- 315 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
NAMAZ KILARKEN SURE VE DUALARI ARAPÇA OKUMAK ŞART MIDIR?
Kuran’da, namazda Kuran okunmasına dair bir ifade geçmez. Fakat Kuran bize tanıtılırken, Kuran’ın “zikir” yani hatırlatma olduğu söylenir. Böylece biz namaz kılarken, edeceğimiz duada, Allah’a yakarışta, rehberimizin Kuran olduğunu anlarız. Örneğin Allah’ın bağışlayıcılığı, merhameti, her şeyi yaratması, cenneti, cehennemi, bilgisinin sonsuzluğu hep Kuran’dan öğrenilir. Namazda da merhametli, bağışlayıcı bir Allah’ın karşısında olduğumuzu bilir, ona göre Allah’ı zikreder, ona göre Allah’a yöneliriz. Yani namazda illa ki Arapça Kuran okumak zorunda değiliz. Namazda ’Kuran okuyun’ diye bir emir bile yokken, Arapça Kuran okumak gerektiği nereden anlaşılacaktır? Fakat namazda Allah’ı zikrederken Kuran’daki bilgileri kullanırız. Örneğin Arapça “Kul huvallahu ahad” dememize illa ki gerek yoktur. İsteyen sureleri Türkçe olarak okuyabilir veya Türkçe dualar edebilir. Mesela şu dualar namazda ayaktayken ve otururken okunabilir:
Allah’ım günahlarım için tevbe ediyorum. Tevbelerimi kabul et.
Allah’ım bütün günahlarımı bağışla.
Allah’ım bütün müminleri bağışla.
Allah’ım bizlere dünyada ve ahirette iyilikler, güzellikler ver. Cehennem azabından bizleri koru.
Allah’ım Seni hiç unutmamamızı sağla. Seni çok sevmemizi ve Senden çok korkmamızı sağla.
Allah’ım bizlere güçlü iman ver. Nankörlükten bizleri koru ve nimetlerine şükretmeyi bizlere ilham et. Bizlere helal rızık ver.
Allah’ım namazı devamlı ve dosdoğru kılmamızı sağla.
Toplumun bir kesimi; ibadetlerde, hatta normal yaşamda; "Sure ve dualar Arapça okunmalıdır" düşüncesi ile şartlandırılmıştır. Oysa Kuran, birçok ayetinde; “Düşünmez misiniz? Aklınızı kullanmaz mısınız?” diye sorular sormuş; “Düşünün, aklınızı kullanın” anlamında emirler vermiştir.
Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
(Bu Kur’an,) Ayetlerini, İYİDEN İYİYE DÜŞÜNSÜNLER ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. (Sad Suresi, 29)
Kişi, ancak, anladığı bir şey üzerinde düşünebilir. Kişiyi, anlamadan okumaya, ibadet etmeye zorlamak; bu ayetlerin inkarıdır. Bu aynı zamanda, şeytanın “aldatma, saptırma” metodudur. “Dinde Zorlama Yoktur…” (Bakara Suresi, 256) hükmüne de aykıdır.
İbadetler içinde, kişinin hayatında en çok yer alan “Namaz” başta olmak üzere; tüm dua, yakarış ve ibadetlerin, bilmediği bir dille; ezbere okuyarak yapılması Kuran hükümlerine aykırıdır. Çünkü, Allah ayette şöyle buyurmaktadır:
Ey iman edenler, SARHOŞ İKEN, NE DEDİĞİNİZİ BİLİNCEYE ve cünüp iken de -yolculukta olmanız hariç- gusül edinceye KADAR NAMAZA YAKLAŞMAYIN. (Nisa Suresi, 43)
Kuran’a göre kişilerin namaz kılmamaları gereken durumlardan biri KİŞİNİN NE SÖYLEDİĞİNİN FARKINDA OLMAYACAK ŞEKİLDE SARHOŞ OLDUĞU DURUMDUR. Ne söylediğinin farkına varacak şekle gelen sarhoş kişinin bile Kuran’a göre namaz kılması gerekir.
Arapça bilmeyen Müslümanları Arapça ibadet etmeye zorlamak, Allah’ın bizden manasını anlamadığımız ibadetler istediğini iddia etmek Arapça’yı kutsallaştırmanın, dini mantıksızlaştırmanın bir ürünüdür. Bildiğimiz dilde Allah’a daha bilinçli, daha güzel bir şekilde yönelebiliriz. ALLAH HER DİLİ BİLMEKTEDİR ve BÜTÜN DİLLER ALLAH’IN AYETLERİDİR.
“Dillerinizin ve renklerinizin ayrı olması O’nun ayetlerindendir” (Rum Suresi, 22)
Eğer; “Atalarımızdan böyle gördük, atalarımız böyle diyor” zinciri ile bağlıysanız; Kuran’daki İslam’a değil "Atalar Dinine" mensupsunuz demektir.
Her namazda okunan Fatiha suresinin beşinci ayetinde "Yalnızca Sana ibadet eder ve yalnızca Senden yardım dileriz." ifadesi önemli bir gerçeği ifade eder. Bu önemli ifade namazda birçok kimse tarafından anlamı düşünülmeden Arapça okunmaktadır. Halbuki namaz kılarken Allah’a bilinçli ifadelerle yönelmek varken neden anlamını bilmediğimiz veya anlamını düşünmediğimiz sure ve duaları okuyalım? Eğer bir kimse okuduğu Arapça sure ve duaların anlamını biliyorsa ve okurken anlamını düşünerek okuyorsa elbette ki bunları Arapça okuyabilir. Eğer Arapça okuduklarının anlamını bilmiyorsa sure ve duaları kendi diliyle okuması iyi olur. Buradaki amaç Allah’a bilinçli ifadelerle yönelmektir.
İnsanın namazda anlamayıp okuduğu Arapça sure ve dualar nedeniyle ’o kişinin namazı kabul olmaz’ denilemez ancak şunu da çok iyi bilmek gerekir ki namazda önemli olan insanın okuduklarını anlayarak düşünmesi ve bu ifadeleri Allah’ı anarak, Allah’a yakınlığını hissederek söylemesidir. İşte o zaman kılınan namaz daha faziletli ve namazın gerçek amacına uygun olur.
Namaz ibadetini yerine getirirken okuduklarımızın ne anlama geldiğinin farkında olarak, Allah’a yakınlığımızı hissederek namaz kılmalıyız. Namaz kılmak fazla zamanı almayan önemli bir ibadettir. Madem namaz kılmak önemli ve kısa süren bir ibadettir, o halde okuduklarımızın ne anlama geldiğinin farkında olarak bu ibadeti yerine getirelim.
"Kuran’ın orijinal dili Arapçadır, o nedenle namaz Arapça kılınmalıdır." denilemez. Kuran’ın indiği toplum Arap toplumu olduğu için Kuran Arapça indirilmiştir. Kuran’ın Arapça inmesi ibadetleri Arapça yapmak zorunda olduğumuzu göstermez. Kuran kendi tabirleriyle detayları veren kitabımızdır, her şeyi açıklayıcıdır, rahmettir, müjdedir, ışıktır. Anlamamız ve uygulamamız için indirilmiş rehberimizdir. Yeter ki biz Kuran’ı, yalnız ve yalnız Kuran’ı rehber edinelim. Unutmayalım ki ahirette, Allah’ın vahyi olan Kuran’dan sorumlu tutulacağız. (Zuhruf Suresi, 44)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.