- 326 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
huriyenin rüyası
televizyonu açtığında samimiyetsiz görürdü insanları.
ülkeyi düşünmek yoktu siyasetçilerde.
yada kemalist devrimin kazanımları.
bunlar konuşulur olmuştu gazetelerde.
ülke ekonomisi eskiye özlem duymanın nostaljisine indirgendiğinden bir strateji geliştirmekten uzaktı.
laikliği savunanlar hukuk felsefesine yabancıydı dün olduğu gibi bugünde.
devletin beka sorunu oluyordu yine laiklik.
yaşantısında din olmayan insanların inanç dünyası vardı dindarlara göre.
burdan bir güç devşirmenin kolaycılığı vardı bu çevrelerde.
bu sene memlekete gitmesine engel olmuştu covid-19.
memleket havası iyi geliyordu sağlığına.
artık gençliğini arar olmuştu kadınlarda.
orta yaşlı olmasını hiçte sorun görmemişti hayatı için.
ak partiyi müsriflikle suçlamanın bedeli vardı siyasette.
çünkü ülkeyi bunlar yönetiyordu 20 yıldır.
çıkar peşinde koşmak uymuyordu prensiplerine.
ne kadar ilgisiz kalmak istesede konuşma gereği duyuyordu ticaret için.
az gelişmişlik eşitsizliğin bir nedeniydi iktisada göre.
sosyal devlet bunları düzenlemek içindi ekonomi politiğe göre.
bunları açıklayamazmıydı ülke gerçekleri.
halkın refahı söz konusu olduğunda halkın üretimi için çalışmalıydı devlet.
bu basit bir iktisat kuralıydı aslında.
islam ekonomisi bu konuda farklı düşünmüyordu aslında.
mesele nasıl yorumlandığıyla ilgiliydi hukuk anlayışları.
nitekim hürriyetin temin edilmesine bağlıydı islamdan anlaşılan.
bir ufuk açısı sayılmalıydı toplum için kültür sanat.
hürriyeti baskıcılıkta aramanın yalnışlığı.
bunu açıklayacak bir nüve olmalıydı ilahiyatta.
kutsalı anlamanın aracına dönüşmüş felsefeye engel olmanın nedenleri.
yakın çevresinde bu kaygıyla yaşayan yoktu aslında.
şekilciliğin zarar vermesi ilkelere.
ölüme karşı çıkmanın bahanesimiydi normalın dışına çıkmak.
işte rekabetten söz etmenin yeriydi dogmalar.
zincirleri kırmanın aracımıydı mülkiyet.
bu konuda bir yanılgı içindeydi çevresi.
zaman söz konusu olduğunda anlamak gerekiyordu yoksulluğu.
her şeyin parayla ölçüldüğü bir dünya.
paranın satın alma gücünü sınırlamıştı hayat.
insan tabiatı iyiliğe aç yaşadığında.
bunlar için düşünmeliydi ilişkileri.
zeynebin bu konuda kafası karışıktı.
çıkarcılığı tek çare görmesiyle ilgiliydi yaşadığı sıkıntı.
teşkilata girmenin imkanını arıyordu herkes.
hayatını düzene çıkaracaktı alacağı ekonomik destek.
huriyeye yakınlaşmak için kullanıyordu tanıdıklarını.
bu konuda yalnızlık yaşamıyordu onu anlamanın uzağına düşmüşken herkes.
halkın yoksulluğu korkunç boyuttaydı bir kısım insanın zenginliğine rağmen.
dini eğitim almanın bir amaç taşıdığı ortadaydı girmek için teşkilata.
bunlar ıstıraba katlanıyordu rıza göstermenin zorluğunu yaşarken.
eğitimli insanlarda işsizdi türkiye şartlarına bakınca.
huriyenin rüyasını süsleyen erkek.
cemaatta rastlamak zordu özgür ruhlara.
onun için şansını siyasette arıyordu diğer arkadaşları gibi.
cemiyet hayatı dışlıyordu cemaatin içinde olanları.
onun için kaçamak yaşamanın zorluğunu biliyordu.
yalnızca ibadetle beğenmezdi insanlar onu.
çünkü hayata bağlılığın şartı gibiydi istihbaratın içinde olmak.
işte geçmişinde böyle bir ilişkisi vardı istihbaratla.
şirketle meşgul olmak iş hayatını ciddiye almaktı onun için.
çok yardımı dokunmuştu talebelere.
şimdinin şartlarında sevgiyle ilgisi yoktu böyle bir faaliyetin.
onun için şairlerin dünyasına açmıştı içini.
duygu ve heyecan iktidarı içindi partinin.
ancak sanatla ölçülürdü bir hayranlık uyandırması aykırılığın.
bu konuda yalnızlık yaşamanın bilinciyle arıyordu ilhamını.
aslında imkansız bir düş değildi estetiğe bağlanmak.
işte hürriyete yeni bir bakışla mümkündü aradığı sevda.
böyle bir dünya varmıydı gerçekten.
caddelerin aktığı yerde bir yanılgıyla yaşamak olağandı erkekler için.
zaman ayırmalıydı sanata bu badireyi atlatmak için.
hayat bu konuda anlamsızlaşıyordu oysa.
inancını hafife almanın burukluğu vardı hayatında.
elit olmanın tek sakıncası değilmiydi ölüm.
zaman bu noktada önem kazanıyordu ne kadar hayıflansada vicdanına karşı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.