Sırlar Alemi Hafız Burhan.
Sırlar Alemi,1*
Hikaye değil gerçek kesit,
Yazması ve anlaması bile zor,
Yaşanması ayrı bir Beyit,
Uzunca yolculuğa çıkılacak,
İnşallah Rabbimiz yardımcımız olacak,
1.**********
İmdi Burhan daha çocuk yaşta,
Babası vermiş onu Hafızlığa,
Eski adı El Aziz olan diyarda,
Hafızlık bitmiş tamamlanmış,
Hocaları bunlara mükafat hazırlamış,
Amaçları Eyüp sultana var’makmış,
Amma ve’lakin azıkları da çok az imiş,
Oradan buradan derken,
Yolculuk için az da olsa masraflar toplanmış,
Belediyesi’de sağ olsun benimde bu işte tuzum olsun demiş,
Otobüs ayarlanmış şoföre de az bir miktar hak ediş verilmiş,
Elazığ’dan İstanbul on sekiz saat de gidilirmiş,
Hafızlar yanlarına az bir yenmesinden azık almışlar ,
Ama yolun yarısına bile gelemeden hoop mideye salmışlar,
Saatler ilerlemiş Çocuk hafızlar fena acıkmışlar,
Hocaları bunun için yeterli masraf ayarlanmamış,
Dertlenmişler kederlenmişler ama çare bulamamışlar,
Şoför’de dayanamamış hak edişim olur’mu bu hale çare demiş,
Hesap kitap ancak bir çorbaya denk getirilmiş,
Şoför yolusunun üstünde çorba içilecek bir yerde duruvermiş,
Hocaları seslenmiş hafızlara mola olacak karınlar doyacak,
Hafızlar büyük bir sevinç içinde inmişler otobüsten
Kapısında lokanta sahibi karşılamış bu yiğitleri,
Ceketin önü ilikli başı önde sanki gelenler sultan imiş
Bir garip halde lokantacı gözyaşlarına hakim olamamış,
Hocaları ise buna anlam verememiş her hal vardır bir derdi,
Deyip lokantacıya soramamışlar ağlaman nedendir diye,
Yirmisi hafız toplam yirmi beş kişi,Lokantaya dalıvermiş,
İçeri girdiklerinde Garsonlar hoş geldiniz diyorlar,
Önceden hazırlanmış masaya buyur ediyorlar,
Masa uzunca ve sayıca tam tamına denk getirilmiş,
Hocalar önce itiraz etmiş biz bu masaya oturamayız,
Masada bir kuş sütü eksikmiş, masrafında ödeyemeyiz,
Ama Hafız çocuklar durur’mu çoktan masaya yumul’muşlar,
Hocalar seslerini çıkartamamışlar amma içlerine sıkıntı girdi bir kere,
Hesap ne kadar gelecek elimizdeki giderse vuslat nasıl olacak,
Daha yolun yarısında elde avuçta bir şey kalmayacak,
Yenilmiş içilmiş garsonlar pervane hocalar deli divane,
Derken Elhamdülillah yemek duaları edilmiş,
Lokanta sahibi yanlarına gelmiş afiyet olsun demiş,
Başka arzunuz var mıdır diye seslenmiş,
Hocaları teşekkür etmiş hesabımızı da ödeyelim de,
Yolumuza gidelim demişler, içlerinden ise EYVAH demişler,,
Şimdi gelen hesabı nasıl öderiz ödersek nasıl Eyüpsultana gideriz,
Lokanta sahibi Muvahhid bir yiğit hesabınız yok demiş,
Hesabınız biraz evvel ödendi derken yiğit,
Hakim olamamış yine gözyaşlarına sular seller hıçkırıklar,
Hocalar şaşkın halde ,talebeler de bu hale dayanamamışlar,
Onların da gözü yaşlanmış,ama nedeni bilemeden ağlaşmışlar,
Lokanta sahibini oturtmuşlar biraz sakinleşince’de sormuşlar,
Kim ödedi bizim hesabımızı neden ağlıyorsun diye meraklanmışlar,
Başlamış anlatmaya Muvahhid yiğit olan lokantacı hocalara,
İki saat öncesinde şu koltukta uykuya dalmıştım,
Rüyamda Peygamber efendimizi sav ) gördüm yanıma geldi ve dedi ki,
^^^Birazdan KUR-AN hafızları buraya gelecekler,
Azıkları azdır Onlara doyurasın memnun edesin^^^^,
Birden uyandım ve hemen hazırlıklara başladım,
Yinede bir şüpheye düştüm,bu saadet olur’mu acaba gerçek,
iki saat kapının önündeyim gelen araçları gözlemekteyim,
Otobüsü görünce onlarmıdır acaba dedim kendi kendime,
Hafız çocukları’da görünce dayanamadım onun için ağladım,
Lokantacı sözü bitirdi.AMMA ağlayan artık o tek değildi,
Oradaki hafızlar hocalar garsonlar dahi hep birlikte,
Ağladılar birbirlerine sarıldılar salat ve selamlar okudular,
Dahi bunu yazan zat’da dayanamadı oda ağladı ,
Vallahi billahi ağladı. dayanır’mı bu yürek buna a dostlar,
SELAM OLSUN O RESULE,
O MUVAHHİD YİĞİDE,
O HOCALARA TALEBELERE,
ŞOFÖRÜNE GARSONUNA,
YOLUNA YOLCUSUNA,
OKUYANA OKUTANA,
.....
Burhana Vasiyet...
Sisli yolda yolcu Burhan,
Adım adım ilerledi,
Göz gözledi ki vurmasın,
Feryadı sözleriydi ki durmasın,
İçten yanmalı motorlu aracı,
Yakıtsız gider varsa yoksa bir duası,
Kalbin den geçenleri kim bilebilir,
Yüreğindeki ateşi kim görebilir,
Asabi olduğunda bile gül yüzlüdür,
Ağzı bal yemiş gibi sözlüdür,
Terbiyesi atadan yadigar kalmış,
Kur-an okuduğunda alem şaşmış,
Her beşerin dahi mahlukatın vardır kusuru,
Kusursuz arayan olursa baksın ARŞA-ALAYA,
Burhan ise bazen buhran’dadır,
Düz olanı ters görmekte ustadır,
Harbi olmakta zorlanmaktadır,
Girmesin hüzne,kırılmasın kimse,
Diye ,Her kese gül uzatmaktadır,
Eğrisiyle doğrusuyla,Adam gibidir,
Sisli dünya yolunun yolcusudur,
İçimizde yaşar Burhanlar,
Nadide olsa karşımıza çıkarlar,
Tanışırsanız alınlarından tanırsınız,
Görecek Feraset varsa anlarsınız,
Hamit ağbinden sana hatıra kalsın,
Birde sana vasiyet yazsın,
Şiirlerime sahip çıkasın,
Haber gelirse üstüme toprak atasın...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.