hz. Allah, Peygamber efendimize ümmetinin tamamına şefaat etme yetki ve selahiyeti ihsan etti.
Zemzem kuyusundan çıkan suyun Berat gecesinde gözle görülüp hissedilecek kadar açık bir şekilde ziyadeleşmesi Âdetullâh’tandır.
Kıble Berat gecesinin gündüzünde değişmiştir.Peygamber efendimiz ve Müslümanlar Mekke’de iken namazlarını Kudüs’e dönerek kılıyorlardı. Mekke’den Medine’ye hicret ettikten sonra da namaz kılarken yine Kıble olarak Mescid-i Aksâ’ya doğru dönülüyordu. Bunun için, Mescid-i Nebevî inşâ edilirken kıblesi Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksâ’ya doğru yapılmıştı. Yahudiler buna çok sevindiler.
Onlar:Muhammed bizim dinimizi beğenmiyor, fakat bizim kıblemize dönüyor! Biz olmasaydık nereye döneceğini bilemeyecekti" diyorlardı.
Hâlbuki Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz. İbrahim’in (a.s.) kıblesi olan Ka’be-i Muazzama’ya yönelmeyi arzuluyordu. Ne var ki diliyle söyleyemiyor, yalnız yüzünü gökyüzüne çevirip duruyordu.
Hz. İbn-i Abbas r.a. Peygamber efendimizin Hz. Cebraîl’e şöyle dediğini rivayet eder:Ey Cebraîl! Hz. Allah’ın beni Yahudilerin kıblesinden başka bir kıbleye döndürmesini arzuluyorum! Çünkü oraya yönelmekten artık hoşlanmıyorum!
Bunun üzerine Hz. Cebraîl, Peygamber Efendimize:Ya Muhammed! Ben de Senin gibi bir kulum; bunu Rabbinden iste!" dedi. Peygamber efendimiz, bundan sonra Hz. Cebraîl’in arzu etiği şeyi getireceğini umarak göklere doğru bakıyordu.
Hicretin ikinci yılında Şaban ayının onbeşinde bir ziyaret için Benî Seleme yurduna gitmişti. Cemaatle birlikte mescidde öğle namazının ikinci rek’atini edâ ederken Kıble’nin Kâbe olduğunu beyan eden Bakara Suresinin 144. âyeti nâzil oldu.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz namaz içinde iken Kâbe-i Muazzama tarafına döndü. Cemaat da safları ile birlikte Kâbe’ye doğru döndüler. İşte bunun için o mescide, "Mescidü’l-Kıbleteyn: iki kıbleli mescid" adı verildi.
Bazı İslam büyüklerinin bu gecede şöyle dua ettikleri bildirilmiştir:Allah’ım! Eğer ismimi saîdler defterine yazdıysan, orada sabit kıl. İsmimi şayet şakiler defterine yazdıysan oradan sil. Çünkü Sen buyurdun ki, ’Allah dilediğini siler, yok eder, (dilediğini de) sabit bırakır, Ümmü’l-Kitap (bütün kitapların aslı olan Levh-i Mahfuz) Onun nezdindedir. Mecmûatü’l-Ahzâb, 1, 597; Ra’d Suresi,13/39.
***
KANDİL İŞTE BUDUR.
Çorum Müftü Yardımcısı Adnan Zeki BıyıkSorular geliyor zaman zaman, “Hocam bu kandil gecesinde kaç rekat namaz kılalım, kaç bin tane tevhid söyleyip zikir çekelim”. Ben de o Müslümanlara diyorum ki:Size daha kazançlı ama nefse ağır gelen sevap kazanma yolları göstereyim mi?Evet Hocam göster..
Öyleyse şu söylediklerimi yapın.1-Variyetiniz varsa alın birkaç yetimi tepeden tırnağa giydirin, yedirin içirin, uzun vadede ise o yetimlerin eğitim masraflarını karşılayın. Okuyup büyük adam olsunlar, dine diyanete vatana millete faydalı gençler olsunlar. Zaten sevgiden şefkatten ve baba himayesinden mahrum kalmışlar.
Bunların sizin yüzünüze sevgi ile bir bakışı Allah’ın size rahmet nazarı ile bakması demektir. Malumunuz Aziz Peygamberimiz, duası reddolunmayan güruhun içinde yetimi en başta saymıştır. “Mazlumun bedduasından, ahından ve yetimin gözyaşlarından sakının. Çünkü insanlar rahat uykuda iken onlar dert, sıkıntı, üzüntü içindedirler" (Buhari)
2-Beşinci, onuncu veya yirmi sekizinci umrenizi yapmayı bırakın, burada harcayacağınız paranızı, evine kurbandan kurbana et giren komşularınıza bağışlayabilirsiniz. Bu gerçekten beratınıza vesile olabilecektir.
3-Zenginseniz eğer, gece bin rekat namaz kılmaktan daha içerikli bir sevap önereblirim size,,, okuluna giden yavrusuna harçlık verebilmek için kendisi 5 km yolu yaya giden gariban babalara yardım yapabilirsiniz…çok uzakta değil,,,çevremizde bu insanlardan çok var…
4-Bu gece, hastane köşelerinde yatan nice kimsesiz hastaları ziyaret edip sevindirebilirsiniz, bunlar beratın ruhuna çok uygun davranışlardır…
5-Zenginseniz eğer çevrenizdeki tüm gariplere bu akşam güzel bir lokantada vali kebabı yedirebilirsiniz…
6-Zengin fakir fark etmez, bugün hastanelerde can bekleyen, kan bekleyen onbinlerce hastadan birine şifa olabilecek bir ünite kan bağışlayabilirsiniz… Bu da 1000 rekât nafile namazdan üstündür…
7-Bu Berat Gecesini vesile ederek sizi büyütünceye kadar sayısız eziyetler çeken, huzurevine attığınız anne veya babanızı oradan çıkarıp duasını alabilirsiniz. Bu bir milyon rekât namazdan, onbin tane oruçtan daha hatırlı olur Allah’ın katında… Hem bunu yaparsanız, facebook’da veya telefon marifetiyle sanal alemde binlerce insanın kandilini kutlamak için yazdığınız kandil mesajlarınız da klişe bir adımdan öteye gidip daha büyük ve saygıdeğer bir manâyı hâvi olur.
8-Durumunuz müsaitse eğer, fakr-û zarûretinden evlenemeyen, yuva kuramayan gariban birkaç gence sahip çıkıp, onların masraflarını karşılayıp, harika bir berat fermanı almaya namzet olabilirsiniz.
9-Kocası ölmüş küçük çocuklarını okutabilmek için temizliğe giden, namusunu pay_i mâl etmeyen yiğit ama fakir dul komşularınıza yardım eli uzatabilirsiniz…Bu da Berat Gecesinin sizden istediği güzelliklerdendir...
Sayın Hocam, bu gece namaz kılmayalım mı, gündüzünde oruç tutmayalım mı, gecesinde zikir çekip, Eyüp Sultan’ı ziyarete gitmeyelim mi?
Ey mümin kardeşlerim, onları zaten yılladır birşekilde yapıyorsunuz, Yapın da…Müftüler, hocalar, köşe yazarları, ilahiyatçılar, çok içerikli kandil mesajlarında bunları zaten halka söylüyor nasihat ediyor…
Benim mesajım, Ne hikmetse okumamak için inatla direndiğimiz Yüce Kuran’ın bize verdiği unuttuğumuz toplumsal talimatları sizlere hatırlatmaktı…
Yukarıda 9 maddede verdiğim güzellikleri ve ona müşabih (benzer) nasihatları hayatınıza koyarsanız, Berat Geceniz o zaman değerli olur ve Allah, o zaman bizlerden hoşnut olur.
Havyar ye, karides indir, ıstakozu haşla , Marmaris’te, Bodrum’da, Datça’da tatil yap, kuzu sarmasını, pazu dolmasını götür, popcornunu çatlat, hükümet kur hükümet yık, her odasında bir televizyon olan 250-300 m2 evinde hopla zıpla, ye, iç, survivor izle, havaya ateş açarak takımının şampiyonluğunu kutla, sesten gürültüden milletin kulaklarını iğfal et,
Kandildir deyu Eyyup Sultan Türbesinde saatlerce dua et, 200 m ötendeki babasız bir evde çocuklarına 150 gr kıyma alabilmek için temizliğe giden dul kadının ve özürlü yavrusunun hıçkırıklarını duyma…Yaşlı anneni huzurevine postala, sonra da kalk telefonlarla kandil mesajı at, veya facebook’da Twiter’da kandil mesajı yayınla…Kendini kandır, vicdanını avut...
Biz hayatımızda, merhamet, yardımlaşma, sevgi, kardeşlik, diğergamlık, empati, gibi hasletlerin semtine uğramaz hale gelmişsek; Günlerimizi değerlerimize yabancılaşarak ve bu insani ve ahlâki kazanımlardan hızla uzaklaşarak geçiriyorsak, bana dokunmayan yılanlara kurban olayım mantığında bir yaşam tarzı ile hem-hâl isek; Allah aşkına bırakın şu kupkuru kandil mesajı gönderme lüzumsuzluklarını…
Çorum Müftü Yardımcısı-Adnan Zeki Bıyık
Bütün Müslüman Kardeşlerimizin Mübarek Beraat gecelerini, tebrik ediyor, vatanımız, milletimiz ve bütün âlem-i İslam için huzur, sükûn ve hayırlara vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Hz.Allah bu mübarek gecede yapacağımız tüm ibadetleri ahseni kabul ile makbul eylesin.
Beraat Gecemiz Kandilimiz mübarek olsun.Tüm İslam ve Türk Alemi için hayırlara vesile olsun.
17.03.2022//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.