- 252 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
HAYATIMIN GİZEMLİ ANLARI 5
HAYATIMIN GİZEMLİ ANLARI
5
Tedrisat başlayınca onunla tanışacak uzun bir arkadaşlık serüvenimiz başlayacaktı. Bana ’ üstat’ diyecek, hem benden geçinecek, tam bir asalak hayatı yaşayacaktı. Ondan kurtulamayacaktım. Ama yalnızlığıma bazen çare olacak, hatta hikayeler yazıp yayınlayacak kadar edebiyatta ileri gidecekti. Yıllar sonra çıkardığım dergide onun hikayelerini yayınlayacaktım. Bence de iyi hikayeler yazmıştı. Ama kitap okumayı oldum olalı sevememişti. Böyle bir alışkanlık kazanamamış, hem edebiyat öğretmeni, hem de edip (!) olmuştu. Sigara içmeyi bana özenerek adet edinmiş, benden otladığı sigaralarla tiryaki olmuştu. Ben bırakalı yıllar oldu, o hala içiyor. ‘Beni sen sigara içmeye alıştırdın.’ dediği için bir daha ona sigara vermedim. O da paket almaya başladı.
Onu tanıdığım bütün dostlarla tanıştırdım. Hocalarım Mustafa Miyasoğlu ve Ali Nar onun elinden tuttular. Miyasoğlu’nun çıkardığı yıllıklara reklamlar alıyor, oradan aldığı yüzdelerle harçlığını çıkarıyordu. Sonra Mavera ekibiyle karşılaştı. Nazif Gürdoğan ’la tanıştı. Ben onu önceden bilgilendirmiştim.
Fakültede tanıştığım grup içinde Mehmet Metiner vardı. Bana O da ’Üstad’ diye hitap ediyordu. Koska çayevinde oturur, sohbetler ederdik. O Adıyamanlıydı, Hüseyin adlı bir arkadaşı da vardı. Seyyid olduğunu söylerdi. Ama Humeyniciydi. İlk önce bir kitabevinde çalışıyordu. Oradan edebiyat sayfasının yöneticisi olan kitabevi sahibi sayesinde yazıları yamaya başladı. Ardından bir arkadaşıyla birlikte dergi yayınına başladı. Dergi kapandı bir gazetede yazarlık yaptı, sonra siyasi partilerde boy gösterdi. Bir ara Kürtçü bir partide genel başkanlık yardımcılığına kadar yükseldi. Herhalde partinin asıl kurucu ekibiyle fikir ayrılığına düşerek oradan ayrıldı. Bu kesimden ’ölüm tehditleri aldığı’ söylendi.
İlk yıl geçim sıkıntısından dolayı iş aramak zorundaydım. Yakın akrabam Şevki Yılmaz’ın tavassutuyla o zamanlar Refah partisinin İstanbul il başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’a giderek iş istedim. ‘Bana ‘İstanbullu gençlere iş bulamadıklarını’ söyledi. "Sana nerden bulalım.’ Dedi. Kırılmış, ona çok kızmıştım. Ama yıllar sonra ona hak vermiş, kırgınlığım geçmişti. Çünkü bana ümit verip de arkamda durmayanlara nispetle daha namuslucaydı.
Siyasette kendisine çok fazla yardımım olan Şevket Kazan bana defalarca umut vermiş, ama hiç bir zaman gerçek bir destek vermemişti. Onu hatırlayınca bu samimi ifadeye hak verir oldum, her ne kadar benim için hayal kırıklığı yarattıysa da bu böyleydi.
İstanbul’da Mustafa Özel, Hasan Seyithanoğlu, Galip Öztoprak, Selami Çalışkan, Hasan Akay, Hasan Olgaç, Kemal Kahraman, İsmail Borlak’la bu dönem yolumun kesiştiği yıllar. Şimdi hatırımda kalmayan geçmişte kalan isimler bunlar.
Sedat Ümran’la dostluğumuz uzun sürdü, onun birkaç sırdaşından biri oldum. Şiir neşemi onunla büyüttüm. Gece ikilere kadar oturduğumuz kahvehane sohbetlerimiz. Bazı geceler onun Göztepe’deki ortalığa kitaplar saçılmış evinde kaldım. Çok Cömertti. Biraz hemşerimiz sayılırdı. Bizim lise öğrenciliğimiz yıllarında İzmit’te yaşamıştı. Orada evlenmiş ve kısa bir süre sonra boşanmıştı. Hanımının eve getirdiği sebze torbasındaki patlıcan, kabak soğan, patates gibi sebzeleri kafasına fırlattığını anlatırdı.
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.