- 335 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GELENEKÇİ DİN ANLAYIŞI BİREYİ VE TOPLUMİ NARKOZLAR
Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
“Ey insanlar, hiç şüphesiz Allah’ın vaadi haktır; öyleyse dünya hayatı sizi aldatmasın ve aldatıcı(lar) da sizi Allah ile (Allah’ın adını kullanarak) aldatmasın.” (Fâtır Suresi 5. Ayet)
“Din Toplumun Afyonudur” (Karl Marx)
İki dinin müntesipleri haricindekiler, dinî değerler kullanılarak uyutulur, etkisizleştirilir ve pasifize edilir.
Kur’an’daki İslâm’a iman edenler ve Siyonist Yahudiler uyumazlar.
Siyonizm, uyumayanların batıl dinidir. Siyonistler, aktiftir. Modern, liberal, emperyalist, faizci, kapitalist ve materyalist sistemi kurmuşlar ve yönetmektedirler. "Kitapta İsrailoğullarına şu hükmü verdik: ’Muhakkak siz yer(yüzün) de iki defa bozgunculuk çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir azgınlıkla kibirlenip yükseleceksiniz.” (İsrâ Suresi 4. Ayet) Yahudi ırkının üstün olduğuna iman ediyorlar. Davaları batıl, ama gayret ettikleri için başarılılar. Dinî inançları onları uyutmuyor. Ayakta tutuyor. Hedefleri dünya hâkimiyetiydi ve bunda da başarılı oldular.
Bütün Hıristiyan mezhepleri, gelenekçiler, Budistler, Hindular, sofiler, gelenekçi siyasî fraksiyonlar … Hepsi uyur.
Toplumlar; Allah ile, dinî değerlerle aldatanlara tâbî olmuş durumda. İslâm tarihinde bunu ilk olarak sapkın Emevî yöneticileri yaptı. Halka zulmettiler ve “Bu sizin kaderiniz. Eğer bize isyan ederseniz, kadere, yani Allah’a isyan etmiş olursunuz”, dediler. Yanlış bir teslimiyet ve itaat anlayışının temelleri, uydurma hadisler aracılığıyla ve Emir-ül Müminin ayetinin anlamı çarpıtılarak bundan 1350 yıl önce atıldı. İfsat stratejisinin bir numaralı görevlileri de gelenekçi âlim ve evliyalar idi. Devlet, ruhban sınıfını yani gelenekçi âlim ve evliyaları kontrolüne aldı ve istediklerini onlara söyletti. Kurtuluş savaşında da buna şahit olduk. Uyduruk müşrik âlimler, işgale direnmenin padişaha isyan olacağını söyleyebilecek kadar direniş hareketi aleyhine fetva yayımlamıştı.
Din, egemen sınıfların halkı uyutmak için kullandığı bir yönetim aracına dönüşebilir. Sisteme, sömürü düzenine ve zulme ses çıkarmayan on binlerce namaz kıldırma ve ezan okuma memurunun olması iyi bir şeydir egemen sınıflar için. Dini, mabet dini hâline getirirsiniz ve vahyin siyasî, kültürel ve iktisadî hayatın dışına çıkarırsınız; camiye, kiliseye, dergâha gidenlere günahlarından arınacağını inandırdığınızda, "mabet" kapitalist düzen için bir kalkan işlevi görmeye başlar. Çünkü cihadı ve infak ibadetini unutmuş şuursuz insan yığınları faiz bankacılık sisteminin çarpıklığını sorgulamaz, inkârcı felsefelerin devlet eliyle okutulmasını sorgulamadığı gibi. Evde televizyonun başına kurulduğunda da kahramanlık damarını, pompa vazifesi gören dizilerle şişirdiğinizde zulüm ve sömürü düzeninin ciğerlerine oksijen dolar ve düzenin sahipleri rahat bir nefes alır. Kürsüdeki ateşli haykırışlar, tozu dumana katmalar dinin özünün fikrî mücadele olduğunu hakikatini bilmeyenleri büyüler ve perde kapanır ve artık kalpler ve kulaklar mühürlenmiştir.
“Karl Marx’ın “Halkların afyonu” olarak bahsettiği din şirk dinidir. Ama Karl Marx dahi bunun farkında değildir. İslâm dini insanların şuurunu açar.
Karl Marx Kur’an’daki İslâm’ı bilmediği için, din kavramına bütün dinleri dâhil etti. Çünkü, Kur’an’ı bilmiyordu. Örneğin; faizin, sermayenin tek elde toplanmasının haram olduğunu, müstazaflara haklarını aramalarının farz kılındığını; Kur’an’ın infak, zekât ve sadaka ibadetleriyle sermaye birikimin önüne geçerek fakirle zengini eşitleme hedefini, zulme boyun eğmenin zalimlik anlamına geldiğinin Kur’an’da anlatıldığını bilmiyordu. Kur’an’daki İslâm’a iman edenler dergâhlarda iç âlemine dalıp, uzlet hayatı yaşayamazlar. Dünya cehenneme dönmüşken, insi şeytanlar, münafıklar ve müşrikler bozgunculuk yaparken bunu yapamazsınız. Karl Marx bunları bilmediği için Kuran’daki İslâm’ı istisna olarak açıklamadı. Ama söylediği genel anlamda doğrudur. Kur’an’daki İslâm’ı bilmeyen cahil insan yığınları dini değerlerle kandırabilir, uyutabilir, kullanabilir ve afyonlayabilirsiniz. Gelenekçi şirk dini bu yüzden Ortadoğu için, komünizmden daha tehlikelidir. Zaten Siyonist Yahudiler 250 yıl önce bu gerçeğin farkına vardılar ve oryantalist fikir adamlarını kullanarak Ortadoğu’yu yumuşak lokma hâline getirecek gelenekçi kanaat önderlerini, politikacıları, yazarları, edebiyatçıları Batılı eğitim kurumlarında yetiştirdiler, örgütleri, siyasî partileri, cemaatleri masa başında kurdular. Gelenekçi halkı komünistle yönetmezsiniz; tepki verir. Fakat Allah ile aldatan bir münafık bulursanız, milyonları peşine takarsınız. Bu yüzden kaynağı Kur’an olmayan din; toplum ve birey için zehirdir ve Kur’an’daki İslâm’ı terk edenler bilseler de bilmeseler de sisteme hizmet ederler.
“Ve elçi dedi ki: ’Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur’an’ı terkedilmiş (bir kitap) olarak bıraktılar.’” (Furkân Suresi 30. Ayet)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.