- 295 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kuzey Rüzgarları Öldüğümü Fısıldayacak Kulağına Bölüm- 2
Kuzey Rüzgarları Öldüğümü Fısıldayacak Kulağına
Bölüm- 2
Akşam paydostan sonra, tam takım Asayişin
minibüsüne doluştuk. Yola çıkmadan önce, son defa arkama dönüp, arkadaşlarıma sordum,
‘’ Arkadaşlar tamam mıyız? Eksiğimiz var mı?’’
Serra, kolunu kaldırarak,
‘’ Amirim, Eda’yı aramızda göremiyorum.’’
‘’ 10 dakika daha bekleyelim, gelirse gelir, gelmezse pazartesi günü hesabını verir.’’ Hayal,
‘’ Eda, bugün izinliydi Amirim.’’
Minibüs hareket ettiği anda Hayal,
‘’ Amirim, şu karşıdan gelen Eda, değil mi?’’
‘’ Eda, olmasına Eda’da, ne olmuş bu kıza böyle? Beni bekleyin Eda ile konuşayım.’’
Minibüsten inen Büşra, hızlı adımlarla Eda’nın yanına gitti.
‘’ Eda, bu halin ne kızım? Yoksa hasta mısın?’’
‘’ Amirim, özür dilerim. Elimde olmayan sebeple geç kaldım. Babam, dün gece kalp krizi geçirdi. Bu saate kadar babamın başındaydım. Zor bir gece geçirdim.’’
‘’ Beni niye haberdar etmedin Eda?’’
‘’ Haber vermek mi? Aklımın ucundan bile geçmedi Amirim. Allah’a şükür zorlu geceyi atlattı, şimdi daha iyi.’’
‘’ Sen gelme aklın babanda kalacak.’’
‘’ Hastaneden ayrıldığımda babam gayet iyi idi. Abimle yengem başındalar. Yani gözüm arkada kalmayacak.’’
‘’ Sen arabaya bin, ben yine de Sedat Amirle konuşup geçmiş olsun diyeyim.’’
Eda, arabaya binmek için yanından ayrılınca, Hemen Sedat Amiri aradı ama telefonu açan Eda’nın abisi oldu. Uzun bir kon
uşma yaptıktan sonra, Sedat Amirin sesini duymak istedi.
‘’ Amirim geçmiş olsun, şimdi Eda’dan duydum çok üzüldüm. Eda, iyi olduğunu söyledi.’’
‘’ Merak etme iyiyim Büşra. Geldi geçti işte, olacağı varmış.’’
‘’ Pazartesi günü yanındayım Amirim, sizi gözlerimle görmeden ikna olamam.’’
‘’ Sen beni bir kenara bırak, Eda’ya sahip çık. Senden başka bir şey istemem. Size iyi eğlenceler:’’
‘’ Merak etmeyin Amirim, gözüm daima üzerinde olacak. Kendinizi yormayın, bir kere daha geçmiş olsun.’’
Telefonu kapattıktan sonra yerime geçerek oturdum.’’
‘’ Babanın sesi çok iyi geliyordu. Merak etme Sedat Amir eski toprak, ona bir şey olmaz Eda. Şoför bas gaza hedef çiftlik.’’ Ruşen,
‘’ Emredersin patron.’’
****
ÇİFTLİKTE
Rüstem Ağa, bizi çiftliğin girişinde karşıladı. Hemen arabadan inip yanına gittim, konuşmama fırsat bırakmadan,
‘’ Hoş geldiniz Hanımım. Gözüm yollarda kaldı.’’
‘’ Hoş bulduk, ama bu gidişle seninle külahları değişeceğiz. Ben sana ne dedim? Hanımım yok, Abla var. İnşallah beni arkadaşlarıma karşı mahcup etmezsin?’’
‘’ Bende sizle o konuyu konuşacağım. Merak etme Abla seni arkadaşlarına karşı utandırmayacağım. Size danışmadan bazı işler yaptım. İnşallah hoşunuza gider.’’
‘’ Neler yaptın, merak ettim doğrusu?’’
‘’ En son çiftliğe 6 ay önce uğramıştınız. Bana verdiğiniz maaş ise çok fazla. Öncelikle Leo Babanın evini toparladım.’’
‘’ Toparladım derken?’’
‘’ Ev neredeyse harabeye dönmüştü. Arkadaşlarla, evi bir güzel elden geçirdik. İlaveten, 4 tane birer odalık banyosu tuvaleti olan evler kondurduk, olurda misafir davet edersiniz diye. Umarım beğenirsiniz?’’
‘’ İyice merak ettim doğrusu?’’
‘’ Daha bitmedi, biliyorsunuz burada su büyük problem. Bir şekilde onu da hallettik. Unutmadan ilave edeyim, Leo Baba ile Aso’nun mezarlarına el atarak, bir düzenleme yaptık. Yokuşu tırmandık mı zaten kendi gözlerinle göreceksin. Fikrini o zaman söylersin?’’
Ben, Rüstem Ağayla konuşurken arkadaşlarda arabadan inmişti.
‘’ Arkadaşlar, Rüstem Ağanın peşine takılıyoruz, yürüyün.’’
Yokuşu çıkmamız uzun sürmedi. Gördüklerim karşısında, nefesim kesildi, nutkum tutuldu. Rüstem Ağaya sarıldım,
‘’ Sen nasıl bir adamsın be Rüstem Ağa. Bana dünyaları bağışladın. Hemen bu gece yaptığın harcamaların bir hesabını çıkaracaksın.’’
‘’ Ben size Aso’nun mirasıyım, paranın lafımı olur?’’
Koşarak annemin yanına gittim.
‘’ Anne, görüyor musun, burası cennetten bir parça olmuş. Kıymet, kızım şimdi belki bir şey anlamıyorsun ama bu miras, Leo Babamdan bana kaldı. Bir gün bendende sana kalacak. Rüstem Ağa,
‘’ Abla, bir şey daha var?’’
‘’ Bir sürpriz daha çıkartırsan şapkandan, bunu kaldıramam.’’
‘’ Şimdi siz tatile geldiniz ya, rahat hareket etmek istersiniz. Bende düşündüm ve giymeniz için 20 tane şalvar getirttim.’’
‘’ Ne getirttin?’’
‘’ Şalvar.’’
‘’ Arkadaşlar yürümeye devam ediyoruz.’’
Güle oynaya yürüyerek 10 dakika sonra Leo Babamın evinin önündeydik. Ruşen’e,
‘’ Biraz daha bizle takılabilirsin Ruşen.’’
‘’ Bende öyle düşündüm Büşra, buradan eve gider yarın sabahta minibüsü Asayişe teslim ederim.’’
****
Rüstem’in, benim için ne kadar değerli olduğunu
bu gece anladım. Yatacağımız yatakları bile düşünmüştü.
Şalvarları ayağımıza geçirip, evin önünü güzelce temizledik. Neşe içinde geçen akşam yemeğinden sonra gece yarısına kadar, çocuklar gibi koşuşturduk. Kıymet’imin hiç bu kadar üstünü başını kirlettiğini görmemiştim. Tavukların peşinde koşmaktan helak oldu yavrum. Geceyi banyo ile kapattı. Geç vakit pestilimiz çıkmış bir halde, yataklara serildik.
Hepimiz sabah erkenden ayaktaydık. Kahvaltımızı yaptıktan sonra, Heval’in liderliğinde, yürüyüşe çıkmaya hazırlandılar.
‘’ Heval, kızlarıma sahip çık, yoksa karışmam.’’
‘’ Sen kendine mukayyet ol haspam. Hadi kızlar yola çıkıyoruz.’’
Kızlar gidince, kalanlara ufak tefek işler verdim. Sıra Leo, babamı ziyaret etmeye geldi. Mezarının yanı başına oturdum ve içimden gelenleri anlatmaya başladım. ‘’ Ben geldim baba, kızın Büşra. Seni çok özledim. Ne olurdu yanı başımda otursaydın seninle dertleşseydim.
Kızın büyüdü baba ama seni hiç affetmeyeceğim. Benim gerçek adımı bildiğin halde, ne işle uğraştığımı bildiğin halde, bir gün dahi yüzüme vurmadın. Ben bu yükü asla taşıyamazdım. Kızım Kıymet’i sana getirdim. Belki torununu göremiyorsun ama mutlaka hissediyorsun.’’ Ağladığımı Hansa’nın bana seslenmesi ile fark ettim.
‘’ Yeter ağladığın Büşra. Leo baba seni böyle görseydi mutlaka azarlardı.’’
‘’ Haklısın arkadaşım, gözyaşlarımı siliyorum. Bir daha ağlamak yok.’’
‘’ Şu çapanın birini al, toprağı çapalayalım çok kuru kalmış. Birazda su vermemiz lazım.’’
Bu sırada Cansın yanımıza koşarak geldi,
‘’ Abla evin arkasında, çok güzel suyu tertemiz bir havuz var. Havuza girebilir miyim?’’
‘’ Heval, gel şu havuzu birde biz görelim.’’
Hakikaten suyu tertemiz bir havuzdu.
‘’ Abla ne olur izin ver biraz yüzeyim.’’
‘’ Kızım mayonu getirdin mi ki havuza gireceksin?’’
‘’ Bak nasıl gireceğim.’’
Bir anda soyunmaya başladı. Üzerinde sadece külotu kaldı. Çivileme havuza atladı. Biz Cansının haline kahkaha ile gülmeye başladık. Heval,
‘’ Asayişte sadece biz deli değilmişiz. Bizden daha delileri varmış.’’
Suyun içinden başını çıkartan Cansun,
‘’ Kimden ne saklayacağım abla bende olan sizde de var.’’
Biraz sonra Cansını gören kızlar, üzerlerindekini fora ederek havuzu girdiler. Heval,
‘’ Sen gerçekten cennetliksin Büşra. Bu kızları öyle mutlu ettin ki, yıllarca unutamayacaklar. Bizde havuza girelim mi?’’
‘’ Girelim tabii, neden olmasın?’’
Gece yatmadan önce, Büşra bütün arkadaşlarını bir araya toplayarak,
‘’ Millet şimdi beni dinleyin yarın sabah saat 10 da hepinizi bir arada olmanızı istiyorum. Birazda ders yapacağız. Haberiniz olsun. Bu arada sabah 08 de herkes ayakta olacak.’’ Kıymet,
‘’ Anne bende kalkacak mıyım?’’
‘’ Bilmem düşüneyim biraz. Ama benim kızım olduğun için sana torpil geçebilirim. Sen istediğin saatte kalkabilirsin.’’
‘’ Yaşasın duydun mu babaanne? Bana uyumak serbest. Babaannemde yatabilir mi anne?’’
‘’ Düşüneyim, haydi senin hatırın için babaannene de izin verdim.’’
‘’ Oleyyy yaşasın. Babaannem de uyuyacak.’’
****
Sabah saat 10 da bütün kızlar karşımda konuşmamı bekliyorlardı. ‘’ Gördüğünüz gibi buraya 5 ayrı suçlu tipi yazdım. 1. Doğuştan suçlu, bunu kim açıklayacak?’’
İlk olarak Hayal elini kaldırdı. ‘’ Konuş Hayal, seni dinliyoruz.’’
‘’ Bana göre doğuştan suçlu diye bir şey olamaz. Doğan her canlı masumdur. Zaman ve şartlar, bu masumiyeti yok eder.’’
‘’ İkinci madde deli suçlu. Evet, eller havaya kalksın. Sen konuş Cansu.’’
‘’ Deli suçlu, bu bir nebze kabul edilebilir. Adı üzerinde delidir. Eğer deliliği kanıtlanırsa, yaptıklarından sorumlu değildir. Sonuç olarak gideceği yer akıl hastanesidir.’’
‘’ Üçüncü sorumuz, tutku veya tutkulu suçlu. Kim cevap verecek? Evet, Serra,’’
‘’ Tutku veya tutkulu suçlu, neye tutku ile bağlı olduğuna bağlıdır. Bu tür suçluları tehlikeli suçlu olarak kabul edebiliriz. He an suç işlemeye meyillidirler.’’
‘’ Dördüncü maddemiz, alışkanlık edinmiş suçlular. Evet, Aynınur,
‘’ Bu guruba giren insanlar, bir kere suç işledikten sonra, devamlı olarak suç işlemeye meyilli ve çok tehlikelidirler.’’
‘’ Son şıkkımız, nadiren suçlular. Seni dinliyoruz Leyla.’’
‘’ Bu tür insanlar, isteyerek veya istemeyerek bir suç işlemiş olabilirler. Veya işlenen bir suça da iştirak edebilirler. Cezalarını çektikten sonraki yaşamlarında suç işlemeden dürüst insan olarak yaşayabilirler.’’
‘’ Diğer arkadaşlarınıza sormuyorum. Alacağım cevaplar aşağı yukarı aynı olacaktır. Bugünkü kısa dersimiz bitmişti. Arka taraftaki havuz sizi bekliyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.