- 470 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
RÜYA
Gece oldu. Herkes yatıyor. Bir ben ayaktayım. Ayakta derken masa başında çalışıyorum. İkinci katta balkondayım. Tavan lambası yanıyor. Sinekler böcekler hem lambanın, hem de benim etrafıma üşüşüyorlar. Aslında onlar ışığın meftunudurlar. Benden de alacakları var elbet. Kanımdan emmek istiyorlar. Biraz da onları kovalamakla meşgulüm. Çalışmam çok verimli olmuyor. Bıkkınlık geldi. Bıraktım.
Yoldan gelen geçen arabalar var. Gecenin sessizliğini bozuyorlar. Cırcır böcekleri her zamanki gibi konserlerine devam ediyorlar. Onların sesleri araba sesleri gibi tırmalayıcı değiller.
Canım kahve çekti. Geceye bir Türk kahvesi iyi gider. Kızım kalkıp geldi. Bir köpüklü kahve yapmasını istedim. İçtik güzelce. Zaman bir hayli ilerledi. Yatma zamanı geldi. Kahve uykumu kaçırmaz. Bazılarının kaçırıyor. Zihin yorgun, vücut bitkin olunca, hiçbir şey kâr etmiyor. Yerimden kalkıyorum. Her şey arkamda kaldı, unuttum. Şimdi sadece uykuya odaklandım. Yastığım uzaktan uzağa bana göz kırpıyor. Meftun oluyorum. Bu uykumu daha da tatlı hale getiriyor. Başımı yastığa koyar koymaz uykuya dalmak âdetimdendir.
Çok sık rüya görmem. Belki de her gün görüyorum ama hatırlamıyorum. Hatırladığım bazı rüyaların çoğu yarım yamalak. Net görülen sahih rüyaları da sırrı bozulmasın diye kimseye anlatmamak, zamanın tabir etmesini beklemek lazım.
Sahih rüyalar; Allah’tan bir müjdedir. Şeytani rüyaların şerrinden de Allah’a sığınmak lazım. En sadık rüyalar, seher vakitlerinde görülen rüyalardır. Hatırımda kalacak sahih rüyaları görmeyi elbette ben de çok istiyorum. Ama bu aynı zamanda nasip işi olsa gerek.
Yastığıma erişene kadar, ayaküstü, kaşla göz arası rüya hakkında zihnimden bunlar geçti. Herkese tatlı rüyalar…