- 476 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
NEREDEN NEREYE?
Bugüne kadar paranın, eşyanın, hayvanın çalındığını gördük duyduk, ancak son zamanlarda mezar taşlarının da çalındığını duyar olduk. Bu hırsızlık olayları “Nerelerden nerelere?” geldik sorusunu aklıma getirdi. Bir zamanlar camilerimizin önlerinde, çarşı ve hastanelerimizin yakınlarında “Sadaka Taşları” vardı. Buralara ihtiyaç olanlar alsın diye hayır sahipleri günün karanlık vakitlerinde madeni paralar bırakır; ihtiyacı olanlar diğer ihtiyaç sahipleri de yararlansın diye ihtiyacı kadarını alırdı. Oysa ki günümüzde;
Haberlerin 3/4’ü hırsızlık, gasp ve soygun haberlerine ait. Son yıllarda bırakın cami önünde bulunacak bir sadaka taşına para koymayı, cami içindeki sadaka kutusunu korumakta zorlanır olduk. Abdest almak için şadırvanlara takılan bakır musluklar çalınmasın diye zincirlerle bağlamak zorunda kalındığı durumlar oluyor. Bankamatiklerdeki mevcut parasını çekmekte zorlanan yaşlı kişilere yardım etmek bahanesiyle yaklaşıp paralarını gasp ediyorlar. Değerli malların bulunduğu dükkanlar saniyeler içinde soyulabiliyor.
Peki dün açık yerlere yardımlaşmak amacıyla paralar bırakabiliyorken, bugün neden kilit altına aldığımız mallarımızı koruyamıyoruz? Acaba eğitim sistemimizde mi eksiklikler var? Hukuk sistemimiz mi caydırıcı değil? Gelir dağılımının etkisi var mı? Bu soruların cevapları uzmanlarca bulunup yeni düzenlemeler yapılamazsa işin ucu mezar taşlarından sonra mezardan kefen çalmaya doğru gider…
Fevzi GÜLTUNA
YORUMLAR
Evet okuduklarımıza duyduklarımıza göre;
İslam tarihinde sadaka taşları varmış ama o zaman Kurana dayalı Muhammedi bir yaşam tarzı vardı, kaldı ki; son on onbeş yıla kadar öncede ülkemizde komşu evden ayrılacağı zaman evin anahtarını komşuya bırakırdı, hatta küçük yerlerde evin kapısı kilitlenmezdi kilitlense bile anahtarın yerini yakın komşular bilirdi.
İşte tam da nereden nereye denecek bir döneme gelinde artık Mezar taşını bırakın geçenlerde yerel bir TV'nin haberinde mezardaki ölünün dişlerini çalmışlar. İnsan bunları duyunca Allah Allah diyor. Geçtiğimiz günlerde bir siyasetçinin itiraf gibi sözleri insanın kanını donduruyor "At izi kurt izine karıştı Allah sonumuzu hayır eylesin" bu sözler kolay kolay söylenecek bir şey değil hele de üst düzeylerde görev almış birinin, bunları söylenmesi çok çok çok manidar.
İnsan acaba bizim bilmediğiniz daha neler var ki böyle söyleyebiliyor diyor. Anlamlı ve okunası bir paylaşımdı kaleminiz daim ilhamınız bol olsun.
Saygılar selamlar.