- 904 Okunma
- 10 Yorum
- 7 Beğeni
Zamanda Yolculuk Bölüm:1
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Hayat insana ne yaşatır bilinmez ama doğaüstü şeyler insanlık tarihi boyunca insanlar tarafından ilgi görmüştür bende böyle bir şey yaşadım .
Adım Gülce yıllardır bir şirketin yazılım departmanında çalışıyordum işten eve evden işe gittiğim bir hayat düzenim vardı. Yılda bir kez iznimi kullanıyor tadına varamadan dinlenemeden tatilim bitiyordu. Evli değildim ve işim dolayısıyla ailemden ayrı tek başıma yaşıyordum. O gün işten eve giderken yollar ürkütücü biçimde boştu ,bende kafamda akşam ne yiyeceğimi düşünerek arabamı sürüyordum. Bir anda bana doğru gelen kocaman ışık kümesiyle gözlerimi sımsıkı kapattım .
Gözlerimi açtığımda etrafımda bir sürü insan vardı hepsi bana bakıyordu hastanede miydim neresiydi burası etrafımdaki insanların tuhaf giyindiklerini gözlerim iyice açılınca anladım. Etrafımdaki herkes dönem filminden çıkmış gibiydi ama dönem filmlerindeki köleler gibi benim üstümde onlarınki gibiydi çok tuhaf. Bir kız bana Leda iyi misin? Diye sordu . Leda mı ne diyor bu kız? Şaşkınlığım geçmese de bir şeyler öğrenmeliydim. Bana endişeyle bakan kıza neredeyim ben diye sordum ama söylediklerim sanki başka dilde ağzımdan çıkıyordu. Kız ,biz bu şatonun hizmetçileriyiz; köle pazarından alındık ,sende ilk günden düşüp bayıldın dedi .Kızında başka bir dilde konuştuğunu o an fark ettim, ama ben onu anlıyordum .Hayatım boyunca ana dilim Türkçe hariç İngilizce ve Almanca bilen ben, hangi dil olduğunu bile bilmediğim bu dili istemeden konuşuyordum .Neydi bu kamera şakası falan mı. Yoksa ruhum zaman yolculuğumu yapmıştı ya da trafik kazası geçirip ölmüş müydüm ? Acayip derecede korkmuştum çünkü her şey çok gerçekti.
Kız kalkmama yardım etti .Ben Vara diye kendini tanıttı. Etraftakiler de dağıldılar. Vara çok tatlı bir kızdı aynı zamanda güzeldi ,esmer teni yeşil rengi gözlerini ön plana çıkarıyordu ve kahverengi saçları belinin altına kadar bukle bukle iniyordu .O sırada içeriye orta yaşlı bir kadın girdi ,daha tam beyazlamamış gri saçlarını sımsıkı bir şekilde topuz yapmıştı ve kıyafetinden asil biri olduğu anlaşılıyordu. Bize bağırarak yerleri silmeyi çabuk bitirmemizi söyledi .Ne yapacaktım ,ben buraya ait değildim ki ben niye yerleri temizleyeyim ama çok fazla dönem dizisi izlemiştim ,bir şirkette çalıştığımı ve arabayla eve giderken kendimi burada bulduğumu bu insanlara anlatsam deli olduğumu düşüneceklerdi .Ya beni deli diye başka yerlere gönderirlerse ya da cadı olduğumu düşünüp yakarlarsa çok korkmuştum düşüncelerimden, o yüzden gerçekleri şimdilik kimseye anlatmamalıydım ,bir yolunu bulup yeniden işime evime ve aileme dönmeliydim, ama nasıl?
O an kadının arkamdan işimi bitirmem için bana bağırdığını duydum ve irkildim ,hemen yerdeki paspası alıp yerleri silmeye başladım. Çok büyük bir salonu temizliyordum ,altın kaplama aynalar salonun dört bir yerini kaplamıştı ve büyük ihtişamlı bir avize altında upuzun bir yemek masası duruyordu. Vara buranın balo ve davetler için olduğunu söyledi. Bir an içimi heyecan sarmıştı belki evime dönmeden önce gerçek bir balo görebilirdim. Yerleri silmeyi hemen bitirdik ve bizi başka odaları temizlemek için yönlendirdiler. Vara kütüphaneyi ben ise yatak odalarından birini temizlemeye başladım.
Tam bir prenses odasıydı benim temizlediğim oda ; altın varaklı bir yatakla dolaplar ,tüllü yatak örtüleri ve harika bir makyaj masası üstünde de kocaman altın bir ayna. Aynaya yaklaşınca ayrı bir şoka uğramıştım çünkü bu ben değildim , bi anda ürküp kaçtım aynanın karşısından sonra yeniden baktım evet bu ben değildim. Masmavi gözlü, simsiyah saçlı, kar gibi beyaz tenli çok güzel bir kızdı bu ama ben değildim . Emindim buna ama ruhum kesinlikle bendi. Ne yapacaktım, nasıl kaçacaktım ,kaçsam da nasıl kendi dönemime gidecektim ;bu nasıl bir ortam böyle ,kafayı yemek üzereydim.
O an yanıma koşarak Vara geldi. Bu akşam bir davet varmış; ülkenin bilim insanlarının ,soylu insanların ve din adamlarının olacağı bir davetmiş .Acaba bilim insanları bana yardım eder miydi yoksa, din adamlarına mı sormalıydım; ruhumun başka bir bedende olmasına kim inanıp yardım ederdi ki? Ama denemekten zarar gelmezdi yoksa burada sonsuza kadar köle kalacaktım.
Düşüncelerimi bizi çağıran kadın böldü ,akşamki davet için hazırlıklara başlamamızı ve bize verdikleri kıyafetleri giymemizi istedi .Üstümdeki delik deşik kirli elbiseyi çıkarıp ,herkese aynı verilmiş tek renk siyah elbiseden giydim, biraz daha rahatlamıştım güzel bir elbise değildi ama en azından üstümde her yeri yırtık bi elbise yoktu artık. Başkasının vücudu da olsa ruhum içinde olduğu sürece rahatsız oluyordum görünüşümden ,saçlarımı sıkıca örüp topuz yaptım, elimi yüzümü yıkadım ve temizliğe yardım ettim.
Akşam yavaş yavaş davetliler geldi ama biz yeni olduğumuz için mutfakta kalıp aşçıya yardım edecektik. Bi yolunu bulup birilerine anlatmalıydım ama daha mutfaktan bile çıkamıyordum hem çıksam kime anlatacaktım. Artık çok yorulmuştum ,tüm gün temizlik yapıp mutfakta çalışmıştım. Ben düşüncelere dalmışken mutfaktaki aşçı içecek tarifi için Vara dan kuyuya gidip bir kova su getirmesini istedi bu kaçmak için bir fırsattı…Vara ya ben getiririm dedim. Aşçı kuyunun yerini tarif etti bahçenin sonuna kadar dümdüz yürümeliydim. Ama benim aklımda kaçıp davete gitmek vardı ,balo salonunda çalışanlara karışabilir birini bulabilirdim ama kuyu çok uzakta kalıyordu balo salonuna. Bahçeye çıktım biraz yürüdükten sonra kuyuyu bulup su çıkarttım, çok da uzak değilmiş aslında. Kovayı mutfağın giriş kapısının kenarına bırakacak ve döner dönmez kovayla içeri girecektim gecikirsem de kuyuyu bulamadım diyecektim.
Kovayı kapının kenarında gözükmeyecek bir yere bıraktıktan sonra büyük salona girmek için dışarıdan bir yer aramaya karar verdim. Tüm bahçeyi dolaşsam da giriş yolu bulamamıştım. Tam mutfağa dönecekken arkamdan bir ses geldi.
Ne yapıyorsun burada arkamı döndüğümde genç bir adam bana bakıyordu .Ben su getirmeye gidiyordum dedim. Bana bunu sen mi kırdın? Diye sordu sinirle. Eline yerden garip bir cihaz aldı ama kırılmıştı. Ha hayır ben ben kırmadım ye yeni geldim zaten dedim kekeleyerek. Genç adam üzüldüğünü belli ederek ama sinirli bir ses tonuyla ;ben bu icadım için yıllarca uğraştım, bu benim tek kaçış şansımdı dedi. Bu kadar önemli bir şeyse neden buradaydı dedim kendimi tutamayarak .O an bir köle olduğumu ve haklarımın olmadığını hatırlamıştım ama ağzımdan bir kere çıkmıştı. Adam beklediğimin aksine kızmadı, insanlardan saklamak için buraya koymuştum zaman makinesi icat etmeye çalışıyordum dedi. Zamanda yolculuk edilebileceğine inanıyor musunuz diye sordum .Evet şeklinde başını salladı.
Aradığım kişi karşıma çıkmıştı .Ve size bir şey anlatmalıyım diyerek gitmek üzere olan adamı durdurdum. Ve gelecekte bir dönemde yaşadığımı evime giderken bir ışık yüzünden kendimi burada başka bir bedende bulduğumu anlattım. Adam inanmıştı galiba düşünceliydi bu nasıl olabilir diye fısıldadığını duydum. Sadece bana yardım edin lütfen diyebildim. Tamam sana yardım ederim ama söylediklerinin gerçek olduğuna inandır beni dedi .
Ne söylesem inanırdı ki gelecekteki yönetimleri , teknolojik gelişmeleri anlattım. Adam bu kadar fazla yalan söyleyemezsin zaten ama düşünmeliyim ,gece yarısı bahçe kapısının önünde bekle seni ustamın yanına götürmeliyim, o benden daha bilgili dedi ve gitti .Sanırım bana yardım edebilecek birini bulmuştum. Hemen mutfağa gittim suyu bıraktım neyse ki çok az geç kalmıştım ama kaybolduğumu sandıklarından kızmadılar.
Gece bizi kalacağımız daracık odaya bıraktılar ve kapıyı üstümüze kilitlediler. Nasıl çıkacaktım buradan bunu hiç düşünmemiştim. İnsanların özgürlüklerini kısıtlamak ne kadar da yanlış bir şeydi. Keşke herkese özgürlüklerini geri verebilseydim ama şu an önemli bi sorunum daha vardı hemen buradan çıkmalıydım.
Herkes yorgunluktan çoktan uyumuştu .Pencere kilitliydi ama bu kilidi açabilirdim en azından kapı kilidinden daha küçük bir kilitti . Odada bulunan irice bi taşla kilidi kırdım ve pencereden çıktım . Adam bahçe kapısının önünde beni bekliyordu .Altın rengi saçları ay ışığıyla parıldıyordu .
Yanına vardığımda hemen gitmeliyiz bir köleyi dışarı çıkardığımı görürlerse çok kötü şeyler olabilir dedi. Ne olabilir ki? Öldürürler miydi yoksa, cezalandırılır mıydık diye düşünüyordum . Ama zaman kaybetmek istemediğimden, tamam hemen gidelim diyebildim. Tam kapıdan çıkarken arkamızdan kalın bir erkek sesi geldi . Nereye Kaçıyorsunuz SİZZ… Yakalanmıştık….
Yazımı günün yazısı seçen seçki ye zaman ayırıp okuyan tüm okurlara çok teşekkür ederim 🤍
YORUMLAR
Kafdağının ardında
Kafdağının ardında
Sanırım çok genç bir kalem ile muhatap oluyoruz, bu da bizi haliyle memnun etti.
Güzel bir yazıyı güzel kılan yanı şüphesiz ki anlatılmak istenen ile anlatılanın birbirini tamamlamasıdır. Kurgu mükemmel, değerli yazarımızın düşündükleri yazıya olduğu gibi yansımıştır. Anlatım dili yalın, sıkılmadan okudum ve bizi merakta bıraktı.. kurtuluş planı?...
Benzetmeler ve betimlemelere az da olsa yer vermek yazıyı değerli kılar, içerik kadar şekil çok önemli, paragraflar mesela... Diğer yazılarınıza da göz attım, güzel bir ışık gördüm, sanırım değerli kalemden daha çok öykü okuyacağız.
Saygılarımla Efendim.
Kafdağının ardında
genç bir kalemde ...hayal gücününün sınır tanınmadığını okudum...harikasınız
Kutlarım bende diğer yorum yazan arkadaşlar gibi yazılarınızı takipteyim...sevgilerimle
Kafdağının ardında
Ben bu kalemi daha önce hiç okumamıştım, gidip diğer yazılarınızı da okudum. Pek sevdim.
Bizde bir garip zamanda yaşıyoruz, nereye ışınlansak acaba :)
Devamını merak ediyorum, sevgiler.