- 602 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MATRAK .
MATRAK NEDİR?
Matrak, Osmanlılar tarafından oynanan askeri bir spordur.
16. yüzyılda Matrakçı Nasuh tarafından ilk kez kuralları ve standartları ile tam bir spor dalı haline getirildiğine dair bilgiler olmakla birlikte Matrakçı Nasuh’dan öncesinde bile bu sporun yine aynı kuralları ve standartları ile var olduğu ile ilgili kanıtlar da vardır.
Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde geçen bilgilere göre, Sultan IV. Murad matrak oyununun 70 yöntemini biliyordu. 19. yüzyılda Vaka-i Hayriye ile birlikte Osmanlı askeri düzeninde yapılan değişiklikler sonucu kılıç kullanmak ve bununla ilgili olan sporlar yasaklandığı için matrak unutulmuştur.
Matrak oyununda kullanılan değnek, sopa veya talimci şişidir. Bu sopa şimşir ağacından yapılır, cilalanır ve son derece dayanıklı bir hal alır. Matrak sopası iki çeşittir. Birincisi 80-100 Cm. uzunlukta, 3 Cm. kadar kalınlıkta uzunca bir sopadır. İkincisi ise 50 Cm. uzunlukta daha çok labuta benzeyen kalınca bir sopadır. Birincisi kılıç, ikincisi gürz yerine talim için kullanılır.
Matrağın diğer aleti kalkandır. Bu kalkan, birkaç kat keçe veya kıtık doldurulmuş deri kaplı bir yastıktan ibarettir. Bu yastığın iç yüzünde bir adet elin geçtiği tutacak kısmı bulunmaktadır. Bu kalkan, korunma amaçlı kullanılır. Kalkanın çapı 30 Cm. cıvarında, kalınlığı ise 8-10 Cm. kadardır. Küçük ve hafif oluşu nedeni ile Sipahi kalkanına benzemektedir.
Sopa veya tahta kılıç ile talim çok eski devirlerden itibaren her milletin tarihinde vardır. Türklere has bir özellik değildir. Savaşçı olarak yetiştirilen bir çocuğun ilk kılıç eğitimleri böyle bir araçla geliştirilirdi. Örneğin Mısır’da çok eski devirlerde köylüsünden Firavununa hemen hemen herkesin oynadığı bir oyun, sopa eskrimi idi. Sopanın muhafazalı bir kabzası, yani tutacak kısmı mevcut olup, kalınlığı 2,5-3 Cm., uzunluğu ise 90-100 Cm. kadardı. Mısırlıların oynadığı sopa oyunu veya sopa ile kılıç eğitiminde bir elde, kolun dış küzüne takılabilen yine ağaçtan 10-15 Cm. genişlikte, 50-60 Cm. uzunlukta bir kalkan kullanılırdı. Daha sonra eğitime gerçek kılıçlarla devam edilirdi.
Türkler, Osmanlılar zamanında sopa ile kılıç sanatını oyun haline dönüştürmüşler ve bu sanatı sipahisinden yeniçerisine tüm savaşçı unsurlarda asırlarca kullanmışlardır. Matrak, Kanuni Sultan Süleyman zamanında son derece yaygınlaşmış ve saraya da girmiştir. 1529 yılında yapılan büyük şölende, devrin en meşhur matrakçısı olan Nasuh bu oyunun tüm inceliklerini sergilemiştir. Kanuni’nin torunu III. Murat 1574 yılında tahta geçtiğinde düzenlenen şölende de matrakçılar dikkati çekmiştir.
Yazılı ve resimli şekilleri günümüze ulaşmamış olan matrağın 160 kadar oyununun bulunduğu belirtilmektedir. Oyunun meraklılarından olup, büyük güce sahip IV. Murat da matrak oyunlarının tüm inceliklerine hakimdi.
Matrak oyununda asıl amaç, puanı yüksek olduğu için eldeki matrak sopası ile rakibin kafasına vurmaktı. Karşıdan yukarıdan aşağı, sağ veya sol yandan, vücut dönüşleri ile arkadan gelen darbeler ile gövdeye yapılan dürtmeler, şişlemeler (adı üstünde, talimci şişi) kalkan görevi gören yastıklarla önlenirdi. Hakemlik yapan çavuşlar, darbenin sayısına, şiddet ve etkisine göre puanlayarak, mağlup ve galipleri ilan ederlerdi. Hem hücum eden, hem de savunmada olan oyuncular o kadar seri ve çevik hareket ederler, eğilirler doğrulurlar, Sağa sola yukarıya sıçrarlar, değişik türde savuşturma, bloklar ve akrobatik hareketler yaparlardı ki, oyunun seyrine doyum olmazdı. Hareketler çok kıvrak bir dans gibiydi. Bu akrobatik ve kıvrak hareketler nedeni ile oyunun adı günümüze “ne matrak adam olarak yansımıştır” Gösteri yarışmalarında ikili grubların birbirini yaralamadan sergiledikleri oyunlar yorulana kadar devam ederdi.
Matrakçılar, özel bir korunma aracı veya zırh kullanmazlardı. Giysileri, başlarında sarıkları, üstlerinde gömlek, altlarında hareketlerini engellemeyecek rahat bol ince kumaştan bir pantolon ve beli saran kuşaktan ibaretti. Ayaklarına hafif bir deri ayakkabı giyiyorlardı.
Bu oyun dışında gerçek kılıçlarla yapılan eğitimler de kılıç kalkan oyunları şeklinde ayrıca sergilenir, ikili veya çoklu takımlar halinde kılıç kalkan oyunları oynanırdı.
1300 lü yıllardan itibaren Japonlarda da ağaç sopalar veya tahta kılıçlarla yapılan kılıç eğitimleri, daha sonra yerini bambu kamışından yapılan sopalara bırakmıştır. Japonlar bu spora KENDO diyorlar. Eğitim ilerledikçe bu bambu sopasının yerini KATANA denilen gerçek kılıçlar almaktadır. Buna da İAİDO denmektedir. Bugün Kendo ve iaido japon’ların geleneksel sporları arasında yer almaktadır. Kendoda başı ve gövdeyi koruyan zırhlar kullanılır. Giysiler geleneksel Japon soylularının giysilerinin benzeridir. Oyun sırasında yukarıdan aşağı ve yandan başa ve boyuna gelen darbeler ve gövdeye dürtme teknikleri uygulanmaktadır.
Matrak oyununun kuralları Efkan Çalış tarafından yeniden düzenlenerek ve 15 Haziran 2010’da Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu’na bağlanmıştır. Bu kurallara göre oyuncular yaş ve sıklete göre ayrılır. Karşılaşma süresi ikişer dakidadan iki oyun biçimindedir.
Yeni kurallara göre matrak yarışmaları yaz aylarında açık alan çim sahalarda yapılır. Bu alanın iç halka çapı 7 metre, dış halka çapı ise 9 metre olacak biçimdedir. Dış halkanın çevresinde 1,5 metrelik korunma alanı olur. Çim sahalarda sınırlar beyaz kalın çizgi ile belirlenir. Saha çevresinde geleneksel çadırlarla sporcular için soyunma odaları, hazırlık yapmaları ve beklemeleri için alanlar oluşturulur. Geleneksel Matrak Oyunu yarışmaları kış aylarında ise kapalı spor salonlarında minder üzerinde yapılır. Geleneksel Matrak Oyunu minderi 8x8 veya 10x10 metrekare, dış kısımda 1 metrekaresi renkli olacak biçimde kullanılır.
Yeni matrak kurallarına göre karşılaşmalarında bir orta hakem ve iki sayı hakemi "cenk meydanı"nda görev alır. Masa hakemleri olarak da bir fikstür hakemi, bir süre hakemi, bir anons hakemi görev alır. Her minder için ayrı hakem ekibi ve masası oluşturulur.
Yeni matrak kuralları ise karşılıklı saygıya dayanır. Karşılaşma öncesi hakemlerin son kontrolünden sonra oyuncular karşılıklı olarak birbirlerine "benimle cenk meydanına çıktığınız için teşekkür ederim", arşılaşma sonunda ise "kasıtlı ve kasıtsız hatalarımdan dolayı özür dilerim" derler. Karşılaşmalar, hakemin "cenk!" komutu ile başlar ve "dur!" komutu ile son bulur.
Yeni kurallara göre düzenlenen matrak oyununda amaç, rakibin kafasına matrakla dokunmaktır. Her dokunuş bir puan değerindedir. Sert vurmak yasaktır. Rakibe kalkanla vurmak, oyun aleti veya koruyucu malzemesi yere düşen rakibe vurmak yasaktır. Karşılaşma sırasında oyun aletlerini, koruyucu malzemeleri bilinçli olarak elden çıkarmak, yere atmak, rakibe bedensel olarak vurmak yasaktır.
Karşılaşma sırasında kullanılan eşyalar yumuşak malzemeden yapılan matrak sopası, yastık yalkan, miğfer ve sporcuların giysisi aba olmak üzere toplamda dört parçadır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.