- 284 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MEVLANA VE ÇAĞIMIZ
MEVLANA VE ÇAĞIMIZ
Bugün çağımız en çok ona muhtaç. İslam’ın bu denli yozlaştırıldığı bir çağda hakikatin duru ve saf çeşmesi olan Mevlana’ya muhtacız. Bu küfür karanlığına batmış çağda İslam’ın aydınlığını fark edebilmek için onun kılavuzluğuna ihtiyacımız var.
Bahaeddin Veledin, Şems-i Tebrizlerin, Burhaneddin Muhakkik Tirmizilerin en büyük eseri bu büyük insan ruh hastalıklarından bunalan insanlığın doktoru olmaya hak etmiştir.
Harzemşah’a Sultanı Celaleddin Harzemşah’ın fitneciler yüzünden rahatsız olduğu bu Manevi iklimler sultanı Sultan’ul- Ulemayı ‘bir beldede iki sultan olmaz’ diyerek kentin anahtarlarını ona sunması üzerine Merve’den ayrılmaya karar veren büyük insan kıymetinin bilinmediğini, kendisinden rahatsız olunduğunu hissettiği yerde durmak istememiş, Anadolu’ya göç etmiştir.
Bu göçüş Anadolu’nun Müslümanlaştırılmasında en büyük etkenlerden biri olmuştur. İslam’ın uzak Asya’dan küçük Asya’ya gelmesi, orada güçlü temel kurarak yerleşmesi, oradan dünyayı aydınlatması, ortaçağın kapanıpyeniçağın açılması bu hakikat önderlerinin büyük gayretleriyle olmuştur. Yunus Emrelerin, sarı Saltukların, Mevlanaların, Hacı Bayramların, Hacı Bektaş-ı Velilerin aydınlattığı büyük dünyadır bu. Mevlana Muhammed Celaleddin ’in Mesnevi-Manevisi, Divan-ı Kebir’i, Mecalis-i Seba’sıyla önce İslam alemini, sonra tüm dünyayı asırlarca aydınlatacak, örnek yaşantısı ve kişiliğiyle insanlığa yaşama sevinç ve aşkı aşılayacaktır.
Şems-i Tebriz’inin onunla karşılaşması ve onu imtihan etmesiyle büyük buluşma başlamış, babası Burhaneddin Veledin hamurunu yoğurduğu Büyük Veli KayseriliSeyyid Burhaneddin Muhakkik Tirmizi’nin pişirdiği büyük insan Şems ile kanatlanmış, mavera denizinde aşkla yol almış, o büyük peygamberin mesajını ötelere taşımıştır.
‘Men bende-i Kur’anem eğer can darem’ ’Ben bu can bedende durdukça Kur’an’ın kölesiyim’ diyen Büyük Veli onu Peygamberiyle karşı karşıya getirmeye çalışacak eblehlere karşı kim ger ki naklest biğayri min ‘’ benden bundan başka bir söz, ona aykırı bir kelam naklederse ‘’bizarem ez-u vezan suhan- i bizarım’’ rahatsızım o sözden de onu nakleden de’ diyerek kerametini göstermiş, yüzyıllar öncesinden ona gerekli cevabı vermiştir.
Haktan aldığını hakka vermiştir bu gönül adamı. Halkla sıkı bir irtibata geçmiş, dünyayla ötelerin bağlarını kuvvetlendirmiştir. Bugün materyalizmin körelttiği inançları yenilemeye onun diriltici soluğu gerek. Bunun için ona muhtacız. Onun için onu baş tacı ediyoruz ve temekte de devam edeceğiz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.