- 320 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
TERÖR VE TÜRKİYE
TERÖR VE TÜRKİYE
Terör 40 yıldır gündemimizde. Hep irticadan sonraki tehdit olarak ele alındı. Oysa o birinci tehditti, ama bazılarında böyle gizlenerek büyütüldü. Amaç zaten buydu. Türkiye’nin bir Osmanlı bakiyesi olarak hiçbir zaman güçlenmemesi, dünya sahnesinde oyun kurucu olmaması için bir araçtı. Bu araç devletin iç dinamikleri ve dış destekle oluşturuldu.
Yeni Roma’nın 20. Yüzyıl hâkimiyetinde durum buydu. Yeni Roma çeşitli kurum ve kuruluşlarıyla dünya hâkimiyetini ilan ediyor, aykırı seslere izin vermiyordu. Gerek Birleşmiş Milletler, gerek NATO bu amaçlara hizmet için kurulmuştu. Vitrinde barış sergileniyor, ama asıl amaç savaşların Yeni Roma’nın amaçlarına uygun sürdürülmesiydi.
Yalnız NATO değil, Varşova Paktı da CENTO da bu amaçlara hizmet edecekti. Bunlarla da yetinilmedi uluslararası camiada istedikleri gibi at oynatabilmek için Gladyoları kurdular. O da yetmedi taşeron terör örgütlerini kullandılar ve kullanmaya devam ediyorlar.
Gladyolar renklendi çeşitlendi. Ergenekon işlevsiz hale gelince dini kuruluş ve cemaatlere el alttılar. Onları ele geçirdiler. İstedikleri gibi örgütlediler ve devlete sızdılar. Onlar vasıtasıyla yönetimleri tehdit ettiler. Gereğinde yıktılar. Milli ve bağımsız dini oluşumları alaşağı etmek için kullandılar.
Bütün bunların temelinde Kabalizmin öğütlediği Yahudi dünya hakimiyeti vardı. Bu hakimiyet için mezhepler ve tarikatlar kuruldu. Bu tarikat ve mezhepler hep bu amaç için kurgulandı. Basın ele geçirildi. Beşinci güç olarak devreye konuldu. Ordular ele geçirildi. Aydınlar satın alındı. Siyasetçiler satın alındı. Lions ve Rotary kulüpleri bu satın alma ve köleleştirilmede kullanıldı.
Terör örgütleri de bu meyanda iyi bir araçtı. Pis bir aletti. Bu alet her devirde kullanılmaya elverişliydi, kullanıldı ve kullanılmaya devam edecek. PKK, DAİŞ, BOKO- HARAM daha adı konulmadık tüm örgütler. KIZIL TUĞAYLAR, IRA, ETA, TAMİL GERİLLALARI vb. her birlikte kullanıldı. Konjonktür gereği işi bitenler tasfiye edildi. İşlevini sürdürenler hala ayakta. Zaman zaman zayıflatılsalar da, zaman zaman güçlendiriliyor ve vazifelerine kaldıkları yerden devam ediyorlar.
PKK da bunlardan biridir ve işlevini sürdürdüğü sürece yaşatılacaktır. DHAKPC, MLKP vb. örgütler de bu kategoridedir ve Türkiye’nin gereği gibi elde tutulması ve sömürülmesi için elverişli alet ve araç olarak vazife başındadırlar.
12 Eylül öncesi Ülkü Ocakları bu amaçla kullanıldı. Dev-Genç’le kutuplaştırılarak savaştırıldı. Şimdi ise diğer örgütler daha kullanışlı olduğu için onlardan vazgeçildi. Ayrıca 12 Eylül sonrası PKK ile denge amaçlı kurulan Hizbullah tasfiye edilerek PKK devlet karşısında tek rakip durumuna getirildi. Kamu düzenini sarsacak güce kavuşturuldu. Böylece köşeye sıkıştırılan siyaset erki küresel güçler tarafından boyun eğmeye zorlanmakta.
Türkiye oyun kurucu olmaya yeltenince sahneye sürüldü terör örgütü. Gezi kalkışması tutmayınca yeni oyun onunla kurulmaya çalışılıyor. Geçmişte kukla diktatörlerle sürdürülen oyun demokrasilerde seçimle işbaşına gelmiş hükümet medya vasıtasıyla diktatör ilan edilerek iç karışıklıklar çıkarılmaya çalışılmaktaİ bu yolla halkın hür iradesi alt edilmek, milli ve bağımsız yönetimler yıkılıp yerine Yeni Roma’ya bağlı, halkına düşman yönetimler ika edilmek istenmektedir.
Bununla da yetinilmeyip şimdi İslam dünyasındaki devletler parçalanmak istenmekte, böylelikle Büyük İsrail Devleti için yayılma alanı hazırlanmaktadır. Nil’den Fırat’a Büyük İsrail devleti için Yeniş Roma kendini adamış görünmekte, bu uğurda her yöntem denenmektedir.
Önce Irak, sonra Suriye ve şimdi sırada Türkiye var. Türkiye parçalanırsa sıra diğer İslam devletlerine gelecek. Suudi Arabistan, Mısır ve İran. Evet İran da bu oyunda hariç tutulmayacak belki İsrail’in partneri olarak muhafaza edilecektir. Afganistan zaten karışık, Pakistan için de planlar yapılmış durumda.
Ahmet KEMAL
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.