- 343 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KURTULUŞ SAVAŞI'NI TELGRAFLA KAZANDIK
’’Bu hamiyetli ve cesur, Manastırlı Hamdi efendi olmasaydı, İstanbul felaketinden kim bilir haber almak için ne kadar intizarlar içinde kalacaktık. İstanbul’da bulunan nazır, mebus, kumandan teşkilatımız mensupları içinden bir zatın çıkıp vaktiyle bize haber vermeyi düşünememiş olduğu anlaşılıyor.’’ Mustafa Kemal bu kişileri’’ bir ucu Ankara’da bulunan telin İstanbul’da bulunan ucuna yanaşamayacak kadar şaşkın’’ diye niteler.
Mustafa Kemal, Nutuk’ta bu sözlerle söz ettiği Manastırlı Hamdi Efendi’ye teşekkür eder: ’’Kendisine borçlu olduğum teşekkürü burada alenen ifade etmeyi milli ve vatani vazifelerimden addederim.’’
Mustafa Kemal’in Nutuk’ta kendisine teşekkür etmeyi bir borç bildiği Manastırlı Hamdi, İstanbul’un işgalini bildirecek başka bir makam kalmadığı için, Ankara’ya doğrudan Mustafa Kemal’e bildirmişti.
920’nin 16 Martı,
öğleden evvel
saat onda
makina başında şöyle bir telgraf aldı Ankara’daki
’’Der aliye 16/31/1920
İngilizler bastı bu sabah
Şehzadebaşı’ndaki Muzika karakolunu
Müsademe edildi
İşgal altına alıyorlar İstanbul’u şimdi
Berayı malumat arz olunur
Manastırlı Hamdi
920’nin 16 Martı
’’Paşa hazretleri
Harbiye telgrafhanesini de işgal etti İngiliz bahriye askeri
Tophaneyi de işgal ediyorlar bir taraftan
bir taraftan da zırhlılardan asker ihraç olunuyor
Vaziyet vehamet kesbediyor efendim.
Paşa hazretleri
Emri devletlerine muntazırım
16 Mart 1620
Hamdi.’’
Nazım Hikmetin bu dizelerle anlattığı İstanbul’un işgal edildiği haberi Ankara’ya ulaştığında, derhal protesto edildi. Yabancı devlet temsilcilerine gönderdiği bildiri de Mustafa Kemal, ’’işgalin hürriyet, milliyet
vatan duyguları ve bu ilkeleri oluşturan insanlığın vicdanına yönelik bir saldırı’’ olduğunu belirtti. Halka yayınladığı bildiri de ise, İstanbul’un işgalinden son derece doğal ve haklı sonucu çıkardı: ’’Bugün Türk milleti, medeni kabiliyetinin, hayat ve istikbal hakkının ve bütün istikbalinin müdafasına davet edildi.
Manastırlı Hamdi’nin büyük bir cesaret ve yurtseverlik duygusuyla dakika dakika haber verdiği işgal, emperyalistler için bir son, Türkiye için yeni bir başlangıç oldu. Aradan bir ay bile geçmemişti ki, Mustafa Kemal önderliğinde bir araya gelen direniş güçleri, bağımsız bir meclis ve bağımsız bir hükümet ve bağımsız bir ordu kurdular..
Telgraf savaşı İstanbul’un işgal altında olduğu koşullarda ve kurtuluş savaşı sırasında da sürdü elbet. Düşmandan haber alındı Ankara’ya bildirildi. Bütün direniş mücadelesi içinde sürdürülen telgraf haberleşmesi adeta savaşın bir başka cephede sürdürülmesiydi.
Sadece Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçmesinden meclisin açılışıyla bağımsızlık savaşını yürütecek bir Ankara Hükümeti’nin oluşturulmasına kadar geçen 9 aylık sürede binlerce telgraf çekildi. ’’Kurtuluş Savaşı bir yerde telgraflar savaşıdır’’ sözü, Mustafa Kemal’n ’’muhaberesiz muharebe olmaz’sözü de ordan kaldı.
Manastırlı Hamdi mi?Salt, İstanbul’un işgalini Ankara’ya bildirmekle kalmadı. Daha sonra Ankara’ya geçerek Kurtuluş Savaşı karargahının telgraf memurluğu görevini üstlendi.