YARIM BARDAK SU
YARIM BARDAK SU
İlkokulu bitirdiğinde daha on iki, on üç yaşlarındaydı. Dersleri de iyi sayılırdı. Son sınıfların bitirme sınavları bittikten sonra okul müdürü Hasan’ı yanına çağırdı. Ortaokula gidip gitmeyeceğini sorduğunda okul müdürüne ‘’Hayır efendim okumayacağım, ticaret yapacağım’’ cevabını alınca tüm ömrü devlet memurluğu ile geçmiş okul müdürü hiç beklemediği bir cevap ile karşılaşmıştı.
Yumurta, limon gibi çok sermaye gerektirmeyen gıda maddelerini alıp satmak için ilk sermayeyi babası vermişti. Babasından aldığı iki lira, pazar yerinde sattığı limon ile akşam dört lira olmuştu. Akşam babasına durumu anlatıp aldığı iki lirayı iade etmek istese de babası ‘’Kendine sermaye yaparsın’’ diyerek o parayı almadı. Hasan’ın cebinde artık dört lira parası vardı. Sabah erkenden kalktı bir kasa daha limon aldı. Onu satıp akşama parasının neredeyse on liraya yaklaşmasıyla heyecanlandı. Gün geçtikçe daha değişik gıda maddeleri alıp satmaya başladı. Hasan için zaman su gibi akıp geçerken askerlik çağına da gelmişti. Artık cebinde bir banka defteri ve hesabında zamanın ölçülerine göre hatırı sayılır bir parası birikmişti.
Günü gelince askere gitti. Vatani görevini de yaptıktan sonra teskeresini alarak evine döndü. Ticarete kaldığı yerden başladı. Bu arada evin büyükleri de Hasan’ı evlendirme telaşına düştüler. Hasan tamamen ticarete odaklandığından gönül işlerine ayıracak hiç vakti yoktu.
Babasının ve annesinin önerisi ile bir akşam yakınlarında bir yere kız istemeye gittiler. Hasan da kız istemeye gidenler arasındaydı. Kahveler, çikolatalar, ikramlar derken bir ara Hasan gelin adayından ‘’yarım bardak’’ su ister. Gelin adayı heyecan içinde bir bardak suyu kaptığı gibi Hasan’a ‘’buyur suyunuz’’ diyerek takdim eder. Hasan ikram edilen suyu almaz. Kızcağız şaşkınlık içinde öylece kalakalır.
Salondakiler ne olduğunu anlamaya çalışırken, Hasan ayağa kalkarak kendi tayfasına ‘’Haydi gidiyoruz!’’ diyerek dış kapıya yönelir. Salona bir an suskunluk çöker. Herkes birbirine bakarken, evin büyüklerinin ‘’Oğlum ne oldu?’’ diye sormaları üzerine Hasan: ‘’Ben yarım bardak su istedim. O da bana dolu bir bardak su getirdi. Bugün beni dikkatle dinlemeyen yarın beni hiç dinlemez.’’ diyerek dış kapıya yönelir.. Ayakkabılarını giyer giymez oradan uzaklaşır...
Salih KOÇ