- 5166 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Devir Değişti
Devir değişti... Eskiden de gıybet vardı ama bu devirde “Ey inananlar, zandan
tümüyle sakının, çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli şeylerini araştırmayın ve birbirinizi arkadan çekiştirmeyin. Ölü kardeşinizin etini yemekten hoşlanır mısınız? Elbette ondan iğrenirsiniz. ALLAH’I dinleyin. ALLAH tövbeleri kabul edendir,
Rahimdir.)” gıybet yamyamlığa (o kadar çok ölü kardeşimizin etini
yer olduk ki yamyamlığa) dönüştü. Nadirattan olan günahlar (dan bir günah olan söz taşıma, koğuculuk,nemime: Kalem Suresi’nde Rabbimiz “Ayıp araştıran, koğuculukla söz gezdiren kimseye itaat etme.” buyuruyor. Ya da Peygamber Efendimiz (Salât ve selam
onun üzerine olsun.) yanından geçmekte olduğu iki mezar hakkında şöyle buyurdu: Bu ikisi, kendilerince büyük olmayan birer günahtan dolayı azap görüyorlar. Evet, aslında (günahları) büyüktür. Biri koğuculuk yapardı. Diğeri ise idrarından sakınmaz, iyice temizlenmezdi.” Yine bir başka hadis-i şerifte, insanların arasını boz-
mak, birbirlerine düşürmek için söz götürüp getirme işini yapan
kişinin cennete giremeyeceği beyan ediliyor. Nitekim Fahri Kâinat
Efendimiz “Söz taşıyan cennete giremez.” ikazında bulunuyor ve o günah günümüz dünyasında hayatın merkezine getirildi. Gıybetler iftiraları o da nefreti tetikledi ve topluma tefrika tohumu atıldı ve
atılmaya da devam ediyor.Plan (televizyon programları, diziler vb. İletişim araçları ile ayrılık tohumu aşılama düşüncesi) gayet küffarın istediği gibi tıkır tıkır işliyor. Birbirimizle çekişip didişmekten bir olamıyoruz.
Modern koğuculuk artık gündemde; bir meselenin aslını astarını araştırmadan bir veriyi paylaşmak diğer taraftan bu hilafı baki olabilecek bu beyana hassasiyet göstermeyip bizi biz olmaktan uzaklaştıracak ve ayrılık tohumu ekecek yorumlar yapmak modern koğuculuk içerisinde yer alır. Bu uygulama Efendimizin Sünneti’nde yer almaz ve Efendimiz der ki: “Benim sünnetimi terk
eden benden değildir.” Bu tehdidin muhatabı olmak ister misiniz?
Oysaki koca bir dünya, barış için, huzur için, insana insanca muamele yapılsın için, kan dökülmesin için bizim bir olmamızı bekliyor... Biz ise...
Anlayış, sabır, aklına geleni dini bir süzgeçten geçirmeden konuşmamak eskiden olgunluk göstergesiydi ve hâlâ öyle olmaya devam ediyor.
Neredesin ey olgunluk?
Koğucuya inanmamalı. Çünkü laf taşıyan kimse fasıktır yani günah olduğunu bildiği halde yaptığı işin ya da söylemin toplumu ayrıştırdığını gördüğü halde bu icraatına devam eden kişi, onun şahitliği kabul edilmez. Koğucuya Allah için buğzetmeli, kızmalıyız. Çünkü koğucu Allah katında sevimsizdir. Allah katında sevimsiz olana buğzetmek bir görevdir.(Görevden kasıt düzelmesi içindir.)
Her aklına geleni söylemenin, koğuculuk yapmanın kınanmayacak bir yönü de vardır ki: Efendimiz (Salât ve selam onun üzerine olsun.) “İnsanların arasını düzelten ve hayır maksadıyla söz
ulaştıran yalancı değildir.” buyuruyor. Bu durum şeklen söz taşıyanın hâline benziyor gibi görünse de niyet bakımından oldukça farklıdır. Şerrin önüne geçmek için o kötülüğün gerektiği yerde anlatılması ve şahitlik yapılması koğuculuk olarak değerlendirilmemiştir. Örneğin insanların arasını bulmak, dargınları barıştırmak amacıyla söz taşımak dinen sakıncalı görülmemiştir. Çünkü burada hayır muradı söz konusudur. Lakin yapmak istediklerimiz
ile yaptıklarımız birbiriyle örtüşmeli ve sonuç toplumu ayrışmaya götürmemelidir.
Rabbim bizlere doğru yolunda istikamet nasip etsin inşallah.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.