- 314 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
anamdan anılar
aman binimki de iş mi
bunca sıkıntı içinde kim okur
olsun ben yazayım da
anam fatiş hala
pirik( yaşlı pir) ebe
annem 1900 ler 1990 larda yaşamış
padişahlar günü kızı cumhuriyet dönemi gelini
başında hala fes beyaz keten keten altında
her yıl kınalanan saçıyla kırmızı tombul yanaklı
’ kurban’ kelimesi kurban olduğum cümlesi
ağzında eksik olmayan anaç bir kadındı
ağırbaşlıydı osmanlıydı derler ya
öyle ya osmanlı kızıdı ne de olsa
hala sultan murat sultan reşat derdi rahmetli
çok ilginç tam romanlık yoksulluklar eşkıya baskınları komşu
köylere sığınmalarla geçen çocukluk anılarıyla canlı bir tarhti
anılar yanında masallar bulmacalarla bir halk kültür anasıydı
kızlık köyü olan kuluncakta adı fatiş haladır
bizim köyün avşarcık’ın pirik ( pir yaşlı) ebesiydi
işte kızlık anılarından bir kaçı
kuluncak’da sürüyle davarımız çartıl’da çok bağımız vardı
onun için bize bağcılar derler hala o isimle söylenir biliniriz
çocuktum çartıldaki emmilerime gittiğimi hayal meyal bir rüya
gibi hatırlıyorum
emmilerimin cihan harbine gitmeleriyle babamın ölümüyle her şey t
tarumar oldu mal mülk kapanın elinde kalmış oldu
deli dolu ağamdan asker kaçağısın santajıyla
zamanın muhtarının el koyduğu tarlalar hala herkesin dilinde
çartıl’dakiler yellicelilere kalmış çocuktuk duyduğumuz
köyde eli deynek tutup eşkıyadan köyü koruyacak erkek kalmadığı için
kadın kız yaşlı çoluk çocuk kağnılarla hayvanlarla komşu köylere en çok da
höbek köyüne sığınır aylarca kalırdık
eşkiya yokluk hastalık hangisini anlatayım oğul
gelinlik anılarımdan
büyük babamız yani babanızın dedesi paşo ağa
o yılların sözü geçen kılıcının iki tarafı geçenlerdendi ben kız iken bilirdim
gelin geldiğimde rahmetlik olmuştu ama namı söylenirdi hala kabileye
paşo ağalar denmesi ondan onun namındandır ama çocuklarından onun yerini tutan
olmadı o ölünce ayrılıklar oldu mal çok ama bir ekmek bölünmesin bölününce
hayrı berketi kalmıyor
biraz bizim ev yani kayın babam yusuf efendinin hali vakt, iyiydi itibarlıydı
anamın son ylları anılarından
anadan bir babadan ayrı dayımız bizevi köyünden hasan hüseyin gelmiş
hayvanla sandıkla domates getirmişti köyde satışı yapıldı hastaydı
anama sarıldı ’ablam ablam bir daha ya görürür ya göremem ’ demiş
ağlamış ağlamışlardı
birgün anlatmıştı
emmilerim gitmiş babam ölmüştü yoksulluk diz boyuydu
anam gençti göz koyan mı dersin yoksulluğundan yararlanmak iteyenleri mi
dersin
bu dayınızın babası da köye kuluncağa domates getirmişti araya girenler olmuş
ona varmış kurtulmuştu ama biz ya biz çocuktum anadan babadan yetimdik,
ya işte böyle hangisini anlatayım oğul
anamdan nükteler
yanlışlık yapana
bu yol yol değil
bu yol uğur yolu
bu yol hayır yolu değil
bu yol doğru yol değil oğul
uzanan her kol uğur kolu
uzanan her kol hayır kolu değil
uzanan kimi kol güneşi balçıkla
sıvamaya uzanan muhanetin uğursz
hayırsız şer koludur bilesin oğul
bu yol uğur yolu hayır yolu değil
dokunmazlığı olan yosunlu pis kokulu
taşlarla örülü tabular karanlık dünyasının
meçhule giden ölü yoludur bilesin oğul
mustafa
04.02.2022 / ankara
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.