- 385 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
ÖLÜM ÇIĞLIKLARI (2)
Yeniden merhaba, biliyorsunuz önceden "ÖLÜM ÇIĞLIKLARI" adında bir hikaye yazmıştım bunun devamını 15 tatilde yazacağımı belirtmiştim onu yazmaya başlıyorum. Umarım beğenirsiniz🙏🏻.
Kağıda bakakaldım Rümeysa: Beyza neden durdun koşsana!! bir anda arkama döndüm ilerde
duvarın arkasında bize bakıyordu. Hepimiz korkudan ne yapacağımızı bilemezken Sude: Koşun!!! diye bağırdı hemen koşmaya başladık Sude: Ne yapacağız nasıl kurtulacağız! Rümeysa: Ne işlere bulaştık. Ben: Boş verin şimdi şuralarda polis karakolu var oraya gitmemiz lazım! hızlıca koşarken Rümeysa yere düştü, hemen tabi Rümeysa’nın yanına koştuk Rümeysa ağlıyordu Ben: RÜMEYSA İYİ MİSİN BİR ŞEYİN VAR MI? Rümeysa: Biri beni setçe itti ama eminim kimse yoktu arkamda. Rümeysa bunu der demez hemen etrafımıza dikkatlice süzdük kimseyi göremedik Rümeysa’yı kaldırmaya çalıştık ama bacağını çok kötü sürtmüştü yürüyemeyecek haldeydi ama hemen gitmemiz gerekiyordu.
Ben: Sude sen burada Rümeysa ile kal ben karakola gidip haber vereceğim. Sude: Saçmalama Beyza, ya bir şey olursa ayrılmamamız gerekiyor. birbirimizden! Ben: Sude asıl sen saçmalama kalın burada zaten isteseniz de gelemezsiniz Rümeysa yaralı!! Sude: Tamam ama hızlı ol lütfen. Ben: Zaten çabalıyorum Sude görmüyor musun? Ben gidiyorum dikkat edin! Hızla karakola geldim içeri girdim komiserin odasına yöneldim tam girecektim bir polis beni durdurdu.
Ben: Komiseri görmem lazım acil! Polis: Dur bakalım ufaklık buraya ne için geldin? Ben: Lütfen acil komiseri görmeliyim yardım lazım lütfen izin verin. Polise yalvardım resmen o da komisere iletti komiser benden içeri gelmemi istedi. İçeri girdim Ben: Komiserim geçen gün okuldayken bir olay yaşadık şimdi anlatamam baya uzun bir olay kısacası biri bizi takip ediyor her yerde karşımıza çıkıyor peşimizi bırakmıyor. Komiser: Kızım böyle bir şey olduğundan emin misin? peki ailen biliyor mu? Ben: Tabi ki eminim komiserim hatta arkadaşlarım beni bekliyorlar galiba o çocuk arkadaşımı biz buraya gelirken arkadan itmiş kimin ittiğini görmemiş ancak onun yaptığından eminiz. Komiser: Kızım kendi ağzınla söylüyorsun kimin ittiğini görmemişsin nasıl emin olabiliyorsunuz? Ben: Komiserim kim durduk yere itisin arkadaşımı büyük ihtimalle o yapmıştır biz bir şey yapmadığımız halde bizi takip etti bize okulda saldırdı okula kapattılar bizi çok kez bizi izlerken yakaladık onu, ondan başka kim yapabilir Allah aşkına? Komiser: Bu konuyu araştıracağız kızım ama şimdi senin bize en başından bu yaşamaya başladığın andan itibaren anlatman lazım ki bu konuyu araştırabilelim. Ben: Komiserim tabi ki de anlatırım ama zamanımız yok arkadaşlarım beni bekliyor sizinle oraya gitmemiz lazım arkadaşımın bacağı burkuldu galiba ona yardım etmemiz lazım. Komiser: Tamam, çocuklar hazırlanın gidiyoruz.
Hızlıca yola çıktık Rümeysa ile Sude’nin olduğu yere geldik o an beyninden vuruldum sanki Rümeysa ile Sude ortada yoklar. Ben: Komiserim burada olmaları lazımdı! Polis: Emin misin? bir yere gitmiş olabilirler mi? Komiser: Kızın ayağı burkulmuş nereye gidebilirler? Ben: Bende bilmiyorum komiserim bir yere gitmeleri imkansız bir yere gidecek olsalar zaten haber verirlerdi kesin o çocuk yaptı okulda da Rümeysa ile Sude’yi bir odaya kilitlemişlerdi. Onlar yaptı eminim! Komiser: Sakin kalmaya çalış onları bulacağız sana söz veriyorum. Komiser: Arayalım onları sen numaralarını ver. Ben: Tamam komiserim. Numarayı verdim. Aradık ama açmadılar yine aradık yine yine ve yine açmıyorlardı kafayı yiyecektim. Polisler evimin nerede olduğunu sordu evi tarif ettim eve eldik ve ailemle uzun uzun konuştular Rümeysa ve Sude’nin ailesiyle karakolda buluşacaktık yola koyulduk.
Çoktan akşam olmuştu bile sonra Rümeysa ve Sude’nin ailesi geldi. Rümeysa’nın annesi Pınar abla Telaşla komiserin girdi. Pınar: KIZIM NERDE KZIMI BULUN BANA GETİRİN KIZIMI KOMİSER BEY KIZIM NERDE!!! bir yandan da ağlıyordu. Pınar: Beyza gene ne yaptınız Rümeysa nerde!! Ben: Pınar abla bir şey yapmadım geldiğimizde yoklardı orada gerçekten suçum yok o çocuk en son bizi izliyordu. Pınar: SİZİ TAKİP EDEN BİRİ VARDI VE RÜMEYSA’YI ORADA MI BIRAKTIN!! Ben: Pınar abla Rümeysa yere düşmüştü yürüyemiyordu. O yüzden onu Sude’ye emanet ettim onunla kalsın bir şey olursa haber versin diye bende karakola gittim. Rümeysa’nın Babası: Canım tamam sakin ol kız bir şey yapmamış! Pınar: Nasıl sakin olayım KIZIM ORTADA YOK!! Komiser: Pınar hanım sakin olun lütfen kızınızı bulacağız siz sakin kalmaya çalışın.
Pınar abla ağlamaktan konuşamıyordu. Ve Pınar abla çok fenalaştı bayıldı.
Komiser: PINAR HANIM!, ÇOCUKLAR KOLONYA GETİRİN.
Bir süre sonra Pınar abla biraz kendine gelmişti. Ancak hala sakin değildi.
Sude’nin Annesi: KIZIM SEN ŞU OLAYI BİZE BİR BAŞTAN AŞAĞI ANLAT NOLDU!!
Ben: Abla..
En baştan her şeyi anlatmaya başladım..
Ben: O çocuğu gördük bizi o duvarın arkasından izliyordu kaçtık oradan, koşarken Rümeysa çok kötü bir şekilde yere düştü ağlayarak şey dedi "Biri Beni İtti" dedi. Çok korktuk kimse görünmüyordu o yüzden hemen uzaklaşmalıydık buradan ama Rümeysa yürüyemiyordu o yüzden onu Sude’yle bıraktım. Karakola gidip haber verecektim polislerle beraber Rümeysa ile Sude’yi alacaktık ama geldiğimizde yoklardı. Çok Aradık onları ama bulamadık HEPSİ BENİM SUÇUM ÇOK ÖZÜR DİLERİM.
Komiser elini masaya vurdu ve söyle dedi;
Komiser: TAMAM KIZIM SAKİN OL HEPİNİZ BİR SAKİN OLUN!!
Komiser: ŞİMDİ HEPİNİZ EVLERE DAĞILIYORSUNUZ BİZ BU KONUYU ARAŞTIRACAĞIZ.
Evlere Dağıldık;
YAZARDAN:
Beyza karakola gittiği sırada Sude ile Rümeysa’yı arkadan birisi gelip onları bayıltmış ve onları kaçırmıştır. Rümeysa ile Sude kendilerini Bir Depoda sandalyeye bağlı ve ağızları bantlı bir şekilde bulurlar.
Ve etraftaki hapörlerden bir ses yankılandı.
BİLİNMEYEN SES: Evet Hepiniz Yarışmamıza Hoş geldiniz.
BİLİNMEYEN SES: Bu yarışma kadderinizi belirliyecek.
BİLİNMEYEN SES: O yüzden çok dikkatli oynamanız gerekir. Siz sormadan ben söyleyeyim kaybedersek ne olur? İŞTE BU.
Ve o anda ışıklar açıldı yukarıda tavandan sarkan iplere asılı İNSANLAR!!
Rümeysayla Sude o anda sandalyeden kurtulmak için delicesine çırpınıyorlardı. Ama başarısız.
BİLİNMEYEN SES: HOP HOP HOP! YAVAŞ KIZLAR USLU DURURSANIZ ASLA BİR ŞEY YAPMAM AMA BÖYLE YAPACAKSANIZ GERÇEKTEN BİRAZ SONRA ÖLEBİLİRSİNİZ!!
BİLİNMEYEN SES: Biraz sonra arkanızdan birisi gelecek ve ağzınızdaki bantları çıkartacaklar ve sizle konuşup bir anlaşma yapacağız.
Rümeysa ile Sude’ye yaklaşan ayak sesleri gittikçe yaklaşıyordu. Ve yüzlerini Soğuk ve kocaman eller kaplamıştı yavaşça Rümeysa ile Sude’nin ağzındaki bantı çıkardılar ve oradan yavaşça uzaklaştılar.
O SES TEKRAR KONUŞTU;
BİLİNMEYEN SES: Biraz sonra gözlerinizi açacağız size bir şey izleteceğiz.
Adamlar Sude ile Rümeysa’nın gözünü açıp yavaşça oradan uzaklaştı gözlerini açtıklarında kocaman bir ekran gördüler ve ekranda Beyza’yı odasında bir köşede ağlarken gördüler. Ve bir anda görüntü gitti adamlar görüntüyü düzeltmeye çalışırken Sude bir yandan ipini çözmeye çalışıyordu, Sude ipini çözmeyi başarmıştı. Rümeysa bunu gördü ve Sude’nin gözlerinin içine baktı resmen "Beni de kurtar!" diye yalvarıyordu.
Sude: Rümeysa inan gelip seni kurtarayacağım buradan şimdi gitmem gerekiyor kurtramassam beni affet en azından gidip birilerine haber vermeyi deneyeceğim zamanımız yok hemen gitmem gerekiyor çok üzgünüm.
Sude ses çıkarmadan oradan kaçmaya çalışırken adamlar Sude’yi fark etti.
Koruma: ABİ KAÇIYORLAR!!
BİLİNMEYEN SES: KOŞUN YAKALAYIN NE DURUYORSUNUZ APTALLAR!!
Adamlar Sude’yi takip etmeye başladılar Sude canı pahasına koşuyordu Sude bir ağacın arkasına saklandı oradan fark edilmesi pek uzun sürmeyecekti bunu biliyordu bu yüzden bir şeyler yapması gerekiyordu ve fark edilmemeye çalışırken ayağına bir şey değdiğini hissetti. Bu bir bıçaktı toprağa saplı bir şekilde Sude hızlıca bu bıçağı yerinden çıkardı ve hemen ağaca bir şeyler kazıdı. "YARDIM" -SUDE Yazdı.
Koruma: GEL BURAYA!
Sude var gücüyle koşmaya başladı ama birden ayağı kaydı ve yokuştan yuvarlandı. Adam Sude’ye bakakalmıştı Sude yuvarlandı ve çalıların arasında kayboldu adam yokuşa yaklaştı aşağıya bakmaya başladı ama görünürde kimse yoktu adam aşağıya inmeye cesaret edemedi çünkü bu ormanda tehlikeli hayvanlar vardı. Adam patronunun yanına gitti.
Koruma: Patron kusura bakma elimden kaçırdım.
BİLİNMEYEN SES (PATRON): NE DEMEK ELİMDEN KAÇIRDIM GİT BANA BUL ONU HEMEN!!
Koruma: Tamam Patron.
Adam istese de istemese de ormana girmek zorunda kaldı. Ormanda saatlerce Sude’yi aradı ama bulamadı en sonunda dönmeye karar vermişti. Bir oraya bir buraya adam sürekli olduğu yerde döndüğünü fark etti hava baya karanlıktı hiç bir şey görünmüyordu. En sonunda telefonunu çıkardı ve patronunu aradı.
PATRON ÇALIYOR...
Telefon çekmiyordu bir kez daha denedi yine olmadı telefon çekmiyordu adam baya panik oldu, kaybolmuştu. Kurtlar ulumaya başladı adam tabi gerildi kalbi yerinden çıkacaktı neredeyse o anda karşısında kocaman bir AYI gördü gözleri fal taşı gibi açılan adamın kaçmaya fırsatı olmadan ayı onu yemişti adama kurtulma şansı verilmedi bile canından olmuştu..
PATRON GÖZÜNDEN;
PATRON: NERDE KALDI BU ADAM! ARAYIN ŞUNU GELSİN!
Koruma(2): Tamam Patron.
KORUMA ÇALIYOR...
Koruma(2): Çalmıyor Patron.
PATRON: NASIL ÇALMIYOR?
Koruma(2): Bildiğin çalmıyor patron başına bir şey gelmiş olmasın?
PATRON: YOK YA BİR ŞEY OLMAMIŞTIR DUR BİR DE KENDİ TELEFONUMDAN ARAYAYIM.
Patron Korumayı aramak için telefonunu çıkardı. Korumayı aradı ama telefon gerçekten de çalmıyordu.
PATRON: ALLAH ALLAH! ÇALMIYOR TELEFON ÇEKMİYOR ORMANDA TEK BAŞINA BİR ŞEY OLMASIN ÇOCUĞA!
Koruma(2): Patron bir gidip arasak mı? Gece yolunu bulamamış kaybolmuş olabilir ormanda tehlikeli hayvanlar var bir şey olabilir.
PATRON: DOĞRU SÖYLÜYORSUN HAZIRLANIN ARKADAŞLAR GİDELİM!
YAZARDAN;
Sude çalıların arasına sıkışmıştı çalıların dikenleri Sude’ye batmıştı Sude acıdan kıvranıyordu yarım saat oradan kurtulmaya çalışmıştı çok zorlandı ancak bir şekilde çıkmayı başardı ancak dikenlerin verdiği acıdan dolayı yere yıkıldı dikenler çok kötü batmıştı. Onları çıkarmak için tam 1.5 saat uğraştı ama hala bazılarını çıkaramadı Sude çok susamış ve acıkmıştı. Bu macera onu epey yormuştu. Yürümeye başladı yaklaşık 2 saattir yürüyordu sonra ayağına bir şey çarptı. Yere baktı KORUMANIN PARÇALANMIŞ CESEDİ yerdeydi! Kendini tutamadı çok kötü bir şekilde çığlık attı sonra yürüme sesleri dal çıtırdamaları yaklaşıyordu... Sonra bir yaşlı kadın önüne çıktı ufak bir çığlık attı kadın eliyle Sude’nin ağzını kapattı. Ve fısıltıyla konuştu.
KADIN: Kızım sakin ol sana bir şey yapmayacağım.
Sude: BIRAK BENİ BIRAK!
KADIN: SAKİN OL!
Derken Sude’nin gözleri bulanıklaşmaya başladı.
Sude: bırak ben-i
YAZARDAN;
Kadın Sude’yi evine kadar taşımıştı. Yaşlı kadın aslında sesleri duyduktan sonra kendisine bir şey olmasından korktuğu için ormana kontrol için gitmişti çünkü bu zamana kadar burada karşına çıkan insanlar hep kötü davranmıştı ona kadın da tedbir amaçlı bunu yapıyordu. Ama yaşlı kadın ormanda Sude ile karşılaştı Sude’ye zarar verme niyetinde bulunmadı. Çünkü ona çok masum gelmişti zarar vermedi. Sude o an çok korktuğu için bayılmıştı o yaşlı kadın da Sude’yi yanında götürmüştür.
Yaşlı kadın kendi kendine mırıldandı.
Yaşlı kadın: Ah be yavrum senin orda ne işin vardı hiih! her yerine de diken batmış.
Kadın bir yandan da Sude’nin yaralarını sarıyordu. O anda Sude’nin gözleri aralandı.
Sude: NE YAPIYORSUN KİMSİN SEN BIRAK BENİ NERDEYİM BEN!
Yaşlı Kadın: Kızım sakim ol ormanda seni buldum sen de korkudan bayılınca seni buraya getirdim merak etme sana zarar vermeyeceğim dikenler çok kötü batmış nereye düştün böyle.
Sude: SANANE BIRAK BENİ DOKUNMA BANA!
Yaşlı Kadın: Kızım sana ne yaptım ben sana yardım etmeye çalışıyorum.
Sude: BEN SANA NE DEDİM BANA DOKUNMA BENDEN UZAK DUR YAKLAŞMA BANA!
Yaşlı Kadın hiçbir şey demeden mutfağa yöneldi. Bir süre sonra tepside Tarhana çorbasıyla geri döndü.
Yaşlı Kadın: Kızım gecenin bu saatinde nereye gideceksin hem hava da çok soğuk hem yaraların var uykulusun en önemlisi orman çok tehlikeli, ayılar, Yılanlar daha da tehlikeli hayvanlar var bu ormanda seni bırakırsam ölebilirsin Sonra Allaha nasıl hesap vereceğim ben. Lütfen Kızım bu gecelik bile olsa burada kal başına bir iş gelir çok üzülürüm.
Sude duyduklarına şaşırmıştı daha adını bile bilmediği bir kadın ona yardım ediyordu onun için çorba yapmıştı ve onun iyiliğini ister gibi konuşuyordu Sude bu kadının iyi olup olmadığına karar veremiyordu çok da uykusu vardı. Gözleri kapanıp açılıyordu durduramıyordu kendini iç sesi burada
kalması onun için iyi olacağını söylüyordu. Ama bir yandan da istemiyordu daha kadını tanımıyordu bile.
Yaşlı Kadın: Hadi kızım uykun gelmiş sen yat uyu dinlen yarın konuşalım.
Sude kadının onu yatırmasına izin verdi o kadar yorulmuştu ki yürüyecek hali kalmamıştı istemeden bile olsa kadına kendini emanet etmişti.
SABAH OLUNCA;
m
Yaşlı Kadın Sude’den önce uyanmış mis gibi bir kahvaltı hazırlamıştı.
Aslında bu kadar kısa yapmayacaktım okullar açılınca pek vakit bulamadım yazabildiğim kadar yazdım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.