- 397 Okunma
- 2 Yorum
- 4 Beğeni
Yürümenin Yalnızlığı
Tabiatın bilinçsizce üstlendiği sorumluluklardan biriydi insanın yaramazlıkları. Büyük kavgaları, birikmişlikleri, eskimeleri, yenilmeleri ve en sonundaki susmalarıyla insanın tükettiklerinin sınırı olmadığı biliyorum. En sonunda ise sözü tüketmenin utangaçlıyla kenara çekildi. Utangaçlık dedimse tam olarak doğru bir tabir olmadığını bende biliyorum. İnsanın utanmasının ortadan kalktığında zaten tüm benliğinin perdelerini açmak gibi tepkimeye girdiği aşikardı.
İnsan konuşmadı. Gülmedi, düşünmedi, sorgulamadı, acımadı, sevmedi. Kimbilir kaç yüzyıl çocukluklarına ve çocuklarına miras bıraktıklarına dem vurdu. Umudu hep bir sonrakilere atfetti. Dilinde pelensengi olan gençlik sorumluluk aldı bilmeden. Umudun insan olamayacağı yerlerde kaybedenin hep insan olacağını görmek gerekiyordu. Umudu gençlik olanların tekerlemesi gençlik hallerine hep hayıflanmakla sonuçlanmadı mı? İnsan neden sorumluluk almakla ilgili duruşunu dışşallaştırdı? Niçin belirsizliklerini tanımlama ihtiyacını başkalarının sembolleriyle kurguladı?
Sorular sorular sorular...
İnsan zordu. Soruları aranmadan cevapları susturmakla ilgili çözümlerin gün ışığına çıkmasını istedi. Tabi cevapların piyasa değeri çok ağır olmasının pahalılığını biliyordu. Çok az kişinin bunu göğüslediği inkar edilemezdi. Cevapların cam kırıklarına eş değer acılar verdiğine şahit olanlarda vardı . Ayak tabanlarının acıyla kıvranması eşliğinde yürümekti konfor alanını terk etmişlerin talebi.
Cevaplarını göçmenliğine borçlu olan nadir insan yürüyüşleri bir diğer umut kırıntısı olabilirdi. Göçlerini yalnızlığına borçlu düşünürler yürümenin inisiyatifine sahipti. Yürümek içimize doğru göçümüz kalbimizden zihnimize doğru ne kadar da zor ve yorucu , bilinçsizce aykırı olma durumu...
İnsanın içini karartan ve boşlukları doldurmakta mahir görünen engebelerinde varlığı inkar edilemezdi. Sığ kalmak ve ezbere yaşamak gibi mes’uliyet girdilerini yok sayma kibrine bulaştığımızın ertesinde kaybetmeye başlamıştık. Kayıp saymanın ışıklanması olmadığı içinse karanlığın benliği yok etmesine razı durduk. Vuslatın her türlüsünü kutsal saydığımız apaçıktı. Haz kültürünün, kültür arketipine bu denli süratle yerleşebilmesi gerçeğiyle henüz yüzleşilemedi. İnsanlık bu karşılaşmanın en erken tarihte yapmadıkça çöküşümüzün kontrolsüzlüğünü çok çetin şekilde yaşayacaktı. İnsanın hamurunu kültür yoğurur toplum şekilendirir algoritmasını bir kez daha haklı çıkardığı varsayımına dayanarak hedonist düşlerin sirayetinin nereden ve nasıl ortaya çıktığını, kaynak işlevinin keşfini anlamlandırabildiğimizi düşünüyorum.
İnsan yorgun ve bir o kadar enerjik. Bir kitabın avuçları arasında düşünmeye yorgunken dünyaları dolaşacak kadar atletiktir. Yanı başında başı önde yürüyen birini el uzatacak kadar bireyci iken uzak uzak memleketlerden alışveriş yapabilecek kadar evrenseldir. Az yorgun değilsin İnsan...
İnsan kaçmak için yaratılmış varlık diye düşünüyorum. Hep bir kaçışlar ülkesi insanın pasaportu. Onlarca kaçışlar içinde kaybolup gittiğinin farkında değildir elbette. Bütün mesele bir tutam düşsüzlük, düşünmeksizin durma, bilmeksizin acısızlık hissi mi acaba?
Ne kadar da hayal kursa ve endişeyle sargılansa da insan hep anın verilerine dikkate alabilecek olgunlukluktaydı. Uzun vaade kazanmak isteyen bir varlık değildi. Fakat hep göz hizasına vurgundu. Nitekim kayıplarını hep ilerleyen noktalardan yapmıştı. Kazanır gibi görünüp kaybettikleri sayfalarla doludur kitapları. Yüksek tepelerin uçları için önündeki yürümeleri görmezden gelmişti. Yürümek önemlidir kardeşlerim. Adımlama, ilerleme, seyretme ve düşleme parametrelerini muhtaçlığını yürüyerek giderir insan. Yürümek insan olmanın erdemleri arasındadır.
Seyahati ve yürümeyi seven insanların düşleri lazım bize. Yürümeyi sevenlere “Yürümenin felsefesi” Frederic Gros kitabı okumalarını tavsiye ediyorum. Okuyun kardeşlerim sonra...
Sonra güzel bir yürüyüş yapın...
YORUMLAR
Güzelliği görebilen ruhlar, bazen yalnız yürümek zorundadır.
Wolfgang Von Goethe
Yürümek, yürümek gönül huzuruyla hoşça tebessümle.
Kitabı mutlaka okuyacağım. Yoğun iş temposunun ardından kendimi ödüllendirdiğim tek olay yalnız yürüyüş yapmaktır. Ertesi güne negatif düşüncelerden arındırarak tertemiz başlamak en büyük sağlıktır...
Yazı için teşekkürler.
Saygılarımla