Saydam Duvar 3
4 gençti onlar, 22 ve 25 yaşları arasında olan, Serkan, Muharrem, Neşet, ve Ümit.
Serkan: Soylu Kan, Başkan
Muharrem: Haram Kılınmış, Ay Takvimin İlk Ayı
Neşet: Meydana Gelme, Yetişme
Ümit: Umut.
Her birinin isimleri ne güzel değil mi? Umut yeşertip Neşet edecekler, Muharrem kılınıp, Serkan olacaklardı belki de.. Bu gençlerin yaşamasına izin vermeyen neydi? Her biri Y Kuşağının son demlerinden sayılır.
4 gençti onlar, intihar ettiler.
Haberlerde, olaydan önce video çekip ailelerine gönderdiklerinden bahsediyor, uyuşturucu kullandıklarından bir de? Uyuşturucu kullandıklarına inanasım gelmez ama bu tür haberlerde genelde ya uyuşturucu ya da psikoloji bozuk, sorunlu kişiler diye iliştirirler haberi verirken, belki de doğrudur bilemiyorum. Lakin inanmıyorum.
Ailelerinin, gençleri son görenlerin konuşmaları da var haber de. Bıraktıkları video da ise belki de kararlarını vermişler..
Videoda Selamün aleyküm, Allah’a emanet ol, Öbür Tarafta görüşüz..gibi ifadeler geçiyor.
Neydi bu gençleri intihara sürükleyen? Kimi aile yakınları da definecilerin öldürmüş olabileceğinden bahsediyor.
Silah; tek kırma köylerde çok bulunan bir silah, bağ evinde bulunan bir silah, gençlerden birinin yakınına ait..
Çok yazdım kuşak konularında,espiriye karışık ciddiyetle.. Y’lerin ve Z’lerin zihinlerini ki bu Y’ler ve Z’ler kaymak takımının Y ve Z kuşaklarından değil, olsalar da farketmez aslında. Bu kuşaklar çok yaşamadı, lakin inanın önceki kuşaklardan daha çok şey gördü.
Her zaman yapılan şudur; gençler değişti, terbiye kalmadı, şimdikilerin rahatı beyde paşada yok, bunlar da ne ki; hele ki; Z Kuşağı için kullanılan ifadeler ise; düşünen insanları çıldırtmaya yeter.
Çok hızlı bir değişim meydana geliyor zihinlerde. Uymuyor son 40-30-20 yıllar, önceki çağlardaki değişim dönemlerine. Çok farklı bir çağ bu çağ.
Bu kuşaklarlar neyin ne olduğunun farkında. Her türlü ideolojinin içindeki bencilliğin, çekememezliğin, mafyacılığın, din sosyolojisinin, sosyalistliğin,faşiştliğin, baskıcılığın, ülkede ve dünyadaki kurulan eski çağ düzeninin farkında...
Yenilenemedi zihinler, birbirine uymuyor hayaller, beklentiler, yaşamdaki gayeler.. Kırdan kente göç yönetilemediği gibi şimdi de şehirler yönetilemiyor..
Akademia tamamen işlevsiz hale gelmeye başladı, camiler-cemevleri-kiliseler doyurmuyor zihinleri, gelir adaletsizliği, torpil, rüşvet, adamına göre muamele, paralı askerlik, millet aç kalmasın sadece yaşayacak kadar bir ücret verelim özgürleşecekleri kadar değil sistemi...
Biliyor gençler; şehirlerde artık kurtarılmış siteler oluşmaya çoktan başladı, gelir adaletsizliğine, eski kuşak hukuksuzluklarına ,ideoloji ve dinlerine ve sistemlerine bir çare bulunamazsa maalesef belki de....
Hani derler ya, aklınızı başınıza alın....
Sıraya girmesin; sonraki SERKAN’LAR, MUHARREMLER, NEŞETLER VE ÜMİTLER..
Gençlerin kendilerini güvende hissedebilecekleri bir kurum ve ideoloji kalmamaya doğru gidiyor dünya. Ki ülkemiz zaten Y ve Z Kuşaklarını anlayamaz ise bir kırımla karşılaşacağız. Zihinsel Kırımla...Bu kırımı nasıl anlatayım bilemiyorum, ki zaten başladı.. Siz ister buna ekonomik sıkıntı deyin, ister iktidarların hak hukuk tanımamazlığı veya eski kuşaklara kuyruk olmuş Y’lerin basiretsizliği...
Senin oğlunu-kızını; trafikte cam silen, asgari ücrete köle gibi çalıştırılan, üniversite bitirmiş ama iş bulamayan, eski kuşak işverenlerin çalışan değil amele araması sonucu; sonra da laf çarptırmaları iş beğenmiyorlar diye ne farkı var...
Bu son kuşaklar; sizlerin kibrini, burnu havadalığını, çemkirmesini ve akıl vermesini çekmeye niyetli değil, anlayın...
7-8 yaşındaki yiğenimin dilinde, Çukur Dizisinde oynayan karakterler; yapmayın..
Geniş aile çok azaldı, artık çekirdek aile var, geniş ve çok arkadaşlıklar kalmadı, artık 3-5 kişilik hayaller ve güç birleştirmeleri var. Ne kadarsa ezilen yüzde 90 nüfusumuza tekabül eden insanların gücü işte..
Nfk bahsetti bundan; seversin sevmezsin; Bir kişiye dokuz pul, dokuz kişiye bir pul diye..
Nazım bahsetti bundan: Bir orman gibi kardeşce, bir ağaç gibi hür diye...
Faruk Nafiz; Mağara şiirinde bahsetti belki de..
Topçudan, şarkıcıdan siyasetçi seçmeyin, eski kuşak ideolojilerine ram olmuş zihinleri yönetimlere getirmeyin,din ile boğmayın insanları,
Bu çağın reçetesi Osmanlıcılık, Türkçülük, İslamcılık ve Batıcılık’da değil...
Dedeyle torunun, baba-anne ile evladının çocukluğunda oynadığı oyunlar, aynı oyunlar değilse, başka bir şey bulmak lazım..
Bugün 40 dakika falan odun kestim, kırdım, sonra ellerim nacağın sapını tutamayacak haldeydi. Sadece 40 dakika belki..
Geçenlerde 3-4 saat ev taşımasına yardım ettim, öğleden sonra ayak tabanlarımın üzerine basamadım.. Bu ki en dip yıpranmışlık ve hamlık olabilir.
Dün gece ihtimal Anadolu Lisesi 1 veya 2. sınıf edebiyat kitaplarına veya öğretmenlerinin hazırlayıp çıktılarını aldırdıkları çalışmalara baktım.. Ve birden şunu gördüm ve isyan ettim; 1000 lerce yıldır Arap Kültürünün kölesi yapılmış zihinlerimiz.
Nasıl anlatayım, Atatürk her konuda eleştiriliyor, medeni yasa isviçreden, ceza yasası almanyadan, idare yasası fransadan şu ordan bu ordan... Adam gibi adam görmüş ki bazı şeyleri bir reset çekmiş ne güzel.. Lakin o çağ da çok geride kaldı sayılır.. Lakin onun o zaman gördüğünü hala göremeyen milyonlar var... Eskinin örnekleri de bir çok bakımdan bu çağa uymuyor..
Ben de ne diyor, ne yazıyorsam..
Eski Kuşakların zihni uymuyor abi son kuşaklara, ne yaparsan yap... Umarım bir çıkış bulunur bu girdaptan..
UMUTLARIMIZ NEŞET EDER MUHARREMLERİMİZ SERKAN OLABİLİR Mİ YENİDEN, Bilemiyorum...
Sadece soruyorlar yine ne düşünüyorsun...
Kendi zararınıza bile olsa yalan söylemeyin.
Torpil yapmayın ve yapılmasını istemeyin, isim yazdırmayın sağa sola..
Sünnilik alevilik kemalistlik muhafazakarlık yapmayın.
Hırsızlık yapmayın.. Adam kayırmayın... Bal tuttum bu parmak benim yalamalıyım demeyin..
Konuşurken tükrük sıçratmayın, eski ideolojilerin lağımını kusmayın dinleyicelere ve hatta okurlara..
Çok mu acımasızım, lakin hak ediyorsunuz..
Umutlarımızı çalıyor, Neşetlerimizi karanlığa mahkum ediyor, Muharremleri kirletiyor, Serkanları köleleştirip kullaştırıyorsunuz da ondan..
Bu son kuşaklar bütün Tanrılarınıza, Allahlarınıza başkaldıracak... Çünkü onlar daha iyisine layık.. Başlarını ezberle doldurmayın yaşken, doldursanız da farketmez hepsi ayılacak.. Gençleri kullanmayın sokaklarda, fakirlerin eline kahramansın diyerek silah verip doldurmayın farklı görüşte olanlara karşı..
Bedelli askerliği mutlaka kaldırın... Yalan manşet atmayın...
Millet dizlerinin üzerine çökmüş, açlıktan nefesleri kokuyor, ayağa kalkacak enerjileri kalmamış diye düşünmeyin lütfen.. Hani derler ya; kendi çocuklarınıza, torunlarınıza ve geleceğinize sıkmayın topuktan, dizden, mideden...
Mahvettiniz gençleri de çağı da anlayın... Belki kurtarabiliriz el birlik... Lakin zor, başarır mıyız, neden olmasın...
Esen falan kalmayın,
Kimseye de emanet olmayın..
Umudun, Neşetin, Muharremin ve Serkan’ın hayalleriyle baş başa bırakıyorum sizleri....
YORUMLAR
Bilim, bir kaç on yüz bin yıl sonra kendisine inananları kalıntılarından tesbit ederek yeniden canlandıracakmış, haş'r edecekmiş. İnanmayanlar hış yani imha olsun diye çöp olarak kalcaklarmış.
Bilime karşı günah işlemeyin ey insanlar...
Tanrı bilinmeyi istemiş ya hani, bilimle bilinecek gizlendiği zaman, mekan ve insana göre münezzeh olduğu yerden, her şeyden akledenlerin aracılığıyla böylece çıkmış olacakmış.
Sabah yüzümü yıkarken "hayrola hayırdır inşallah"dedim kendi kendime. Sonrası mı... kısmet ve şükür, kim bilir bu kaçıncı nakarat oldu her yirmi yılda bir tekrarlanan.
Abi... selametle.
black_sky
Genç bedenler düşünce insan daha bir üzülüyor...yaşı başı yok ama insan düşünce zamansız üzülüyor işte...
Baktım üstat yorum yazmış dedim bir selam ve saygı bırakayım. Sonra yarın mesai uyumaya giderim dedim.
O zaman saygı ve selamlar olsun efendim.
Erlik Aldacı
Huzurla.