Aşk cennetin dilinden bize kalan yegane hatıradır. -- bulor
Aliustaoğlu
Aliustaoğlu
@aliustaoglu

Sıyrat

21 Temmuz 2021 Çarşamba
Yorum

Sıyrat

1

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

926

Okunma

Sıyrat

Sıyrat

Türkiye’de çok sayıda ’Avşar Köyü’ olup onlardan birisi Denizli sınırlarında yer alan bizim köyümüzdür.Kısa birkaç anekdot aktarmak istedim. Çocukluğumuzda duyardık "Avşar’a varma, akşama kalma" derlerdi. Bu sözün arkaplanında şu hadise vardı :Hemen hemen bütün düğünlerde içkiyi fazla kaçıran gençler yanlışlıkla birbirini bıçaklıyor,zarar veriyordu. Jandarma olayları frenlemek amacıyla bir dönem düğünleri yasaklamıştı. Muhtemel ki jandarmayı bıktırdıklarından dolayı 80 Askeri Darbesi günlerinde komutan, köyde kimliği yanında olmayanları milletin içinde sopayla dövmüş. Bu meydan dayağını unutmayanlardan bir kısmı emekli olduğu sırada izini bulmuşlar ve komutanı Antep’te döverek ödeşmişler. Ben anlatanların yalancısıyım.

Bu köy çevrede bağları üzümleriyle meşhurdur. 60’lı yıllarda Et ve balık Kurumu Genel Müdürlüğü yapmış babamın arkadaşı bir akrabamız vardı. Köylülerimizden onun tavassutuyla bir işe girmiş birçok kişi tanırım. Ben henüz ortaokula gidiyorken babama dönerek şöyle demişti : "Bu çocuğa bizim kurumda işe alalım. Mesela bekçilik falan yapar." Babam "Ne dersin?" deyince "Ben okuycam" dedim. Fahri Abi " Okumak zordur. Ama profesör olma gibi hedefin varsa değer. Okuyup ne olmak istiyorsun?"" diye sordu.. " Öğretmen" dedim, oldum da. Başka bir şey bilmiyorduk ki. (Keşke profesör deseymişim)

Belki 40 yıl öncesinde hızlanan köyden şehre göç dalgası buralarda da etkisini gösterdi. Örnek olarak Denizli’nin Deliktaş Mahallesi sakinlerinin ekserisi köyümüzden göç edenlerdir. Eskiden siyasetçilerin bazısı kırsal nüfusumuzun yoğunluğunu seçmen tercihlerini olumsuz etkileyen bir faktör olarak bahsederlerdi. Şimdi ise ellerinden gelse şehre göç edenleri zorla geri gönderecekler. Şehirlerin nüfusları arttıkça buna paralel sorunlarının da katlandığını gördük. En önemlisi kendimize yetebilen bir tarım ülkesi değiliz artık. Tarlaları az olanlar köyde ne yapacaktı? Asgari ücrete razı olup şehirli oldular. Köylerde ilkokullar kapandı.

Kuşkusuz örf ve geleneklerimizin devam ettirilmesi yeni kuşaklara kültürümüzün aktarılması anlamına gelir. (Dini) bayramların ikinci günü bizim köylülerin bayramlaşma günüdür. Özellikle bir yere göç etmişlerle yerli kalanlar bayram vesilesiyle buluşup sohbet eder, hal hatır sorarlar. Buna "Sıyrat" denir. Herkes yiyecek bir şeyler getirir ve okulun bahçesinde yer sofraları kurulur. Kurbanda kesilen küçük baş kurbanlıların özellikle boyun kısmı haşlanmış halde sofralarda yerini alır. Köylülerimiz geleneklerine bağlıdır. Örf ve geleneklerimizin yaşatılması hususunda PAÜ Edebiyat Fakültesi’nde Profesör sayın Turgut Tok’un gayretli çalışmaları her türlü övgüyü hak etmiştir. Pandemi öncesi yıl dönümünde dördüncüsü kutlanan " Kazıkbeli Savaşı Anma Programı" bunlardan biridir.

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sıyrat Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sıyrat yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sıyrat yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
mavitükenmez
mavitükenmez, @mavitukenmez
21.7.2021 02:34:30
Geçmişi unutmamak geleceğe taşımak bu ananeleri yaşatmak çok önemlidir. Çünkü benliğimiz ve milletimizin ruhu, kişiliğimizi kim olduğumuz bu örf adet ve gelenekler ile olur. İlk kez duyduğum SIYRAT ta gerçekten çok güzel ve yaşatılması gereken bir gelenekmiş.

Sayın hocam, Yazı ve aktarılan anektodlar güzeldi

Tebrik ve takdir ediyorum
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.