Gece Yazıları 1

• 18 Şubat 2021 Perşembe 03:28:05

Çin Doğu Türkistan’ı zapturapt altına almış Tanrı nerede?

İspanya’da gösteriler var Tanrı nerede?

İtalya’da Etha yanardağı faaliyete geçmiş Tanrı nerede?

Ülkemizde zamlar ardı ardına geliyor, Tanrı nerede?

Düşündüm taşındım ülkemin sorunu ne? Neden Anadolu’ya geldik?

Nedeni: Kuraklık, iklim değişikliği, iç çatışmalar, huzur aramaya geldik.

Bu esnada Araplar bizi Allah diye kandırdı, kulluk müeessiyle zihnilerimizi asırlardır felç etti, elimize bir kitap verdiler, adı: Kur’an... İstedikleri gibi yönettiler bizi. Önce askeri kabiliyetimizden yararlandılar Roma-Bizans’a karşı kullandılar, sonra camii ve cemevi ile sosyal yapımızın tam ortasında kendi atalarını ve tarihlerini , kurallarını, gelenek göreneklerini öğrettiler, Arapların kendi iç çatışmaları bizim kendi iç çatışmamız oldu.. Çıktı piyasaya iki-üç grup.. Sonra dediler biraz uyanıkları var bunların, İslamın yanına Türk ismini koyalım bir şekilde bağlayalım, sıkı sıkı da bağladılar...Bunları yaparken yine bizleri kullandılar... Nesiller nesiller boyunca bu şekilde ilahi kelamatullah diyerek bizleri her şekilde kullandılar, en uzak diyarlara kadar sefer yaptırdılar, sefer yaparken ganimet vaat ettiler, üzerine bir de cennet... Bizim de işimize geldi eski çağlarda... Önce sol ayağımızı mı sağ ayağımızı mı atacağımızdan, nasıl yıkanacağımıza, nasıl evleneceğimize, nasıl konuşacağımıza, yazacağımıza kadar zihinlerimizin en üst ve alt noktasına kadar bizleri, atalarımızı çağlar boyunca devşirdiler..

Anadolu nereden yönetilir, yakın bilinen tarihine baktığımızda Costantininiyyeden yani sonraki adıyla İstanbuldan, başka nereden yönetilir Firavunların ülkesi olan Mısır’dan, bir diğeri Acemlerin ülkesi olan ve onun da Araplar tarafından devşirilmesi sonucu İrandan.... Biraz biraz da bölgesel birliklerden Hititler Urartular vb...

Asırlar sonra 1. Dünya savaşında bu oyunu bu devşirilmeyi Atatürk bozdu.. Anadolu’yu Türk yönetecek dedi ve İstanbul’un, Kahirenin, Tahran’ın ve Mekke nin tam ortasına Ankara’yı dünyanın çivisi gibi çaktı... 2. Dünya savaşına Ankara girmese de sonraki nesilleri yine de kaptırdık, Avrupadan , Rusya’dan ABDden gelen fikirlerle, Arapların devşirdiği zihinleri bu sefer de Kapitalizm ve Komünizm ile devşirdiler, kaldık ortada dımdızlak yine...

Kimi dedi şöyle, kimi dedi böyle..

2. Dünya savaşı bitti, sonra ülkemizde Arap fikirleri ve kuralları sosyalitesi, siyaseti galip geldi, 1950 lere kadar Ankara’nın yaptığı tüm çağ atılımları; fikirde, işte, sosyal yaşamda, üretimde tüketimde, erkek kadın aile vb her konuda birer birer yıkıldı.

Son yetmiş yılın 39 yılında benim yaşadığım en büyük tecrübe Khk’lar ve Eyt’ ler oldu. Khk’lar ile yukarıda bahsettiğim kültürlerin yönetme ve zulüm uygulamaları bana yaşatıldı, Eyt’ ler ile de 20-25 yıllık bir çalışmadan sonra biraz rahata kavuşup, kendini özgür hisseden büyüklerimizin bu hakları elinden alındı, dediler ki çalışın 60-65 yaşınıza kadar, zaten sonra da nasılsa her canlı ölümü tadacaktır pamuğu tıkarız millete dediler..

Tüm dünyada da bir şekilde benzer hadiseler yaşandı bu konularda...

Geldik günümüze;

Dört genç bir araya geliyor intihar ediyor.

Kendi doktor eşi diyetisyen olan bir eş, önce eşini sonra da kendini vuruyor, cesetlerini kreşten gelen çocukları ile nenesi - yani anneleri buluyor.

Pkk’ nın kaçırdığı 13 vatandaşımız öldürülüyor, ailelerinin 5-6 yıllık nerede bizim evlatlarımız çığlıklarını yeni öğreniyoruz.. 5-6 yıldan beri adam gibi hiç bir gazete, haber bülteni veya devlet konuyu gündeme taşımıyor, hem aileler hem millet bir şok içinde kalıyor.

Şehit annelerinin konuşmasına izin verilmiyor bir de üstüne dava açılıyor, şehit kardeşleri terörist ilan ediliyor khk kalara ekleniyor..

Pandemi çıkıyor dünyada, siyasi partiler kalaba kalaba organizasyon yapıyor, zenginler mevsimine göre Uludağ gibi yerlerde parti veriyor, eğleniyor diğer taraftan sokağa çıkma yasakları konuluyor..işyeri açma yasakları geliyor..

İşverenler çıkarmak istedikleri işçi için kanunu dolaşıp bir yol bulup garip gurip maddelerle işçileri çıkarıyor..

... Konular bitmez de???

Teknoloji ile birlikte uzaktan uzağa eğitim, mal alım satımı, ticaret değişiyor, şehirleşmeyle tavuk kümesi gibi apartmanlara sığışan insanlar, inşaatla ve ihaleyle birlikte bolca tımar düzeni sitemler, bolca torpille işe alımlar, referans müessesi, diğer ülkelerin işçi ihtiyacı için Almanya başta olmak üzere yakın dönem göçler, diğer ülkelerde daha rahat, huzurlu ve insani bir yaşam için gençlerin beyin göçü... Yurdu terki diyar etmesi...

Yukarıda bahsettiğim şekilde edebiyatın ve yazın hayatının devşirilmesi sonucu bolca devşirme fikirler, inançlar ve ideolojiler gölgesinde şiirler ve yazılar, eski düzenden kurtulmak için yeni düşünce ve fikir akımları, görsel hafızaların hızla insanı ele geçirmesinden sonra hayatın değersizleşmesi ve sonucu olan dünyada intihar düşüncesinin alttan alta gençleri ele geçirmesi, kalabalık ailelerin çekirdek aileye dönüşmesi ve bireysellik, hukuk ve yasalarda eski çağlara özenme, teknolojik kolaylıklarla bilginin yaygınlaşması sonucu yeni çağ girdapları...

De hele azizim, bu çağda nasıl dirilir bu millet ? Çünkü görüyorum ki yoğun bakıma alınmış bir dönemin içindeyiz??

Yeni bir Atatürk lazım amma gittikçe daha da zorlaşıyor herşey..

Elbette cumhuriyet de öyle ahım şahım değil, bir çok kuralı kaidesi derleme toplama, lakin zamanında yapılabilecek en güzel yenilik...

Peki şimdi???

Vur beline kazmayı İnsaninin! Gece içinde karga karga söyle bana!

Kalk sahur hazırla, Regaip Kandilinde oruç tutmak sevaptır...

Tık tık ...
Kapı açık..
Nerden çıktın Cebrail efendi??
Hem kandilinizi kutlamaya geldim hem de...
Tık tık...
Ayağını mı sürüdün mübarek ?
Azazil sen nerden çıktın ??!
Ne bileyim ben, gönderdi işte??!

Buyurun şöyle, çay kahve sigara???
...
...

Deyin hele Zihni’mi okuyabiliyor musunuz??? Cebrail efendi ?

Eh işte ...

Azazil sen???
Eh ...

O zaman ???

Gidelim mi yani??

Kovmak gibi olmasın, üzerinize de alınmayın... Kelimelerimi de çirkişleştirmeyin.. Güle güle...

Ha unutmadan selam söyleyin bari...