- 768 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
GÖBEKLİTEPE, MEZOPOTAMYA'NIN SESSİZLİK KULESİ
Göbeklitepe’de karşımıza çıkan yapıları bir tapınaktan ziyade Zerdüştlerin sessizlik kulelerine (Dakhma) benzetmek kanımca daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Birer minyatür nekropol alanı diyebileceğimiz bu dairesel yapılarda, erkeklerin bedenleri en dış halkada, kadınlar ikinci halkada ve çocuklar en iç halkada bulunuyordu. Sessizlik kuleleri adı verilen bu yapılar yüksek tepeler üzerine inşa ediliyordu. En eski Dakhmalarda cesetler akbaba, kartal, tilki, aslan, leopar, akrep, yılan vb. hayvanlara sunuluyordu. Bu hayvanlara Göbeklitepe’nin menhirlerinde (mezar taşı) rastlamak bizi şaşırtmamalıdır.
Göbeklitepe’de av hayvanlarına ait kemiklerin yanında dağınık halde insan kemikleri de bulunmuştur. Etrafa küçük parçacıklar halinde dağılan bu insan bakiyeleri aklımıza bu insanların yırtıcı hayvanlara sunuldukları düşüncesini getirmektedir. Göbeklitepe’de gördüğümüz ve dikilitaşları ayıran taş duvarlar sessizlik kulelerinden binlerce yıl önce benzeri bir mantıkla örülmüş olabilir.
Zerdüşt felsefesinde su, toprak ve ateş kutsal sayılıyordu. Cesetler bu hayvanlara yedirilmek suretiyle tabiat kötülüklerden korunuyor, habis bir yapıya bürünmesi engelleniyordu. İblis’in ölen insanın vücuduna yerleşerek güçlenmesini, havayı, toprağı, suyu kirletmesini önlemiş; aynı zamanda onları başka bir aleme yolcu etmiş oluyorlardı. Göbeklitepe’de temelleri atılan defin geleneğinin binlerce yıl sonra değişime uğrayarak Zerdüşt İnancının ve felsefesinin temellerini atmış olabileceği düşüncesi göz ardı edilmemelidir.
YORUMLAR
Beğeniyle okudum yazınızı. Farklı kültürlerde cenazelerin toprağa gömüldüğünü, yakıldığını biliyoruz. günümüzde hala Tibet'te budist rahipler ölüleri ellerindeki palalarla parçalara ayırarak sadece insan etiyle beslenen akbabalara ikram ediyorlar.